RUHSAL ARMAGANLAR
KİLİSENİN
İŞARETLERİNDEN BİR BAŞKASI İSE BİRLİKTİR.
Bu işaret kilisenin tanımının doğasında yer almaktadır.
Kilise, İsa Mesih üzerine bina edilmiştir. Kutsal Ruh aracılığı ile var
olmuştur, artık Tanrı’nın gözünde yeni bir halk olan, her ırktan insanlar
tarafından oluşturulmaktadır. Eğer kilise İsa Mesih üzerine bina edilmiş ise
tek bir temeli, tek bir Tanrı’sı ve tek bir teolojisi var demektir. Eğer kilise
Kutsal Ruh aracılığı ile var olmuş ise Tanrı’nın halkının temel Ruhsal
tecrübeleri birdir. Tanrı’nın halkı çok değişik geçmiş ve kültürlerden gelmiş
insanlardan oluşmakta olsa da, yeniden doğma, aklanma ve evlatlığa alınma
aracılığıyla Tanrı ile bir ilişkiye çağrılmışlardır. Eğer bu insanlar. Yeni bir
halk olmak için çağrılmışlarsa, dünyadan kesinlikle tek ve bağımsız, farklı ve
kutsal varlıklar olarak ayrılmışlardır.
Hristiyan olan bir kişi bu birliğin
farkındadır. Hristiyan olmadan önce farklı derecelerde yalnız olan bu kişi
artık yalnız değildir. Pavlus bu konuda şunları kaleme almıştır: “Buna göre
arık yabancı ve garip değil, kutsallarla birlikte yurttaş ve Tanrının ev
halkısınız”(Efesliler 2:19)
Ancak uzun zaman önce birlik,
kilisenin bir ünvanı olmaktan çıkmıştır. Kilise içindeki ayrılıklar görmezlikten
gelinemeyecek kadar büyüktür. Bu ayrılığın sebeplerinden birisi günahtır. Bir
başka sebep ise Tanrı’nın kilisesine vermiş olduğu hediyeler konusudur ki Tanrı
kilisesine bu hediyeleri dünya üzerinde etkin bir biçimde işleyebilmesi için
vermiştir.
Birlik
ve farklılık konusunda Yeni Antlaşma’da oldukça fazla ayet vardır. Birlik
konusunda Efesliler 4:4-6 iyi bir örnektir: “Çağrınızdan doğan tek bir ümide
çağrıldığınız gibi, beden bir, Ruh bir, Rab bir, iman bir, vaftiz bir, her
şeyin üzerinde, her şeyle ve her şeyde olan herkesin Tanrısı ve Babası birdir.”
Ancak takip eden ayetlerde (7, 11-12) Pavlus hediyeler yüzünden yaşanan
farklılığa değinmektedir: “Ama lutuf her birimize Mesih’in armağanı ölçüsünde
bağışlandı…kendisi bazılarını elçi, bazılarını peygamber,bazılarını müjdeci ve
bazılarını önder ve öğretmen olmak üzere atadı. Öyle ki kutsallar,hizmet
görevini yapmak ve Mesih’in bedenini geliştirmek için donatılsın.” Takip eden
ayetlerde bir bedenin farklı organları olduğu konusuna değinilerek bu
farklılıkların farklı fonksiyonların doğal bir getirisi olduğu ortaya
konulmaktadır.
Örneğin
1.Korintliler’de birlik ve farklılıklar konusu bir
arada ele alınmıştır: “çeşitli ruhsal armağanlar vardır, ama Ruh birdir.
Çeşitli görevler vardır ama Rab birdir. Çeşitli etkinlikler vardır,ama herkese
hepsini etkin kılan aynı Tanrı’dır.” Bu hediyelerin dokuzunu listeleyen elçi
ayete şöyle devam etmiştir: “Bunların hepsini etkin kılan bir ve aynı Ruh’tur.
Ruh bunları herkese ayrı ayrı dilediği gibi dağıtır.”
Romalılar
kitabı aynı vurguda bulunmuştur: “Bir bedende ayrı ayrı
işlevleri olan çok sayıda çok sayıda üyemiz olduğu gibi, çok sayıda olan bizler
de Mesih’te tek bir bedeniz ve
birbirimizin üyeleriyiz.”(Rom. 12:4-5)
Bu
ayetler, kilisenin sağlığı için bu birliğin ve bu tarz farklılıkların gerekli
olduğunu ortaya koymaktadır. Birlik olmadan, Tanrı’nın Ruhu’nun işi
aracılığıyla İsa Mesih ile ilişkinin birliği olmadan kilise de olamaz. Bizler
hala daha günahlarımızda oluruz. Diğer taraftan,
farklılıklar olmadan kilise sağlıklı olamaz ve düzgün bir işlev göremez;
bacaksız ve kolsuz bir beden gibi oluruz.
Şu
ana kadar kilise hakkında her şey sanki birlik alanında söylenmiş gibi
gözükebilir: kilisenin tanımı, işaretleri, tapınmanın doğası, sakramentler. Tüm
bunlar, Tanrı’nın halkının ortak tecrübeleridir. Şimdi sıra farklılıklara
bakmaya gelmiştir. İlk ruhsal hediyelere bakacağız. Bu çalışmaya liderlere,
başkalarının hediyelerini keşfetmede ve geliştirmede düşen sorumlulukları da
dahil edeceğiz. İkinci olarak ise kilise görevlerine ve bu görevlerin büyük
resme nasıl bir katkıda bulunduğuna bakacağız.
HERKESE
BİR HEDİYE
Ruhsal
hediyeler kiliselerde son zamanlarda derinlemesine tartışılmışlardır. Bu
tartışmaların dışında kalan daha eski kiliseler ise çok şey kaçırmışlardır.
Kaliforniya, Palo Alto Peninsula Kutsal Kitap Kilisesinden Ray c. Stedman
ruhsal hediyeleri şöyle tanımlamıştır: “her gerçek Hristiyan’a bir beklenti
olmaksızın verilen ve Hristiyan olmadan önce sahip olmadığı bir hizmet etme
kapasitesi.”
Bu
tanım, yakından incelenmeyi hak etmektedir. İlk olarak ruhsal armağanın
imanlıya Tanrı tarafından verildiği belirtilmektedir; zaten “armağan” kelimesi
bu durumu ifade etmektedir. Yeni antlaşmada bu türden bir hediye için
kullanılan kelime “charisma” ya da “charismata” ‘dır. Günümüzde kullanılan
karizmatik kelimesi buradan gelmektedir. Ancak bizi bu kelimeye yüklediğimiz
anlamsa da sınırlıdır. Charisma
kelimesinin en önemli özelliği yunanca charis kelimesinden
kaynaklanmasıdır; bu kelimenin anlamı ise “lutuf” tur. Lutuf Tanrı’dan gelen ve
bizim hak etmediğimiz bir armağan olduğuna göre, bu hediyeleri Tanrı’nın iyi
niyetinden dolayı bizlere verildiği ortadadır.
