Kutsal
Ruh
Tanrı’yı Baba ve Oğul olarak
düşünmek çok zor değildir, fakat Kutsal
Ruh olarak düşünmek kafamızda bir problem
yaratır. Baba ve Oğul’u kişilikler olarak
düşünmek kolaydır, fakat Kutsal Ruh olan
Tanrı’yı bir kişi olarak düşünmek o kadar
kolay değildir. Kutsal Ruh’u herhangi bir
kişilik olarak belirtmeden, bir güç ya da
etki olarak düşünmeye meyilliyizdir. Bu
ölümcül bir hata olabilir, çünkü Kutsal
Ruh da Baba ve Oğul gibi Tanrı’dır.
Daha önce Yeşaya 6 ve Yuhanna 12’de, peygamberin gördüğü “Kral
ve Herşeye Egemen olan Rab’bin” İsa
olduğunu biz de görmüştük. Yeşaya 6’daki
bu aynı bölüm Elçilerin İşleri 28:26-27’de
yine tekrarlanmış ve Pavlus orada konuşan
kişinin Kutsal Ruh olduğunu söylemiştir.
İsa Tanrı olduğu gibi, aynı zamanda Kutsal
Ruh da Tanrı’dır.
Kutsal Ruh’un Hizmeti
Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh Tanrı’nın hizmetlerinin
tümü kurtuluşumuz için gereklidir. Kurtuluşumuzu
Baba planlamış, Oğul satın almış, Kutsal
Ruh bizlere uygulamıştır ve de uygulamaktadır.
Bunu bizlere yeni hayat vererek (Yuhanna
3:58) ve suçluluğumuzu göstererek (Yuhanna
16:8) yapar. Suçlu olduğumuzun farkına varmadan
tövbe ve pişmanlık olmaz; tövbenin olmadığı
yerde de kurtuluş olamaz.
Kurtarılmaya ihtiyacımız olmasının sebebi, günahın üzerimizde
sahip olduğu korkunç kuvvettir. Tanrı’nın
kurtuluşumuz için olan planı, günahın etkisini
yok etmez; İsa’nın çarmıhtaki ölümü bu etkinin
yok yolması için çok önemlidir, fakat tek
başına yeterli değildir. Tanrı kurtuluşumuzu
planladığında, günahın üzerimizdeki bu berbat
etkisini biliyordu ve şunu da biliyordu
ki; eğer bizlere kalsaydı, bizler asla İsa’nın
sağladığı bu kurtuluş için asla İsa’ya gelmezdik.
Yuhanna 6:44’te bu sorun ile ilgili olarak
İsa “Beni gönderen Baba bir kimseyi bana
çekmezse, o kimse bana gelemez” demiştir.
Tanrı bu “çekişi” Kutsal Ruh sayesinde gerçekleştirir. Ruh İncil’de
yer alan İsa hakkındaki gerçeği kullanır
ve bunun aracılığı ile günahlı olduğumuza
ilişkin bizi ikna eder. Bunu yalnız Kutsal
Ruh yapabilir. İkna oluş, kendi günahlarımızın
farkına varmak; onların korkunçluğunu hissetmek;
günahlarımızın Tanrı’yı incittiğini anlayıp
kederlenmektir. İkna oluş, kurtuluş isteği
getirir. Bizleri bağışlanma için İsa’ya
döndürür. Tüm bunlar Kutsal Ruh’un yüreklerimizdeki
işleyişidir.
Kutsal Ruh’un Meyvesi
Kurtulduktan sonra da Kutsal Ruh bizlerde çalışmaya başlar, hayatlarımızda
kendi özel meyvesini –sevgi, sevinç,
esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık,
yumuşak huyluluk ve özdenetim– üretmek
ister (Galatyalılar 5:22). Bu meyve, tabiatımız
itibarı ile sahip olabileceğimiz ya da olamayacağımız
değişken özelliklerden çok ötedir. Doğal
olarak nasıl olduğumuza bakmaksızın tüm
Hıristiyanlarda görülebilir. Bir kez daha
tekrarlıyorum, sadece Kutsal Ruh bunu gerçekleştirebilir.
Bunlar Kutsal Yazılar’da da görüldüğü gibi,
Kutsal Ruh’un yönlendirişine sevgiyle itaat
ederek adanmış bir yaşamın sonucunda oluşan
özel ruhsal niteliklerdir.
Kutsal Ruh’un Armağanları
Geçmiş yıllarda, Kutsal Ruh’un armağanları konusunda ciddi miktarda
tartışmalar mevcuttu. Bazı Hıristiyanlar
Yeni Antlaşma’da okuduğumuz tüm bu mucizevi
armağanların, günümüz kilisesi için geçerli
olduğunu düşünmektedirler. Diğerleri ise
bu armağanların elçiler döneminin bitimi
ile Tanrı tarafından geri alındığına inanırlar.
