Kim
demis ki ölüler dirilemez diye? Ölüler dirildi,
diriliyor, dirilecek... Eger ölüm dediğimiz
sey doku ve organ sisteminin calismaz duruma
gelmesi olayi ise bitkisel hayattakilerin
yasadigini soyleyebiliriz. Ama Ölüm bu degildir.
Ölüm beyinde baslar, bedende son bulur.
Beyni olu olan birinin diri oldugunu ne
tibbi ne de mantiki acidan soyleyemeyiz.
Eger beyin Ölümu olan biri bilinc kazanirsa
bu onun dirilisini gosterir. Tipki benim
hikayemde oldugu gibi...
Ben 1985 yilinda dunyaya geldim ve ailemin
tek kiziyim. Ailem her konuda demokratiktir
ve ben bugune kadar ailemle herseyi paylasabilecegimi
zannederdim. Ayni zamanda ailem cok dindar,
bir kisiyi degerlendirirken ilk once dini
acidan bakarlar nasil diye.. Hem annem hem
babam universite okumus aydin insanlar.
Ben ise küçüklüğümden beri bir dedigi iki
edilmeyen ve cevremdekilere gore cok fazla
kaliteli bir yasama sahip oldum. Ilkokulu
luks bir semtte Allah'in adini fazla anilmadigi
bir okulda okudum. Bu sekilde bir fikriyata
kapildim. Allah var ama adini cok anmaya
da gerek yok! Ve tum bunlardan hemen sonra
orta okulda sadece kizlarin okudugu bir
imam hatip kisvesine tikildim. O kadar dine
karsi cool bir havadan sonra okul sinirlari
icinde basortu takma zorunululugu ile karsilasmak
beni saskina ugratmisti! Cok zorlandim ve
okulumu bitirdim. daha sonra lise doneminde
anadolu lisesine basladim. Ve okula gittigim
sene hayattaki en yakin arkadasim yaptigi
hatalar neticecinde ölmesi beni sok etmis
ve hayati sorgulamaya itmisti. Kendimi dine
verdim.Namaza basladim. Kendimi cok iyi
yetistirdim. Sonra yaklasik iki sene sonra
basortusu takmaya basladim. Dinimi cok fanatik
savunuyordum. O gunlerde kardesimin www.incilturk.com
sitesinde chat yaptigini farkettim. İnceledim
ve ve o gun uzun uzun tartistim. ve daha
sonralari o siteyi daha cok ziyaret eder
oldum. 17 yasidaydim ve siteden incil bile
almam yasakti.. Her tartistigim kisi kalbimin
rabbe karsi olan katiligi karsisinda sasirip
kaliyordu.
Sonra birgun ben yine böyle tartismali bir
gunde su an benim mesihteki kardesim ve
imanima vesile olan Orhan Ant isimli sahis
geldi ve bana sitede olan ve beni sinirlendiren
birkac durum hakkinda bilgi verdi. Konusmaya
basladigimda onu musluman yapma fikri dusmustu
aklima.. Gecemi gunduzume kattim. O benim
her turlu cocukluguma, taskinligima sabretti
ve simdi anliyorum ki beni nakis nakis isledi..
Ben O'na ailem disinda kimseye duymadigim
sempatiyi duyuyordum ve bunun sebebini aciklayamiyordum.
Ama iman ettikten sonra bunun sebebini buldum.
Sebebi gayet acik: Rab Mesih bana ellerini
onun araciligi ile uzatiyordu ve sevginin
ozu oldugu ve ben Mesih'i o zamanlar goremedigim
icin o aldigim sevgi ve sevkat elektirigini
direk o sahsa yukluyordum. Ama o sevginin
ana kaynagi yuce Rab Isa Mesih imis..
Sonra liseyi bitirdim ve oss sinavina girdim.
Capa Tip Fakultesi'ni kazandim ama inancimdan
dolayi basorzu takiyordum ve okullarda da
basortusu yasagi vardi. Sirf bu yuzden bir
avrupa ulkesine okumaya gittim. Sonra tabii
orada insan tanidiklarindan uzak olunca
sevginin ne kadar ana bir duygu oldugunu
anliyor. Tabii ihtiyac katsayisi da artiyor.