Bir Hristiyana bir hediye, bir başkasına ise
başka bir hediye verilir. Pavlus bu durumu şu ayette belirtmiştir: “Bunların
hepsini etkin kılan bir ve aynı Ruh'tur. Ruh bunları herkese dilediği gibi,
ayrı ayrı dağıtır.” (1. kor. 12:11)
Ruhsal
armağan bir Hristiyan’ın, iman etmeden önce sahip
olmadığı bir şey olduğu için Stedman, doğal yetenekler ile bu yeteneklerin bir
birine karıştırılmaması üzerinde durmuştur. Doğal yeteneklerde Tanrı’nın bir
armağanıdır. Kutsal Kitap’ta şöyle yazılmıştır: “her nimet, her mükemmel
armağan yukarıdan, kendisinde değişkenlik ya da döneklik gölgesi olmayan
Işıklar Babası’ndan gelir”(Yakup 1:17). Bu durum Hristiyan olanların ve
olmayanların doğal yetenekleri içinde geçerlidir.
Bir
Hristiyan’ın ruhsal bir armağanını, doğal bir
yeteneği aracılığıyla tercüme edebileceği de gerçektir. “Yardım etme” hediyesine
sahip bir kişi, marangozluk, aşçılık, finansal yöneticilik ya da benzer
konularda ki yeteneğini hizmete yardımda kullanabilir. “Öğüt verme” hediyesine
sahip bir kişi doğal bir yetenekle insanlarla çok yakınlaşabilir. Tüm bunlara
rağmen ruhsal hediyeler basit sebepler için verilmiş yetenekler değildirler; bu
hediyeler sadece Hrisityanlara verilen armağanlardır. Verilme sebebi ise şudur:
“Öyle ki kutsallar, hizmet görevini yapmak ve Mesihi’in bedenini geliştirmek
için donatılsın”(Efesliler 4:12).
Ruhsal
armağan ile yetenek arasındaki ilişkiye bir örneği Eski Anlaşmada görebiliriz.
Buluşma çadırının yapılmasında görevli olan ustalardan birisi de Basalel’dir.
“Rab Musa’ya şöyle dedi: “bak, Yahuda oymağından özellikle Hur oğlu Uri oğlu
Basalel’i seçtim. Beceri,anlayış, bilgi ve her türlü ustalık vermek için onu
ruhumla doldurdum. Öyle ki, altın, gümüş, tunç işleyerek ustaca yapıtlar
üretsin; taş kesme ve kakmada, ağaç oymacılığında her türlü sanat dalında
çalışsın” (Mıs. 31:3-5) . Besalel’e beceri ve her türlü ustalık doğal
yetenekleri verilmiştir, aynı zamanda bu doğal yeteneklerini kullanması için
anlayış ve bilgi Ruhsal armağanları verilmiştir. Besalel, ruhsal armağanından
dolayı İsrail’in tapınması için objeler üretebilmiştir.
Stedman’ın tarifinin üçüncü önemli noktası, her Hristiyan’ın en azından bir armağan almasıdır. Bu konudaki
ayetlere bakalım: “herkesin ortak yararı için herkese Ruhu belli eden bir
yetenek veriliyor”. (1. Kor. 12:7). “her biriniz hangi Ruhsal armağanı
aldıysanız, bunu Tanrı’nın çok yönlü lütfunun iyi kahyaları olarak birbirinize
hizmet etmekte kullanın” (1. pet. 4:10).
Bu
gerçeği görme konusunda başarısız olan kilise tarih içerisinde, John R. W.
Schoot’un ifadesi ile “topluluğun ruhban sınıfı tarafından yönetilmesi” şekline
dönüşmüştür. Bir çok farklı sebepten dolayı kilise içerisinde rahipler ve
topluluk arasında ayrılık oluşmuştur. Bu oluşuma göre Rahiplerin kiliseyi
yönetmesi ve Hristiyan hizmetlerini yerine getirmesi gerekmekteydi, topluluğun
ise yumuşak başlılıkla bu rahiplere itaat etmesi mecburiydi. Bu durumun açık
bir ispatı olarak Scoot, 1906 senesinde yayınlanan yıllık Papalık bülteninden
şu aktarmayı yapmaktadır(vehementer nos): “ayinler esnasından topluluğun sahip
olduğu tek hak, yönetilme hakkıdır. Topluluk çobanlarını takip eden çoban
sürüsü gibidir.”
Tanrı’nın
halkının kilisesinin olması gerektiği şekil bu değildir. Bu şekilde bir görüşün
yaygın olduğu tüm kiliselerde, Tanrı
tarafından cemaate verilen hediyelerin kullanılması ve bunlardan
faydalanılmasını beklememek gerekir. Hediyeler, başkalarına hizmet etmek
içindir. Topluluk, hem kilise ye hem dünyaya hizmet etmelidir. Ruhban sınıfı
ise cemaate hizmet etmeli, onların hediyelerini anlayıp kullanmalarına,
geliştirmelerine yardımcı olmalıdır. Schoot bu konuda şunları kaleme almıştır:
‘Kilise görevlileri ile topluluk arasında bir ayrım, bir farklılık yoktur.
Bunlar farklı iki sınıf değillerdir. Bu kişiler ‘topluluğun hizmetlileridir’ ki
aslında kendileride hizmet ettikleri topluluğun bir parçasıdır.””
Ruhsal
armağanların bu üç özelliği, önemlerini açıkça ortaya koymaktadır. Armağanlar
teolojik açıdan önemlidir çünkü bizlerin Tanrı’nın lütfunu daha dolu bir
şekilde anlamamıza yardım ederler. Armağanlar kişisel ve tecrübesel açıdan
önemlidir çünkü bizlerin İsa’ya ve kilisedeki kardeşlerimize olan hizmetimiz üzerinde direk bir ağırlık
taşımaktadırlar. Armağanlar organizasyon açısından da önemlidir çünkü topluluk
ile kilise görevlileri arasındaki ilişkiyi tanımlamaktadırlar.
Armağanlar
nelerdir?
Ruh’un
armağanları, Yeni Antlaşma’nın dört ayrı bölümünde, bu bölümlerin birisinde de
iki ayrı yerde listelenmiştir. Toplam beş ayrı liste vardır: Efesliler 4:11; 1.
