ELÇİ
PAVLUS VE KADIN
İncil’de İsa Mesih’in kadına verdiği değer
herkesçe bilinmektedir. Bu gün bazı eleştiriler
kadına bu değerin Pavlus tarafından verilmediği
yönündedir. Pavlus mektuplarında kadınlar
hakkında yazdığı zaman Yahudi geleneğinin
sert şeriatçı ve yine kadını ikinci sınıf
gören bir tavır sergilediği iddia edilmektedir.
Ancak Elçi Pavlus’un yazılarını
incelediğimizde bu eleştirinin ne kadar
haksız olduğunu görebiliriz.
Pavlus’un mektuplarından
kadınlar hakkında yazılan bazı ayetleri
ele alarak bunu inceleyelim;
Romalılar 16:1-2 “Kenhere'deki
kilisenin görevlisi olan kız kardeşimiz
Fibi'yi size salıkveririm. Kutsallara yaraşır
biçimde onu Rab'bin adına kabul edin. Herhangi
bir ihtiyacı olursa, kendisine yardım edin.
Çünkü o, ben dahil, birçoklarına destek
sağlamıştır.”
Fibi, Pavlus tarafından
Roma’daki imalılar topluluğuna salık veriliyor.
Bu resmi bir tavsiye ve Fibi’nin işinin
onaylanmasıdır. (2. Korintliler 3:1-2 ile
karşılaştırın). O imanda bir kızkardeştir
ve “deacones” ya da “minister” (yani görevli)
resmi unvanına sahiptir. Bu sözcük Pavlus’un
kendisinden Apollos’tan (1.Kor. 3:5), Tihikus’tan
(Efes. 6:21- Kol. 4:7) ve Timoteos’tan (1.Tim.
4:6) söz ederken kullandığı sözcüklerle
aynıdır. Bir “diyakon” Ruh’a dayalı Yeni
Antlaşma’nın hizmetkârıdır. (2.Kor. 3:6).
Pavlus, Tanrı'nın lütfuyla müjdeyi yaymakla
görevlendirilmişti, sözcüğün orijinal anlamıyla
“diyakon” olmuştur. (Efes 3:7). Klasik Yunanca’da
“diyakon” garson anlamına geliyordu. Pavlus
diyakonları Tanrı Sözünün hizmetkarları,
müjdeden sorumlu kişiler olarak görür. Görevleri
fiziksel gereksinimleri karşılamak idiyse
de bunlar ruhsal gereksinimlerden ayrılmazlardı.
(Elç İş. 6:7’de İstefan hem yiyecek dağıtır
hem de vaaz ederdi).
O zaman Fibi kabul edilmeli
ve Rab’de onurlandırılmalıdır. Ağırlanılmalı
ve, işlerinde yardım edilmelidir. Zaten
Pavlus dahil bir çoklarına hizmet ettiği
için salık verilmiştir.
Bu önemli bölümden şu noktalar
ortaya çıkmaktadır; İlkin Fibi, Kenhere’deki
toplulukta görevli birisidir. İkincisi Romadakiler
onu onurlandırmalı ve yardım etmelidir.
Üçüncü olarak, sonuçlarıyla tanınan bir
görevi vardır. Bu Tanrı'nın çağrısı ve onun
üzerindeki bereketinin açık bir işaretidir.
Dördüncü olarak onun görevi öylesine değerlidir
ki kendi topluluğunun dışına da taşmıştır.
Romadakilere yardım etmesi beklenmektedir.
Beşincisi Pavlus’a da fiziksel ve ruhsal
yardımda bulunmuştur. Onun adına bu mektubu
Roma’ya götürenin Fibi olması olasıdır.
Romalılar 16: 3-5 “Mesih
İsa yolunda emektaşlarım olan Priska ve
Akvila'ya selam edin. Onlar benim uğruma
yaşamlarını tehlikeye attılar. Yalnız ben
değil, öteki ulusların* bütün kiliseleri
de onlara minnettardır. Onların evindeki
inanlılar topluluğuna da selam söyleyin.
Asya İli'nden Mesih'e ilk iman eden sevgili
kardeşim Epenetus'a selam edin.”
Pavlus veda selamlarına
ona işinde önemli bir yardımda bulunmuş
olan bir çifti ayırarak başlıyor. (1. Kor.
