Hazırlayan
OrhanANT
İçindekiler
:
Eskatoloji
Nedir?
.......... Sona Ermek
anlamındaki Son
.......... Amaç yada
Hedef anlamında Son
.......... Eskatolojik
Son Anlar Ne Zaman Başlayacak?
Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta
Eskatolojik Öğretiş
.......... Müslümanlıkta Eskatoloji Öğretişi varmıdır?
.......... Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta Eskatolojik Benzer olaylar varmıdır?
.......... Eskatolojik olarak
Müslümanlık ve Hıristiyanlığa göre nasıl
yaşanmalı / yaşanıyor?
Kaynakça
ESKATOLOJİ
Bu sözcük Türkçe’de çok kullandığımız ve bilindik
bir sözcük değildir. Eskatoloji dinsel açıdan
son zamanlarda dünyanın sonunda olacakları
anlatır. Tanrının tüm yaradılışına yapacağı
en son eylemleri anlatan bir öğretiştir.
Eskatoloji için kullandığımız “en son” kelimesini
bazen yanlış algılayabiliyoruz. Örnek Esinlemenin
tüm Kutsal Kitabın en sonunda yer almasından
dolayı Eskatoloji’yi Son an öğretisi olarak
görebiliyoruz. Her ne kadar Eskatoloji dünyanın
sonu ile ilgili öğretiler versede Kutsal Kitap’ın en sonunda da olsada
Esktaoloji sadece
bu sonlarla ilgi değildir.
Eskatoloji’yi tanımlarken “SON” kelimesini kullanmıştık.
Bu “SON” kelimesinin iki farklı anlamına
bakmalıyız.
Sona Ermek Anlamındaki SON (Bitmek)
31
Temmuz saat 12.00’da Kira Kontratımızın
günü sona erecek. Burada kullandığımız son
Zamanın sonunu belirtmek için kullanılmıştır.
Amaç ya da Hedef
Anlamındaki SON
Webminster İnanç Açıklamasında 1.
Bölümünde şu soruluyu sormaktadır. “İnsanlığın
Baş Amacı Nedir?” Buradaki Amacı kelimesi
İngilizcide “SON” kelimesi kullanılmaktadır.
Bu soru insan hayatının sonundan değil,
insanlığın amacından bahsetmektedir. Bu
yüzden bizler için Eskatoloji sadece dünyanın,
sonu ile ilgili olarak görmüyoruz, bizler
Eskatolojiye göre amacımızı öğrenmekle ilgileniyoruz.
Eskatoloji yalnızca bize dünyanın sonu’nu son günleri öğreten
bir öğretiş değildir, Eskatoloji bize tüm
Hıristiyan hikayesini kapsamaktadır, yani
yaratılıştan sonsuz ve ebedei
hayata kadar olan bir öğretiştir.
Eskatoliji son anlar ne zaman başlayacak?
Eskatoloji
öğretişi bilime dayalı bir öğretiş değildir,
Eskatoloji Kutsal Kitap’a dayalı bir öğretiştir,
ve buna göre her zaman biz Mesih imanlıları
son günler içerisinde yaşamaktayız.
İbranlier 1:1-2 Tanrı eski zamanlarda
peygamberler aracılığıyla birçok kez ve
çeşitli yollardan atalarımıza seslendi.
Bu
son çağda da her şeyin mirasçısı olarak
belirlediği ve aracılığıyla evreni yarattığı
kendi Oğluyla bize seslenmiştir.
İncilin İbraniler bölümü
İ.S. 70 li yıllardan
önce yazıdığını
biliyoruz, ancak burada yazar Bu son çağda diyerek yaşadığı dönemin
artık SON günler olduğunu, Son günlerin başladığını İsa Mesih’in gelişiyle
başladığını bize öğretmektedir. Son zamanların
İsa Mesih’in dünyaya birinci gelişi ile
ilgili olduğunu dahada sağlamlaştırmak için
Kutsal Kitap’ta hatta İncil’in Son günlerle
ilgili olayları bize bildiren Vahiy bölümünde
bile elimizde kaynaklar bulunmaktadır.