Korintliler 12:8-10; 1. Korintliler 12:28-30; Romalılar 12:6-8 ve 1. Petrus
4:11. Bu listelerde farklı farklı armağanları
görmekteyiz. En kısası olan 1. Petrus 4:11 , konuşma ve hizmet armağanlarına
değinmektedir. 1. Korintliler 12 de yer alan iki ayrı listede 9’ardan toplam 18
armağan sıralanmıştır ancak bu 9’luk grup birbirinin aynısı değildir. Toplam
olarak 19 armağanın listelendiğini söylesek de bu kesin bir rakam değildir:
farklı kelimeler aynı ya da yakın armağanların tanımlanması için kullanılmış
olabilir ve bahsedilmemiş hediyeler olabilir.
1- Elçiler ve Peygamberler. Efesliler 4:11
ve 1. Korintliler 12:28-30 da yer almaktadır.
Ruhsal armağanlar konusunda çalışmalarda
bulunan kişilerden bazılar elçilerin ve
peygamberlerin günümüzde de var olduklarını
ileri sürmüşlerdir. Elçi, ünvanının sadece
İsa’nın atamış olduğu kişiler değil günümüzde
de tanıklık ve kilise bina etme amacı
ile dünyaya giden herkese ait olduğunu
düşünmektedirler. Peygamber ünvanının
ise Tanrı’dan vahiy aracılığı ile söz
alan kişiler değil, Tanrı hakkında çekinmeden,
cesaretle konuşan herkese ait olduğunu
kabul etmektedirler. (1.Korintliler 14).
Bu fikirlerin sağlam bir iddia gibi görünmeleri
bir yana orijinal metinlerde kullanılan
Yunanca kelimeler incelendiğinde varılan
sonuç farklı olacaktır. Bu iki ayette
de kullanılan kelimeler, yorum katılmadan,
asli anlamlarında anlaşılmalıdır. Elçi,
İsa Mesih tarafından uygun bir şekilde
kilise kurmak için atanan kişidir. Peygamber,
Tanrı’dan vahiy aracılığıyla aldığı ayetleri
(eski peygamberler gibi), bizim yeni antlaşma
dediğimiz (İncil) kitaba kaydeden kişidir.
|
Efesliler
4:11
|
1.Korintliler
12:8-10
|
1.Korintliler
12:28-30
|
Romalılar
12:6-8
|
- Petrus
4:11
|
1
|
Elçi
|
|
Elçi
|
|
|
2
|
Peygamber
|
|
Peygamber
|
Peygamberlik
|
|
3
|
|
|
|
Hizmet Etme
|
Hizmet Etme
|
4
|
Müjdeci
|
|
|
|
|
5
|
|
Bilgece Konuşma
|
|
|
|
6
|
|
Bilgi İletme
|
|
|
|
7
|
Önder
|
|
|
|
|
8
|
Öğretmen
|
|
Öğretmen
|
Öğretmen
|
Konuşma
|
9
|
|
|
|
Öğüt Verme
|
|
10
|
|
İman
|
|
|
|
11
|
|
Hastaları İyileştirme
|
Hastaları İyileştirme
|
|
|
12
|
|
Mucizeler Yapma (Peygamberlik)
|
Mucizeler Yapma
|
|
|
13
|
|
Ruhları Ayırt Etme
|
|
|
|
14
|
|
|
|
Yönetme
|
|
15
|
|
|
Başkalarına Yardım Etme
|
Bağışta Bulunma
|
|
16
|
|
|
|
Merhamet Etme
|
|
17
|
|
|
Yönetme
|
|
|
18
|
|
Çeşitli Dillerde Konuşma
|
Çeşitli Dillerde Konuşma
|
|
|
19
|
|
Dilleri Tercüme Etme
|
Dilleri Tercüme Etme
|
|
|
Bu hediyelerin
her ikisi de günümüzde mevcut değildir
. Günümüzde bu anlamda ne elçi ne de peygamber
vardır . Ancak Tanrı ‘ nın Hristiyan cemaatine
bahşettiği bu ilk hediyelerin faydalarından
, bizlerinde mahrum bırakılmadığı açıktır
. Elçiler , ilk kiliseleri tesis etmişler
ve onlara yetki ile öğretiş vermişlerdir.
Tanrı ‘ dan ayetleri almış olan peygamberler
de İncil’i kaleme almışlardır .
2. Müjdeci : Hediyelerin ikinci kategorisinde tek bir hediye
vardır . Açıkça görüldüğü gibi müjdecilik hediyesi günümüzde de mevcuttur .
Müjdeci , İsa Mesih aracılığı ile günahtan kurtulma müjdesini insanlara iletme
konusunda özel bir yeteneğe sahip olan kişidir . Bu türden bir ruhsal armağanın
varlığı , bu armağana sahip olmayanların müjdeyi yayma mecburiyetlerini ortadan
kaldırmamaktadır çünkü paylaşmak hepimize verilmiş olan bir görevdir . Büyük
görevimiz budur . Ancak herkesin bu göreve ait olması , bazılarımızın bu konuda
özel bir hediye alması gerçeğini ortadan kaldırmaz .
Müjdeci
kişinin özellikle iyi eğitim almış ya da çok zeki bir kişi olması
gerekmemektedir . Ancak müjdecinin vereceği mesajı iyi bilmesi gerekmektedir .
Bu konudaki sorulara doğru cevaplar sunabilmeleri şarttır . Ancak bu kişilerin
temel hediyesi , İncil ‘in temel mesajını iletebilme üzerinedir . Müjdecilik
armağanı , ‘’ Billy Graham
‘’ gibi sadece profesyonel müjdecilere ait bir armağan değildir . Genellikle bu
armağanın geri plandaki , basit insanlara verildiği görülmüştür . Billy Graham , The Holy Spirit
isimli kitabında Kutsal Kitap ‘ ta bir diyakon olan
Filipus ‘ dan başkasına müjdeci denmediğini belirtmiştir . Ben şahsen , bu
hediyeye sahip birkaç insan tanıdığımı söyleyebilirim . Bu insanların hiç
birisi bu hediyeyi atama yoluyla almamışlardır . Bu kişiler , başkalarına İsa
Mesih hakkında konuşmaktan zevk alan ve etkili olan basit kişilerdi .
3. Önderler , öğretmenler ve öğüt vericiler :
Ben bu üç farklı armağanı tek bir kategoride
toplamayı uygun görüyorum çünkü bu üç
armağanın tek bir kişide toplanması ,
çok sık karşılaşılan bir durumdur . Efesliler
4 : 11 ‘ de yer alan bu iki kelime , Yunanca
orijinal metine bakıldığında birleşik
gözükmektedir : öğretmen/önder .
