Yaratan kadınsız erkeğin eksik bir yaratık olacağını düşünerek onun yanına
en değerli arkadaşı koydu. Kadın benimsensin,
sevsin, sevilsin, korusun, korunsun, Tanrı'ya
insana beğenilir çocuklar yetiştirsin
diye. Bundan öte, kadın da tıpkı erkek
gibi eğitilsin, eğitsin, topluma yararlı
olsun. Tanrısal düzende önemli yeri olan
kadını aşağılamak, pataklamak, korkutarak
cinsel ilişkiye zorlamak, onu bilgisiz
bırakmak, tecrit etmek doğrudan doğruya
Yaratan'ın yapıtını bozmaktır. Kadın da
erkek gibi Tanrı’nın benzerliğinde yaratıldı.
Aklı genellikle cinsel konulara yönelik günahlı nice erkeğin ilgisi, kadını
kendine zevk getiren bir yaratık saymaktır.
Öte yandan, bir kadının erdemli yaşamı
bırakıp cinsel zevk aleti olmaya eğilimi
ya da bu yolda istismarı hüzün ve acı
çektiricidir. Toplumu sarsan bunalımlar
arasında kadının ezilmesi, eğitimsiz kalmaya
zorlanışı, temel haklardan yoksun bırakılması
ve en çirkini, askeri işgallerde art arda
tecavüze uğraması önde gelen vahşet ve
utandırcılık olmuş. Kutsal Kitap'ta Tanrı
esiniyle şunlar yazılıdır: "Kadın
erkeğin yüceliğidir... Kaldı ki, Rab bağlılığında
kadın erkekten, erkek de kadından ayrı
sırada düşünülemez. Çünkü kadın erkekten
oluştuğu gibi, erkek de kadından doğar.
Ama her şey Tanrı'dan oluşur" (I.Korintoslular
11:7,11,12). Gel de bu tanrısal buyrukları aklı gitmiş
kişilere söyle!
Tarih boyunca kadının çekmekte olduğu yürek burkucu çilelerden biri, erkeğin
keyfine göre karısını talâk-ı-selaseye,
yani boşanmaya itmesidir. Bin bir çeşit
düzenle, hiç ara vermeden İsa Mesih'i
sınamayı alışkı yapmış din adamları, boşanmayla
ilgili bir soru doğrulttu O’na. O onları
taa yaratılışa götürdü: "Başlangıçta
Yaratan onları erkek ve dişi olarak yarattı
diye hiç okumadınız mı siz? Bu nedenle,
insan babayı ve anneyi bırakıp karısına
bağlanacak, ikisi bir tek beden olacak."
Bu anımsatmayla, "Tanrı'nın
birleştirdiğini insan ayırmasın"
dedi. Ama Ferisiler, Musa'nın yasasında
erkeğin kadına boşanma kâğıdı verip onu
salıvermeye izinli olduğuna dolaştırdı
konuyu. Yürekleri bilen İsa bunun gerisindeki
nedeni kesinlikle açıkladı: "Siz
katı yürekli olduğunuz için Musa eşlerinizi
boşamanıza izin verdi. Ne var ki, başlangıçta
durum bu değildi. Size diyorum ki, her
kim cinsel uygunsuzluk olmadan karısını
boşayıp baş-kasıyla evlenirse cinsel yolsuzluk
işler" (Matta 19:3-9). Rab İsa,
her boşanmanın gerisinde katı yüreklilik
bulunduğunu vurgular. Hem erkeğin hem
de kadının yüzeğine şifa verebilen..
Düzenli ve sağlıklı aile, yapıcı karı-koca ilişkisi ana konulardandır: "Kadınlar,
Rab bağımlılığına yaraşır tutumla kocalarınıza
bağımlı olun. Kocalar, karılarınızı sevin
ve onlara karşı sert davranmayın"
(Koloseliler 3:18,19). "Genç kadınlara
kocalarını ve çocuklarını seven olmayı
öğretsinler. Ağırbaşlı, suçsuz, evcimen,
iyi huylu, kocalarına bağımlı kadın olsunlar...
Bunun gibi, genç erkekleri de isteklerine
egemen olabilmeyi öğütle" (Titos
2:4-6). "Herkes evliliğe saygıyla
baksın, evlilik yatağını da lekesiz tutsun.
