TANRININ KULLANDIĞI KİŞİ (2.Timoteos 2:20-22)
Bir markette çalışan yaşlı bir adamı
uzun süre yerinde göremeyen bir müşteri
sorar buradaki yaşlı beye ne oldu? Dükkanın
sahibi “emekli oldu” diye cevap verir.
Bunun üzerine adam “bu yerin boşluğunu
kim dolduracak?”. Dükkan sahibi “ giden
kişi hiç bir boşluk bırakmadı ki yerini
dolduran olsun” diye cevap verir.
Şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor;
sizler bu kiliseden ayrılmış olsanız acaba
yerinizin boşluğu ne olacaktır? Daha doğrusu
yerinizi dolduruyor muydunuz ki, sizin
yerinizi bir başkası doldurmaya çalışsın?
Rab her birimizin iyi kahyalar olmamızı
istiyor. Ama bizler çoğu zaman Tanrı’nın
yetenekli, armağanları olan, iyi eğitim
görmüş ya da çok iyi Kutsal Kitap bilgisi
olan kişileri kullandığını düşünüyoruz.
Oysa Tanrı günahtan kaçıp Tanrısallığı
hedefleyen pak kişileri kullanmaktadır.
Pavlus, Timoteos’a Rabbin adını anan herkes
kötülükten uzak dursun sözlerini hatırlatmaktadır
(2:19).
Günahtan kaçıp Tanrısallığı arayan kişi
aslında dört özelliği yansıtmaktadır.
Bu özellikler doğruluk, iman, sevgi ve
esenliktir. Tanrı’nın doğru kişileri bu
dört özellik altındadırlar.
Pavlus, burada unutulmaz bir örnekleme
yapmakta ve Tanrı’nın insanları ile büyük
bir evde bulunan kaplar arasında bağlantı
kurmaktadır. Burada söylenilmek istenilen
görülmeyen kiliseye ait olanların hiç
bir zaman bayağı işler için kullanılmayacağı
gerçeğidir. Yani bu görkemli duvarsız
kilisede kirli tabak içinde servis olamaz.
1.Tanrı arınmış kişileri kullanır (2:20-21).
A. Ne çeşit bir kap olduğunuz konusunda
artık kararlı olun.
Pavlus’un ifadesine göre altın ya da gümüş
bir kap mı olmak istiyorsunuz yoksa bayağı
işler için kullanılan bir kap mı? Seçildiniz,
çağrıldınız, aklandınız, kutsandınız ama
hala kirli bir kap olarak mı kalmak durumundasınız.
Tanrı’nın size bu kadar gösterdiği lütufa
göre nasıl davranacaksınız. Her ikisinin
de bir fayda için kullanıldığını düşünebilirsiniz.
Burada bahsedilen Romalılar 9:21-23’deki
çömlekçinin iyi ya da kötü bir kullanım
için ürettiği çömlek hadisesi değildir.
Orada Tanrı hükümranlığı anlatılmaya çalışılmaktadır.
Burada ise çömleğin yani Tanrı’nın yaratıp
kendine halk edindiği insanın sorumluluğu
gerçeğidir.
Elbette Tanrı şeytanı da, Firavun’u da
kendi amacı doğrultusunda kullanmıştır
(Romalılar 9:17).
Yahudayı kendi planı doğrultusunda kullanmıştır.
Elçilerin İşleri 4:27-28 Gerçekten de
Hirodes ile Pontius Pilatus, bu kentte
İsrail halkı ve öteki uluslarla birlikte
senin meshettiğin kutsal Kulun İsa’ya
karşı bir araya geldiler. Senin kendi
gücün ve isteğinle önceden kararlaştırdığın
her şeyi gerçekleştirdiler.
Sül.Özd.16:4 RAB her şeyi amacına uygun
yapar. Kötü kişinin yıkım gününü de O
hazırlar.
Burada kimse aslında robot değil böyle
düşünmek çok yanlıştır. Evet, Tanrı amacı
için kişileri yönlendirirken aynı zamanda
insanlara Tanrısal bir anlayış içinde
kendi sorumluluklarını taşıma yükümlülüğü
vermektedir. Yani o insanlar aynı zamanda
istemlerinin sürüklemesi ile günahın içindedirler
ve günahlarının bedelini ödeyeceklerdir.
Yalnız Tanrı’nın hükümranlığı açısına
bakmak ya da yalnız insanın sorumluluğunun
olduğunu söylemek her ikisi de bizi yanlışa
götürür. O zaman bu her iki nokta dengeli
bir biçimde birbiri ile bağlantılıdır.
Bu anlamda demek ki bizim de bize verilen
lütuf içinde seçme özgürlüğümüz vardır
ve bu anlamda iyi bir kap ya da bayağı
bir kap arasında seçim yapma gibi bir
mecburiyetimiz bulunmaktadır.
