Tanrı
Eğer Tanrı hakkındaki düşüncelerimiz
doğru değilse, zihnimize uygulayacağımız
diğer her öğreti hatalı olacaktır. Bu, Tanrı’nın
nasıl olduğu hakkında insanların kendi fikirlerini
yürütmekte kendilerini serbest hissettiklerinden
beri en önemli öğretidir. Kendini Hıristiyan
olarak adlandıran bazıları, “Benim Tanrım
asla kimseyi cehenneme gönderemez” demektedir.
Böyle bir ifade, Kutsal Kitap’ın tüm söylediklerini
inkar ederseniz ve konuya sadece kendi fikirlerinizi
empoze ederseniz mümkün olabilir. Bu yaklaşım,
Tanrı’yı bizim için mantıklı olan kalıplara
sığdırmaya çalışıp O’nu küçülterek belki
de işlenebilecek en büyük günaha sebep olur
(Mezmur 50:21).
Eski Antlaşma’da Tanrı’yı en çok kederlendiren günahlardan birinin
putperestlik olmasının sebebi budur. Bu,
tek olan gerçek Tanrı’nın yerine insan ürünü
olan nesneleri ve düşünceleri koymak demektir
(Yeremya 10:35). Bu, Tanrı’nın karakterine
atılan iftiradır ve tüm tapınış işe yaramazlık
içerisinde cereyan eder.
Tanrı Neye Benzer?
Bu sorunun cevabı, Tanrı’nın bizim bildiğimiz ya da deneyim kazandığımız
hiçbir şeye benzemediğidir. Yeşaya kitabında
Tanrı’yı, bizlere şu soruyu sorarken görüyoruz:
“Beni kime benzetecek, kime denk tutacaksınız?
Kiminle karşılaştıracaksınız ki, benzer
olalım?” (Yeşaya 46:5). Mezmur yazarı
da aynı şeyi sormaktadır: “Çünkü göklerde
RAB'be kim eş koşulur? Kim benzer RAB'be
ilahi varlıklar arasında?” (Mezmur 89:6).
Eğer bu doğruysa, Tanrı hakkında nasıl bilgi sahibi olabiliriz?
Bunun için, Tanrı’nın kendisini bizlere
açıklamak için seçtiği yere gitmemiz gerekir;
yani Kutsal Kitap’a gitmemiz gerekir. Kutsal
Kitap’ta Tanrı’nın özelliklerini keşfedebiliriz.
Bizim keşfedebileceğimiz herhangi bir özellik,
Tanrı’nın bizlere kendisi hakkında söylemeyi
seçtiği bir özelliktir. Neden bunları bilmemiz
gerekir? İlk olarak, Tanrı bizlere kendisi
hakkında bir şeyler gösterecek kadar lütufkarsa,
O’nun verdiklerini almamız gerekir. İkinci
olarak da, Tanrıbilimi bir Hıristiyanın
aklını meşgul edebilecek en büyük ve en
harika konudur.
Tanrı Kutsaldır
Kutsal Yazılar’da Tanrı hakkında en çok söylenen şey, O’nun kutsal
olduğudur (Mezmur 99:9; 119:9; Vahiy 15:4).
Bu, O’nun tüm günahlardan ve kötülükten
uzak olduğu ve kendisinde tam ahlaksal bir
yetkinlik bulunduğu anlamına gelir. Bu önemli
gerçek, diğer herşeyi etkiler ve bundan
dolayıdır ki, Tanrı’nın sevgisi kutsal bir
sevgidir; adaleti kutsal bir adalettir;
öfkesi kutsal bir öfkedir. Tanrı kutsal
olmayan hiçbir şey yapmaz. Bu müthiş bir
gerçektir, aynı zamanda rahatlatıcı bir
gerçek. Çünkü bizlere sağladığı kurtuluş
kutsal bir kurtuluştur. O’nun planında aksaklık
veya kusur yoktur; bu yüzden aksama ihtimali
de yoktur.
Tanrı Egemendir
Bu, Tanrı’nın tüm yarattıkları üzerinde mutlak yönetim hakkı
ve yetkisi olduğu anlamına gelir (1. Tarihler
29:1112). Tanrı kendi istek ve amaçlarını
yerine getirme gücüne sahiptir. O, düşmanlarının
zaferini gördüğünde çaresizce bakan bir
masal kralı değil; herşeye gücü yeten (tüm
güce sahip olan), herşeyi bilen (tüm bilgilere
sahip olan), her yerde varolandır (tüm yerlerde
olandır). İstediği herşeyi, istediği zamanda
ve istediği kişiyle yapar (Eyüp 23:13).
