Her
birimizi çok yakından
ilgilendiren, bu önemli
bir konuyu merak ediyoruz değil mi?:Gelecekte
olacak şeyler, İsa Mesih'in ikinci gelişi
ve dünyanın sonu. Herbirimiz, dünyadaki
ani değişikliklere, vahşetlere, savaşlara,
uluslararası kargaşalıklara ve çevremizde
olup biten gizemsel olaylara bakarak, kendi
kendimize hemen soruyoruz: "Dünyamız
böyle nereye gidiyor?","Gelecekte
neler olacak?","Bizleri ve dünyamızı
bekleyen olaylar nelerdir?", "Kıyamet
veya son nasıl olacak?" vs..Bu sorular
çok önemli olup, şüphesiz güvenliğimiz ve
mutluluğumuz açısından doğru bir şekilde
yanıtlanması gerekir. Doğru yanıtı bulmak
için bizler medyumlara, büyücülere, facılara,
ruhçulara veya gazetelerdeki horoskop köşelerine
değil, yine Yaratıcı'mız Tanrı'ya ve O'nun
Sözü olan Kutsal Kitap'a yönelmeliyiz. Çünkü
gizemli geleceğin anahtarı yalnızca Tanrı'dadır.
O, gelecekte olacak her şeyi, tüm incelikleriyle
apaçık görmekte ve yarattıklarının yararı
için de bunları, Kutsal Kitap yoluyla insanlığa
açıklamaktadır. Kutsal Kitap'ta okuduğumuz
gibi yalnızca Tanrı:
"Sonu başlangıçtan ve henüz olmayan
şeyleri kadimden bildiren"dir (İşa.
46:10) Kesin olarak biliyoruz ki
Tanrı'nın insanlık için öngördüğü kurtarma
planı veya programı bir gün tam olarak sonuçlanacak
ve son sözü söyleyen yine Tanrı olacaktır.
Tanrı'nın bildirdiği ve olacak dediği herşey
aynen gerçekleşecektir. Bizzat Tanrı bu
konuda şu güvencede bulunur: "Öğüdüm
duracak ve bütün muradımı yapacağım... evet,
Ben söyledim ve yerine getireceğim; Ben
tasarladım ve onu yapacağım." (İş.
46:10-11). İsa Mesih de şunları bildirir:
"Gök ve yer geçecek
ama benim sözlerim geçmeyecektir."
(Mat.24:35). "Bunların yerine gelmesi
gerektir." (Mat. 24:6). Bu nedenle
geleceğin Efendisi ve Egemeni olan Tanrı
bizlere şu çağrıda bulunur: "Gelecek
şeyleri Ben'den sorun." (İş. 45:11).
Unutmayalım ki, Tanrı'nın bunları bizlere
açıklamasının başlıca amacı, bizlerin merakını
gidermek değil, tam tersine gelecek tehlike
ve yıkımları görerek uykudan uyanabilmemizi
ve daha şimdiden geleceğimizi tam bir güvenlik
altına alabilmemizi sağlamaktır.Çünkü Tanrı
insanları uyarmadan veya "peygamber
kullarına sırrını açmadıkça bir şey yapmaz."
(Ams. 3:7). Tanrı her defasında önce
uyarmış, daha sonra da yargısını itaatsiz
insanların üzerine boşaltmıştır.Nuh tufanı,
Sodom ve Gomora yargıları bu gerçeğin açık
örneklerindendir. Dua ve dileğimiz budur
ki, inceleyeceğimiz bu konu, düşüncenizde
sadece bir teori olarak kalmaz, yaşam ve
yüreğinize akarak yaşamınızı tümden değiştirip,
gelecek için kendinize "iyi
bir temel hazırlamanıza" yardım
eder (1Tim. 6:18).
İSA
MESİH'İN İKİNCİ KEZ DÜNYAYA GELECEĞİ BİR
GERÇEK MİDİR?
Evet
bu bir gerçektir. Bu inanış Kutsal Kitap'ın
temel bir öğretisi olup, Mesih İnanlılarının
başlıca ümididir. Bu dönüş aynı zamanda
Tanrı'nın başlangıçtan beri hazırlayıp yürürlüğe
koyduğu "kurtarma planının" odak
noktasıdır. İsa Mesih bu dönüşüyle, bundan
iki bin sene önce başlamış olduğu kurtarma
işini kesin ve tam bir şekilde evrensel
çapta bütünleyip noktalayacaktır. Yine bu
şekilde, insanlığın içinde bulunduğu acı
duruma tam ve kesin bir çözüm sunacaktır.