Rasgele cinsel ilişkiye ve evlilik dışı
cinsel bağlantıya girenleri Tanrı yargılayacaktır"
(İbraniler 13:4). Toplumun sevincini
güvenliğini düzenli aile oluşturur ve
geliştirir. Yuvayı yapan dişi kuştur deyimi
birçok yönden gerçektir. Bu nedenle, dişi
varlığa yaraşan değeri sağlayan ve onu
savunan İsa Mesih'in sözleri anlaşılıp
değerlendirilince sağlam konut sağlam
temele oturmuş olur. İnsanlığa Tanrı sevgisiyle
gelen Mesih ideal aileyi kuran, koruyan,
sarsılmaz temele oturtandır. Bunun gerçekleşmesi
karı-kocanın O’ndan kutluluk dilemesine
bağlıdır.
RRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR
TANRI’YI ARAYIŞIN adlı kitabımızı
adresimizden isteyebilirsiniz:
Posta Kutusu 117, TR-34490 Beyazıt – İstanbul
PARLAK YARINLAR Sayı: 02
Kadınsız dünya neye benzerdi? Belirgin önem taşır kurulu düzende kadın. Özellikleri
saymakla tükenmez; baş niteliği anneliğidir..
Kadın doğanın şiiridir. Tıpkı yıldızlar
gökyüzünün şiiri olduğu gibi annelerimiz,
eşlerimiz, kız kardeşlerimiz, kızlarımız..
Ne değerli anılarımız var kadına ilişkin!
Öte yandan birçok aklın bozuk anılarla
dolu olduğuna da kuşku yok. Kadınla ilgili
konuları önemli tutan Birleşmiş Milletler
Kurulu her yıl 8 Mart'ı Kadın Hakları
Günü atamış. Bu doğrultuda emek verenlere
başarı dileriz, erkekleri sevindiren,
Yaratan'dan gelen her hakkın kadınlara
da verilmesini gönülden isteriz.
Kutsal Söz'de yazılıdır: "Tanrı insanı kendi benzerliğinde yarattı.
Onu Tanrı benzerliğinde yarattı. Onları
erkek ve kadın olarak yarattı" (Yaratılış
1:27). Yaratan ikisini de günahsız
kötülüksüz durumda Eden bahçesine koydu,
bağlılıklarını belgeleyen bir sınır atadı:
"İyilikle kötülüğü bilme ağacının
ürününden yemeyeceksin" (2:17).
Hem Tanrı'nın hem de insanın baş düşmanı
şeytan kadını ve onun aracılığıyla erkeği
söz dinlemezliğe dürttü. Onları günahın
karanlığına itti, kendilerinden yetişecek
soyu da bozdu.. Atalarımız tanrısal sınırı
aşarak günahlı oldu. İçinden çıkılamayan
bozukluk.. İyilikle kötülüğü kendileri
kararlaştırmaya kalktı. Başlangıçta dertten
acıdan arıydı onlar. Yaratan'la paydaşlıkları
bütündü, barış-esenlik güncel gönençleriydi.
Söz dinlemezlik kadını da erkeği de şimdiki
acınılacak duruma soktu. Günah ruhsal
çöküme neden oldu. İnsanı Tanrı’nın yüceliğinden
ıraklarda bıraktı.
O ilk günahın işlendiği gün, insanı seven ve acıyan Tanrı yılan aracılığıyla
günahı soyumuza sokan iblise çarpıcı bir
gelişimi haber verdi: "Seninle
kadın arasına düşmanlık koyacağım. Ve
senin tohumunla onun tohumu arasına..
O senin başını ezecek, sen de onun topuğuna
saldıracaksın" (Yaratılış 3:15).
Günaha yuvarlanan insana Yaratan'ın Sevinç
Getirici Haber'i ilkin orada duyuruldu.
Akıllara doğal bir soru gelir: İblisin
tohumu nedir? Karanlık egemenliğinin gözle
görülmeyen cin orduları ve karanlıktan
kaynaklanan kötülük buyruklarına tınmadan
uyan ademoğulları havvakızları.. Öte yandan
kadının tohumu ne olabilir? Erden kızdan,
Meryem'den dünyaya gelecek olan kurtarıcı
İsa Mesih. Tek günahı olmayan Kurtarıcı,
canını kurtarmalık olarak vermeye, insanı
günahtan arıtmaya gelecek, iblisin kudurgan
saldırılarıyla karşılaşacak, ıstıraplar
işkenceler çekerek çarmıhta ölecek. Tanrı'nın
düzenlemesinde bu en parlak yengiye dönüşecek..
Tanrı vaadi İsa’da gerçekleşti. Mesih
üçüncü günde görkemle dirilerek günahın,
iblisin, mezarın, cehennemin zincirlerini
kırdı, gücünü yıktı, O’na iman edenlere
yeni yaşamı verdi ve vermekte..