Böyle bir varlığın bizim Tanrı’mız olduğunu bilmek ne büyük bir
sevinç ve rahatlıktır!
Herşey Tanrı’nın Hakimiyetindedir
O, halkının yaşamında sürekli çalışmaktadır. Bu nedenle şans
eseri veya tesadüfen hiçbir şey yaşamayız.
Tanrı destekler, rehberlik eder ve her olayı
yönetir (Yaratılış 41:22). Bazen bizler
için bunu görmek zordur, fakat Pavlus bizlere
Tanrı’nın herşeyi kendi isteği doğrultusunda
düzenlediğini söylemektedir (Efesliler 1:11).
Pavlus’a zor anlarda huzuru ve iç rahatlığını
sağlayan şey, Tanrı hakkındaki bu büyük
gerçeğe iman etmesidir.
Tanrı İyidir
Tanrı iyidir; sevecen ve cömerttir; yumuşak kalplidir ve de şefkatle
doludur (Mezmur 145:9, 1516). O’nda merhametten
yoksun ve akıl dışı hiçbir davranış yoktur,
ancak Tanrı’nın iyiliği zayıflık veya yumuşaklık
değildir. O insanların istismar edebileceği,
kendisinden kolaylıkla bir şeyler koparabileceği
bir varlık değildir. Bu iyilik, halkı olarak
bizler için Tanrı’ya güvenebileceğimiz anlamına
gelmektedir. O’na güvenebiliriz; bunu yaparak
karşılaştığımız durum her ne olursa olsun,
bunu Tanrı’nın bizim iyiliğimiz için kullanacağını
biliriz.
Tanrı Sevgidir
Eğer Tanrı sevgi olmasaydı, hiçbirimiz için bir umut olmazdı.
İlahi sevgi özensiz, sulu, aşırı duygusal
değildir; sevdikleri için işleyen bir sevgidir.
Bu, hak edilmemiş bir sevgidir (Romalılar 5:68).
Bizim tarafımızdan aranmamış bir sevgidir (1.Yuhanna 4:10).
Hayal edilemez bir sevgidir (1. Yuhanna 3:1).
Tanrı hakkında Kutsal Kitap’ın bizlere öğrettiği daha birçok
gerçek vardır. Bunları daha sonra bu kitapta
göreceğiz. Fakat şu an devam edeceğimiz
konuların temelini dayandırmak için bu kadarı
yeterlidir. Her Kutsal Kitap öğretisi Tanrı’nın
kalbinde ve aklında meydana gelir. Her öğreti
Tanrı’nın karakterini açıklayacak zenginliktedir
ve her biri Tanrı’ya olan sevgimizi derinleştirir.
Dikkate Değer Bir Alıntı...
“Hiçbir şey Tanrı konusunda yapılan sadık, içten ve sürekli bir
araştırma kadar insan aklını daha fazla
genişletemeyecek; insan ruhunu daha fazla
büyütmeyecektir. Kederinizi kaybetmek ister
miydiniz? Üzüntülerinizi atıp kurtulmak
ister miydiniz? O zaman gidin ve kendinizi
Tanrı’nın derin sularına bırakın; O’nun
uçsuz bucaksızlığında kaybolun ve kendinizi
dinlenmiş, tazelenmiş ve canlanmış bulun.
Tanrı konusunda derin derin düşünmekten
başka, ruha böyle huzur veren; üzüntüleri
ve kederleri böyle dindiren; felaket rüzgarlarına
böyle huzur getiren başka hiçbir şey bilmiyorum.”
C. H. Spurgeon
Bunları Düşünün
Neden insanlar Yeremya 10’da anlatıldığı gibi işe yaramaz tanrılara
tapınmak isterler?
Putperestlik sadece geçmişte varolan bir şey midir?
Romalılar 8:28’i, sevdiği birisinin ölümü yüzünden acı çeken
birisine nasıl açıklardınız?
Kutsal Kitap Tanrı’nın kutsallığını neden bu kadar çok vurgular?
Ek Okuma
Peter Jeffery, Great God of Wonders, Evangelical Press
İsa
İsa’nın kim olduğu sorusu,
Hıristiyan inancının geçerliliği açısından
kritik bir sorudur. Bu soru, İsa’nın kendisi
için de önemli bir sorudur; Matta 16’da
İsa’yı öğrencilerine “Halk İnsanoğlu’nun
kim olduğunu söylüyor?” diye sorarken
görüyoruz. İsa’nın bu sorusuna verilen cevaplar
ilginçtir ve bir başkasına söylenecek olsa
oldukça methedici nitelikte cevaplardır.
