Vaaz için Okuma Bölümü 2.Tarihler
34-35
Bazen bazı gençlerin bir çok iyi insan gibi zor zamanlarda sorumluluk yüklenerek
çok büyük insanlık dersleri verdiğine
tanık oluruz. Bir küçük sakızın benzin
deposundaki yakıt kaçağını durdurması
gibi bazen bizlerin de topluma zarar verebilecek
olan bir çok konuda bazı delikleri kapayarak
hayatlar kurtarabileceğimiz kesindir.
Yoşiya’da belki kral olarak böyle şeyler yapabileceğini hissetmişti. Dedesinin
dönemi oldukça kötü bir dönemdi. Belki
İsrail’in en zalim krallarından biriydi.
Daha önceki konuya ilişkin vaazlardan
hatırladığımız gibi bu tarz İsrail kralları
Yoşiya’nın babası Amon dahil sürekli olarak
çevre inançların, putperestliğin İsrail
içinde yer edinmesine yol açmışlardı.
Yoşiya, sürekli kan kaybeden toplumunun hayatını kurtarmak için aslında adeta
deliği parmağı ile kapamış ve bu durumu
da 30 yıl sürdürmeyi başarabilmişti.
Rabbini aramaya başladığında henüz 16 yaşındaydı (2.Tarihler 34:3). 20 yaşına
geldiğinde halkını çok ciddi reformlarla
yok olmaya yüz tutmuş olmaktan kurtarmaya
çalışmıştı. Yoşiya “Rabbin gözünde doğru
olanı yapmış olsa da” (34:2) yinede Yeremya
ve Tsefanya’dan öğrendiğimiz kadarıyla
bu reformlar yeterince derinlere inmemişti.
Kötü günlerde de yaşasak, eğer Tanrı’nın
yüzünü arar ve Sözüne itaat edersek Tanrı’nın
aracılığımızla çok şeyler yapabileceğini
görebiliriz.
1. Yoşiya kötü günlerde yaşıyordu,
bizde kötü günlerde yaşıyoruz.
Eğer 2. Tarihler 34:3-7’yi ve aynı paralelde bulunan 2.Krallar 23:4-15,19-20’yi
okursanız Yoşiya’nın nelerle karşı karşıya
olduğu ve nelere karşı mücadele verdiğini
görmemiz mümkündür.
Kendi toplumu tek Allah’a iman ettiklerini söylüyorlardı. Ama buna karşın
her çeşit cinsel ahlaksızlığı, yalanı,
dolanı, hileyi, putperestliği, büyücülüğü,
başka milletlerin inançlarını uygulamaya
devam ediyorlardı. Hatta din adına çocuklarını
bile kurban ediyorlardı. Bütün bunları
bir de din adına, inandıkları inaçlar
adına yapıyorlardı. Tanrı’nın antlaşma
halkı olarak anılsalar da tam aksini yaşıyorlardı.
Bütün bunların bu hale dönüşmesinin başında Tanrı Sözünün kaybolmuş olması,
okunmaması hatta Yoşiya’nın bile Tanrı
Sözünü bulduktan sonra ifade ettiği gibi
hiç duymamış olmalarından kaynaklanıyordu
( 34:15-19).
Kahin ve Levililerin elindeki kopyaların Manasse döneminde mi Amon döneminde
mi ne zaman kaldırıldığını bilmiyoruz.
Burada önemli olan bir nokta vardır. Kutsal
Kitap ne zaman anlaşılmadan okunmaya ya
da hiç okunmadan bir din kalıbı içinde
yaşanmaya başlanırsa o zaman düşmüş insanın
bütün günahlarının su yüzüne çıktığını
görüyoruz.
Bugün dünyada kilisenin de içinde bulunduğu krizin en büyük nedeni Tanrı gerçeğinin
öğretilmemesi ve Tanrı merkezli bir inanç
ve ibadet yerine insan merkezli bir inanç
ve ibadet düzeninin kullanılmaya başlamasıdır.