Mesih'in dönüşünü içermeyen gerçek bir Mesih
inancı asla düşünülemez. Aksi durumda bu
bitirilmemiş ve çatısı olmayan bir eve benzer.
Evet, bu temel bir inanç olup uydurulmuş
bir efsane değildir, güvenmemiz ve bağlanmamız
gereken Tanrısal bir gerçektir. Çünkü bizzat
İsa Mesih açıkça ikinci kez yeryüzüne geleceğini
bildirmiştir: "O
zaman İnsan'oğlunun belirtisi gökte görünecek.
Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek.
İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde
büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler."
(Mat. 24:30, Yu. 14:3; 21:22 vs.).
Madem ki İsa Mesih'in ölümü, dirilişi vs..ile
ilgili birçok bildirileri açık bir şekilde
gerçekleşti, dönüşüyle ilgili bu sözleri
de mutlaka gerçekleşecektir. Melekler de
Rab İsa Mesih'in ikinci geliş gerçeğini
vurgulamışlardır: "Melekler
'Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?'
diye sordular. Sizden göğe alınan bu İsa,
göğe gittiğini nasıl gördünüzse, aynı şekilde
geri gelecektir." (Elçi.1:11). İsa
Mesih'in öğrencileri de açıkça aynı gerçeği
ilan ettiler: "Oysa
bizim vatanımız göklerdedir. Ve oradan Kurtarıcı
olan Rab İsa Mesih'i bekliyoruz." (Fil.
3:20)."Bütün bunlar, Rab İsa ateş alevleri
içinde güçlü melekleriyle gökten gelip göründüğü
zaman olacak." (2.Sel.1:8 vs.).
" Mesih birçoklarının
günahlarını yüklenmek için bir kez kurban
edildi. İkinci kez, günah yüklenmek için
değil, kurtuluş getirmek için kendisini
bekleyenlere görünecektir."(İbr. 9:27).
İSA MESİH'İN İKİNCİ
GELİŞİ NASIL OLACAKTIR?
Belki hemen yerinde olarak "Mademki
İsa Mesih gelecek, o halde bu nasıl ve ne
tarzda olacak? diye kendi kendine sorabilirsin.
Önemli ve yerinde bir soru. İlk olarak hemen
belirtelim ki İsa Mesih'in ikinci gelişi
kişisel ve görünür bir tarzda gerçekleşecektir.
Bizzat İsa Mesih bütün insanların kendi
dönüşünü göreceğini bildirdi: "İnsanoğlu'nun
gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle
geldiğini görecekler."(Mat. 24:30).
Elçi Yuhanna da Esinleme
1:7'de şöyle der: "İşte,
bulutlarla geliyor! HER göz O'nu görecek
ve O'nun için dövünecekler.".
Melekler de Mesih'in bu kişisel ve görünür
gelişine tanıklık etmişlerdir:"Sizden
göğe alınan bu İsa, göğe çıktığını nasıl
gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir."
(Elçi. 1:11). Mesih dirildiği, yüceltilmiş
bedeniyle geri dönecektir. Bu nedenle "Mesih
1868 veya 1914 tarihinde görünmez olarak
geldi." diyen Ruhçular (Spiristçiler)
ve Yehova Şahitleri bu konuda ciddi bir
yanılgı içindedir. İkinci olarak İsa Mesih'in
geri gelişi yeryüzümüz üzerine, büyük bir
görkemle, melek ve kutsal kişilerin (kilisenin)
eşliğinde olacaktır
(Mat. 25:31; Esin. 19:11-21). Bu
olay dünya tarihimizin en çarpıcı, en görkemli
ve en devrimsel olayı olacaktır. Mesih'in
yeryüzüne ilk gelişi çok basit ve halim
bir şekilde oldu. Ama ikinci gelişi bundan
tamamen farklı olacaktır. Mesih, büyük bir
ihtişam ve görkemle "Kralların KRALI
ve Rablerin RABBİ" olarak gelecektir.