Bunun gibi küçük bir kitap, bu konu ile
ilgili doğruların ve yanlışların tartışılması
için uygun değildir. Fakat inanmalıyız ki
Kutsal Ruh’un etkinliği olmaksızın, İncil
çalışmalarımızın hiçbir faydası yoktur.
Kilisenin üzerine Kutsal Ruh’un taze gücünün
döküldüğünü bilmeye ihtiyacımız vardır ve
tüm imanlıların en öncelikli duası bu olmalıdır.
Dikkate Değer Bir Alıntı...
“Çoğu insanın, kafasının Tanrı’nın Ruhu hakkında karışmış olduğunu
söylediğimde, benimle hemfikir olacağınızı
düşünüyorum. Örneğin, Kutsal Ruh coşku değildir.
Bazı insanlar coşku ile dolarlar ve bunun
Kutsal Ruh olduğunu düşünürler. Fakat bunun
böyle devam etmesi gerekmez. Bu insanların
bazıları giderler ve günahkar bir hayat
yaşarlar. Fakat Kutsal Ruh, Tanrı’nın nefret
ettiği günahkar bir hayat yaşayan birisine
asla gelmez ve insanın bu şekilde yaşamasına
izin vermez... Kutsal Ruh Rab olmalıdır,
aksi takdirde hiç gelmeyecektir.”
A. W. Tozer
Bunları Düşünün
Yeşaya 6’daki bölümün, Yuhanna 12 ve Elçilerin İşleri 28’de tekrarlanmasının
anlamı nedir?
Kutsal Ruh sizleri İsa Mesih’e nasıl çekti? Şu anda geri dönüp,
İsa’yı seçtiğiniz ana baktığınızda minnet
duyabilmeniz için ne gibi etkiler kullandı?
Tozer, “Kutsal Ruh Rab olmalıdır” demektedir. Bu ne anlama gelmektedir
ve O’nun sizlerin hayatınızda Rab olduğunun
kanıtları nelerdir?
Ek Okuma
Sinclair Ferguson, The Holy Spirit, IVP
Üçlü
Birlik
“Üçlü Birlik” kelimesi Kutsal Kitap’ta yer almaz,
fakat bu kavram Kutsal Yazılar’da Yaratılış
1:26’dan (“Tanrı, ‘İnsanı kendi suretimizde,
kendimize benzer yaratalım’ dedi”) Matta
28:19’a (“Bu nedenle gidin, bütün ulusları
öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba,
Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin.”)
kadar her yerde mevcuttur. Üçlü Birlik,
Tanrı’nın “üçlüğü”; Baba, Oğul ve Kutsal
Ruh oluşudur. Bizler üç Tanrı’ya inanmıyoruz.
Kutsal Yazılar sadece bir tek Tanrı olduğu
konusunda oldukça açıktır (Yasanın Tekrarı
6:4; 1. Timoteos 2:5).
Bunun anlaşılması çok zor bir öğreti olduğu konusunda şüphe yoktur.
5. yüzyılın büyük Hıristiyan liderlerinden
Augustine, Üçlü Birlik öğretisi hakkında
düşünmek için büyük bir zaman harcamıştır.
Bir gün deniz kıyısında tek başına yürürken,
kumu kazmakta olan bir çocuk görür. Ona
ne yapmaya çalıştığını sorar, çocuk denizi
kumdaki bu deliğe boşaltmak istediğini söyler.
Bu cevap Augustine’i şöyle düşünmeye yöneltir:
“Tanrı’nın sonsuzluğunu kendi nedenlerimle
tüketmeyi deneyip, kendi aklımın sınırları
içerisine sokmaya çalışarak bu çocuğun yaptığı
şeyin aynısını yapmaya çalışmıyor muyum?”
Tek Tanrı – Üç Kişi
Hıristiyanlar Müslümanlar tarafından üç Tanrı’ya tapmakla suçlanırlar,
fakat gördüğümüz gibi bu doğru değildir.
Augustine’in keşfettiği gibi Tanrı o kadar
büyük ve yücedir ki, insan aklının Tanrı’nın
tümünü kavraması imkansızdır. Bizim aklımız
sınırlıdır; bunun için de Üçlü Birliği incelemek
ve açıklamak için kullandığımız çeşitli
örneklerden birisi maddenin üç hali (katı-sıvı-gaz)
ya da bir yoncadaki üç yapraktır. Bunlar,
Tanrı’nın üç biçiminin insan tecrübelerinde
karşılığı olmadığı için, çok fazla olmamakla
birlikte yardımcı olabilirler.
