Hıristiyanlıkta
Flört Etmek: İsa Mesih imanlısı olanlar
için flör1 etmek nasıl olması lazım?
Kutsal Kitab'a
baktığımızda flört etme diye bir olayı görmüyoruz,
ayrıca özel olarak bu konu hakkında ayetleri
bulamıyoruz.Acaba Rabbimiz bu konuda bilgisiz
kalmamızı mı istedi? Yada hayatımızda böyle
bir durum karşımıza çıktığında kafamıza
göre mi hareket etmemizi istiyor?
Kesinlikle hayır!
Çünkü Rab hayatımızın tümüyle ilgileniyor
ve hayatımızın tümünü yönetmek istiyor.
O halde böyle bir durumda Rab nasıl flört
etmemizi ister, ya da Rab'be göre bizim
romantik ilişkilerimiz nasıl olmalı? Kutsal
Kitap’taki genel öğretişleri alarak Rab'bin
bu konu hakkında ne dediğini ve ne öğrettiğini
tahmin edebiliriz.
Öncelikle birkaç ayete bakalım.Sonra bunlara
ve bütün Kutsal Kitab'a dayanarak Hıristiyan
ahlakına göre flört etmek nasıl olmalı bu
konuda yorumda bulunmak istiyorum.
Matta 22:37-39: ''Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle,
bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin...
komşunu kendin gibi seveceksin.''
2 Korintliler
6:14-15: ''İmansızlarla aynı boyunduruğa
girmeyin. Çünkü doğrulukla fesadın ne ortaklığı,
ışıkla karanlığın ne paydaşlığı olabilir?
İman edenle, iman etmeyenin ortak yanı olabilir
mi?''
1 Korintliler 6: 19-20: ''Bedeninizin, Tanrı
' dan aldığınız ve içinizdeki Kutsal Ruh'un
tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Kendinize
ait değilsiniz. Bir beden karşılığı satın
alındınız, onun için Tanrı'yı bedeninizde
yüceltin.''
1 Korintliler 7:32-34: ''Evli olmayan erkek,
Rab'bi nasıl hoşnut edeceğini düşünerek
Rab'bin işleri için kaygılanır. Evli erkekse
karısını nasıl hoşnut edeceğini düşünerek
dünya işleri için kaygılanır ...Evli olmayan
kadın ya da kız hem bedence hem ruhça kutsal
olmak amacıyla Rab'bin işleri için kaygılanır.
Evli kadınsa kocasını nasıl hoşnut edeceğini
düşünerek dünya işleri için kaygılanır.''
1 Korintliler 10:31 : ''Sonuç olarak...ne
yaparsanız, her şeyi Tanrı'nın yüceliği
için yapın.''
Efesliler 1 : 12: ''O'nun yüceliğinin övülmesi
için yaşayalım.'' ,
Temel olarak
bir İsa imanlısı isen, mutlaka İsa Mesih
imanlısı olmayan bir kişiyle flört etmemelisin.
Belki bazılarınıza bu biraz kapalı ve bağnazca
bir düşünce gibi gelebilir ama aslında bu
düşünce hem Rab dediği için hem de kendi
yararımız için önemlidir.
2.Korintliler
6:14-15
İmansızlarla aynı boyunduruğa
girmeyin. Çünkü doğrulukla fesadın ne ortaklığı,
ışıkla karanlığın ne beraberliği olabilir?
Mesih ile Belial arasında ne sözbirliği,
iman edenin iman etmeyenle ne paydaşlığı
olabilir? ayetlerine
bakınca anlıyoruz ki imansızlarla (yani
İsa'ya İman etmemiş kişilerle) böyle bir
ilişki kuramayız. Aynı zamanda 2.Korintliler
6:17 Bu
nedenle, "İmansızların arasından çıkıp
ayrılın" diyor Rab. "Murdar olana
dokunmayın, ve ben sizi kabul edeceğim."
Bu ayet bize imansızların arasından çıkıp
ayrılmamız gerektiğin söylüyor. Bedenimizi
ve ruhumuzu lekesiz tutmak içir Tanrı'ya
ters düşen her şeyden uzaklaşmalıyız. Ama
ne var ki bu buyruk, bütün buyruklar gibi,
bizim yararımız içir verilmiştir. Matta
22:37 & 39 çok net bir şekilde ifade
ediyor ki Rab her şeyimizi istiyor, %100.
Her düşünce, her duygu, her nefes, her an,
her hareket, her karar, her şey istiyor.
İsa Mesih imanlısı isen Rab'be tamamen hayatını
teslim etmek zorundasın. Öyleyse bir imanlı
bir imanlı olmayanla nasıl flört edebilir?
Yüreğin tümü zaten Rab'be teslim oldu, aklın
tümü zaten Rab'bi düşünüyor, canın tümü
zaten Rab'be söz verildi... o zaman Rab'be
inanmayanla, Rab'bi sevmeyenle, Rab'le yürümeyenle
nasıl bir ilişkisi olabilir? Kutsal Kitap
bu konuda apaçıkça söz ediyor, bu yüzden
imanlı olanla ilişkiye geçelim.
1. Korintliler
6:19-20
Bedeninizin, Tanrı'dan aldığınız
ve içinizde olan Kutsal Ruh'un tapınağı
olduğunu bilmiyor musunuz?
Siz kendinize ait değilsiniz.