Vahiy 5. Bölümde Tanrı’nın elindeki Tomar’ı açmak için göğe alınmış
İsa Mesih’i görüyoruz. Vahiy 5:7-10 Kuzu gidip tahtın üzerinde oturanın sağ elinden tomarı
aldı. Tomarı alınca, dört yaratık ve yirmi
dört ihtiyar O'nun önünde yere kapandılar.
Her birinin elinde bir çenk ve kutsalların
duaları olan buhurla dolu altın taslar vardı.
Yeni bir ezgi söylüyorlardı: "Tomarı
almaya ve mühürlerini açmaya layıksın! Çünkü
boğazlandın, ve her oymaktan, her dilden,
her halktan, her ulustan insanları kendi
kanınla Tanrı'ya satın aldın. Onları Tanrımızın
hizmetinde bir krallık haline getirdin,
kâhinler yaptın. Dünya üzerinde egemenlik
sürecekler."
Gördüğümüz gibi Rabbimiz İsa Mesih Tanrı’nın amacı uyarınca dünyaya
gelmiş Çarmıhta akıttığı kanı sayesinde
bizi günahlardan kurtarmış, ölmüş ve dirilmiş
olup Gökyüzüne çıkmış, ve Baba Tanrı’nın
elindeki Tomar’ı alıp Mühürleri açmaya başlamıştır,
burada dikkat etmemiz gereken Son günlerin,
İsa Mesih’in ikinci gelişi ile başlamadığı
aksine Son’un başlangıcı İsa Mesih’in beden
alarak dünyaya gelmesi ile başlamasıdır.
Ancak bu demek Eskatoloji tamamlanmış son
günler tamamlanmış demek değildir, Son günler
Rabbimiz İsa Mesih’in dünyaya 1. gelişi
ile başlamış, 2. gelişi ilede tam dolgunluğa erişip, vaad edilenlere kavuşmamızla
sonuçlanacaktır. Tarihi bir zaman çizgisi
gibi düşünelim bu çizginin başlangıcı YARATILIŞ,
Rab’bimiz İsa Mesih’in 1. Gelişi ile Tarihin
tam ortası, ve ikinci gelişide SON günlerin dolgunluk dönemine ulaştığı Sonsuzluktur.
Yaratılış Zaman Çizgisi Sonsuzluk
←------------------------------†------------------------------→
Eskatoloji
bizim için sadece dünyanın sonunda olacak
olayları anlatan bir öğreti değildir, Yani
dünyanın sonunda Şeytan böyle cezalandırılacak,
Mesih’e iman etmeyenlerin sonu böyle olacak
hangi peygamberin görevi nedir gibi olacak
olayları sadece anlatmak değildir, Eskatoloji
aynı zamanda öğretişine bakarak nasıl yaşamamız
gerektiğini bize öğreten bir öğretidir.
Kutsal Kitaptaki İbrahim’in hayatı buna
bir örnektir, Vaad edilene, gelecekte olana
bakarak bilmediği tamamen yabancı olduğu
bir ülkeye gitti ve orada yaşadı, bunu neden
yaptı gezmeyi seven bir insan olduğundan
değil Tanrı’nın vaadine güvenip Vaad edilen
topraklara gitti o anda belki o topraklar
anlatıldığı gibi değildi ancak yinede vaad
edilen topraklardı, İman atamız İbrahim’in
bu davranışı geleceğe Tanrının vaadine bakıyor
ve bu vaadin gerçekleşmesi için Tanrı’nın
buyruğuna göre yaşıyordu ve Vaadi ümitle
bekliyordu ve bu ümit onu itaatkar bir iman
yaşamı sağlamıştı. (İbraniler 11:8-13)
Ayrıca Vahiy bölümünde birçok
örnek var eskatolojik yaşamımızı İman atamız
İbrahim gibi gelecekteki olaylara bakarak
iman içinde şu anda yaşadığımız dönemde
düzeltmemiz ile ilgili bunlara örnek Vahiy
8:1-5 Kuzu yedinci mührü açınca, gökte yarım
saat kadar bir sessizlik oldu. Tanrı'nın
önünde duran yedi meleği gördüm. Onlara
yedi borazan verildi. Altın bir buhurdan
taşıyan başka bir melek gelip sunağın önünde
durdu. Tahtın önündeki altın sunakta tüm
kutsalların dualarıyla birlikte sunmak üzere
kendisine çok miktarda buhur verildi. Kutsalların
dualarıyla buhurun dumanı, Tanrı'nın önünde
meleğin elinden yükseldi. Melek, buhurdanı
aldı, sunağın ateşiyle doldurup yeryüzüne
attı. O zaman gök gürlemeleri ve uğultular
işitildi, şimşekler çaktı ve yer sarsıldı.