16:19- Elç.iş. 18:2,18) İlk önce kadın olan
Piriska’ya sesleniyor. Ayrıca onu ve kocasını
emektaşlarım diye niteliyor ki bu terim
Pavlus, Apollos (1. Kor. 3:9) Evodiya, Sintiya
ve Klement (Fil. 4:2-3) için de kullanılır.
Pavlus için canlarını tehlikeye
atan Priska ve Akvila diğer ulusların toplulukları
arasında tanınırlar ve kendi topluluklarında
da görevlidirler. Pavlus ikisini de salık
veriyor.
Hiçbir yerde Priska’nın
Akvila’dan görev yönünden aşağıda olduğunda
söz edilmez. Tersine eşitlik belirten emektaş
sözcüğü kullanılıyor.
Romalılar 16:6
Sizin için çok çalışmış
olan Meryem'e selam söyleyin.
Pavlus Romalılar arasında
sıkı çalışan Meryem’e işaret ediyor. Aynı
fiil elçi tarafından müjde işinde çalıma
olarak başka yerlerde de kullanılır. 16:12’de
aynısı Persis adlı bir kadın için de kullanılır.
1. Kor 15:10’da elçilerin işlerini anlatırken
de geçer.
Romalılar 16:12
Rab'bin hizmetinde çalışan
Trifena'yla Trifosa'ya selam edin. Rab'bin
hizmetinde çok çalışmış olan sevgili Persis'e
selam söyleyin.
Trifena ve Trifosa muhtemelen
kız kardeştirler. Persis ile birlikte Rabbin
işçileridir. Fiilin kullanımı onları ofis
görevinden çok diğer işlerle ilgilendiklerini
düşündürür. Persis’e de “sevgili” diye hitap
eden Pavlus erkeklerle olduğu kadar kadınlarla
da iyi kardeşçe ilişkiler içinde olmaktan
korkmamaktadır.
Romalılar 16:15
Filologus'la Yulya'ya,
Nereus'la kızkardeşine, Olimpas'la yanlarındaki
bütün kutsallara selam edin.
Yulya sık rastlanan bir
Romalı kadına adıdır. Nereyus’un kız kardeşi
ile birlikte o da selamlanır.
1. Korintliler 11:1-16
Her durumda beni anımsadığınız ve size ilettiğim
öğretileri olduğu gibi koruduğunuz için
sizi övüyorum. Ama şunu da bilmenizi isterim:
Her erkeğin başı Mesih, kadının başı erkek,
Mesih'in başı da Tanrı'dır. Başına bir şey
takıp dua ya da peygamberlik eden her erkek,
başını küçük düşürür. Ama başı açık dua
ya da peygamberlik eden her kadın, başını
küçük düşürür. Böylesinin, başı tıraş edilmiş
bir kadından farkı yoktur. Kadın başını
açarsa, saçını kestirsin. Ama kadının saçını
kestirmesi ya da tıraş etmesi ayıpsa, başını
örtsün. Erkek başını örtmemeli; o, Tanrı'nın
benzeri ve yüceliğidir. Kadın da erkeğin
yüceliğidir. Çünkü erkek kadından değil,
kadın erkekten yaratıldı. Erkek kadın için
değil, kadın erkek için yaratıldı. Bu nedenle
ve melekler uğruna kadının başı üzerinde
yetkisi olmalıdır. Ne var ki, Rab'de ne
kadın erkekten ne de erkek kadından bağımsızdır.
Çünkü kadın erkekten yaratıldığı gibi, erkek
de kadından doğar. Ama her şey Tanrı'dandır.
Siz kendiniz karar verin: Kadının açık başla
Tanrı'ya dua etmesi uygun mu? Doğanın kendisi
bile size erkeğin uzun saçlı olmasının kendisini
küçük düşürdüğünü, kadının uzun saçlı olmasının
ise kendisini yücelttiğini öğretmiyor mu?
Çünkü saç kadına örtü olarak verilmiştir.
Bu konuda çekişmek isteyen varsa, şunu bilsin
ki, bizim ya da Tanrı'nın kiliselerinin*böyle
bir alışkanlığı yoktur.
Korintliler mektupları
özellikle Pavlus’un bölünmekte ve karışıklıklarla
sorunu olan bir kiliseye yazdığı bir mektuptur.