Bende o arada incilde sevginin en ustun
yol oldugunu gorunce sasirdim. Sevin diyordu...
Dusmanlarinizi bile sevin.. Ama ben bunu
Kuranda soyle ogrenmistim. 'musluman olmayanlarla
dost olmayacaksin.' Burada tanidigim musluman
sayisi cok azdi ve ben sevebilecegim arkadaslarim
olsun istiyordum. Sevgi ruhun temeli idi
ve Mesih'te bunu gosteriyordu. Amam ben
yine cok fazla duymak istemedim bu gercekleri
ve kafami bu dusuncelerden uzaklastirdim.
Hersey normalmis gibi devam ettim. Sonra
bir ara turkiyeye dondum. Ve birgn tesadufen
bir kiliseye gittim. Kilisede o anda ayin
yoktu ama o atmosfer muhtesemdi. Basortulu
odugum icin tuhaf bakanlar vardi ve hemen
ciktim oradan. Daha sonraki gunler nedense
kiliseye bir kez daha gitme zorunlulugu
hissettim. Bir incil aldim ve Mesih'in carmiha
gerilen heykelinin karsisinda oturdum ve
incili okumaya basladim. Icimde cok komplex
bir duygu belirmisti. Hayatimda hicbir ibadetimde
almadigim muhtesem bir lezzet aliyordum
ve ayni anda icimde beliren pismanlik duygusuyla
cocuklar gibi hickira hickira agliyordum.
Artik insanlarin gormesi umrumda bile degildi.
Rabbe karsi hissttigim sucluluk duygusu
o kadar derindi ki bunu bu dunyadan kimse
o anda anlayamazdi. Beni sadece Rab analyabilirdi.
Orada uzun saatler boyunca kaldim. Zamanin
nasil gectigini bile anlamadan.. Eve donerken
Tutku filminin ertesi gun gosterime girecegini
ve konusunu anlatan bir reklamla karsilastim.
Gittim bir bilet aldim. Ertesi gun filme
gittim. Cok etkilenmistim. Rabin bizim icin
cektigi cileleri gormek beni mahvetmisti.
Filmi izlerken cok net hissettigim birsey
vardi ki onu burada anlatmadan gecemeyecegim.
Rab o carmiha gerilmeden hemen onceki sahnede
sanki bana bakti ve ruhuma konustu. Gozlerinde
oyle bir anlam yukluydu ki sanki; "Bak
ben senin gunahlarin icin, senin dirilisin
icin oluyorum seni cok seviyorum. Ama sen
neden bana yuzunu cevirmekte israr ediyorsun?"
diyordu. Kafam hala o kadar karisikti ki..
Taa ki carmihtaki su sozune kadar.. "Baba,
onlari affet, ne yaptiklarini bilmiyorlar!"
Bunu hicbir insan yapamazdi. O kesinlikle
kutsal ruhtan bir seyler tasiyordu. Film
cikisi Orhan Ant isimli kardesimi aradim.
Internette bulustuk ve ona BANA MESIH'E
IMANI OGRET dedim. Cok sasirdi. Cunku benim
cok kati bir yuregim vardi Mesih'e karsi..
Sonra bana emin misin dedi. Ben emindim
ve hazirdim. Cunku biliyordum ki Rab benim
bu durumum karsisinda gokyuzunden bana gulumsuyordu.
O anda bende gokyuzune baktim ve bende ona
gulumseyerek "eminim Rabbim.. eminim
ve hazirim" Evet imanliydim artik..
Herseyi ogrenmeye calisiyordum.. Ogrendikce,
okuduka ruhumun ferahladigini hissediyordum.
Ve daha sonraki gunler ailem durumu ogrendi.
Cok zor gunler gecirdim ve geciriyorum.
Ama Rabbe bagliligim tum bunlara dayanma
gucu veriyor. Ve sunu anliyorsunuz: "Insanin
su dunyada ailesi de dahil olmak uzere kimsesi
yok! Sadece Rabbi var."
Son olarak sunu soylemek istiyorum. İsa
Mesih inanlaisi olun yada olmayin. Bir kere
sadece bir kerecik O'nu anlamaya calisarak
yureginizi ona acin. O zaman bakin neler
oluyor!
Sena
AKGÜN
|