KAYRAYLA TANRI KATINDA
DOĞRULUK
“Çünkü iman ederek
kayrayla kurtulmuş bulunuyorsunuz” (Efesoslular
2:8).
“Doğrulukla yaptığımız
işlere karşılık değil, acımasına yaraşır
biçimde bizi yeniden doğuş yıkamasıyla
ve Kutsal Ruh’un yenilemesiyle kurtardı”
(Titos 3:5).
Kutsal Kitap baştan sona dek kurtuluşla ilgilidir. İnsanın
arıtılması ve kurtuluşa ermesi Tanrı’nın
temel ilgisi, Kutsal Söz’ün önde beliren
sağlayışıdır. Tanrı’nın yazılı Sözü akla
sığamayan zenginliklerle doludur; ama
başta gelen öğretisi Tanrı’nın insan için
tasarladığı ve tümlediği kurtuluştur.
Üstteki İncil ayetlerinde özlü açıklayışla
insan kurtuluşunun yöntemi ve işlerliği
vurgulanıyor. Ardından buna nasıl sahip
çıkılabileceği belirtiliyor. Tanrısal
kurtuluş göstergesinde O’nun insana açıklayışını
dile getiren üç tanıtım konuya kilit görevini
gerçekleştiriyor: Kurtuluş, Kayra (inayet, lütuf), İman. Ademoğlunun Tanrı’yla sağlıklı
ilişkisini gerçekleştiren Kutsal Söz bunun
yöntemini herkesin kolaylıkla anlayabileceği
kapsamda öğretiyor.
Kurtuluş nedir? Sen kurtuldun mu? Tanrısal kurtarışı değerlendirdin
mi? Bunun gönencine geldin mi? Geldim
diyensen, kurtuluşu nasıl anlarsın? Bunu
başkalarına nasıl anlatabilirsin? Kurtuluş
konusu bir kaybolma olgusunu hemen akla
getiriyor. Bu durumda ciddi bir tehlike
işaretiyle karşılaşıyoruz. Bu olgu ondan
kolay yolla sıyrılanamayan sürekli tehlikedir.
Hem şimdi hem de sonsuzda.. Kişinin kesinlikle
yüzleştiği bir tehlike düşünülmeden durup
dururken hiç kimseye kendisini kurtarmaktan
söz edemezsin. Karnı tok birinin karşısına
dikilip açlığını gidermek için ona bir
somun ekmek sunmak akılsızlık olurdu.
Sadece acı doyurabilirsin. Susuza su uzatabilirsin.
Evini ateş alana hortumla yaklaşabilirsin
ve aynı sıradan kaybolanı kurtarabilirsin
ancak. İnsan kayıptır; günah bataklığında
Tanrı’ya yitik. Gerçi niceler kayıp durumundan
bilgisizdir. Ne var ki, birey yolundan
yönteminden sapmış. Yaşantısı, dinselliği,
övülmesi yerinde görülebilir; ama Yaratan’ın
çizdiği yöntem dışındadır o; bu nedenle
yitiktir. Kayıp olanın temel gereksinimi
bulunmaktır. Karlı dağlarda, sınırsız
çöllüklerde, batan teknede kudurgan dalgaların
dövüşünde.. Bu insanların tek arzusu bulunmak,
kurtarılmaktır. Bunlar kendi kendini kutarabilmekten
acizdir. Böyle bir kişiyi kurtaran yetişmezse
mahvolup gider o. Elinden tutup selamete
ileten çıkmazsa çabaları yetersiz kalır,
umutları söner. Çobanını yitirmiş koyun
gibidir o. Ya uçurumlardan birine yuvarlanır,
ya da aç bir canavara yem olur. Ama çobanı
onu bulur, sürüye getirirse gecesi güne
dönüşür.
Bu betimlere başkalarını da eklemek ne yarar sağlasın? İnsan
kayıptır, özellikle şu çalkantılı çağın
insanı. Sen! Teknoloji, bilim, başarı
çağının insanı. Ayın yüzünde yürüyen,
okyanusların dibine inen insan kayıptır;
bu nedenle bir kurtarıcıya çok çok gereksinimlidir.
