BEYTLEHEM’LE GOLGOTA'NIN
GİZİ
İnanç kutsamaları arasında en neşelisi
Noel olarak bilinen kutlamadır: Tanrı'nın
öncesi ve sonu olmayan diri Sözü İsa Mesih'te
insan bedeni alarak insanIık ailesine
katıldı. Tanrıbilimde bu ‘Beden Kuşanış’
diye tanınır: “Söz
beden oldu, kayra ve gerçekle dolu olarak
aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini Baba’dan
gelen biricik Oğul’un yüceliği niteliğinde
gördük” (Yuhanna 1:14).
Dr. Samuel M. Zwemer, aydın bir tanrıbilimci
ve düşünür idi. En önemli tanrıbilim okullarında,
akla gelebilen herhangi bir kürsüden ders
verebilirken Tanrı'ya, kurtancısı Mesih'e
Arabistan'da, Mısır'da hizmet etmeyi yeğledi.
Arapça’yı tüm ayrıntılarıyla konuşabilen,
yazan, en derin sorunlara girmekten çekinmeyen
bir bilgindi o. Birçok konuda, özellikle
İslam inancı üzerinde yaklaşık kırk kitap
yazdı. Emekli olduktan sonra fakültelerde
Mesih inancı ve İslamlığı inceleme bilgisinde
derin iz bırakan öğretmenliklerde bulundu.
Arapça’yı ve İslam inancını ayrıntılarıyla
öylesi bilendi ki, birçok kez İslam uleması
ziyaretine gelir, bilgisinden geniş çapta
yararlanırdı.
1950’de yaşamının akşamında New York’ta
kendisiyle tanışmak yetkisine kavuştum.
İstanbullu olduğumu söylediğimde bana
geçmiş yıllardan ilginç bir deneyimini
anlattı. İstanbul’u ziyaretinde elbette
Ayasofya'yı görmeye gitti. Avluda sayısız
insan topluyken Arapça’da yüksek sesle
bir çağrıda bulundu: “Aranızda Arapça
bilen birisi varsa, söyleyeceğim birkaç
sözü lütfen tercüme edebilir mi?” Bu yirmili
yıllarda oldu. Eğitim görmüş bir bey ortaya
çıktı. “Buyurun ben size tercümanlık edebilirim"
dedi ve Dr. Zwemer'in konuşmasını çeviriye
başladı. Herkes bir Arap’tan daha ince
Arapça konuşabilen bu yabancının sözlerine
kulak kesildi. Neydi Dr. Zwemer'in konusu?
Ayasofya’nın Yunanca’da anlamı: Kutsal Bilgi, yani Mukaddes Hikmet. Ben kendisini derin ilgiyle dinlemekteyken bu çarpıcı
konuyu orada toplanan Türkler’e nasıl
ilettiğini canlı dille yeniden anlattı.
Kısacası vaazı şuydu: “Hikmet salt Tanrı'dadır.
Kusurlu insan hikmetine karşı bu hikmet
kutsaldır; insansal bozukluklarla etkilenmemiş,
kirlenmemiştir. Tarih boyunca filozoflar
insan hikmetini öğretti hem de öğretmekte.
Onlar bunu yazıyla, sözle yaptı. Tanrı'ysa
Mukaddes
Hikmetini beden kuşanan Mesih'in kişiliğinde
tüm dünyaya açıkladı ve duyurdu. Mesih’i
‘beden alan Söz’ niteliğinde değerlendiren,
Tanrı'nın hikmetine dinleyici olur. İçinde
hiçbir bozukluk, düşüklük, eksiklik olmayan
bilgi.. O'na iman eden gerçek yaşamı bulur,
sonsuza kavuşur." Aradan onyıllar
geçmeye karşın, Dr. Zwemer yaşlılığında
daha unutamadığı o olayın anısıyla sevinmekteydi.
Bilgiyle donatımlı kitaplarından başka,
Dr. Zwemer pek çok kısa yazıyı da kaleme
aldı. Bunlardan biri Beytlehem'in Gizi başlığında, Tanrı Sözü'nün
beden kuşanmasıyla ilgili konudur. Kutladığımız
bu görkemli Tanrı olayının öz anlamına
giren, süslü pırıltılı özentili göz kamaştırıcı
bayram havasını bir yana iten böyle ciddi
bir yazı, Tanrı’ya inancın somut ve kanıtlı
yönüyle ilgilenen kadına erkeğe kalıcı
dinçlik ve gönenç sağlar.
Beytlehem kasabasında bir ağılın hayvan
yemliğinde insan yavrusu olarak doğan
İsa’nın o yemlikten bütün çağlara, tüm
insanlığa ilettiği mesaj her an tazedir,
canlıdır: Kelam beden oldu, günaha kefaret
niteliğinde sunuldu, ölüler arasından
dirildi. Tanrı önünde tek aracıdır O,
yeniden gelişi giderek yaklaşmaktadır.