Bu ayetlerde ki buhurun kutsalların duaları olduğunu görüyoruz. Tarihin sonuçlanması
için en önemli hazırlık kutsalların dualarıdır.
Tarihte böylesine önemli bir rol alabiliriz
çünkü yine Vahiy kitabında borazanlar dualarımıza
cevaben çalınacaktır. Hatta Rab bize Petrus
mektubunda “Her şey bu şekilde yok olacağına
göre, sizin nasıl kişiler olmanız gerekir?
Tanrı'nın gününü bekleyip o günün gelişini
çabuklaştırarak kutsallık içinde yaşamalı
ve Tanrı yolunu izlemelisiniz. O gün gökler
yanarak yok olacak, maddesel öğeler şiddetli
ateşte eriyecektir. 2. Petrus 3:11-12
adanmışlık
ve duayla Rab’bin gelişini bile çabuklaştıracağımızı
söylüyor. O halde İman Atamız İbrahim gibi
vaade yani Eskatolojik öğretişe göre yaşamamız
gerektiğini, Eskatoloji’nin sadece gelecekte
olacak olayları anlatan bir bilim kurgu
kitabı olmadığını Eskatoloji’nin hayatımızın
bir parçası olduğunu görmekteyiz.
Eskatoloji Hıristiyanın
hayatının bir parçası olmalı ve Eskatolojik
olarak yaşamalı, Vaad’e ilerideki olacak olaylara inanarak ona göre yaşamalı
Tanrı bunu bizden kesinlikle istemektedir,
gelecekteki olaylara bakarak ona uygun yaşamamızı
hayatımızı ona göre kurmamızı idame ettirmemizi
istemektedir.
Vahiy 3:14-18 "Laodikya'daki topluluğun meleğine yaz. Amin, sadık ve gerçek
tanık, Tanrı yaratılışının öz kaynağı şöyle
diyor: `Senin yaptıklarını biliyorum. Ne
soğuksun, ne sıcak. Keşke ya
soğuk, ya da sıcak olsaydın! Oysa ne sıcak ne de soğuksun, ılıksın.
Bu yüzden seni ağzımdan kusacağım. Zenginim,
zenginleştim, hiçbir şeye ihtiyacım yok
diyorsun ama, zavallı ve acınacak durumda,
yoksul, kör ve çıplak olduğunu bilmiyorsun.
Zengin olasın diye benden ateşle arıtılmış
altın, giyinip çıplaklığının ayıbını örtesin
diye beyaz giysiler, göresin diye de gözlerine
sürmek üzere merhem satın almanı salık veriyorum.
Bu ayet Pamukkale'nin hemen yanı başındaki Hiyerapolis
yakınlarında bulunan bu şehirdeki Loadikya
Kilisesine yazılmıştı, bu şehir termal sulara
sahipti. Ve parlak ticaret merkezi olarak
ün kazanmıştı. Asya ilinin en önemli ticaret
yolu buradan geçiyordu.
Burada önemli bir tıp okulu vardı. Aynı
zamanda göz hastalıkları için merhem üretiliyordu
ve zengin bir giyim sanayisi vardı.
Buradaki imanlılar buranın maddi zenginliklerinden
yararlanırken bu bolluğu Rab'bin özel bir
bereketi olarak yorumlarken gerçek ruhsal
değerleri göz ardı ediyorlardı. Ama bunun
en acı tarafı ise kendilerinin ruhsal olarak
da zengin olduklarını düşünmeleriydi. Bu
yüzden ruhsal disiplin konusunda gevşektiler.
İmanlı olup ruhsal mücadeleye aldırmayan
ayette yazdığı gibi, ne sıcak ne de soğuk,
ılıktılar. Rab'de böylelerini
ağzından kusacağını söylüyor.