Ademoğlu katı karanlığın bunalımlarında
kesinlikle kayıptır: Günahın oluşturduğu
bin bir sarsıntıda, güncel olayların altüst
ettiği sert yaşam koşullarında, kurulu
düzeni kökten etkileyen savaşlar, terörizmler,
cinayetler karşısında, çevresini örten
ölümcül kirlilikler ortasında, bir atom
bombasının getirebileceği yıkımlar korkusunda,
dinlerin sorunlara yanıt sağlayamayışında.
Kayıp insanın bütün dertlerini çözüme
bağlayabilecek Kurtarıcı ademoğlunun baş
ihtiyacıdır.
İncil’in bildirisi tüm insan soyuna bu sorunlar ilişkisinde
seslenir, ademoğlunun çaresizliğini bildirir.
İncil Tanrı’ca O’nun Sevinç Getiren Haber’i
olarak tanıtılır. İncil’in müjdesi insan
sorunlarını omuzlayabilen diri bir kurtarıcı
bulunduğunda odaklanır. Bu nedenle İncil,
‘Kurtuluşa ileten Tanrı gücü’ diye tanıtılır
(Romalılar
1:16).
Üstteki ayetlerin kendilerine seslendiği kadın ve erkekler
Tanrı’nın kurtarışını tatmış, bunun gönencine
gelmiş, daha önce kayıp durumda bocalayan
insanlardı. Bu nedenle onlara çoğul ikinci
kişilikte yazılıyor. Kurtuluş şimdiki yaşamda kavuşulan, varlığa
tatmin edici bilgi sağlayan kutluluktur.
Sonsuz yaşam güvenliğini veremeyen din,
kurtuluşsuz bir inançtır. İnsan kurtulmayı
dualarla, helvalarla mezarın ötesinde
bekleyemez. Kurtuluş yeryüzündeki yaşam
sürecinde günahlının gönenci olmamışsa,
doruğa tırmanamayan dağcının düş kırıklığını
anımsatır. Kurtuluş şimdiki geçici yaşamın
hiç geçmeyen sürekliliği bulmasıdır. Kurtuluş
haksızın doğruluğa kavuşturulması, başlangıçlı
varlığın sonu olmayan yaşama dönüşmesidir.
Geçmişin, tüm günahların, yolsuzlukların
kutsallıkla değiştirilmesidir; borcun
kesenkes ödenmesi, suçun arıtılmasıdır.
Çarpık yolu bırakıp günahsız Mesih’in
çizdiği parlak yolda yöntem bulmaktır.
Tanrı’nın değiştirdiği varlık kutsallık
aşamasına getirilir. Tanrı kutsaldır (günahsız-kötülüksüz).
O’nun rızasına kavuşan günahtan arıtılandır.
Kurtuluş iki yönlüdür: Biri olumsuz, öbürüyse olumlu, ilki
karanlık sonraki parlak. Olumsuz yön mahva
gidişin göstergesi ve gerçekliğidir. Günahlıyı
sonsuz mahvdan kurtaran Mesih’tir. Bu,
olumlu yönün belgesidir. Mesih kurtardığı
insanı kutsal Tanrı’nın ailesine katar,
ona kendi doğasını sağlar. Mesih Babası’yla
birdir, O’na eşittir. Kurtardığı bireyi
evrensel bedeninin (kilise topluluğunun)
bir parçası kılar. Mesih kurtardığı kişiye
‘kardeşim’
der. Mesih’in yenilenmiş yaşama kavuşturduğu
birey günahlılığın oluşturduğu ölümden
sonsuzun dirilik aşamasına yükseltilir.
Bu sevgi, doluluk, paydaşlık gönencidir.
“Ben onlarda yaşam olsun, hem de bol yaşam
olsun diye geldim” (Yuhanna 10:10) der
Mesih.
İsa Mesih Zakkay’ın evini ziyaret ederken “Bugün bu eve kurtuluş geldi” (Luka 19:9)
diye konuştu. Bununla, gümrük vergisi
toplayan, hakkında kötü söylenen adamın
önceki yaşamının noktalandığını, yeni
yaşam sayfası açıldığını belirtti. Zakkay’ın
derininde Tanrı eylemi o gün işlerliğe
geldi ve bütünlendi. O, paraya tutkundu.
Mesih bu tutsaklığı söktü, yerine insanları
sevmenin güzelliğini ve tatlılığını koydu.
Para sevgisi onu bir sürü sakat işe yönlendirmişti.