Şimdi O'na inanan, gelişinin güvencesiyle
yaşayan kadın erkek sevinç doluluğundadır.
“Karanlıkta
yürüyen halk büyük bir ışık gördü; ölüm
gölgesi diyarında oturanların üzerine
ışık parladı” (Yeşaya 9:2). “RAB kendisi
size bir belirti verecek: İşte kız gebe
kalacak ve bir oğul doğuracak; onun adını
İmmanuel (Tanrı bizimle) koyacak.” (Yeşaya
7:14). “Bu yüzden
Egemen RAB bildiriyor, ‘İşte Sion’a sağlam
temel olarak bir taş yerleştiriyorum,
denenmiş bir taş, değerli bir köşe taşı..
O’na güvenen alt edilmeyecek” (Yeşaya
28:16).
“Yapıcıların
reddettikleri taş köşenin başı oldu” (Mezmur
118:22). “RAB adam bulunmadığını gördü,
aracı olmadığına şaştı, kendisi için pazısı
kurtarış sağladı. Doğruluğu O’na destek
oldu” (Yeşaya 59:16). “Bir Oğul doğuracak,
O’nun adını İsa koyacaksın. Çünkü O halkını
günahlarından kurtaracak” (Matta 1:21).
“Melek ona konuştu, ‘Korkma Meryem. Çünkü
Tanrı’nın kayrasına kavuştun. İşte gebe
kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın...Çünkü
Tanrı katında olanaksız hiçbir şey yoktur’”
(Luka 1:30,31,37). “Söz beden oldu, kayra
ve gerçekle dolu olarak aramızda yaşadı.
O'nun yüceliğini Baba'dan gelen biricik
Oğul'un yüceliği olarak gördük” (Yuhanna
1:14).
Kutsal Kitap'ta tüm tarihin ilgisini toplayan giz,
düşünen kişinin dikkat edeceği temel konudur.
Doğaüstü eylemlerin kendisine doğal sayıldığı
Tanrı çarpıcı bir açıklanışla insan ailesine
geldi. İnsanlığa çağdaş uygarlığın ışığını
saçan tarihsel Yunan’da ademoğulları Tanrı’yı
arayış uğraşlarında insanı tanrılaştırdılar,
bu tanrıları da insanlar doğrultusundaki
dilekleriyle tanıttılar. Buna karşı insan
soyunun kendisini açıklıkla ve kesinlikle
bilebilmesini amaçlayan Tanrı beden kuşanarak
alçaldı, temel ihtiyacımızı karşıladı.
Tanrı’nın kutsallığı gücü yeterliği İsa
Mesih'in beden kuşanmasında insanlara
da, meleklere de, şeytanla cinlerine de
belirgin oldu. Yine Tanrı’nın sevgisi
kurtarışı sonsuz yaşam sağlayışı insan
bedeninin kurtarmalık oluşuyla kanıtlandı.
Basit hayvan yemliğiyle hor görülen haç
Tanrı’nın en önemli iki eylemine tanıklık
etmekte.
Günümüzden yirmi yüzyıl önce Beytlehem'de
erden kızdan doğanın kim olduğunu bilemeyince
Golgota'da, ardından da boş mezarda tümlenen
olayı hiç anlayamayız. Beytlehem ağılında
iki ayrı kişilik o kutsal bebekte bir
araya geldi: Tanrı'yla insan. İki varlığın
her özelliği o insan yavrusunda birleşti,
niteliklerinden hiçbirini yitirmedi. Yaratan'a
özgü her güçlülük ve görkemlik, yaratığa
özgü her zayıflık ve yetersizlik O'nda
birleşti. Kutsal Kitap bu şaşırtıcı olayı
şöyle tanıtır: “O, bedende açıklandı, Ruh'ta doğrulandı!"
(I.Timoteos 3:16). O bebek hem ölümsüz
hem de ölümlü.. Güçlü, egemen. Tanrı kendisini
hem yücelikle hem de alçakgönüllülükle
tanıttı. Tanrısal kişilik kudrette ve
güçsüzlükte kaynaştı; ama ne o, ne de
öbürü özelliklerinin hiçbirini yitirmedi.
Tam Tanrı, tam insan..
Tarihsel - tanrıbilimsel açıklama belirli
din görüşlerini ve yorumlarını, giderayak
savlanan yaratık kuramlarını kökten çürütüyor,
gerçeği bilmezliğe çağrı niteliğini taşıyor.