Leodikya topluluğu,
kendisini üstün görüyordu. Bu yüzden üstünlük
duygusu veren her türlü ruhsal anlayış Rab'bin
gerçek bereket sofrasından bizi uzaklaştıran
ruhsal bir tokluktur. Yalnız ruhta yoksul
(aç) olanlar göklerin egemenliğini miras
alacaklar. Bizler Rab'de dimdik ayakta kalabiliyorsak
yine de bu bizim gücümüzle değil ama O'nun
lutfu sayesindedir.
Bu yüzden Rab'bin zavallı, acınacak durumda,
yoksul, kör ve çıplak olarak değerlendirdiği
bu topluluğa kendisinden lütuf almasını
salık veriyor.
Bugün
bizde buna dikkat etmeliyiz, Kilisemizde
önderlerimiz çok bilgili teologlar, Reverent olabilir bu yüzden yeni kitaplar yazılabilir, konferanslar
verilebilir çok yoğun bir kilise çalışmaları
olabilir ancak yinede bizler Eskatolojik
olarak yaşayan bir topluluk olarak yaşamayı
unutmamalıyız, unutmamalıyız ki Loadikya
Kilisesi gibi Rab’bin ağzından kusulmayalım,
Unutmamalıyız ki Eskatoloji itaatkar bir
iman ve yürekle yaşayabilmemiz için şimdiki
zamanı, geleceğin ışığı altında yaşamaktır.
Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta
Eskatolojik Öğretiş
Müslümanlıkta Eskatoloji Öğretişi varmıdır?
Bir Hıristiyan için Eskatoloji’nin önemini baktık acaba diğer inançlar
Eskatoloji’ye nasıl veya inançlarında Eskatolojik
bilgi varmı? Nüfusu’nun %98’inin Müslüman olduğu düşünülen ülkemiz
Türkiye’deki
Müslümanlar Eskatolojik olarak yaşıyorlar
mı, Onlarda Eskatoloji öğretişi varmı?
Kuran’a göre bir Eskatolojik yani gelecekte olacaklarla ilgili bir
öğreti olmadığını aşağıdaki Kuran bölümlerinden
görüyoruz,
En’âm 6:50 De ki: "Ben size
"Allah’ın hazineleri benim yanımdadır."
demiyorum; gaybı da bilmem, size "Ben meleğim." de demiyorum;
ben ancak bana verilen vahye uyarım."
Ahkaf 46:9 De ki: "Ben peygamberlerin
ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını
da bilmiyorum.
Ancak Kuranda Eskatoloji ile ilgili yazılar olmasada Muhammed’in sözlerine, konuşmalarına ve insanların
uygulamasını istediği olaylara Hadis denir.
Bu hadislerin bazılarında Kıyamet günü tuhaf
belirtilerle olacağını açıklamaktadır.
Kişinin yalnız tanıdıklarına selam vermesi… kıyamet
alametlerindendir. Ramuz-El Ehadis, 121/4.
Sığırların dilleriyle yalayarak
yediği gibi, dilleriyle geçimlerini temin
eden birtakım insanlar ortaya çıkmadıkça
kıyamet kopmaz. Son Zamanlarla İlgili Hadisler
Kişiye kamçısının ucu konuşmadıkça… kıyamet kopmaz.
Zira kıyamet dünyanın ecelidir. (Bediüzzaman
Said Nursi, Sözler,
s.318)
Yukarıdaki
Kuran yazıları ve Hadislere baktığımızda
Son günlerle ilgili
pek aydınlatıcı veya ciddi bir
bilgi bulamaktayız,
ayrıca İslami inançta
Kıyamet günü
herşey TÜM EVREN bile yok olacaktır, buna gore Tanrı tüm evreni
yok edecek
sonar yeniden bir cennet,
cehennem inşa
edecektir ve bu
dünyada iyi
işler yapan insanlar
Tanrı’nın iyi
olun sözüne istinaeden
Tanrı’nın aradığı
mükemmeliyeti, iyiliği yakalayacak ve Tanrı’nın yeni yarattığı cenneti gidecek bunu yapmayanlarda
cehenneme gideceklerdir.
Ancak
o, 'herşeyi batırıp
gömen büyük-felaket' (kıyamet) geldiği zaman.