Konu hakkındaki ortak düşünce İsa’nın Vaftizci
Yahya, İlyas ya da Yeremya olduğudur. İnsanlar
İsa’dan çok etkilenmiş ve O’nun ölümden
dirilerek geri gelmiş olan, Tanrı’nın bu
büyük hizmetkarlarından birisi olduğunu
düşünmüşlerdi. Cevaplar övgü dolu olduğu
halde, İsa’nın kim olduğunu tanımlamak için
yetersizdi; Kutsal Kitap bizleri İsa’nın
eşsizliği ve seçkinliği konusunda şüphesiz
bir biçimde bilgilendirmektedir.
O, görünmez Tanrı’nın görüntüsü,
bütün yaratılışın ilk doğanıdır. Herşey
O’nun aracılığıyla yaratılmıştır (Koloseliler 1:15-16).
Tanrılığın tüm doluluğu
bedence Mesih’te bulunmaktadır (Koloseliler 2:9).
Oğul, Tanrı'nın yüceliğinin
parıltısı ve O'nun varlığının öz görünümüdür (İbraniler 1:3).
Kutsal Yazılar’da başka hiç kimse için buna benzer sözler söylenmemiştir.
Diğer tüm insanlar günahkardır. Bizler günahkar
bir doğada doğarız ve eylemlerimiz bu doğa
ile lekelenmiştir. Eğer İsa sadece yaşamış
olan en büyük insan olsaydı, O da günahkar
bir doğaya sahip olacağı için bir kurtarıcıya
ihtiyacı olurdu ve asla kendisi Kurtarıcı
olamazdı.
İsa özeldir. O’nun doğumu özeldi ve diğer tüm doğumlardan farklıydı.
Annesi Meryem bir bakireydi; bundan dolayı
İsa’nın doğumu bir aşkın ya da ilişkinin
sonucu değil, Kutsal Ruh’un doğaüstü bir
işinin sonucuydu (Matta 1:20; Luka 1:35).
İnsan deneyimleri açısından tamamen imkansız
olan bu olay, bizler için anlaşılması güç
bir şeydir. Fakat Tanrı, Kurtarıcımız’ın
doğumunda insan düşüncesinin veya hayal
gücünün ötesinde özel bir şey gerçekleştirmiştir.
İnsanoğlu
Yeni Antlaşma Rab İsa için birçok unvan ve isim kullanır, fakat
bunların içerisinde İsa’nın en çok kullandığı
isim İnsanoğlu’dur. Başka hiç kimse İsa’ya
bu şekilde hitap etmemiştir. İsa bu adı
bu kadar sık kullandığı için, bu unvanın
özel bir anlamı olması gerekir. İsa bu ismi
kullanmakla, kendisinin gerçekten bir insan
olduğunu açıklamış bulunmaktadır. O eşsiz
ve günahsız bir insandı, fakat yine de gerçek
bir insandı. Bu bilgi kurtuluşumuzda hayati öneme sahiptir. İbraniler 2: 1417’ye bakalım:
“Bu çocuklar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne
sahip olanı, yani İblis'i, ölüm aracılığıyla
etkisiz hale getirmek üzere onlarla aynı
insan yapısını aldı. Bunu, yaşamları boyunca
ölüm korkusu yüzünden köle olmuş olanların
hepsini özgür kılmak için yaptı. Kuşkusuz
O, meleklere değil, İbrahim'in soyundan
olanlara yardım ediyor. Bunun için her yönden
kardeşlerine benzemesi gerekiyordu. Öyle
ki, Tanrı'ya olan hizmetinde merhametli
ve sadık başkâhin olup halkın günahlarını
Tanrı'ya bağışlatabilsin.”
İsa, insanların günahlarına kefaret olabilmek için insan olmuştur.
Tanrı’nın Yasası’nı çiğneyen ve günah işleyen
kişi insandır ve bu yüzden bu günahın bedelini
ödeyecek kişi yine insan olmalıdır. Fakat
bunu gerçekleştirmek için hiçbir insan yeterli
değildi. Bu nedenle, Tanrı İsa Mesih’in
kişiliğinde insan oldu ve kurtuluşumuz için
gereken bu eylemi gerçekleştirdi.