Dünyanın kralları, başkanları ve tüm yöneticileri
bu defa O'ndan titreyecek, dizlerinde güç
kalmayacaktır.Kutsal Kitap'tan çıkarmış
olduğumuz diğer bir gerçekte, İsa Mesih'in
bu ikinci gelişinin iki aşamalı bir geliş
olacağıdır. Mesih, ilk aşamada tam olarak
yeryüzüne inmeden, kendisini bekleyen imanlılar
topluluğuyla "havada" toplanmak
için gelecektir (2Sel.
2:1). "Kilisenin göğe kaldırılması"
olarak da bilinen bu olay ani bir şekilde
olacaktır.İkinci aşama ise İsa Mesih'in
bu "havadan" görkemle, kilise
ve meleklerinin eşliğinde Armagedon savaşında
kişisel ve görünür bir tarzda yeryüzüne
gelişi veya inişi olacaktır. Bildirmiş olduğumuz
gibi Mesih'in gelişinin bu ikinci aşamasını
"her göz görecektir." Aslında
bu geliş, iki aşamada gerçekleşen tek bir
geliştir. Kutsal Kitap yazıldığı zamanlarda
herhangi bir kral, bir ülkeyi ziyarete geldiğinde,
ilk önce bu ülkenin temsilcileri, kral henüz
ülkeye girmeden dışarı çıkar, dışarda kralı
karşılar ve daha sonra da kral ile birlikte
törenle ülkeye girerlerdi. Mesih'in ikinci
gelişi de işte buna benzer olacaktır (Mat.
25:6). O, ilk önce daha yeryüzüne
inmeden, havada kilisesiyle karşılaşacak
veya toplanacak, daha sonra da bunu kiliseyle
yeryüzüne görünür gelişi takip edecektir
(1.Sel. 4:17, 2.Sel.
2:1). Bu iki aşamalı tek geliş görüşü
aynı zamanda Kutsal Kitap' ın İsa Mesih'in
ikinci gelişi hakkında yapmış olduğu ve
ilk bakılışta çelişki gibi görünen birçok
ayetlerini de daha iyi bir şekilde anlamamıza
yardım etmektedir.Örneğin bir yerde İsa
Mesih'in ikinci gelişine birçok işaretler
sıralanırken (Mat.24-25),
başka yerde hiçbir işaretten söz edilmeksizin,
bu gelişin aniden, birdenbire ve umulmadık
bir anda olacağı vurgulanır (Yu.
14:3, 1Sel. 4:13 vs..).Yine bir yerde
Mesih'in kendisini bekleyenler için geleceği
vurgulanırken, başka bir yerde bundan söz
edilmeksizin Mesih'in imanlıların eşliğinde,
imansızları yargılamak için geleceği bildirilir
(Yu. 14:3, İbr. 9:28,
Fil. 3:20-21. Esin. 19:11-21).Görünürde
çelişki gibi görünen bu ayetler, ancak sözkonusu
bu iki aşamalı geliş görüşüyle açıklanabilir.
Mesih ilk olarak özel işaretler olmaksızın
kilisesini yanına almak için göze görünmez
(yeryüzüne dek inmediğinden) bir tarzda
aniden gelecek, daha sonra da bunu bin yıllık
egemenliğin başında yanına almış olduğu
kiliseyle, yeryüzüne görünür bir şekilde
gelişi izleyecektir. Bu görünür gelişin
işaretlerini Matta 24'üncü bapta görmekteyiz.
Akılda bulundurmamız gereken diğer önemli
bir nokta da şudur ki, Mesih'in ikinci kez
görkemle yeryüzüne geliş olayı Kutsal Kitap'ın
çok önemli temel bir gerçeği olduğundan
Şeytan var gücüyle bu inancı çeşitli tez
ve teorilerle çürütmeye, yok etmeye çalışmaktadır."İsa
çoktan 1868'de veya 1914'te ruhta gelmiştir!","Pentikost
gününde Kutsal Ruh'un gelmesi aslında Mesih'in
ikinci gelişidir!","İnsan tövbe
edip Mesih'i yüreğine aldığında bu dönüş
gerçekleşmiş olur!" veya"Bir kimse
öldüğünde bu olay gerçekleşmiştir!"
gibi.. fikirlerin gerisinde aslında bizzat
Şeytan'ın kendisi bulunmaktadır! Dikkat
edelim ve asla bu teorilerle kandırılıp
Şeytan'ın oyununa gelmeyelim. İsa Mesih
henüz gelmemiştir. Bu harfiyen gerçekleşmesi
gereken geleceğe ait bir olaydır.