Aynı şekilde “kişi” kelimesi de yardımcı olamaz. Eğer bir kişiyi
düşünürsek, o kişi kendi kimliğine ve varlığına
sahip olacak ve böylece üç kişi, üç birey
olacaktır. Kullanmak zorunda olmamıza rağmen,
lisan bile Tanrı’nın görkemini tanımlamakta
yeterli olamaz. Bizlere O’nun Kutsal Kitap’ta
kendisini anlatmak için seçtiği kelimeler
kalmaktadır. Sonuçta Tanrı’nın Baba, Oğul
ve Kutsal Ruh olarak – tek Tanrı’nın üç
kişide – açıklandığını görürüz.
Üçlü Birlik tartışılmaya ya da açıklanmaya çalışılsa da, bir
açıklama konusu değil; saygılı bir biçimde
kabul edilmesi gereken bir konudur.
Üçlü Birliğin İşlevi
Üçlü Birlik’te kesin bir hiyerarşi vardır; önce Baba, sonra Oğul
ve ardından Kutsal Ruh gelir. Bu üç kişi
aynı zamanda Tanrı’dır, her biri birbirine
eşittir ve her biri bir diğeri kadar önemlidir.
Herhangi birisi diğer ikisinden daha üstün
değildir, fakat her birinin farklı birer
işlevi vardır. Bunu, Tanrı’nın yaratış ve
kurtarış işlerinde görebiliriz.
Yaratılışta Tanrı göğü ve yeri yarattı (Yaratılış 1:1). Aynı
zamanda, bizlere bunu Oğul aracılığı ile
yaptığı da söylenmektedir. Ve eğer Yaratılış
1:2’ye bakarsak, Kutsal Ruh’un sular üzerinde
dalgalanarak ya da Tanrı’nın buyruğunu var
ederek yaratılışta etkin olduğunu görürüz.
Bu, Mezmur 104:30’da da belirtilmiştir:
“Ruhunu gönderince var olurlar, yeryüzüne
yeni yaşam verirsin.” Burada belirtildiği
gibi Baba Tanrı dünyayı yarattı; bunu Oğul
ve Kutsal Ruh aracılığı ile gerçekleştirdi.
Üçlü Birliği kurtuluşta, aktif olarak tekrardan görebiliriz.
Kurtuluşu Baba Tanrı planlamıştır. O, bu
dünyayı çok sevmektedir ve bu sevgiden ötürü
Oğlu İsa’yı bizim Kurtarıcımız olarak dünyaya
göndermiştir. Baba Tanrı’nın başlangıçtaki
bu eylemi olmasaydı, kurtuluş söz konusu
olamazdı. İsa bunu Yuhanna 6:37-38’de gayet
açık bir şekilde belirtmiştir: “Baba'nın
bana verdiklerinin hepsi bana gelecek ve
bana geleni asla kovmam. Çünkü kendi isteğimi
değil, beni gönderenin isteğini yerine getirmek
için gökten indim.”
Oğul Tanrı, çarmıhta bizlerin yerine ölmüştür: “İsa suçlarımız
için ölüme teslim edildi ve aklanmamız için
diriltildi” (Romalılar 4:25).
Kutsal Ruh Tanrı tüm bunları gerçekleştirir ve İsa’nın ölümünün
bereketlerini bizlere uygular. Pavlus’un
Korint’te kurtulan Hıristiyanlar tarafından
kabul edilişi, verdiği ikna edici vaazlar
yüzünden değil, Kutsal Ruh’un vaaz edilen
mesajları kullanarak ilahi gücü göstermesi
yüzündendir.
Petrus tüm bunları bir araya getirir: “İsa Mesih'in sözünü
dinlemeniz için ve O'nun kanının üzerinize
serpilmesi için, Baba Tanrı'nın önbilgisine
göre Ruh tarafından kutsal kılınarak seçildiniz.
Lütuf ve esenlik artan ölçüde sizin olsun”
(1. Petrus 1:2).
Dikkate Değer Bir Alıntı...
“Üçlü Birliğin, bizim anlayışımızın ötesinde bir gizem olduğunu
çok iyi biliyoruz. Tanrı’nın yüceliği anlaşılmazdır.
Tanımladığımız kavram için örnekler yoktur.
Bu gerçeği resmedebileceğimiz bir yol da
yoktur. Her biri eşit derecede insan ve
her biri birbirinden farklı üç kişiye sahip
olabilirsiniz. Fakat günün sonunda üç insana
sahip olursunuz, bir değil. Tanrı’nın üç
ayrı kişiliğinin her biri eşit derecede
Tanrı’dır ve birbirinden farklıdır. Fakat
gizem olan nokta şudur ki, Tanrı yine de
tektir...”
Stuart
Olyott
Bunları Düşünün
Eğer “kişi” kelimesi Üçlü Birliği düşünürken bizlere yardımcı
olamıyorsa, neden kullanıyoruz?
Üçlü Birliğin kurtarış planındaki işlevini düşünürsek, Tanrı’nın
bu üç eyleminden birinin eksik olması durumunda
bir günahkarın kurtulması mümkün olur muydu?
Ek Okuma
Stuart Olyoot, The Three are One, Evangelical Press
|