Bu Mesih’in yetkisini kıskanan din yöneticileri
birgün, cinsel uygunsuzlukta yakaladıkları
bir kadını yaka paça ederek O’nun karşısına
diktiler. "Böylesine ne yapmak
gerekir?" diye sordular; ruhsal
yasa uyarınca taşlanması gerektiğini O'na
anımsattılar. Kaskatı yasaları buydu!
Ne af edilmeyi, ne de af edebilmeyi kavrayabilen
bu sinsi insanların amacı kötüydü. İsa,
"Zararı yok, bırakın!"
derse, O'nu yasasızlıkla suçlayacaklardı.
Yok, "Taşlayın!" derse,
bu kez O'nu tıpkı kendi örneklerince yüreksizlikle
karalayacaklardı. Hiç çekemedikleri İsa'yı
kıskıvrak yakaladıklarını tasarlarken
O onları yanıtladı: "Aranızda
günahsız olan kim ise, onun üstüne ilk
taşı atsın!" Tümü de afallayıp
kaldı. Söyleyecek söz bulamadılar, teker
teker sıvışıp gitmekten başka çıkar yol
bulamadılar. İsa kadına parlak ve gönül
açıcı bir güvenlik sözüyle konuştu:
"Ben de seni suçlamıyorum. Git bundan
sonra yeniden günah işleme!" (bkz.
Yuhanna 8:1-11).
Bu olayda günahları affeden Kurtarıcı’yla
karşılaşırız.
Başka bir olay: On iki yıldır kan akıntısına tutulmuş, tüm parasını harcamaya
karşın defalarca gösterilen bakımdan hiçbir
yarar görememiş, tersine daha da kötüleşmiş
bir kadın, İsa'ya ilişkin çok şey duymuştu.
İsa ağlayan bir babanın ölen kızını yeniden
yaşama kavuşturmaya gitmekteydi. Yoğun
bir topluluk kendisini izliyordu. İmanlı
kadın araya sokulup İsa'nın giysisine
dokunuverdi; çünkü içinden, "Giysisine
dokunursam kurtulacağım" diyordu.
Kendisinden güç çıktığını bilen İsa,
"Giysime kim dokundu?" diye
sordu. Öğrencileri, "Bunca sıkıştırmaya
karşı, 'Bana kim dokundu' diye nasıl soruyorsun?"
dediler. Kadın korkuyla, titreyişle İsa'ya
yaklaştı, önüne düşüp tüm gerçeği açıkladı.
İsa ona, "Kızım" dedi,
"İmanın seni kurtardı. Esenlikle
git, hastalığından sağlık bul!" (Luka
13:11-13).
Kurtaran, şifa veren, gönülleri açan, günahlı insana özgürlük sağlayan İsa’yla
ilgili güven getirici ayrı bir olgu:
İsa birgün
bir din adamının evinde yemeğe
çağrılmıştı. Birçok kişi yerken, o kentte
bozuk ve düşük yaşamıyla tanınan bir kadın
kasırga gibi içeriye seğirtti. Elindeki
kaymak taşı bir kapta çok pahalı, güzel
kokulu yağ taşımaktaydı. Gözyaşları dökerek
dize kapandı, kaptaki sümbül yağını İsa'nın
ayaklarına boşalttı. Gözyaşlarıyla O'nun
ayaklarını ıslatıyor, saçlarıyla da kuruluyordu.
Kadın İsa'nın ayaklarını öpüyor, için
için ağlayarak güzel kokulu yağla onları
ovalıyordu. Görünüm yürek burkucuydu.
Ama ev sahibinin ayranı kabardı: "Bu
adam kendisine dokunan şu kadının ne mal
olduğunu bilmiyor mu?" yolunda
yere çalıcı bir soru attı ortaya. Elbette,
çok iyi biliyordu her insanı O. Burnu
Kaf dağında din önderlerine, böyleleri
kurtarmak için yeryüzüne indiğini anımsattı;
kadına da, "Günahların bağışlandı...imanın
seni kurtardı" dedi. "Esenlikle
git!" (Luka 7:36-50).
İncil'in sayfalarını doya doya okuyanın, hem kadını hem de erkeği yürekliliğe
kavuşturanın acımasıyla ilgili bu üç olayda
Kurtarıcı İsa Mesih'in zayıf cins doğrultusunda
tutumu davranışı aydınlatıcıdır. Bunlardan
edinilen gerçekleri özetlemenin yararı
derindir: Sevgi, acıma, af etme, yeni
yaşama kavuşturma, kadını erkeğin yüreksizliğine
bırakmama, kadını suçlarken erkeğe ilişmeme,
erkeğin şovenizmini ezme, acımasız yargının,
öç alıcılığın çirkinliğini, başkasını
suçlayanın bin bir kötülüğünü anımsatma,
şeriatın sert harfiyle övünmeleri yıkma..