Bir bedel karşılığı satın alındınız; bunun
için Tanrı'yı bedeninizde yüceltin.
ayetine bakalım. Burada bedenimizin bize
ait olmadığı söyleniliyor, yani bedenimiz
İsa'nın kanıyla satın alındı ve artık Kutsal
Ruh için bir tapınak oldu. Öyleyse hem bizim
bedenimize hem de bütün imanlı kardeşimizin
bedenlerine karşı tıpkı Kutsal Ruh'a karşı
nasıl davranırsak davranmalıyız. Kendimizin
ve kardeşlerimizin kalplerine duygularına
da değer vermeli ve ilişkilerimizde dikkatli
olmalıyız.
Tamam
bunun flört etmekle ne alakası var? Aşağı
yukarı hepimiz biliriz ki birisinden hoşlanınca
aniden duygularımız, düşüncelerimiz, yüreğimiz
vesaire karışıyor. Aklımızda hep onun yüzü
var. Onları sürekli düşünüyoruz, bizi sevmesini
istiyoruz, onlara zaman ayırıyoruz, onları
hoşnut etmeye çabalıyoruz ve sonuçta bu
insan hayatımızın ve yüreğimizin bir parçası
oluyor. Ve böyle bir ilişki bir sorumluluk
getiriyor: güven, saygı, sevgi ve taahhüt.
Aslında doğru ve gayet iyi şeyler bunlar
(Yaratılış 2:24 Bu nedenle adam anasını
babasını bırakıp karısına bağlanacak ve
ikisi tek beden olacak. ve Efesliler 5:22-23
Ey
kadınlar, Rab'be boyun eğdiğiniz gibi, kocalarınıza
boyun eğin. Çünkü Mesih bedenin kurtarıcısı
olarak inanlılar topluluğunun başı olduğu
gibi, erkek de kadının başıdır.).
Fakat çoğu zaman pek dikkat etmeden, beklemeden,
diğer kişiyi iyi tanımadan, bize uygun bir
ortak olup olmayacağını bilmeden duygularımızla
yüreğimizi onun elinde bırakıyoruz. O zaman
halimiz o kişinin bize olan düşünceleri
ve hareketlerine bağlı oluyor. Bizden hoşlanırsa,
ya da bizi severse, mutluyuz ve kendimizi
değerli hissederiz. Ama o kişi istediğimiz
gibi davranmazsa, bizden hoşlanmazsa, sevgimize
karşılık vermezse, rezil oluruz. Onları
da düşünelim. Belki kendi duygularımız o
kadar hassas değil. Belki ilişkimize fazla
önem vermiyoruz. Belki diğer kişi hayatımızın
bir parçası olmuyor. Ama onun yüreğini de
düşünmeliyiz. O kişinin nasıl etkilendiğini
düşünmeliyiz. Onun yüreğinde nasıl bir yer
alıyoruz? Gösterdiğimiz ilgiden dolayı onun
yüreğinde nasıl bir duygu uyandırdık? Rab
İsa kendi kanıyla o kişiyi satın aldı. Tek
kendimiz için, yaşayamayız (Romanlılar 14:7
Hiçbirimiz kendimiz için yaşamayız, hiçbirimiz
de kendimiz için ölmeyiz.).
Bu yüzden çok iyi tanımadığımız insanlarla
flört etmeyelim, duygularımızı daha iyice
koruyalım ve sabırla bizim için en doğru
kişiyi bekleyelim.
Diyelim
ki ilgimizi çeken, bir imanlı ve kendisiyle
de zaten iyi bir dostluluğumuz var, ortak
beğendiğimiz şeyler, var, iyice anlaşabiliyoruz
vs. o zaman ne yapalım? Her şeyden önce
dua etmeliyiz. Bu çok ciddi bir olay ve
mutlaka Kutsal Ruh'un bizi yönlendirmesini
beklemeliyiz. Ondan sonra acele etmeden
yavaşça ilişkimizi ilerletelim. Bence baştan
duygularımızı bildirmek iyi bir fikir olmayabilir.
Beklemeliyiz burada Rab'be güvenmeliyiz.
Eğer Tanrı'nın isteği de bu olursa O'nun
istediği zamanında gerçekleşecektir. Beklemek
epey zor, biliyorum ama iki seçimimiz var...
birincisi Rab'bi beklemeyip kendi planlarımızı
gerçekleştirmeye çalışabiliriz, ikincisi
sabırla isteklerimizi Rab'be bildirip, O'nun
iyiliğine de inanarak O'nun zamanını bekleyebiliriz.
Gerçekten Rab'bin bizim için harika planları
var (Yeremya 29: 11
Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum"
diyor RAB. "Kötü tasarılar değil, size
umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları
bunlar.) ve ''dilediğimiz ya da düşündüğümüz
her şeyden çok daha fazlasını yapabilecek
güçtedir'' (Efesliler 3:20
Tanrı, bizde etkin olan kudretine göre,
her dilediğimiz ya da düşündüğümüzden çok
daha fazlasını yapabilecek güçtedir.).
Son olarak biraz
öğüt vermek istiyorum. Bir gün çoğumuz evleneceğiz
ve o zaman bedenimiz ve yüreğimiz eşimize
ait olacak. Bir beden olacağız. O halde
evlenmeden önce yüreklerimize daha çok dikkat
edelim, sadece bizim değil. Sevgi ve aşk
muhteşem bir şey ve muhakkak Rab'den bir
berekettir. Ancak doğru zamanda ve doğru
kişiyle olmalı. Kardeşler bu konuda daha
sabırlı olalım ki o zaman Rab'bin en güzel
planına sahip olabiliriz. |