Kilise kendini iyi hissetme merkezi değildir. Bir terapi merkezi hiç değildir.
Aksine insanın gerçek olarak kendi kimliğini
olduğu gibi görmesi gereken ve bunu da
Tanrı Sözünün ışığında, Kutsal Ruh’un
kendisine göstermesi gereken bir yerdir.
2. Yoşiya Rabbi aradı ve O’nun sözlerine
itaat etti bizde böyle yapabiliriz.
A. Yoşiya Tanrı’yı aramaya başladı
(34:3)
Burada aslında öğreneceğimiz iki ders bulunmaktadır:
1.Rabbi, mümkün olduğunca yaşamımızın erken dönemlerinde aramamız gerekmektedir.
Yoşiya bunu yapmaya başladığında 16 yaşındaydı.
Tanrısal bir aileden gelmiyordu. Oldukça
kötü günler ve örnekler görmüştü. Fakat
her şeye rağmen Rabbi çok gençken aramaya
başladı ve döndü.
Oysa günümüz gençliği bir çok şeyi yalnızca isyanla halledeceğini düşünmektedir.
Aslında buna olgun insanlar, okumuş insanlarda
dahildir. Çok kötü bir aile ortamından
gelebilirsiniz, çok kötü bir yaşamda sürdürmüş
olabilirsiniz. Ama hiç tam anlamıyla gerçekten
Kutsal Kitabın Tanrı’sına ve O’nun kelamının
söylediklerine Kutsal Ruh’un o muhteşem
rehberliğinde tam olarak, ama tamı tamamına
tam olarak itaat etmeyi hatta bunu bir
gün olsun yapabilmeyi denediniz mi? Eğer
bunu sürekli yapabiliyorsanız. Yalnız
Pazar günü Hıristiyanı olmuyorsanız. Gününüzün
yirmi dört saatini Yaratıcınıza, O’nun
kurtarıcı olarak gönderdiği Mesih’ine
ve Kutsal Ruh’un önderliğine veriyorsanız,
inanın siz ve aracılığınızla aileniz,
toplumunuz kısacası çevreniz tamamen Tanrısal
anlamda değişecektir. Ve Tanrı’nın arzuladığı
bir kişi olacak ve çevreye sahip olacaksınız.
2.Rabbi aramaya devam edin.
Rabbi aramak bir dönemlik ya da belli bir sürelik bir iş değildir. Bütün bir
yaşamı kapsayan bir süreçtir. Bazı çöl
dönemlerinden geçebilirsiniz hatta aynı
zamanda dünya ve problemleri sizi kendine
çekebilir. Hatta belki bir işe yaramadığını
düşüncesine kapılıp Kutsal Kitabınızı
bir kenara fırlatmaya kalkabilirsiniz. Yoşiya’nın yaptığı gibi günlük mücadelemiz içinde
ve İncil’in dediği gibi “düşüncemizin
yenilenmesiyle değişerek” devam etmemiz
gerekmektedir.
B. Yoşiya Tanrı Sözünü dinledi (34:2)
2. ayete baktığımızda Tanrı gözünde iyi olanı yaptığını görüyoruz. Tanrı’nın
gözünde iyi olanı yapmakla insanın gözünde
iyi olanı yapmak arasında büyük fark vardır.
Öyle değil mi? Tabi ki öyle. Tanrı’nın
gözünde iyi olanı yapmak O’nun sözüne
göre davranmak, yaşamakla söz konusudur.
Dünyada bir çok dini sistemler, din adamları hep Tanrı’nın Kitabını halktan
uzak tutmaya çalışmışlardı. Ne yazık ki,
bu bugün de böyledir. Oysa burada Kutsal
Kitabın ilk beş kitabı olan Tevrat’ın
her tür baskı ve zulme karşı yeniden ortaya
çıkması, bulunması, okunmaya başlaması
ilginçtir. Tanrı kendi kitabını korumaktadır.