Önder
/ pastör , başkalarına manevi hizmette bulunan
kişidir . Koyunları güden çoban örneği üzerine bina edilmiştir ve kendisini ‘’
iyi çoban ‘’ (Yuhanna 10 : 11 ) olarak tanımlayan , ‘’ büyük çoban ‘’
(İbranililer 13 :20) ve ‘’ baş çoban ‘’ (1. Petrus 5 : 4 ) olarak tanımlanan
İsa ‘ yı izlemektedir . Aynen müjdecilerde de olduğu
gibi bu hediyeyi de atanmışlar değil her hangi bir Hristiyan alabilir . Örneğin
pastörlük yaşlıların hediyesi olmalıdır aynı zamanda ruhsal hizmet veren diyakonlarında pastörlük hediyesi olmalıdır . Aynı zamanda
önderlik / pastörlük hediyesi Pazar okulunda görevli kişilerde de aranmalıdır .
Öğretmen
kelimesi ise kendi kendisini açıklayan bir kelimedir . Her zaman önemli bir
hediye olmuştur ve günümüzde de en çok ihtiyacımız olan hediyedir . Matta ‘ nın
büyük görevi kaydederken kullandığı ifadelere baktığımızda öğretmenlik
hediyesinin ne kadar anahtar rolü oynadığını daha iyi anlarız . İsa şöyle
demiştir : ‘’ Bu nedenle gidin , bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin
. Onları Baba , Oğul ve Kutsal Ruh ‘ un adıyla vaftiz edin . Size buyurduğum
her şeye uymayı onlara öğretin . İşte ben , dünyanın sonuna dek her an sizinle
birlikteyim ‘’ (Matta 28:20). İsa Mesih ‘ e iman edenlerin öğrenciler olarak
yetiştirilmeleri için öğretmenlere ihtiyaçları vardır .
Romalılar
12 : 8 öğretmenin hemen arkasından ‘’ öğüt verme ‘’ gelmektedir . Söz ‘ de
büyümüş olan öğrenci , öğrendiklerini kullanma konusunda gayretlendirilmelidir
. Bu , önderin görevidir . Pavlus bu ifadeyi sadece bu ayette kullanmıştır .
Bu
noktada armağanların bir başka listesine bakmakta fayda vardır . Bu liste , ele
aldığımız listeyi aydınlatacak niteliktedir . 1. Korintliler 12 : 8 _ 9 ‘ de
Pavlus daha önce bahsedilen armağanlardan bahsetmemiştir , bunların her biri
ilk defa ele alınmaktadır . Elçi , peygamber , müjdeci , önder ve öğretmen
Efesliler 4 : 11 ‘ de yer almaktadır . Elçi , peygamber ve öğretmen 1.
Korintliler 12 : 28 _ 30 . Peygamberlik , hizmet , öğretmen ve öğüt verme
Romalılar 12 : 6_ 8 . Ancak ‘’ bilgece konuşma’’ ve ‘’ bilgi iletme ‘’
armağanlarından bahsetmiştir . Bilgece konuşma ve bilgi iletme müjdecilik ,
pastörlük ve öğretmenlik ile ilgili bir hediyedir . Bir kişinin müjdecilik ,
pastörlük ve öğretmenlik hediyesi olup olmadığının anlaşılmasında bu konunun
anlaşılması yardımcı olacaktır . Bu kişinin ruhsal bir bilgeliği var mı ? Bu
kişide bilgi armağanı var mı ? soruları bizlere yardımcı olacaktır . Bir kişi
pastörü için dua ederken bu soruları kendi kendisine sorarak daha faydalı bir
duada bulunabilir . Tanrı ‘ dan pastörlerimize , Kutsal Kitap çalışmaya ve onu
uygulamaya yönlendirecek gerçek ruhsal bir bilgelik vermesi için dua edebiliriz
.
4: İman
. Hristiyan lugatında en önemli kelime iman kelimesidir . Birçok kullanımı
vardır . Kurtaran iman ( Efesliler 2 : 8 ) ; İncil ‘ in içeriği (Romalılar 10 :
8 ; Elçilerin İşleri 6 : 7 ; 13 : 8 ; 14 : 22 ) ; Sadık olma ( Galatyalılar 5
:22 ) ; Tanrı ‘ ya güvenme (Efesliler 6 : 16 ) . 1. Korintliler 12 : 8 _ 10 ‘
da yer alan listede iman , gelecekte olacak , Tanrı ‘ nın vaat ettiği bir şeye
bakıp o olmuş gibi kabul etmek anlamına gelmektedir . Stedman , imanın bu
tarifini günümüzde kullanılan ‘’ vizyon ‘’ tabirine benzetmektedir . ‘’
Yapılması gereken ancak imkansız gibi gözüken bir şeyin , Tanrı tarafından
yapılacağına inanma kabiliyetidir ‘’ .
İbraniler
11 ‘ de iman kahramanlarının listesi yapılmıştır , bu kişilerde iman hediyesi
vardır . Bu kişilerin yaşamlarında şu tarife uyan iman görülmüştür : ‘’ İman ,
ümit edilenlere güvenmek , görünmeyen şeylerin varlığından emin olmaktır ‘’ (
ayet 1 ) . Kadının tohumundan gelecek olanın şeytanın başını ezeceğine dair
kurtuluş vaadini alan Habil , bu vaade olan imanını sunusunda beyan etmiştir .
Hanok , Tanrı ‘ ya iman etmiş ve doğru bir yaşam yaşamıştır . Nuh , Tanrı ‘ nın
gelecekte gerçekleşecek olan bir yıkım hakkındaki bildirimine iman etmiştir ,
tanrısızların yok edileceğini öğrenmiş ve imanından dolayı bir gemi yapmıştır .
İbrahim yaşamının her anında imanını sergilemiştir . Hiç görmediği bir diyar
uğruna kendi vatanını terk etmiştir , vaat edilen topraklardaki sıkıntılara
katlanmıştır , eşi Sara ve kendisi çocuk sahibi olma yaşını aştıkları halde
Tanrı ‘ nın kendisine bir oğul vereceğine olan imanından dolayı ismini
değiştirmiştir . İmanından dolayı Moriya dağında oğlu
İshak ‘ ı kurban etmeye kalkmıştır _ tüm bunları Tanrı ‘ nın vaat ettiklerini
yapacağına olan imanından dolayı gerçekleştirmiştir (karşılaştırın Romalılar 4
: 21 ) . İman kahramanı olan İshak , Yusuf , Musa , Rahav , Gidyon
, Barak , Şimşon , Yeftah ,
Davut ve Samuel ‘ in ismi sayıldıktan sonra 13 . ayet
şöyle devam eder : ‘’ Bu kişilerin hepsi , ölünceye dek imandan ayrılmadılar .