İSA
MESİH'İN İKİNCİ GELİŞİ NE ZAMAN OLACAKTIR
?
Bu
soru herbirimizin merak ettiği bir sorudur.
Ama Tanrı özel nedenlerden dolayı Mesih'in
bu ikinci gelişinin gün ve saatini insanlara
açıklamayı uygun bulmamıştır. Mesih İsa
açık bir şekilde bunu bilmek isteyen meraklı
öğrencilerine bu gelişin "gün ve saatinin"
hiçkimse tarafından bilinemeyeceğini belirtmiştir
(Mat. 24:3.36, Elçi.
1:7). Geçmişte ve zamanımızda Advantistler,
Yehova Şahitleri, Saf Gerçekçiler, Yeni
Apostolikler gibi bir sürü dinsel tarikatlar
İsa Mesih'in bu bildirilerini öneme almayıp,
Mesih'in gelişi ve dünyanın sonu için birçok
tarihler ileri sürmüşlerdir. Ama bunlardan
hiçbiri de gerçekleşmemiştir. Bunlar açık
bir şekilde gösterir ki bizler bu gelişin
gün ve saatini asla bilemez ve hesaplayamayız.
Bu bizlere kapalıdır. Mesih'in bildirdiği
gibi bizlerin vazifesi sene, gün ve saati
öğrenmeye çalışmak değil fakat daima bu
olaya hazır olup, uyanık kalmaktır (Mat.
24:42).Her ne kadar Rab İsa Mesih
Matta 24'üncü bapta sözkonusu bu ikinci
geliş hakkında herhangi bir gün veya tarih
vermediyse de, bu gelişin çok yakın olduğunu
gösteren birçok işaretlerin var olduğunu
bildirmiş ve bunları bir bir sıralamıştır.
Her ne kadar Matta
24'üncü bap ilk olarak Yahudiler'e
yönelik olup, kilisenin göğe kaldırılmasından
sonra olacak büyük sıkıntı dönemiyle ilgili
olsa da (Esin. 6),
inanıyoruz ki, bu aynı zamanda kilisenin
birinci yüzyıldaki kuruluşundan, Mesih'in
yeryüzüne gelişine dek olan dönemleri de
kapsamaktadır.Burada son günlerin bir işareti
olarak verilmiş olan saptırıcıların belirmesi,
savaşlar , zelzele ve vebaların çoğalışı
ve kıtlıklar zamanımızda çok özel bir şekilde
açıkça yerine gelmektedir. Bunlar açık bir
şekilde bizlerin, Mesih'in gelişinin ve
çağımızın sonunun tam eşiğinde bulunduğumuzu
göstermektedir.
YAKINDA GERÇEKLEŞMESİ
GEREKEN OLAYLAR NELERDİR ?
Çok yakında, yaşamaktaolan tüm gerçek Mesih
İnanlıları veya kilise, ölüm görmeden değiştirilip
Mesih ile buluşmak için göğe kaldırılacaktır.
Bu Mesih İnanlılarının beklediği ve gerçekleşmesi
gereken ilk olaydır. Bu sözünü ettiğimiz
Mesih’in ikinci gelişinin ilk
aşamasında ani bir şekilde gerçekleşecektir.
Bu göğe kaldırılma olayı önceleri bir sır
veya bir giz olup, Rab bunu yalnızca Elçi
Pavlus'a açıklamıştır. Bizzat Elçi Pavlus
bunu şöyle dile getirmektedir: "İşte
size bir sır söylüyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz;
son borazan çalınınca hepimiz bir anda,
bir göz kırp-masında değiştirileceğiz. Evet,
borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak
dirilecek ve biz de değiştirileceğiz."
(1Kor.15:51-52).
"Rab'bin sözüne
dayanarak size şunu bildiriyoruz: biz yaşamakta
olanlar, Rab'bin gelişine dek diri kalacak
olanlar, gözlerini yaşama kapamış olanların
önüne asla geçmeyeceğiz. Rabbin kendisi,
bir emir bağırtısıyla, baş meleğin sesiyle
ve Tanrı'nın borazanıyla gökten inecek.