Mesih onu kurtarınca durum değişti. Arıtılan,
kurtulan yürekten somut ve kararlı bir
tanıklık çıktı: “Ya Rab, işte varlığımın yarısını yoksullara veriyorum. Birinden haksızlıkla
bir şey kaptımsa da dört katını veriyorum”
(Luka 19:8).
Anlaşılabileceği gibi, kurtuluş salt önceki yaşamın geçmişte
kaldığına değil, her şeyin yepyeni olduğuna
kanıtlık eder. Bundan böyle yeni yaşam
sayfası açılmıştır: Yeni duygular, yeni
görüşler, yeni bağlılıklar, yeni bekleyişler
ve en önemlisi yeni bir Efendi; Rabbin
kendisi. Bu aşamayı haberci Pavlos kısa
ve özlü bir tanıklıkla herkese duyurur:
“Bundan böyle ben değilim yaşayan; bende yaşayan
Mesih’tir” (Galatyalılar 2:20). Böylesi
kurtuluşun dinmeden canlılık veren kaynağı
Tanrı’nın kayrasıdır: “Kayrayla kurtuldunuz” bu kurtuluş senin herhangi bir özelliğine,
başarına karşılık sayılamaz. Tanrı bizi
kayrasının zenginliği uyarınca kurtardı.
Senin uğraşlarından, didinişlerinden,
icaplarından oluşan bir sonuçlama değildir.
Tanrı’nın sana uzattığı sevgi armağanıdır
o. Bu armağanı teşekkürle alabilirsin
ya da sonsuzlar sonsuzu ondan mahrum kalırsın.
Armağan satın alınamaz. Hiç kimse Tanrı’ya
bir borç ödeyebilecek yeterlikte değildir.
Tanrı’nın armağanı Tanrı’ya özgüdür. Derinliğine
erişilemeyen, öncesiz çağlardan gelen
eşi menendi olmayan sunu. Başlangıcı kavram
ötesi sınırsızlığın özelliklerindendir.
Tanrı evrenin oluşundan önce kayrasal
kurtarışını tasarladı yöntemini de çizdi.
Öncesi olmayan çağlarda bir soru oluştu:
Ademoğlu yaratılışının ardından günaha
sürüklenecek. Kim yeryüzüne inip onun
kurtuluşunu üstlenecek? Bu sorunun ardından
tanrısal Söz konuştu: “Kurban ve sunu istemedin; ama bana bir beden hazırladın” (İbraniler 10:5).
Oğul Baba’nın sorusunu böyle yanıtladı.
Kuşandığı bedeni kurtarmalık olarak sundu.
O andan bu yana İsa Mesih Tanrı Kuzusu olarak bilinir: “Dünyanın günahını kaldıran.” Kurulu düzenin
oluşundan önce Tanrı Kuzusu insan günahına
kurbanlık sunu oldu. Kayraya kurtuluşun
sıçrama tahtası demek hiç de yanlış olmaz.
Tanrı kayrasının amaçladığı ve yenilediği
kişilerin tanıklığı kesindir: “Hepimiz O’nun sınırsız doluluğundan kayra ardınca kayra aldık” (Yuhanna
1:16). Bunun için Mesih habercisi
Pavlos şunu vurgular: “Tanrı’nın kayrasıyla şimdi neysem oyum” (I
Korintoslular 15:10). “Tanrı’nın tüm insanlığı
kapsayan kurtarma kayrası belirdi” (Titos
2:11). Nasıl belirdi sorusu gelebilir
akıllara. Çok yerinde bir soru! Mesih’te
belirdi, hem de belirmekte. Mesih kucağını
tüm insanlığa açarak seni ve herkesi kayrasının
doluluğuna çağırıyor: “Bana gelin... Benden öğrenin... Kapı Ben’im... Ben İyi Çaban’ım.” “Çünkü
tümü günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden
yoksun kalmaktadır. Onlar karşılık ödemeden
Tanrı’nın kayrasından yararlanarak, Mesih
İsa’da sağlanan kurtulmalık aracılığıyla
doğrulukla donatılırlar” (Romalılar 3:23,24).
Tanrı’nın kayrası günahlı kişiyi haçın
gölgesinde kesin ve belirgin zafere yöneltir.
Kuşkusuz tüm insanlık soyu günahlı. Onların arasında sen
de bulunuyorsun. Herkes doğruluk yoksunluğunda.