Vaat edilenlere kavuşamamış , ama bunları uzaktan görüp selamlamış olarak
yeryüzünde yabancılar ve konuklar olduklarını açıkça kabul ettiler ‘’ . Isaac Watts bu kişilere değinerek
‘’ Ben Çarmıhın Askeri miyim ? ‘’ isimli ilahiyi bestelemiştir :
Senin Azizlerin , Bu Yüce Savaşta
Canlarını Verirken Fethederler
Zaferi Uzaktan Seyrederler
Gözleriyle O Anı Yaşarlar .
5 : İyileştirme ve mucize : İyileştirme ve
mucizeler konusu 1. Korintliler 12 ‘ de iki ayrı yerde geçmektedir ve iki ayrı
kullanımda birbiri ile alakalıdır . Hediyelerin bu bağlamını tespit etmek , iyileştirme
armağanını ele alma konusunda oldukça önemlidir . İyileştirme ( aslında
orijinal Yunanca ‘ dan tercüme edildiğinde iyileştirmeler _ yani çoğuldur )
kelimesinin değişik tedaviler için kullanıldığı doğrudur _ fiziksel ve duygusal
tedavinin hem doğal hem de mucizevi bir şekilde sağlanması _ bu kelimenin
ayetlerde kullanımı mucizevi bir içeriğe sahiptir .
Bu
hediyenin günümüzde de yer alıp almadığı sorusu sıklıkla tartışılmaktadır ve bu
konu yüzünden Hristiyanlar arasına ayrılık girmiştir . Ancak unutulmaması
gereken bir unsur , bazı hediyelerin (elçilik ve peygamberlik) artık mevcut
olmadığıdır . İyileştirme ve mucize armağanlarının da böyle olması mümkündür .
Üçüncü
bir olasılıkta mevcuttur . İyileştirme ve mucize günümüzde de gerçekleşebilir
ancak çok seyrek olarak . Bu yorumun tercih edilmesinin birkaç sebebi vardır .
İyileştirme ve mucize , su an devam etmekte olan başka armağanlar tarafından
desteklenmektedir : 1 . Korintliler 12 : 8 _ 10 ‘ da bilgece konuşma ve bilgi
iletme , iman , ruhların ayırt edilmesi ; 1 . Korintliler 12 : 28 _ 30 ‘ da
öğretme ve yardım etme . Mucizeler armağanı , dillerde konuşma armağanına
benzemektedir , hemen iki bölüm sonra 1 . Korintliler 14 ‘ de ele alınmış ve 39
. ayette bir uyarıda bulunulmuştur : ‘’ Özet olarak kardeşlerim ,
peygamberlikte bulunmayı gayretle isteyin , bilinmeyen dillerde konuşulmasına
engel olmayın , ama her şey uygun ve düzenli şekilde yapılsın ‘’ . Pavlus
dillerde konuşmayı teşvik etmemektedir ancak Tanrı ‘ nın bu armağanı vermeye
devam edebileceğini görüp bu konuda bir uyarıda bulunmak istemiştir . Pavlus
hiçbir yerde dillerde konuşmanın , mucizelerin ve iyileştirmenin biteceğini
söylememiştir . Daha da ötesi kilise tarihinin her döneminde iyileştirme ve
diğer mucizelerin görüldüğü bir gerçektir (bunların bazıları efsane , bazıları
hatalı algılama veya manupilasyon olsa da hepsinin sahte olduğunu söyleyemeyiz
).
Günümüzde
iyileştirme ve mucize olamayacağını söyleyerek Tanrı ‘ yı
kutuya koyma cüretini göstermemeliyiz . Tanrı istediği her şeyi yapabilir .
Bu
konuda fikrilerinin değer gördüğü bir kişi Dr. C. Everett Koop ‘ tur . Kendisi
Amerika Birleşik Devletlerin ‘ de yaşayan bir genel cerrahtır ; Philadelphia ve
Pennsylvania çocuk hastanelerinin baş hekimidir ve Pennsylvania Üniversitesinin
tıp fakültesinin pediyatrik cerrahi bölümünün baş
hekimidir . Koop , Kutsal Kitap ‘ a bağlı güçlü bir Hristiyan ‘dır ve onun
tanıklığı birçoklarının iman etkisinde etkili olmuştur . Kendisi hem hastalığın
oluşmasındaki hem de iyileşmede ki süreç hakkında teknik bir anlayışa sahiptir.
Doğum kusurları ve çocuk kanseri gibi konularda uzmandır ki bu iki alan, doğa
üstü iyileşmenin en çok görüldüğü iddia edilen alandır . Koop , şahsen
mucizelere inanmaktır . Kırk senelik aktif pratisyenlik tecrübesi boyunca
gerçekten imanlı kişiler ile beraber çalışmış ve onların hasta çocuklarının
mucizevi bir şekilde iyileşmeleri için bu aileler ile beraber dua da etmiş olsa
tek bir mucizeye rastlamamıştır . Kendisi şöyle demiştir : ‘’ Ben mucizelere
inanıyorum . Aynı zamanda tüm iyileşmenin de Tanrı ‘ dan geldiğine inanıyorum .
Tanrı ‘ nın kendisinin belirlemiş olduğu doğa yasalarına müdahale etmesini ve
bir mucize ile iyileştirme gerçekleştirmesini görmeyi çok isterdim .
Mutluluktan coşar, O‘nu yüceltirdim . Ben hem tüm
iyileşmenin Tanrı ‘ dan geldiğine ve mucizelere inansam da şu ana kadar bir
tanesine bile tanık olmadım ‘’ . Onun tecrübelerinden vardığı yargı , günümüzde
doğaüstü iyileşmelerin gerçekleşmediği şeklindedir . Bir kişi bu yargıya
katılabilir ya da katılmayabilir ancak bu tecrübeli kişinin bu yargısı en
azından bu konuda hiçbir fikri olmadığı halde atıp tutan kişiler için bir örnek
teşkil edebilir .
6 :
Ruhları ayırt etme : Ayırt etme
armağanı , birçok armağan listesinden bir tanesinde yer almaktadır ve çok da
önemlidir . Bu armağan , peygamberlik ve öğretmenlik öğretişi ile yakından
alakalıdır . 1. Korintliler 12 : 10 ‘ da bu armağan peygamberlik referansından
hemen sonra gelmiştir ; Pavlus , peygamberlikte bulunan bir kişinin Tanrı ‘ dan
bir söz mü aldığının yoksa bu sözün Şeytan ‘ dan mı geldiği konusunda , yani
ruhun ayırt edilmesi konusundaki bir armağandan bahsetmektedir . Ancak bu ayırt
etme , öğretişte bulunan bir öğretmenin , öğretişinin doğru mu yanlış mı
olduğunu da dair olabilir (karşılaştırın 1. Yuhanna 4 : 1_6 ). Petrus ‘ un
kendisi de bu hediyeden nasiplenmiştir : ‘’Petrus ona , ‘’Hananya , nasıl oldu
da Şeytan ‘ a uydun , Kutsal Ruh ‘ a yalan söyleyip tarlanın parasının bir kısmını
kendine sakladın ? ‘’ dedi … ‘’Rab ‘ bin Ruhunu sınamak için nasıl oldu da
sözbirliği ettiniz ? İşte , kocanı gömenlerin ayak sesleri kapıda , seni de
dışarı taşıyacaklar ‘’. (Elçilerin İşleri 5 : 3 ,9 ).