Bu sağlayışları Mesih veriyor kadına.
Baskıyla ezilen, hor görülen kadını ve
onun yanı sıra erkeği Rab İsa Mesih kayraya
esenliğe yükseltiyor. Yüceden insanlığa
inen İsa Mesih'in sözleri eylemleri Tanrı
işleridir. Kişiyi de, aileyi de, çocukları
da salt O kurtarır. Bu kurtarıcının ardı
sıra gidenler arasında pek çok kadın bulunuyordu.
İç dünyaları hakka, adalete, eşitliğe
susayan kavramlı kadınlar İsa’nın kendilerini
yükseltmeye geldiğini tanıdı.
İnsan haklarının geniş çapta çiğnendiği şimdiki dönemin
görünümü gerçekten ürkütücü.. Çalkantılar
zincirinin baklaları arasında kadının
çilelerini örtbas edicilik, çatlağı balçıkla
sıvamaktır. Kadına karşı yeğ görülen uygulamalar
döl yatağından başlıyor: Bazı ülkelerde
doğacak çocuğun kızlığı öğrenildiğinde
dölüt hemen kazılıyor. Bazı bölgelerde
kız doğar doğmaz boğuluyor. Birçok yerde
kızlar tüyler ürpertici seks pazarına
çıkarılıyor. Belirli kuşaklarda kızların
sünneti resmen onaylanıyor. Çokevlilik
giderek yayılıyor, kadınlar acımazlıkla
pataklanıyor, tâlak-ı-selase rağbet buluyor.
Ağır işlerde çalışan kadınların derdi
arş-ı-âlâya yükseliyor. Ve bunalımın baklaları
durmak bilmeden giderek çoğalıyor.
Tanrı düzeninde kadın erkekle tam eşitliktedir; yaşam arkadaşı,
aile birliğinin kurucusu.. RAB Tanrı,
"Adamın tek başına olması iyi değildir,
kendisine yaraşan bir yardımcı yapaca-ğım"
dedi... "RAB Tanrı adamın
üzerine derin uyku getirdi ve o uyudu.
Onun kaburga kemiklerinden birini aldı,
yerini etle kapladı. RAB Tanrı adamdan
aldığı kaburga kemi-ğinden bir kadın yaptı,
onu adama getirdi. Adam, 'Şimdi bu kemiklerimden
kemik, etimden ettir' dedi. 'Buna kadın
denilecek; çünkü o insandan alındı.' Bu
nedenle insan anasını babasını bırakacak,
karısına yapışacak ve tek beden olacaklar"
(Yaratılış 2:18,21-24).
Tanrı Sözü'nde, yaratık insanın bir parçası olan kadına
ilişkin bu ilginç açıklamanın yanı sıra,
her iki varlığın da günahlı olması nedeniyle
Tanrı kayrasına, esenliğine, bilgeliğine
gerek-sinimliliği vurgulanır. Yaratan'ın
kadını ya da erkeği yeni yaşam aşamasına
getirmesinden sonra şu gerçek belirtilir:
"Yahudi ile uluslar, köle ile
özgür, erkek ile kadın arasında hiçbir
ayrım yoktur. Çünkü hepiniz de Mesih İsa
bağlılığında birsiniz. Eğer Mesih'in iseniz,
bu durumda İbrahim'in soyusunuz. Vaat
uyarınca mirasçılarsınız" (Galatyalılar
2:28,29). Tanrı Babamız, İbrahim iman
örneğimiz, Mesih inanlıları miras ortağı..
İnsanlığın can yakıcı çalkantıları zincirinde
erkeğin kadına tahakkümü melekleri ağlatan
tanrısaymazlıktır.
Yaratıkları arasında hiçbir ayrım yapmayan Tanrı her tür
haksız adaletsiz uygulamayı kınar. Kutsal
Söz'de kadının yadsınamayan önemini belirten
açıklamalar Tanrı'ya şükran duygusuyla
anımsatılmalı: "Kendine eş bulan
iyilik bulur, RAB’bin onayını alır...
Davranışları ölçülü kadın onur kazanır...
Erdemli kadın kocasının tacıdır; ama utanç
bilmeyen kadın onun kemiğinde kanser gibidir...
Bilgeli kadın evini kurar, ama akılsız
kadın onu elleriyle yıkar... Erdemli kadını
kim bulabilir? Onun değeri yakutlardan
üstündür. Ağzını bilgelikle açar, sevecenlik
öğretişi ağzındadır... Çekicilik aldatıcıdır,
güzellik boştur; ama bilgeli kadındır
övülen" (Süleyman’ın Özdeyişleri
18:22; 11:16; 12:4; 14:1; 31:10,26,30).