Ortaçağ dönemlerinde halk anlasın diye Kutsal Kitabı İngiliz diline çevrine
Willian Tyndale ne yazık ki, 1536 yılında
bir kazığa bağlanıp yakılmıştı. Hapishaneden
yazdığı bir mektupta İbranice Kutsal Kitap
ve gramerle lügat talep ettiğini öğreniyoruz.
Yani öylesine zor şartlarda bile Tanrı’nın
kelamını insanların anlayacakları bir
hale getirmek için elinden geleni yapıyordu.
Tanrı’nın kelamı ne zaman okunur ve itaat edilirse büyük değişikliklerin olacağı
muhakkaktır. Sehpanızın üzerinde çay bardaklarınızın
yanında, televizyonunuzun üzerinde ve
aynı zamanda kütüphanenizde duran envai
çeşit Kutsal Kitabın olması ve bunların
gerçek anlamı anlaşılarak okunmadan durması
sizde bir şeylerin değiştiği anlamına
gelmemektedir.
1.Kelam okunmalıdır. Hilkiya’nın hangi bölümü okuduğunu bilmiyoruz ama
muhtemelen Yasanın Tekrarı 28. bölümü
okuyordu. Çünkü orada Tanrı’ya itaatsizliğin insanlığa getireceği bereketsizliklerden
bahsetmektedir.
2.Tanrı Sözüne karşılık vermemiz
gerekmektedir.
Yoşiya’nın kelamı duyduktan sonraki tepkisi
giysilerini “vay biz ne yaptık, ne haldeyiz,
neden bugüne kadar olması gereken yerde
değiliz şeklinde” büyük bir pişmanlık
ve tövbeyle” yırtmıştı (34:21). Kısacası
Tanrı’nın söylediklerine büyük bir alçakgönüllülükle
ve kendini alçaltarak cevap verdi (34:37).
Tanrı’nın hoşnut olmadığı her şeyi yaşamdan, halkının yaşamından çıkarmaya
gayret etti (34:3-7). Mesih İsa diyor
ki: Eğer gözün sürçmene neden oluyorsa
onu çıkar at… (Matta 5:29-30)
3.Rabbin Kelamını olgun imanlılardan
öğrenmeliyiz.
Kıral bu kelamın ne anlama geldiğini öğrenmek
için hemen bir bilen heyet çağırdı (34:22-28).
Yeremya ve Tsefanya görüldüğü kadarıyla
yakın bir yerlerde değildi. Kelamı iyi
bilen bir bayanın burada davet edildiğini
görüyoruz (34:23). Hulda tam bir kelam
öğretmeni olarak kelamdaki yalnız sevindiren,
mutlu eden konuları değil, aynı zamanda
Tanrı’nın adaletini, yargısını da net
bir biçimde ifade etti.
Bu konuda çok önemlidir (2.Timoteos 3:3)’de uyarıldığı gibi kelamın yalnızca
hoşumuza giden taraflarını öğreten öğretmenlerden
kaçınmamız gerekmektedir. Önemli olan
Tanrı’nın bizim için olumlu ya da olumsuz
söylediği her şeyi iyice öğretmektedir.
Yalnız bir pazarlamacı edasıyla kelam
paylaşan ve yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda
öğretenler Tanrı’nın yargısı altındadırlar.
O insanlar gerçeği açmak değil gerçeği
kendilerine göre kıvırmakla meşguldürler
(2.Timoteos 4:4).
4.Tanrı Kelamından başkalarının
da etkilenmesini istemeliyiz. Yoşiya Tanrı kelamını yalnızca kendisine saklamadı. Herkesi bir araya topladı.
Onların da Tanrı kelamına itaatine yardımcı
olmaya çalıştı (34:29-33). Eğer gerçekten
Tanrı yaşamınızdaysa siz isteseniz de
istemeseniz de başkaları bundan etkilenecektir.