Önce Mesih'e ait ölüler dirilecek. Ondan
sonra biz yaşamakta olanlar, diri kalmış
olanlar, onlarla birlikte Rab'bi havada
karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp
götürüleceğiz." (1Sel.1:15-17).
Bu ayetlerden de anlayabileceğimiz gibi
bu ilk aşama anında Mesih yeryüzüne dek
gelmeyecek, imanlılar topluluğu'nu havada
karşılamak için alınıp götürülecektir. Yeryüzüne
dek olmadığından dünyanın göremeyeceği bu
gizli geliş anında yine görünmez olarak
gerçekleşecek olan ilk olay, Mesih'te çoktan
ölmüş bulunan inanlıların bir anda dirilmesi
ve yaşamakta olup, diriliş vücuduna bürünecek
olan diğer inanlılarla birleşerek Rab'bi
havada karşılamak için alınıp götürülmesi
olayıdır (Mat. 25:6).Bu
diriliş olgusu da yine, Mesih'in gelişiyle
açacağı bin yıllık krallığının başlangıcında
sonuçlanacak olan imanlıların "birinci
dirilişi"nin ilk aşamasını teşkil eder
(Esin. 20: 46, 1Kor.
15: 23). Belki bunları okurken yerinde
olarak "Neden dolayı kilise veya Mesih
İnanlıları göğe kaldırılmalıdır? diye kendi
kendine sormuş olabilirsin. Bu soruyu kısa
olarak şu şekilde yanıtlayabiliriz: İsa
Mesih kendi bedeni ve nişanlısı olan kilisesini,gelecek
olan büyük sıkıntıdan muaf tutmak için göğe,yanına
alacaktır. Kutsal Kitap'ta birçok kez örneklerini
gördüğümüz gibi, Tanrı, günahlı insanlığın
üzerine öfkesini dökmeden önce kendisine
sadık olan hizmetçilerini daima güvenlik
altına almaktadır. Örneğin Tanrı yeryüzünü
su tufanıyla vurmadan önce, Nuh ve ailesine
"gemiye gir"melerini emretmiş
ve "kapı kapandı"ğında da hem
yerden hem de gökten sel andırışında sular
boşalmıştır (Tek.
6-7). Buna benzer diğer bir olayda,
korkunç günahların işlendiği Sodom ve Gomora
şehirlerinin harap edilmesidir. Tanrı ilk
önce Hz. Lut'u güvenliğe almış ve bundan
hemen sonra bu şehirde oturanlar üzerine
"gökten ateş ve kükürt yağdırmıştır."
(Tek. 19:12-25).
Zamanımızda da görüldüğü gibi bir ülke diğer
bir ülkeye savaş ilanı yapmadan önce, bütün
temsilciliklerini o ülkeden çeker. Bunun
gibi Tanrı da günahlı insanlığa yönelik
öfkesini yeryüzüne boşaltmadan önce kendi
temsilcilerini yani kiliseyi kendine çekecektir.
Mantıksal olarak kilisenin sözkonusu bu
gelecek büyük sıkıntıda hazır olması uygun
değildir. Çünkü sözkonusu bu büyük sıkıntının
hedefi, Rabbin bedeni olan imanlılar topluluğu
değil, günahlı milletler ve İsrail halkıdır.
Pavlus'un da bildirdiği gibi:
"Tanrı bizi (kiliseyi) gazaba uğrayalım
diye değil, Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla
kurtuluşa kavuşalım diye belirledi."
(1Sel. 5:9). Yine Rab İsa bizleri
"gelecek gazaptan kurtar"mıştır
(1Sel. 1:10; Lu. 21:34-36,
Esin.3:10). İsa Mesih, kilisesini
havada ödüllendirmek ve yargılamak için
yanına alacaktır. Elçi Petrus,"Hükmün,
Tanrı'nın evinden başlayacağını" bildirir
(1Pet. 4:17). Başka
bir yerde de Pavlus,"Bedende yaşarken
gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını
almak için herbirimizin Mesih'in yargı kürsüsü
önünde görünmesi gerektir."der (2Kor.