Günümüzde
bazı kişiler yeni bir ‘’Hristiyan ‘’ akımına hemen kapılmaktadırlar . Bazıları
ise kapılmazlar . İkinci gruba ait kişiler ise bu armağana sahip kişiler
olabilirler . Kiliseler bu türden kişileri tespit etmeli ve doğruluk ile
yanlışlık yargısının verileceği durumlarda bu kişilerin fikrine sahip olmalıdır
.
7 : Başkalarına Yardım Etme : 1 .
Korintliler 12 : 28 ‘ de yer alan yardım etme konusu Romalılar 12 : 7 _ 8 ‘ de
derinleştirilmiştir ; bağışta bulunma , hizmet etme , merhamet etme . Bu
listeyi uzatmak mümkündür . Bazı kişiler sahip oldukları bu armağanı ,
evlerinin , işlerinin ve kilisenin düzgün bir sekilde
işlemesini sağlamaya yardım ederek sergilerler. Bu kişiler neyin yapılmasını
görürler ve yaparlar. Bazı kişiler yaşlılara önem verirler, onlar için alış
veriş yaparlar, onları doktora, kiliseye götürüp getirirler, kar yağdığında
kapılarının önündeki karı kürerler. Bazıları ise yoksullara yardım ederler.
Bazıları ise bir kişi hastalandığında, o kişi iyileşene kadar ona bakarak veye yiyecek göndererek yardım ederler. Hrıstiyan
olmayanların da bu benzeri yardımlarından, hrıtiyan
olanların farkı, Hrıstiyanların bu yardımları İsa
Mesih adına ve O’nu yüceltmek için yapıyor olmalarıdır. Petrus bu kişileri
teşvik etmktedir:’’ Diğerlerine hizmet eden,
Tanrı’nın verdiği güçle hizmet etsin. Öyle ki İsa Mesih’in aracılığıyla Tanrı herşeye yüceltilsin. Yücelik ve kudret sonsuzlara de
Mesih’indir’’ (1. petruz 4:11)
8.
Yönetme. Bu armağandan kast edilen
liderlikte bulunmaktır. Bir çok zaman yapılması gereken bu iş ve bu işi
yapabilecek bir çok kişi vardır. Ancak bu iş bir türlü yapılamamaktadır çünkü
bu görevi üstlenecek, insanlara görevleri dağıtacak ve işi takip edecek bir
kişiye ihtiyaç vardır. Bazı zamanlar bu tür insanlar bulunmaz, bazen de bu
kişiler bu kişiler çıkıp gelir ve işleri düzene sokarlar.
Bu
armağan hakkında ikinoktada çok dikkatli olmamız
gerekir. İlk olarak olmamız gerkir. Güçlü yöneticiler
ve yöneticiler ve yönetimlerin dünyasal oldukları için hatalı olduklarına ve
Tanrı’nın aslında bu işi daha farklı yapacağına dair ön yargı geliştirmemiz
gerekir. Bu önyargıya sahip kişiler vermiş oldukları armağanı takdir etme
konusunda başarısız olurlar. Bir başka dikkat adilmes
gereken konu ise güçlü bür liderliğin Tanrı’dan
olduğunu farz edilmsi hakkındadır. Bu yanlış bir yaklaşımdır.
İnsanların yönetim hediyesi ile kişiliğin forsu, ihtiraslı olma ya da başarıya
sabitlenmiş bir düşünce arasındaki farkı ayırt etmeleri gerekir.
Tanrı çok açık bir şekilde armağanların ve sahibi olmasına rağmen, bir hdefe ulaşöak için insanlara
patronluk taslamamış, insanların duygularuını
incitmemiş ve onları ezmemiştir.
9. Diller ve dilleri tercüme etme. Yeni
Antlaşma’da bahsedilen bütün armağanlar arasında diller ve tercümesi konusunda
yaşanmış olan tartışmalar kadar başka armağan için yaşanmamıştır. Bazı kişiler
diller armağanının, başka lisanlarda konuşmak oluğu, böylece yabancıların kendi
lisanları ile konuşulanları anlamaları olduğunda ısrar etmektedirler. Bu mucize
Pentikost gününde gerçekleşmiştir(Elçilerin İşleri 2:1-11). army bende ceza aldım
Ancak korint’te yaşayan diller mucizesi bundan farklıdır. Korint’te
yaşanan dillerle konuşma esnasında tercümanlara ihtiyaç vardır çünkü konuşulanları kimse anlamamıştır.
Bazı kişiler ise dillerle konuşmayı ‘’göksel dillerle konuşmak ‘’
konuşmak olarak algılamaktadırlar, kast ettikleri diller insanların konuştuğu
dillerden değildir. Bu inanışı tamamen reddeden ve günümüzde bunun
gerçekleşemeyeceğini savunanlarda vardır; günümüzde yaşanan bu tecrübelerin ise
ya kendisini ikna etme üzere ya da cinlerin bir işi olarak tanımlamaktadırlar.
Bu konuda karar vermeye çalışan bir kişi kendisini ayetlerde verilmiş olan
bilgi ile sınırlayabilir.
1.
Korintliler 12
ve 14 de Pavlus şu noktalara değinmiştir:
1- Diller armağanı taklit edilebilir.
Gerçek olan bir armağan vardır. Ancak bir bu armağanın ruhlar tarafından taklit
edilmesi vardır; bu ruh şeytandan da olabilir kişinin kendisinden de. Pavlus Korintlilerin iman etmeden önce saptırılıp dilsiz putlara tapındıklarını belirtmiştir
ve ruhların inançları ve İsa Mesih hakkındaki sözleri ile sınanmaları
gerektiğinde bahsetmiştir: ‘’Bunun için şunu bilmnizi
istiyorum: Tanrı’nın ruhu aracılığıyla konuşan hiç kimse ‘’İsa’ya lanet
olsun’’demez. Kutsal ruhun aracılığı olmadan da kimse ‘’İsa Rabdir’’diyemez.(1.
Korintliler 12:3) Ayetten de anlaşılacağı üzere Korintliler iman etmeden önce
pagan rahiplerin coştırıcı sözleri altında
kalmışlardır. Ancak şimdi de yalan söyleyen birisi tarafından kandırılma
tehlikesi altındadırlar.