Kutsal Kitap aslında insanın esas ihtiyacı
olan Tanrısal kurtuluş, korunma ve sevilme
gibi konulara hitap etmektedir. Bu nedenle
ruhsal anlamda her konuyu içermekte ve
fiziksel yaşamımıza da etkin olmaktadır
(2 Petrus 1:3-4). Problem sahibi insanlar hep insan hikmeti beklentisi içindedirler. Ama esas
ihtiyaçları olan Tanrısal hikmettir.
Yoşiya kötü günlerde yaşadığı halde Rabbi aradı ve Kelamına itaat etti. Biz
de böyle yapabiliriz. Peki, ya sonuç?
3. Tanrı Yoşiya aracılığı ile işledi;
bizim aracılığımızla da işleyebilir.
Yoşiya’nın kelama itaati bölgeyi bütün yanlış gidişatından temizlemeye başladı.
Tanrı’ya Tanrı’nın istemi doğrultusunda
ibadet edilmeye başlandı. Tapınak Tanrısal
anlamda bir tapınak oldu. Fısıh bayramı
gibi kelamı bir anma taşı hatırlandı ve
kutlandı. Hizkiyanın Fısıh kutlamasından
çok daha görkemli oldu. Çünkü bütün İsrail
bir araya gelebilmişti. Kısacası Tanrı
sözü inananlarını bir bütün haline getirdi.
Sevinçle kendisini yüceltmelerine yol
açtı. Yoşiya’nın bu dönüşü halkını o dönem
üzerlerinde olan yargılardan kurtardı.
Bütün bunlar şunu göstermektedir ki, eğer bizler her şeyin hakimi yüce Allah’a
döner ve Mesih İsa’yı kurtarıcımız ve
Rabbimiz olarak yürekten kabul edersek,
O’nun Kutsal Ruh’unun ışığında Tanrı kelamını
elimizden, dilimizden ve gönlümüzden düşürmeden
yaşarsak günlerimiz ne kadar fena olursa
olsun Rab’bin bereketlerine kavuşuruz.
Çevremizdeki konumuzu, komşumuzu, eşimizi dostumuzu halkımızı da Rabbin yönlendirişinde
O’nun kurtarışından haberdar eder hatta
bereketlenmelerine vesile oluruz.
Sonuç:
Yoşiya’nın hiçbir yerde Mısır kralına karşı savaşma konusunda Rabbin yüzünü
aradığını okumuyoruz. Bu da Yoşiya’nın
sonu oldu. Çünkü Mısır kralı Neko onunla
savaşmak istememişti (35:20). Fakat Yoşiya
istedi.
Tanrı’nın esas bizi çağırdığı hizmetten geri dönüp başka başka yönler ve yollar
aramamız sonunda her tür bereketi görmüş
olduğumuz halde bizi hüsrana uğratacaktır.
Aslında bir anlamda Tanrı putperest kralın ağzından yaptığı hizmeti sona dek
götürmesini ona hatırlatmıştı ama o bir
anlık gururunun ve esas başarısının kaynağını
unutmanın esiri oldu. Onun bu kararı bütün
reformların durmasına, Tanrı kelamının
derinden okunup anlaşılmasına mani oldu.
Bu nedenle Rabbimiz bizi sürekli olarak Kelamında sabit kılsın, Ruhuyla desteklesin
ve yol göstersin ve aynı zamanda Mesih
İsa’da sona dek sağa sola bakmaksızın
O’nun hizmetinde çağrıldığımız gibi hizmet
etmemiz konusunda bizi teşvik etsin. Böylelikle
dünyaya tuz ve ışık olmuş olarak Tanrı’nın
bizde işlemesinde aracı olmuş olur, Rab
tarafından kullanılmış olmanın o muhteşem
bereketini de tatmış oluruz.
Amin.