5:10) İşte İnanlıların Mesih'in yargı
kürsüsü önünde durması Rabbi karşılamak
için alınmış oldukları zaman 'havada' gerçekleşecektir.
Yeryüzünde büyük sıkıntı olurken, İnanlılar
da havada yeryüzünde yapmış oldukları işler
veya hizmetler için hesap vereceklerdir.
Şüphesiz bu yargılanma Esinleme
20:11-15'te gördüğümüz günahlıların
yargılanmasıyla hiç bir bağı veya benzerliği
yoktur. Bu daha fazla mükafatların dağılımı
yönünde olan bir yargılama olup, bu yargıya
iştirak edenlerin hepsi de sonuçta kurtulacaktır,
ama bazıları mükafatlardan mahrum bir şekilde
ve "ateşten geçer gibi..." (1Kor.
3:10-15).Bu göğe kaldırılma olayının
hangi tarihte gerçekleşeceğine gelince,
yine belirtmeliyiz ki Kutsal Kitap bunun
için de hiçbir tarih öngörmez.Bu olay belirttiğimiz
gibi her an, umulmadık bir anda gerçekleşebilir.İsa
Mesih bunun için özel hiçbir işaret vermemiştir.Bilinen
bir şey var, o da bu olayın, inayet çağının
sonunda, diğer uluslardan gelmesi gereken
kilisenin sayısının tamamlandığı zaman gerçekleşeceğidir.Pavlus'un
bildirdiği gibi: "Kardeşler...
şu sırdan habersiz kalmanızı istemem: diğer
uluslardan kurtulacakların sayısı tamamlanıncaya
dek, İsraillilerden bir bölümünün yürekleri
nasırlaştı..." (Rom.11:25).
Sözünü ettiğimiz, Pentikost gününden itibaren
başlamış olan tüm milletlerden ileri gelen
kilise dönemi, Tanrı'nın hazırlamış olduğu
kurtarma planı içinde aslında parantez bir
dönemi teşkil eder. Şu anda içinde yaşamakta
olduğumuz bu kilise dönemi Eski Antlaşma
peygamberlerine kapalı kalıp, Yeni Antlaşma
İnanlılarına açıklanan bir sırdır (Ef.
3:1-13). Kilise, hiçbir zaman tam
anlamıyla Tanrı'nın halkı olup, geçici olarak
reddedilen İsrail kavmıyla karıştırılamaz
ve karıştırılmamalıdır da. Bu iki kitle
de çağrılış, fonksiyon ve umut açısından
birbirinden farklıdır.Her şeyi programlı
yapan Tanrı, sayısı tamamlanan kilisenin
göğe kaldırılmasıyla bu kilise devrini veya
parantezini kapatacak ve böylece öfkesinin
yeryüzüne döküleceği sıkıntı çağını açacaktır.
Evet, yakında olması gereken ilk olay tüm
dünyadaki gerçek Mesih İnanlılarının göğe
kaldırılması olayıdır.Düşünün bir kere,
bir gün Mesih İnanlılarının tümü birden
bire ortadan kaybolacak, yeryüzünden göğe
alınacaktır! Belki kahvaltıdayken, belki
sokakta diğerleriyle yürürken, belki iş
yerinde bulunurken, belki de yatmaktayken
İsa Mesih birden bire gizlice gelip inanlıları
kendi yanına alacaktır!Ne görkemli bir olay
değil mi? İnanlılar sonunda bu denli özledikleri
Rab'leriyle birlikte olacaklar. Ama İsa
Mesih'in de bildirdiği gibi bu görkemli
göğe kaldırılma olayına ne yazık ki herkes
iştirak edemeyecektir.Yalnızca tövbe edip
yaşamını İsa Mesih'e adayanlar, uyanık olup,
sadık bir şekilde O'na hizmet edenler buna
iştirak edeceklerdir. Diğer tövbesizler
büyük sıkıntıya maruz kalacaklardır.Sen,
bu satırları okuyan sayın arkadaşım, acaba
senin durumun ne olacak?Bu olay gerçekleştiğinde
alınacak mısın, yoksa bırakılacak mısın?Mesih'in
hazırladığı bereketlere mi sahip olacaksın,
yoksa ürkütücü büyük sıkıntı içinde mi kalacaksın?
|