Herkes O’nun kayrasından yararlanabilir;
senle ben de.. Budur Seviç Getirici Haber;
her canı içeren, herkesi kucaklayan. “Günahın
çoğaldığı yerde kayra bollukla çoğaldı”
(Romalılar 5:20b). Kayra en korkunç
günahlıyı bile arıtan, hiçbir durumda
önüne set çekilemeyen coşkun ırmaktır.
Yaşam süresinde kavuşulan, benzeri olmayan
gönenç. “Çok sevgili Kişi aracılığıyla karşılıksız olarak bizlere bağışladığı
kayrasının yüceliği övülsün diye yaptı
bunu” (Efesoslular 1:6). Kayra canının
güvenlik hisarıdır. Bu görkem dikkatimizi
üçüncü anahtara götürür. Kurtuluş, Kayra, İman. Kurtuluş Tanrı
armağanıdır. Bunun kaynaklandığı kutluluk
pınarı da kayradır. Buna kavuşmanın yolu
ise imandır: “Çünkü
iman ederek kayrayla kurtulmuş bulunuyorsunuz”
(Efesoslular 2:8).
İman nedir? Tanrı bu soruyu şöyle yanıtlar: Cana güvenlik
sağlayan, gözle görülemeyen kanıt (bkz.
İbraniler 10:39; 11:1). Tanrı Sözü,
“İsa
Mesih’e iman et, kurtulursun” derken
neyi anlatıyor? Kurtaran imanın özelliklerini
düşünmeliyiz. Kafa yeteneğiyle herhangi
bir olayı kabul etmek değildir bu. Kuşkusuz
olguları, sonuçlamaları kafayla kavrayabiliriz.
Ama bu tür kabullenmenin ötesine giden
sonuçlar sağlar iman. Belirli bir ilacın
hastalığına çare olacağına inanırsın,
ama bu türden kuramsal kabullenme yeterli
olamaz; o ilaçtan yararlanmalısın. Kurtuluşun
Mesih’ten geldiğine belki inanırsın; ama
böyle kuramsal bir inanç sana yardımcı
olamaz. Örneğin, uçağın aerodinamik yasaları
uyarınca okyanusları aştığına inanırsın.
Ne var ki, bu bilgi seni yeryuvarlağının
öbür yanına iletemez. Ben Allah’ın varlığına
inanırım demen sana ne bir yarar getirir,
ne de canını kurtarır.
İncil’de belirtilen iman Mesih’e kesin güvenim vardır, kendimi
O’na bırakıyorum diyebilen imandır. Kişisel
kurtarıcıya kişisel bağlılıktır bu ve
şöyle anlatılır: ‘Tanrı’nın
Oğlu İsa Mesih günahlıları aramaya ve
kurtarmaya geldi’, bunlardan biri
de benim. Demek ki, O beni kurtarmak için
insan bedeni kuşandı. Beni sevdiğine,
günahlarıma kefaret niteliğinde haçlandığına
iman ediyorum. Kanını kurtuluşumu sağlamak
için kefaret niteliğinde akıttığını imanla
kabul ediyorum. O’nun ölümden dirildiğine,
yüreğimde yaşadığına iman ediyorum. Şu
anda yücelerde benim için aracılık ettiğine
iman ediyorum. Kime iman ettiğimi biliyorum.
Vaadini gerçekleştireceğine iman ediyorum.
O gerçek ve sadıktır.
“Bunun için, Tanrı
Sözü sana yakındır, ağzında ve yüreğindedir.
İşte yaydığımız iman sözü budur. Eğer
İSA RAB’dir diye ağzınla açıkça söyler,
yüreğinle de Tanrı’nın O’nu ölüler arasından
dirilttiğine iman edersen kurtulacaksın.
Çünkü doğrulukla donatılmak için yürekle
iman edilir, kurtuluş için de ağızla açıklama
yapılır” (Romalılar 10:8-10).
Tümel kurtuluşun anlatılışı budur. Karşılık
beklemeyen, kayrayla sunulan kurtuluş.
Sen de gönlünün özlemini arayışını Mesih’e
yönelt, O’na iman et; kayrasıyla kurtul.
Yunanca, ASTİR TİS
ANATOLİS’ten Çeviren: Thomas Cosmades