B. Arınmak bizim sorumluluğumuzdur.
21.ayete bakalım kişi kendini bayağı işlerden
arıtırsa diyor. Yanlış öğretişlerden kendisini
korursa dikkat edin bu yanlış öğretiler
sadece bir zihni hata olarak alınmıyor.
Yanlış öğretilere meyletmek günah işlemek
anlamına geliyor. Ve Tanrı’nın hizmetindeki
kişinin, Tanrı’nın kullanacağı kişinin
bunlardan arınması şart oluyor.
Bir başka dikkat konusu da şudur. Aklımız
karışmasın tabi Tanrı önünde günahlarımızdan
arınma bizim işlerimize bağlı değildir.
Bu Tanrı tarafından Mesih İsa’ya yürekten
imanla bize sunulan bir lütuftur. Buradaki
arınma Tanrı’nın Mesih’te sağladığı ile
elde ettiklerinizi günahtan arındırma,
koruma artık sizin sorumluluğunuz olmuş
oluyor.
Örneğin; bahçeyle uğraştınız kirlendiniz
bu kiri arıtmak için kendinizi kedi gibi
yalamıyorsunuz. Sabun ve suyu kullanarak
arınıyorsunuz. Bunlar size sağlanmış ve
siz sabun ve suyu kullanıyorsunuz. İşte
buradaki kişinin kendini arıtma sorumluluğu
bu anlamda bize sunuluyor.
Tanrı’nın Mesih İsa’nın kanında sağladığı
bizi her günahtan arındırmaya yeterlidir
(1.Yuh.1:7,9) ama aynı zamanda bizim böylesi
bir lütufa tabi olarak kendimizi arı tutarak
hamt, şükürle Tanrı önünde değerli kaplar
olmamız gerekiyor. Işıkta yürümek ve günahlarımızı
sürekli ikrar etmek.
C. Arınmış olanlar kutsanmıştırlar ve
Efendinin hizmetindedirler ve her iyi
iş için kullanılmaya hazırdırlar (2:21).
1.Arınmışlar kutsanmıştır: Durum olarak
(1.Kor.1:30;6:11) yani bir kerede ve tamamen
kutsanmışlardır (Positional). Aynı zamanda
gelişim olarak kutsanma sürmektedir (progressive).
Mesih İsa’da büyüdükçe O’na daha çok benzer
olarak değiştiriliriz (2.Kor.3:18; 7:1;
1.Sel.4:3-7). Ve tam olarak (Ultimate)
kutsanırız (1.Yuh.3:1-3). Bu Mesih İsa’yı
tam olarak yüz yüze gördüğümüz zaman söz
konusu olur. Bu aşamalarda bütün doktrin
ve ahlaki hatalardan uzak durmamız ve
kabımızı Rabbimizin kullanımına açık olarak
sunmamız gerekmektedir.
2.Arınmışlar Efendimizce kullanılır: Hiç
bir yemek vakti kirli hiç bir tabak, çatal,
bıçak ve bardak kullanılamaz. Aynen bunun
gibi yaratılmış ve Tanrı’ya ait insanlarda
da durum aynıdır.
3.Arınmışlar her bir iyi iş için hazırdır:
Tam Mesih için bir tanıklık fırsatı doğduğunda
buna hazır olmadığınızı hissettiğiniz
anlar oldu mu? Bir kardeş sizden teşvik
istediği bir durumda söylenip durdunuz
mu? İşte bütün bu durumlar sizin ne denli
hazırlıklı olduğunuzun göstergesidir.
Ne denli arınmış, ne denli Rab’le baş
başa iseniz o denli Tanrı için gerçekten
etkin bir ışık aracı olursunuz.
2.Arınmış kişiler günahtan kaçıp Tanrısallığı
arzularlar (2:22).
Burada aslında iki emir kipi bulunmaktadır;
bunlardan biri “kaç” diğeri ise “koş”
emridir. Günahtan kaçmak ve Tanrısallığın
ardından koşmak aslında formül çok net
ve açıktır. Rab’be yakaranlarla birlikte
doğruluğun, imanın, sevginin ve esenliğin
ardından koş.
A. Arınmış kişiler günahtan kaçarlar:
Özellikle gençlik günahları kavramı içinde
hem cinsellik, hem de her çeşit tartışmalara
daha ateşli kapılma söz konusudur. Bu
günahlar insanın hayatı boyu aslında boynundadır
ve gençlikte çok daha etkindir. Bu nedenle
bu tarz etkin bir biçimde istemden kaynaklanan
her tür arzudan kaçma esastır. Zaten bunların
neler olduğu 23-26 ayetleri arasında verilmektedir.