Günümüzde
bile Hrıstiyan olmayan çevrelerde glosolalia
(dillerde konuşmanın teknik terimi) yaşanmaktadır ancak bunun hiçbir kıymeti
yoktur Unıteryenler, Budistler, Şintoistler
dillerde konuşmaktadırlar. Bu olaya en çok Güney Amerika, Hindistan ve Avusturalya’da rastlanmaktadır. Kısacası dillerle konuşma
kutsal ruhun varlığının bir belirtisi yada ispatı değilir.
2- Kutsal Ruh’un çeşitli ve değerli
armağanları vardır ve dillerle konuşma bunlardan sadece bir tanesidir.
Bu konuya 1. Korintliler 12:4-11 de değinilmiştir. Klisede
değişik ihtiyaçlar vardır ve Kutsal Ruh gerekli alanlarda hizmet vermesi
gereken kişileri, gerekli armağanlarla donatmaktadır. Pavlus’un vurguladığı bir
nokta ise armağanları veren ruhun tek olduğudur. (8:11) Eğer Kutsal Ruh kendi
amacına her Hrıstiyana ayrı ayrı
hediyeler vermekte ise bizlere sahip olduğumuz hediye konusunda gururlanmamamız
gerekir. Pavlus’un diller armağanın minimize etmesindeki en büyük sebeb bu hediyeye sahip olanların bundan dolayı
gururlanmaları olabilir.
3- Ruh’un armağanlarının bir amacı
vardır: klisenin gelişmesi ve birliği (12:12
27). Aslında bunlar iki ayrı amaçtır. Ancak pavlus bu
iki amacı aynı bedenin iki üyesi olarak ele almıştır. Hem bedenin üyeleri
olduklarını (12) hem vazgeçilmez olduklarını (22) hem de bir ayrılık olmayacagını (25) belirmiştir. Eğer dillerle konusmanın, klisenin büyümesi
için bir faydası olmayacaksa bu yaşanan olay ya Tanrı’dan değildir ya da
Tanrı’nın bu armağan için olan amacına ters bir biçim de kullanılmaktadır.
4- Eger
armağanlar önem sırasına sıralanacal olsalardı diller
listnin en sonlarında olurdu. Pavlus belki de
bunu, dillerle konuşma yüzünden böbürlenenlere atfen dıle
getirmistir. (12:29-14:12) Bu gerçeği farklı şkillerde görmemiz mümkündür. Pavlus ne zaman armağanları
listelerse diller ve diillerin tercümesi listnin sonunda yer almıştır. Bu durum en açık olarak
1.Korintliler 12:28 de görülmektedir. ‘’Tanrı, inanlılar topluluğunda başta
elçileri, ikinci olarakta peygamberleri, üçüncü olaralta öğretmenleri, ardından mucize yapanları, hastaları
yiylestirme gücü olanları, baskalarına
yardım edenleri, yönetme yeteneği olanları ve çeşitli dillerle konuşmaları
atadı. Pavlusun bu nokktadaki
yaklaşımı aynı zamanda sevgiye yaptığı vurguda gözükmektdir.
Sevgi konusundaki hassasiyetten dolayı armağanlar konusu bir yana
bırakılabilmiştir.(13. bölüm)
Sonuç
olarakta bir armağan peşinde koşulacaksa bunun
peygamberlik armağanı oldugunu belirtip bu armağanın
anlamının vaaz etme kabiliyeti v Kutsal Kıtab ı
öğretme olduğunu anlatmıstır(14:1) Pavlusun kendiside dillerle konuşmuştur(14:18) ancak şu
ifadesine dikkat edelim: Ama imanlılar topluluğunda böyle bir dilde on bin söz
söylemektense, başkalarını eğitmek için zihnimden beş söz söylemeyi
yeğlerim(1.Kor 14:19)
5. Diller armağanı çeşitli tehlikeleri
içermektedir bundan dolayı çok dikkatli bir biçimde uygulanmaktadır.(14:13-38)
5a. İlk tehlike düzensizliktir. Pavlus
düzensizlikten bir utanç kaynağı olarak bahsetmiştir. Tanrı’nın işi dağınık bir
biçimde yapılmamalıdır. Pavlus bu konuda ki kılavuz çizgileri çekmiştir: ilk
olarak kilise de aynı anda iki kişi birden dillerde konuşmamalıdır; ikinci
olarak kişiler sıra ile konuşmalıdırlar; üçüncü olarakta
herkes değil en fazla iki , üç kişi konuşmalıdır ; dördüncü olarak bu iki ya da
üç kişi bile sadece sözlerini tercüme edecek birisi varsa konuşmalıdır . Pavlus
bu ayetlerde hem Tanrı ‘ nın Ruh ‘ unun işinin kısıtlanmamasını garanti altına
almaya çalışmaktadır hem de aynı sebepten dolayı Ruh ‘ un sesinin sadece
topluluk içinde ve uygun bir şekilde duyulmasını sağlamaya çalışmaktadır . Eğer
Kutsal Ruh ‘ un varsayılan etkisi altında birçok kişi aynı anda bağırıp
çağırırsa , Ruh ‘ un sözlerini kim anlayabilir ?
5b.
İkinci tehlike içeriksiz Hristiyanlıktır .
Pavlus bu durumu engellemek için tercümenin önemini vurgulamıştır . Hem o gün
hem de bugün Hristiyanlık sadece bir tecrübeden olduğunda dair bir dış görünüşe
sahip olma tehlikesi altındadır . Tecrübe değil içerik önemlidir . Heyecanlı
duygular bizim için en önemli olan olmamalıdır . Pavlus bu konuda uyarılarda
bulunmuştur . Hristiyanlığın gerçeğine karşı duyulan çoşkuyu bastırmaya
çalışmamıştır 8 bizde çalışmamalıyız ) . Hristiyanlık içerisinde duygular
olmuştur , vardır ve olmalıdır . Ancak inancımızın temeli bu duygular
olmamalıdır . Tanrı ‘ nın tarih içerisindeki objektif ifşası ve Kutsal Kitap ,
inancımızın temelidir . Eğer tecrübe , vahiy üzerinde tutulursa hem gerçek Hristiyanlığın
bozulmasına hem de yok olmasına sebep verebilir .
Günümüzde
bu durumu görmek mümkündür . Bu durum sadece diller meselesi değildir ;
duygusal ancak içeriksiz , tecrübe ve yaşananların her şey olduğu bir Hristiyanlık
türü yayılmaktadır . Francis Schaeffer şunları kaleme almıştır : ‘’ İnancımızın
temelinin ne tecrübeler ne de duygular olduğunu belirtmemiz gerekir .