O yüzden bu mektubu bu şekilde okuyup anlamakta
fayda olduğunu düşünüyorum.
Bu konuda Sir William Ramsay
şöyle yazar; “Doğu ülkelerinde örtü kadının
itibar, onur ve güç imgesidir.Başındaki
örtü iler her yere güvenlik içinde gidebilir.
O zaman kimse onu görmez ve onu gözleriyle
izleyenler de ayıplanır. Ancak örtüsüz bir
kadına değer verilmez, hatta aşağılanır.
Kadının saygınlık ve otoritesi çıkardığı
örtü ile birlikte kaybolur. Dolayısıyla
Pavlus için Hıristiyan özgürlüğünün anlamı
kadının örtüsüz kalarak toplumun genel düzenini
bozması olamazdı. Kilise toplu yaşamının
bazı ortak özelliklerini ortadan kaldıran
bir hareket değildi. Pavlus’un aktardığı
10:32-33 ayeti burada tapınma sırasındaki
kadınlara uygulanmaktadır.”
Tartışma kutsal bir baş
olma düzeninin olduğunu belirleyerek başlar.
Tanrı Mesih’in başı, Mesih erkeğin ve koca
da karısının başıdır.Baş olma köken itibariyle
çok üstün fazla olma ya da yönetme anlamına
gelmez. Örneğin; Efes 5:23’de Mesih, onu
oluşturan kurtarıcısı olduğu için topluluğun
başıdır. Efes 4:15-16’da Mesih, Kendisinde
büyüyen bedenini besleyen baştır. Başın
yaşamın kaynağı oluşu gibi Pavlus’da her
erkeğin başı Mesih’tir derken erkeğin Mesih
bağlılığında O’nun tarafından güçlenip yaşatılmakta
olduğunu kasteder. Aynı şekilde Mesih, Tanrı’ya
bağlı olarak kadın da kocasına bağlı olarak
yaşar. Mesih kendisini vererek baş olmuştur,
alarak ya da elde ederek değil. Bu kocaların
karılarına baş olmada izleyecekleri yoldur.
Koca Mesih’e bağlılığını
başı açık tapınarak gösterir. (11:4) Kadının
kocasına bağlılığı onun örtülü olarak tapınmasıyla
yansıtılmış olur. (11:5) Kısa saçlı ya da
tıraş edilmiş olmak onun için utanç verici
olduğundan (itibaren düşmenin ve toplumdan
dışlanmanın işaretleri) onun için baş örtüsüz
tapınmak utanç vericidir. Çünkü kadın erkeğini
yüceliğidir. (11:7) ve ona bağlılığını örtüsüyle
gösterir. (11:10) BU nedenle eğer örtüsünü
açsaydı kurulu düzeni bir fahişe ya da dul
gibi bozmuş olurdu. Bu da onun Mesih’teki
özgürlüğünü kötüye kullanması anlamına gelirdi.
Yaratılış cinslerin birlik
ve eşitliğini açıklarken farkını da açıklar
(2:18-25). Pavlus kadının bağlı olma durumunu
iki açıdan haklı çıkarır.birincisi tarih
sırası yönünden erkekten sonra yaratıldığı
için ikincisidir. (11:8-9) Ancak bu ifade
ardından gelen şu sözlerle açıklığa kavuşturulur.
“Ne var ki Rab’de ne kadın erkekten ne de
erkek de kadından bağımsızdır. Çünkü kadın
erkekten yaratıldığı gibi erkek de kadından
doğar. Ama her şey Tanrı’dandır.” (1. Kor.
11:11-12) O halde yalnız kadın erkeğe değil,
erkek de kadına dayanmak durumundadır. Yalnızca
Rab olan Mesih’te kadın-erkek sorunu çözülmüş
olmaktadır.
O halde bu önemli bölüm
hakkında ne söyleyebiliriz.
1) Pavlus imanlı kadının
toplumda zor duruma düşmemesi için örtünmesini
desteklemişti.
2) Pavlus cinsler arası
farklılık ve sürtüşmelerin Mesih’te aşıldığını
gösteriyor. Kadınlar da Ruh ile dolup armağanlarına
göre Mesih’in bedeninde tapınmak ve hizmet
etmek durumundadırlar. Ruhsal armağanlarını
kullanarak özgürlüklerini gösterirler.