Tanrı Oğlu
İsa, bir insandan daha fazlasını ifade etmekteydi. İncil’de kendisini
yirmi beş kez Tanrı Oğlu diye adlandırmaktadır.
İsa, “Tanrı bizimledir” anlamına gelen İmanuel’dir.
Tanrı’nın, halkı ile daima birlikte olduğu
doğrudur ve Eski Antlaşma’da Tanrı’nın Musa
ve Davut ile birlikte olduğunu görebiliriz.
Bununla beraber Tanrı, İsa’da oldukça farklı
bir şekilde bizimledir. Tanrı İsa’da insan
olur, insan şeklini alır ve Eski Antlaşma’daki
imanlıların hiç deneyimle yemediği bir şekilde
kendisini bizlerle özdeşleştirir. İsa gerçekten
Tanrı ve gerçekten insandır. Bir kısmı insan,
bir kısmı Tanrı değildir. O’nda iki ayrı
doğa mevcuttur ve bundan dolayı da ilahidir.
Aynı zamanda, günahsız bir insandır. O’nun
Tanrılığı Kutsal Yazılar boyunca doğrulanmıştır.
Eski Antlaşma’da Yeşaya peygamber Tanrı’nın
kutsallığı ve görkemi ile ilgili olağanüstü
bir vahiy almıştır.
Yeşaya, meleklerden oluşan bir kalabalığı görür ve çığlıklarını
duyar:
“Herşeye Egemen RAB kutsal,
kutsal, kutsaldır.Yüceliği bütün dünyayı
dolduruyor” (Yeşaya 6:3).
Ve şöyle der:
“Kral'ı, Herşeye Egemen
RAB'bi gözlerimle gördüm” (ayet 5).
Fakat Yeni Antlaşma’da, Yuhanna bu olayla ilgili şöyle der:
“Bunları söyleyen Yeşaya,
İsa'nın yüceliğini görmüş ve O'nun hakkında
konuşmuştu” (Yuhanna 12:41).
İsa, meleklerin bahsettiği Kutsal Rab’dir. İsa Yeşaya’nın gördüğü
Kral, Herşeye Egemen Rab’dir. İsa Tanrı’dır.
İsa Kurtarıcıdır
Kurtuluş cennette planlanmış, fakat cennette tamamlanamamıştır.
Günah için gerekli olan kefaret, Tanrı’ya
bir insan tarafından sunulmalıydı. Fakat
bütün insanlar günahkar olduğundan, bunu
yapacak nitelikte bir insan yoktu.
Ölümsüz Tanrı insan oldu, böylece “ölüm aracılığıyla”
(İbraniler 2:14) halkı için kurtuluşu sağladı.
Tanrı insan oldu, insan İsa olarak halkı
için öldü ve halkının kurtuluşunu sağladı.
Pavlus Romalılar 5:17’de bunu şöyle ifade
eder: “Çünkü eğer ölüm bir tek adamın
[Adem] suçu yüzünden o tek adam aracılığıyla
egemenlik sürdüyse, Tanrı'nın bol lütfunu
ve aklanma bağışını alanların bir tek adam,
yani İsa Mesih sayesinde yaşamda egemenlik
sürecekleri çok daha kesindir.”
Eğer “Tanrı neye benzer?” diye soracak olursak, Kutsal Kitap’ın
bize vereceği cevap şudur: O, İsa gibidir;
kutsal, doğru, iyi, acıma ve merhamet ile
dolu. O günahkarları sever, onlara kendi
sevgi dolu ellerini uzatır ve onlara lütuf
sunarak Kendisine gelmeleri için çağrıda
bulunur. Günahkarların tek kurtuluş umudu
İsa’nın kim olduğuna dair bu harika gerçekte
yatar. Çünkü Tanrı ancak Rab İsa Mesih aracılığı
ile tanınabilir.
Dikkate Değer Bir Alıntı...
“Seçiminizi yapmak zorundasınız. Bu insan ya Tanrı’nın Oğlu ya
da bir deli veya daha kötü bir şeydir. O’nu
bir ahmak gibi susturabilir; O’na bir iblis
gibi tükürebilir ve O’nu öldürebilir ya
da ayaklarına kapanıp O’nu Rab ve Tanrı’nız
olarak çağırabilirsiniz. Fakat O’nun insanlık
için harika bir öğretmen olduğu gibi aşağılatıcı
bir yaklaşımda bulunmayın. Bize bu seçenek
verilmedi; Tanrı bu seçeneği vermek istemedi.
O bunu planlamadı.”
C. S. Lewis
|