O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar.
(Nazi'at Suresi, 34-35)
De
ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız
ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır.
Sonra gaybı da,
müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz;
O da size yaptıklarınızı haber verecektir.
(Cuma Suresi, 8)
Buna göre Ölüm yalnızca
insanlara mahsus değildir. Geçici olan dünya
hayatında, insan gibi "herşey"
ölümlüdür. Allah insanlara, tüm kainatın,
içindeki canlılarla birlikte yok olacağı
bir günün varlığını, yani "kıyamet
gününü" bildirmiştir. Ancak buda Eskatolojik
olarak Tanrı’nın baştan beri hareketlerine
ters gelen bir durumdur, Yani Tanrı bu dünyayı
yok edip İslamiyet inancındaki gibi yeniden
bir cennet cehennem inşa etmemektedir, Tanrı
gücü ve yetkisi ile her şeyin yenilenmesi
ve değiştirilmesini sağlamaktadır, Bu yenilenme
bizim vaftizde ölüp dirilmemiz gibidir,
bizler vaftiz olduğumuzda Mesihte
ölüp diriliyoruz, ancak burada dikkat etmemiz
gereken durum dirildiğimizde aynı bedende
yani eski bedenimizde diriliyoruz, bu diriliş
Tanrı’nın her şeyden üstün gücü ile bizi
yenilemesi ile gerçekleşmektedir.
Bu konu ile ilgili Tanrı
Kelamı başka örneklerde sunmaktadır bizlere,
2.
Petrus 3:1-13 Sevgili kardeşler, şimdi bu
benim size yazdığım ikinci mektuptur. Her
iki mektupta da bu konuları hatırlatarak
pak düşüncelerinizi uyandırmaya çalıştım. Kutsal peygamberlerin çok önceden söylediği sözleri
ve Kurtarıcımız Rab'bin elçileriniz aracılığıyla
verdiği buyruğu hatırlamanızı istiyorum.
Öncelikle şunu bilmelisiniz: dünyanın son
günlerinde kendi tutkularının ardından giden
alaycı kişiler türeyecek. Bunlar, "Rab'bin
gelişiyle ilgili vaat ne oldu? Atalarımızın
ölümünden beri her şey yaratılışın başlangıcında
olduğu gibi duruyor" diyerek alay edecekler.
Ne var ki göklerin, çok önceden Tanrı'nın
sözüyle var olduğunu ve yerin su aracılığıyla
sudan şekillendiğini kasıtlı olarak unutuyorlar.
O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmuştu.
Şimdiki yer ve gökler ise ateşe verilmek
üzere aynı sözle saklanıyor, tanrısız kişilerin
yargılanarak mahvolacağı güne dek korunuyorlar.
Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki,
Rab'bin gözünde bir gün bin yıl ve bin yıl
bir gün gibidir. Bazılarının gecikmiş saydığı
gibi Rab, vaadini yerine getirmekte gecikmez;
ama size karşı sabrediyor. Çünkü hiç kimsenin
mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini
istiyor. Ne var ki, Rab'bin günü hırsız
gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle
ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak
yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan
her şey yanıp bitecek. Her şey bu şekilde
yok olacağına göre, sizin nasıl kişiler
olmanız gerekir? Tanrı'nın gününü bekleyip
o günün gelişini çabuklaştırarak kutsallık
içinde yaşamalı ve Tanrı yolunu izlemelisiniz.
O gün gökler yanarak yok olacak, maddesel
öğeler şiddetli ateşte eriyecektir. Ama
biz Tanrı'nın vaadine göre, doğruluğun barınacağı
yeni gökleri ve yeni yeryüzünü bekliyoruz.
Bu
ayetlerde yüzeysel baktığımızda İslamiyet
inancındaki gibi dünyanın yok olacağını
düşünebiliriz, ancak bu ayet’e yine bu ayet’de
bahsedilen Nuh Tufanı ile bakalım Tanrı
ne dedi?
Yaratılış
6:11-13 Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş,
zorbalıkla dolmuştu. Tanrı yeryüzüne baktı
ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü.
Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a,
«İnsanlığa son vereceğim» dedi, «Çünkü onlar
yüzünden yeryüzü zorbalık doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim.