İnancımızın temeli , Tanrı ‘ nın kaleme alınmış olan Söz ‘ ü ve gerçeğidir .
Tüm insanlığın uyması gereken bu gerçeği ilk önce akıllarımızla kavramamız
gerekir ‘’. John Stott , bu tarz Hristiyanlığı ‘’
akılsız Hristiyanlık ‘’ olarak nitelemiştir .
6 . Dillerin uygulanmasını hiçbir Hristiyan
engellememelidir : Diller konusunda değinmemiz gereken son bir nokta
ise Pavlus ‘ un bu uyarısıdır : ‘’ Özet olarak kardeşlerim , peygamberlikte
bulunmayı gayretle isteyin , bilinmeyen dillerde konuşulmasına engel olmayın ,
ama her şey uygun ve düzenli şekilde yapılsın ‘’ (1. Korintliler 14: 39_40 ).
Eğer diller sizin bir hediyeniz değil ise bu hediye için yanıp tutuşmamanız ,
bu hediyeyi diğerlerinden üstün tutmamanız gerekir ; arzulayacağınız armağan
peygamberlik armağanı olmalıdır . Diğer taraftan bir kardeşinize bu hediye
verilmiş ise uygun koşullar altında bunu tecrübe etmesini engellememeniz
gerekir . Bu yasaklama , kiliseyi soldurur .
Hediyenizi Anlama
Bu noktada birisinin şu soruyu sorması
olasıdır : ‘’ Ruhsal armağanların değerini anlıyorum ve onların ne olduğunu da
kavradım ancak kafam hala daha karışık çünkü bu büyük resimdeki rolümü anlamış
değilim . Kendi armağanımı nasıl keşfedebilirim ?’’ Güzel bir soru .
1
. Başlangıç olarak Kutsal Kitap ‘ ta armağanlar hakkında yazılı olan ayetleri
çalışınız . Ruhsal büyüme ve kutsallaşma için Tanrı ‘ nın bizlere
sunduğu en temel kaynak Kutsal Kitap ‘ tır . Tanrı bizimle Kutsal Kitap
aracılığı ile konuşur . Tanrı ‘ nın Söz ‘ ünün armağanlar gerçeği hakkındaki
ciddi bilgisine sahibi olmadan kolaylıkla O ‘ nun bizim için planı olmayan
tecrübelere kayabiliriz . Hatta ruhsal armağanlardan seküler anlamlar çıkarmaya
başlayabiliriz . Kutsal Kitap ‘ ın öğretişlerini
çalışırken Tanrı ‘ nın ruhsal armağanlar verirken neyi amaçladığını iyi
kavramamız gerekir . Amaç kişisel gelişim ve tatmin değil bedenin gelişimidir .
2 .
Dua ediniz : Bu hafife alınması gereken bir konu değildir . Kişi
rahatça kendi yargısına güvenmemelidir . Bizler yüreklerimizi bilemeyiz .
Kendimizi , benliğimizi yücelteceğimiz ancak Tanrı ‘ nın bizim için
planlamadığı bir armağanı isterken bulabiliriz . Hatta O ‘ nun bize vermiş
olduğu hediyeye karşı bile koymuş olabiliriz . Bu zor süreci atlatmanın tek
yolu , bu sorunu tamamen Tanrı ‘ nın önüne bırakmalı ve bu konuda cidden ve
ruhta dua etmeliyiz . O ‘ ndan Söz ‘
ünde bize konuşmasını ve bize verdiği armağanı bize göstermesini istemeliyiz .
3 .
Kendi ruhsal güçleriniz ve yetenekleriniz hakkında samimi bir değerlendirme yapın
: Eğer bunu Kutsal Kitap çalışması ve dua eşliğinde yapmazsak yanlış
yönlenebiliriz . Önce Tanrı ‘ nın bilgeliğini ararsak , kendimize ruhsal
gözlerle bakabiliriz . Ne yapmayı seviyorum ? Bu soru belki de armağanlar
konusunda çok yardımcı olmayabilir ancak bir başlangıçtır . Tanrı bizleri her
zaman , bizim için olan planlarına hazırlamaktadır . O ‘ nun planları da bize
doğal olarak tatmin edici ve zevkli gelir . Stedman bu konuda şöyle yazmıştır :
‘’ Nedense Hristiyan çevrelerinde Tanrı ‘ nın yapmanızı istediğini yapmak size
zevkli gelmez şeklinde yanlış bir kanı yerleşmiştir . Sanki Hristiyanlar ya
mutlu olacakları kendi isteklerini seçerler ya da mutsuz olacakları Tanrı ‘ nın
isteğini yerine getirirler şeklinde garip bir anlayış hüküm sürmektedir . Gerçeklerden
daha uzak başka bir yaklaşım daha var mıdır çok merak ediyorum . Ruhsal bir
armağanın tecrübe edilmesi her zaman tatmin edici ve zevk verici bir tecrübedir
ancak bazen tecrübe edildiği an ya da ortam çok mutlu bir ortam olmayabilir.’’
Kendi
kendinize sorabileceğiniz bir başka soru ise şudur: Hangi konuda başarılıyım?
Eğer kilisede belli bir hizmeti yerine
getirmek istiyorsanız ve bu konuda sürekli başarısız oluyor ve
üzülüyorsanız, sizin için olmayan bir alanda hizmet verme olasılığınız vardır.
Eğer Tanrı, yaptığınız işi bereketlerse ve çabalarınız sonunda ruhsal meyveler
elde ediyorsanız, muhtemelen doğru yoldasınız demektir. Bu yolda devam edin ve
daha da gayretlenin. Sahip olduğunuz armağandaki yeteneğinizin arttığını ve
ürünlerinizin daha iyi olduğunu göreceksiniz.
Benim
yeteneklerim nelerdir? sorusu da sorulmalıdır. Ruhsal armağanlar, yetenek
değildirler ancak genellikle de alakalıdırlar. Ruhsal amaçlar için
yeteneklerimizi ruhsal bir biçimde kullanmakla bir kusur işlenmez.
4. Diğer Hristiyanların bilgeliğinden
faydalanın. Kilise her zaman çalışması gerektiği gibi çalışmayabilir.
Ancak doğru bir kilisede bilgelik armağanı almış bir imanlı sizin armağanınızı
kullanmanız konusunda size yardımcı olabilir. Başka kişiler, bizim hakkımızda
bizim olduğumuzdan çok daha fazla objektiftir. Tanrı’nın ailesinin diğer
üyelerini daha fazla dinleme konusundaki yeteneğimizi arttırmaya çalışmamız
gerekir.
Kaynakça
Hristiyan İnancının Temelleri
İnternet ortamına aktaran
www.incilturk.com
orhanant@hotmail.com