3) Yaratılış’ın 2. bölümündeki
yaratılış öğretisi topluluktaki sıralama
ya da öncelikleri belirleyemez.
Korintliler 14:33-36 Çünkü
Tanrı karışıklık değil, esenlik Tanrısı'dır.
Kutsalların bütün topluluklarında böyledir.
Kadınlar toplantılarınızda sessiz kalsın.
Konuşmalarına izin yoktur. Kutsal Yasa'nın
da belirttiği gibi, uysal olsunlar. Öğrenmek
istedikleri bir şey varsa, evde kocalarına
sorsunlar. Çünkü kadının toplantı sırasında
konuşması ayıptır.Tanrı'nın sözü sizden
mi kaynaklandı, ya da yalnız size mi ulaştı
İlk okunduğunda ayetten
anlaşılan kadınların toplulukta konuşmaması
ve liderlik rolü almaması olabilir. Eğer
burayı olduğu gibi alırsak kadınların dua
etmenin ve peygamberlikte bulunmasının beklendiği
1. Korintliler 11:2-16 iler ters bir duruma
düşeriz. Kimisinin dediği gibi bir peygamberlikte
bulunma yalnızken evde yapılacak bir şey
olamaz. Çünkü 1. Kor. 11:3-4 bunun topluluğa
ve eğitmek için yapılması gerektiğini söyler.
Öte yandan dillerle konuşulunca yorum da
verilmelidir.(14:28)
O zaman Pavlus hem kadınları
dua edip peygamberlikte bulunmaya teşvik
etmekte hem de sessiz kalmalarını istiyor
olurdu. Bu eşlerine evde soracakları sorularla
ilgiliydi. O zamanlar Sinagoga giden ve
fazla bilgisi olmayan kadınlar Kiliseye
geldiklerinde yeni buldukları özgürlük nedeniyle
öğrenmek için soru soruyorlardı. Sorun buydu.
Kutsal Ruh ve armağanları
hem kadın hem de erkeğe verildiğinden kullanılmaları
da anlamlıdır.
Galatyalılar 3:28
Artık ne Yahudi ne Grek*,
ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı
var. Hepiniz Mesih İsa'da birsiniz.
Burada da sosyal be ırksal
engeller olduğu kadar cins ayrılığı da ortadan
kaldırılmıştır. Mesih İsa’da bir olmakla
bu tür tartışmalar sonlanmıştır.
Efesliler 5:21-33 Mesih'e
duyduğunuz saygıdan ötürü birbirinize bağımlı
olun. Ey kadınlar, Rab'be bağımlı olduğunuz
gibi, kocalarınıza bağımlı olun.Çünkü Mesih
bedenin kurtarıcısı olarak kilisenin* başı
olduğu gibi, erkek de kadının başıdır. Kilise
Mesih'e bağımlı olduğu gibi, kadınlar da
her durumda kocalarına bağımlı olsunlar.
Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun
uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı
öyle sevin. Mesih kiliseyi suyla yıkayıp
tanrısal sözle temizleyerek kutsal kılmak
için kendini feda etti. Öyle ki, kiliseyi
üzerinde leke, buruşukluk ya da buna benzer
bir şey olmadan, görkemli biçimde kendine
sunabilsin. Amacı kilisenin kutsal ve kusursuz
olmasıdır. Aynı biçimde kocalar da karılarını
kendi bedenleri gibi sevmelidir. Karısını
seven kendini sever. Hiç kimse hiçbir zaman
kendi bedeninden nefret etmemiştir. Tersine,
onu besler ve kayırır; tıpkı Mesih'in kiliseyi
besleyip kayırdığı gibi. Çünkü bizler O'nun
bedeninin üyeleriyiz. "Bunun için adam
annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak,
ikisi tek beden olacak." Bu sır büyüktür;
ben bunu Mesih ve kiliseyle ilgili olarak
söylüyorum. Size gelince, her biriniz karısını
kendisi gibi sevsin. Kadın da kocasına saygı
göstersin.