Evet
bu ayete göre Tanrı yeryüzünüde yok edeceğim yani Tanrı sanki tüm dünyayı yok
edecek gibi bir izlenim çıkmaktadır, Ancak
Tufandan sonra sular çekilmeye başladı.
Yaratılış
8:3 Sular yeryüzünden çekilmeye başladı.
Yüz elli gün geçtikten
sonra sular azaldı. Gemi yedinci ayın on
yedinci günü Ararat
dağlarına oturdu. Sular onuncu aya kadar
sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların
doruğu göründü. Kırk gün sonra Nuh yapmış
olduğu geminin penceresini açtı. Kuzgunu
dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya
kadar dönmedi, uçup durdu. Bunun üzerine
Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini
anlamak için güvercini gönderdi. Güvercin
konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer
suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü.
Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına
aldı. Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini
yine dışarı saldı. Güvercin gagasında yeni
kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin
geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden
çekilmiş olduğunu anladı. Yedi gün daha
bekledikten sonra güvercini yine gönderdi.
Bu kez güvercin geri dönmedi. Nuh altı yüz
bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki
sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı
kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü.
İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tamamen
kurumuştu. Tanrı Nuh'a, «Karın, oğulların
ve gelinlerinle birlikte gemiden çık» dedi,
«Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları,
hayvanları, sürüngenleri de çıkar. Türesinler,
verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar.»
Nuh karısı, oğulları ve gelinleriyle birlikte
gemiden çıktı.
Burada
Tanrı yeryüzünü yok edeceğim demişti ancak
görüyoruz ki sular çekildikten sonra yine
yeryüzü meydana çıkmıştır, Yukarıda Elçi
Petrusun mektubundaki
(2.Petrus 3:1-13)
“O gün gökler büyük
bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel
öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde
yapılmış olan her şey yanıp bitecek” Burada anlatılan Tufandaki gibi yok oluştur yani Tanrı’nın
mucizevi yenilemesidir, Tanrı yok etmiyor
yeniliyor.
Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta Eskatolojik Benzer olaylar varmıdır?
Daha
önce Bahsettiğimiz gibi son günler hakkındaki
öğretişte, Son günlerin başlangıcı İsa Mesih’le
başladığını anlatmıştık. Müslümanlık inancıda
bu konuda kısmen bizim gibi düşünmektedir
ancak Kuranın bu konuya bakış açısına baktığımızda
aslında Tanrı Kelamı’nın bize öğrettiği
Eskatoloji ile Müslümanların inancındaki
Eskatolojinin
arasında korkunç farklılıklar bulunduğunu
görmekteyiz,
Gerçekten o (İsa) saat için bir ilimdir (kıyametin yaklaştığım
gösteren bir bilgidir). Zuhruf
61
Bu
Kuran yazısına göre, Rabbimiz ve Kurtarıcımız
İsa Mesih dünyaya 2. gelişi ile Kıyamet
başlamaktadır, ancak Tanrı bize bunun böyle
olmadığını, Rabbimizin dünyaya Beden alarak
gelmesi ile son günlerin başladığını 2.
gelişi ilede Son
günlerin dolgunluğa eriştiğini öğretmektedir.
Ayrıca
İsa Mesih’in ikinci gelişini Müslümanlarda
yaptıkları iyi işlerle pekiştirerek ona
layık bir şekilde karşılama isteğindedirler,
Ancak Kutsal Kitap’a, Tanrıya göre bunun
mümkün olmadığını görmekteyiz.
1.Selanikliler 4:16-17 Rab'bin
kendisi, bir emir çağrısıyla, baş meleğin
seslenmesiyle ve Tanrı'nın borazanıyla gökten
inecek. Önce Mesih'e ait ölüler dirilecek.
Ondan sonra biz yaşamakta olanlar, diri
kalmış olanlar, onlarla birlikte Rab'bi
havada karşılamak üzere bulutlar içinde
alınıp götürüleceğiz. Böylece sonsuza dek
Rab'le birlikte olacağız.
Görüldüğü
gibi Müslümanlık ve Hıristiyanlık Eskatolojik
olarak bu konudada
büyük farklılıklar göstermektedir.