Bundan başka, her geçen yıl tanrısal olgunun
içeriğini kavramaksızın Noel'i sıradan
bir bayram kutlayışına dönüştürenleri
uyarıyor, uykudan uyanışa çağırıyor. Tanrısal
Söz beden kuşanınca olayı gökteki meleklerden
duyan çobanlar ağıla koştu, çoşkuyla bebeğe
tapındı. Doğu ikliminden yola çıkan gökbilimci
aydın insanlar armağanlarla Beytlehem'e
yolculuk etti, çocuğa tapındı. Tapınakta
yaşlı Simeon bebeği kucağına alarak şu
duayla sevincini Tanrı'ya açıkladı: “Ey egemen Rab, verdiğin söz uyarınca artık
uşağını esenlikle bu yaşamdan ayırabilirsin.
Çünkü gözlerim kurtarışını gördü. Tüm
insanlığın önünde hazırladığın bu kurtarış
uluslara Tanrı açıklamasını sağlayan ışık
ve halkın İsrail’e yüceliktir” (Luka 2:29-32).
Yıllarını Tapınak’ta geçiren, Hanna adında
yaşlı bir peygamber kadın da Tanrı’ya
şükretti, çevresindekilere Tanrı kurtarışının
gelişini bildirdi. Bunlar Tanrı Ruhu’ndan
yöneltiliyordu elbette. Aldanmıyordu.
Dört yazardan Matta ile Luka'nın duyurduğu
haberi nesnel yaklaşımla okuyan kişi doğaüstü
bir Tanrı olayı karşısında bulunduğunu
anlamakta hiçbir güçlük çekmeyecek. Koloseliler ve İbraniler
mektuplarının ilk bölümünde bildirilenleri
okuyan, doğa ötesi bir olayla karşılaştığını
anlayarak gönence gelecek. Tanrısal olayın
öz niteliğini kavrayanın derininde sevgi
ve sevinç duyguları etkinleşecek.
Yemlikte yatan O yavru Barış Başkanı’dır.
Yaratanın’dan ayrı düşen insanı günahtan
arıtan, Tanrı’yla barıştıran.. Evrensel
müjde günahlılıkta bocalayan herkese zaman
ötesinde güvenlik sağlıyor. “O
bu düşkün bedenimizi değiştirip kendi
yüce bedenine benzer kılacak. Her şeyi
kendine bağımlı kılma gücünü kullanarak
bu işi uygulayacak” (Koloseliler 1:21).
İnsanlığa tanıtılan o bebek bedeninin
yaralarıyla, dökülen kanıyla Tanrı-insan
barışını gerçekleştirdi, cehennem yargılılarına
cennetin parlak yolunu açtı. Tanrısal
sevginin beden kuşanışı Beytlehem yemliğinde
sergileniyor. Sevgi arayan her can o sevgiyi
tatsın, bilinmedik gönence kavuşsun diye.
Tanrı’nın insana sevgisi fidye olanın
öz bedeninde tanınabilir. Sevginin başka
açıklanışı yoktur. Bu sevgi kuram değil
kanıtlı bilgidir. İşte bunu gerçekleştirmek
için tanrısal Söz beden oldu.
Bu bebeğin gizemli doğumunu insanlara
bildiren yıldızla O'nun çakıldığı çarmıh
tek gerçeği tanıtmaktadır. Beden kuşanan
Söz karanlığı dağıtıyor, günahlıyı kutsallığa
kavuşturuyor. Böylesi parlak aşamaya gelmek
isteyen O'na iman etsin: “Doğru kişi imanla yaşayacak" (Romalılar 1:16). Böylesi gizemlidir
sağlıklı Tanrı-insan ilişkisi. Beytlehem'deki
bebeğin tarihleri tasarıları aşan bütünleyişinin
üstünde yer alabilecek başka eylem yoktur.
O'nu bırakıp din-töre uygulamalarına,
şeriatın derebeyi gibi sıraladığı buyruklara
yapışan, canına-sonsuzuna gereken güvenliği
bulamayacak; kısır döngüde bocalayacak,
Tanrı armağanını değerlendirmemenin cezasını
taşıyacak. Tek Tanrı’nın insan soyuna
sağlayışı böylesi gösterişsiz, ama gerçekçi
güzellikle belirlendi. Peygamberlerin
bildirileri bu yerde kesinleşti, gerçekleşti.
Tanrı, peygamberlerinin ağzıyla bu gizi
bildirdi. İman edenler güvenle O'nu bekledi.
Bebek büyüdü, haçta bedenini senin kurtulmalığın
niteliğinde sundu, ölüler arasından güçlülükle
dirildi, yücelere Tann'nın sağına çıktı.
Artık O'nun ikinci kez yeryüzüne dönüşünü
bekleyen herkes, Tanrı'nın rızasına kavuşmuştur.
İşte sana da yaşamla sonsuzun eşsiz benzersiz
sunusu budur. Tanrı’nın bu armağanına
sen de imanla sahip olmak istemez misin?