Kadınlar kocalarına boyun
eğme durumundularsa da kocaların kendilerini
karıları için feda edebilecek kadar sevmeleri
gereklidir. Burada erkek egemenliği değil
hizmet söz konusudur. Mesih’in hizmeti ön
planda tutan bir bakış açısı vardır. Kadınlar
kocalarına körü körüne boyun eğmek durumunda
olmayıp kocalarında bulunması gereken ve
Mesih’in kendi bedeni için olan sevgisidir.
Filipililer 4:2-3 Evodiya'ya
rica ediyorum, Sintihi'ye rica ediyorum,
Rab yolunda aynı düşüncede olun. Evet, gerçek
yoldaşım sana da yalvarırım, bu kadınlara
yardım et. Çünkü onlar benimle, Klement'le
ve adları yaşam kitabında bulunan öbür emektaşlarımla
birlikte Müjde'yi yaymak için mücadele ettiler.
Evodiya ve Sintiya Filipi
topluluğunda geri hizmetlerde değil lider
konumundadırlar. Aralarındaki sorun öğretişe
ait olmayıp kişiseldir. “Benimle birlikte
mücadele ettiler” derken aynı işi yaptıklarını
belirtiyor. Pavlus’un altında değil onunla
birlikte çalıştılar. Onları “emektaşlarım”
diye çağırırken aynı işi yapmakta olduklarını
vurgulamış oluyor. Pavlus aynı terimi Romalılar
16:3’de Akvila için Rom. 16:9’da Urbanus,
Rom. 16:21’de ve 1. Sel. 3:2’de Timoteos
içinde kullanılır. Demek ki kadın ve erkekler
Pavlus ile birlikte Müjde için hizmet etmekteydiler.
Timoteos 2:11-15 Kadın
sükûnet ve tam bir uysallık içinde öğrensin.
Kadının öğretmesine, erkeğe egemen olmasına
izin vermiyorum; sakin olsun. Çünkü önce
Adem, sonra Havva yaratıldı; aldatılan da
Adem değildi, kadın aldatılıp suç işledi.
Ama doğum yapıp kurtulacaktır; yeter ki,
sağduyuyla iman, sevgi ve kutsallıkta yaşasın.
Burada kadına izin vermiyorum
derken şimdiki zaman kipinde konuşmaktadır.
Bu tüm zamanları kapsayan bir şekle dönüştürülmelidir.
Havva ilk aldatılan olmakla birlikte kadın
çocuğun yani Mesih’in doğmasıyla kurtulacaktır.
(2:15) Mesih’te aynı aldanan kadından gelmişti.
O’nun doğmasıyla tüm kadınlar da kurtuluşa
erişiyordu. Pavlus’un karşı olduğu yanlış
öğretişlerin yayılmasıydı. O sırada yanlış
öğretişler yayan kadınlar olmuş olabilir.
Mesih’i doğurmuş olan O’nun müjdesini duyurmaktan
alıkonulabilir mi?
SONUÇ
Pavlus’a göre Tanrı'nın
kurtuluş planında kadınların özel bir yeri
vardır. İbrahim imanda babamız ise (Gel.
3:7) Sara’da annemizdir. Tanrı'nın oğul
vaadi ona verildi. İsa Mesih de dünyaya
bir kadına aracılığıyla ve normal yolla
geldi. Pavlus’un öğüt ve öğretişleri kadına
ve erkeğe ayrım yapılmaksızın yöneltilir.
Hepimiz Mesih’i giyinmeliyiz. (Rom 13:14)
Mesih’te büyümeliyiz (Efe. 4:15). Mesih’in
bedenini çeşitli armağanları olan üyeleriyiz.
(1. Kor 12:12) Hepimizi Mesih’e benzer olmak
üzere değiştiriliyoruz. (2. Kor. 3:18)
Eğer hepimiz Mesih’te birsek
bu hizmette de bir olmamızı gerektirir.
Yaratılıştaki farklılık
Mesih’in bedenine hizmet etmede zenginleştirici
bir öğedir. Tüm kadın ve erkekleri Mesih’te
bulunan özgürlüğe çağırmalıyız. Bu özgürlüğün
ne olduğunu da Mesih’in bedeni topluluğu
içindeki tutumumuz tüm dünyaya göstermeliyiz.
Kaynaklar;
Don Williams “The Apostle
Paul and Women in the Church”
Kutsal Kitap
|