Eskatolojik olarak Müslümanlık ve Hıristiyanlığa göre nasıl
yaşanmalı / yaşanıyor?
Eskatoloji
biz Mesih İmanlıları için gerçekten çok
önemlidir, biz bu önemi anlarsak nasıl yaşamamız
gerektiği hakkında bize bilgi vermektedir,
çünkü Esktaoloji’de
umut vardır, bu umut edilen şey ise Sonsuz
ve ebedi hayata kavuşmak, Sonsuzluk boyunca
Rab ile birlikte olmaktır.
1Petrus
1:3-4 Rabbimiz İsa Mesih'in Tanrısı ve Babasına
övgüler olsun. Çünkü O, kendi büyük merhametiyle
yeniden doğmamızı sağladı. İsa Mesih'i ölümden
diriltmekle bizi yaşayan bir ümide, çürümez,
lekesiz ve solmaz bir mirasa kavuşturdu.
Bu miras sizin için göklerde saklıdır.
Eskatolojide umut vardır dedik, bu umut piyango alıp acaba zengin olacağımı
diye beklemek değildir çünkü piyangodan
büyük ikramiye çıkma garantisi yoktur, fakat
bu ümidi bize veren Tanrı olduğundan bu
ümidin boş olmadığını ve bizleri hayal kırıklığına
uğratmayacağını biliyoruz.
İbraniler
10:23 Açıkça benimsediğimiz ümide sımsıkı
tutunalım. Çünkü vaat eden Tanrı güvenilirdir.
Bu
vaad ise bu çağda İsa Mesih’e iman edip,
gelecekte çağdada
Rabbin bu lütfu ile günahlardan arınmış
bir şekilde sonsuz ve ebedi hayata kavuşmaktır.
1.Yuhanna
5:13 Ben bunları Tanrı Oğlunun adına iman
eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu
bilesiniz diye yazdım.
Galatyalılar 3:21-26 O halde Kutsal Yasa
Tanrı'nın vaatlerine aykırı mıdır? Kesinlikle
hayır! Çünkü yaşam sağlayabilen bir yasa
verilseydi, elbette insanlar yasa ile aklanacaktı.
Halbuki İsa Mesih'e olan imana dayanan vaat
iman edenlere verilsin diye, Kutsal Yazı
bütün dünyayı günahın tutsağı ilan ediyor.
Bu iman gelmeden önce, biz Yasa altında
hapsedilmiştik, gelecek iman açıklanıncaya
dek Yasa'nın tutuklusuyduk. Yani, Yasa imanla
aklanalım diye Mesih'in gelişine dek eğiticimiz
oldu. Ama iman gelmiş olduğundan, artık Yasa'nın eğiticiliği
altında değiliz. Çünkü Mesih İsa'ya iman
ettiğiniz için hepiniz Tanrı'nın oğullarısınız.
Rom
3:22 Tanrı, insanları İsa Mesih'e olan imanlarıyla
aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar.
Hiç ayrım yoktur.
Efesliler 2:8-9 İman yoluyla,
lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız
değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi
için iyi işlerin ödülü değildir.
Müslümanlıktaki
ümit ise insanın kendisine bağlıdır,
Ankebut 29:7*......İnanıp iyi işler yapanların, mutlaka kötülüklerini örteceğiz
ve onları, yaptıklarının en güzeliyle mükafatlandıracağız.
Necm 53:32*........günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar,
yalnız bazı küçük hatalar işleyebilirler.
Yani
insan yaptığı iyi işlerle, sevapları ile
Tanrı’nın sunduğu sonsuz ve ebedi hayata
(cennete) kabul edilir Müslümanlıktaki bu
Eskatolojiye göre
Tanrı’nın Kurtaran lütfuna
ihtiyaç yoktur.
Kaynakça
Miami Uluslar arası İlahiyat Fakultesi
Türkçe Bölümü ESKATOLOJİ Konferans Metni
(Yazar Rev. Robert
LYNN, Rev. Turgay
ÜÇAL)
Kutsal Kitap
Kuran-ı Kerim Diyanet İşleri Meali
Harun Yahya Kıyametin Alametleri Kitabı,
Harun Yahya Hz.İsanın Gelişi Kitabı,
ORHANANT
|