1.Kor.6:18’de “Zina’dan kaç”; 1.Kor.10:14’de
“Putperestlikten kaç” şeklinde sürekli
net uyarılar bulunmaktadır.
B. Arınmış kişiler Tanrısallığın ardı
sıra koşarlar (Doğruluk, iman, sevgi ve
esenlik)
Yalnızca kaçmak yeterli değildir. Hemen
yerinin koşma ile doldurulması gerekmektedir.
Buradaki orijinal cümlede aslında ardı
sıra koşmanın kolay bir iş olmadığı verilmektedir.
Yani biraz acılıdır.
a.Arınmış kişiler doğruluğun ardından
koşarlar.
Burada “ardınca koş” kelimesinde bir “yasa”
yoktur. Sevgi ve saygı ile ve lütufa karşı
bir şükürle gönülden bir itaatin kavramı
söz konusudur. Mezmur 40:8’de Davut Tanrı’nın
yasasından zevk aldığını söylüyor.
b.Arınmış kişiler imanın ardından koşarlar.
Burada iman kavramında esas anlatılmak
istenilen sizin inandığınız Tanrı’nın
gerçekten ne kadar güçlü olduğudur. Dualarınızı
işiten gerçek Tanrı’ya mı inanıyor sunuz?
Gücünüzün üstünde her şeyinizi bilen,
sizi gözeten Tanrı’nın çocuğu musunuz?
İşte arınmış kişi bunun ardı sıra koşan
kişidir. Yani tek gerçek Tanrı’nın bütün
görkemini üzerinden yansıtan kişi olma
çabasındadır.
Bir profesör kendi imanlı öğrencileri
için şöyle demektedir; “Onlar gelip hizmetlerini
anlattıkları zaman inandıklarını Tanrılarının
kendilerine göre ne denli büyük ya da
küçük olduğunu hemen anlarım. Eğer görkemli
Olan’a iman ederek hizmet ediyorlarsa
onların ağızlarından yüceltmeler yükselir.
Eğer inandıkları gerçek Tanrı’yı güçsüz
görüyorlarsa hep Tanrı ile sorunları olmuştur
ve o şekilde hizmetlerini anlatırlar ve
ben de aslında nerede olduklarını tespit
ederim” .
c.Arınmış kişiler sevginin ardından koşarlar.
Sevgiden bahseden bir çok kişinin aslında
çok bencil olduğu açıktır. Dikkat ederseniz
burada “sevginin ardından koşma” gibi
bir ifade vardır. Kolay yakalanabilen
bir şey değildir. Örneğin; burada sabırla
bir imanlı kardeşinizi, sorunlarını dinleme
gibi bir gerçek yatmaktadır. Sabır, esenlik,
tahammül bunların hepsi sevgi ile kucak
kucağadır ve sevmek hele hele Tanrısal
anlamda sevmek hiç kolay değildir.
d.Arınmış kişiler esenliğin ardından koşarlar.
Bu da asla bir anda oluşan bir şey değildir.
Burada dikkat edersek “ardından koş” emri
“bütün Rab’be yakaranlarla birlikte” ifadesi
ile bağlantılıdır. Yani imanlılar arasından
başlamak kaydıyla denilmek istenmektedir.
Günahtan kaçıp Tanrısallığın ardı sıra
koşulurken esenlik içinde olmamıza mani
olacak durumlar olacaktır ama bunlara
karşı da dayanmak ve yine aynı şekilde
günahtan kaçarak ve Tanrısallığın ardından
koşarak duruma çözüm bulmak zorunda olduğumuz
bize hatırlatılmaktadır.
Dünyanın bu durumlara cevabı incinmişliği
beslemek ve acılığa dönüştürmek, bol bol
dedikodu yaymak ve hak aramaya kalkmaktır.
Tanrının yolu ise hemen esenliği, barışı,
anlaşmayı aramaktır. Hatta Mesih İsa bunun
ibadetten bile önemli olduğunu ifade etmektedir
(Matta 5:23-24). Bunun zor olduğu bilinmektedir
(Romalılar 12:18). “Eğer mümkünse” “elden
geldiğince” gibi ifadeler kullanılmaktadır.
Başlarken büyük yeteneklere sahip olmanız
gerekmiyor. Sadece Mesih İsa’da seçili
olduğunuz, çağrılı olduğunuz, aklandığınız
ve kutsandığınızın bilincinde günahtan
kaçarak ve Tanrısallığın ardından koşarak
O Tanrısal görkeme çok daha büyük hizmet
ve şükranla erişmeniz mümkündür ve bu
aslında sizden beklenilen Tanrı suretinde
olmanın getirdiği insanlık onurudur.
Turgay Üçal