Çocukluğum dan beri nedenini bilmediğim
bir huzursuzluk vardı içimde. Hiçbir şey
beni mutlu etmiyor, huzursuzluğumu dindiremiyordu.
Ne arkadaşlarım ne giysilerim nede çeşitli
eğlenceler. Kısacası dünyadan alınabilecek
ne varsa beni tatmin etmiyordu. Fakat her
şeye rağmen içimde insanlara karşı büyük
bir sevgi duyuyordum fakat bunu etrafımda
göremiyordum. Bendeki bu farklı sevgiyi
daima merak ediyor ve arıyordum. Ailemden
bile farklı olduğumu hissediyordum. Oysa
çok iyi bir ailem vardı. Şefkatli, fedakar
ve tüm olanaklarını kardeşim ve benim için
kullanan annem ve babam. Ama her zaman eksik
bir şeyler vardı. Çok küçük yaşlarda başladı
arayışlarım. Gerçek neydi? Neden yaratılmıştık?
Yaratılış amacımızı yerine getirmek için
ne yapmamız gerekiyordu? Sevgi neredeydi
? Ya peki güven?
Ertan'la evlendiğimde 18
yaşındaydım. Ben o zamanlar çalışmadığım
için çok zamanım oluyordu. Aşağı yukarı
iki yıl böyle geçti. Çok kitap okudum. Araştırabildiğim
kadar araştırdım ama sorularımın cevabını
bulamıyordum. Böylelikle yüreğim daha çok
boşluğa düşüyordu. Sanki bataklıkta çırpındıkça
batıyordum. Sonra bir gece rüyamda kilise
gördüm. Bembeyaz mermerdendi bahçesinde
beyaz mermerden haçlar olan mezarlar vardı.
Kilisenin içinden müzik sesi geliyordu.''burada
cenaze var ama aynı zamanda müzik var neden?''diye
şaşırıyordum rüyamda. Daha sonra belirli
aralıklarla böyle rüyalar gördüm. Hıristiyanlık
benim hiç merak etmediğim aklıma bile gelmeyen
bir konuydu. Ard arda böyle rüyalar görünce
araştırıp öğrenmek istedim. Ama hiçbir yerde
İncil satılmıyordu. Ne kadar büyük bir haksızlık
diye düşündüm. Sonra bu konuyu bir arkadaşımla
paylaştım. O ise bana daha önce ona İncil
hediye edildiğini, aynı kişilerin gazeteye
ilan verdiğini ve eğer takip edersem görebileceğimi
ve onlardan isteyebileceğimi söyledi. Gazeteyi
takip etmeye başladım ve bir hafta sonra
ilanı gördüm. Telefon açtım onlara bir süre
sonra bana Yuhanna bölümünün kitapçığı geldi.
Yuhanna’yı
okumaya başlar başlamaz yüreğimde bir şeyler
oldu.''işte aradığım gerçek bundan başkası
olamaz'' diye düşündüm. Yuhanna’yı bitirir
bitirmez İsa Mesih'i Rab ve Kurtarıcı olarak
kabul etmiştim bile. Sonraki günlerde Beşiktaş
Protestan Kilisesi'nden 1999 yılının 4 nisan
günü paskalya bayramı için bir davet aldım.
Eşimle beraber gittik ve bir çok kardeşle
tanıştık. Aradan 4 yıldan fazla zaman geçti
Rab'den en uzak olduğum zamanlarda bile
İsa kendini hep hissettirdi. Düştüğümde
her zaman kaldırdı ve bana hep destek oldu.
İman
ettiğim zaman ilk iş olarak evimizde Rab'bin
sözlerine aykırı ne kadar kitap varsa, ki
bu çok fazlaydı hepsini bir çöp poşetine
doldurup attım. Çünkü benim için zararlı
olan şeyleri başkasına veremezdim. İman
hayatımda itaatkar olamadığım çok zamanlarda
oldu ama Rab her zaman affetti yüreğimi
esenlik ve sevinçle doldurdu. Kilisede kardeşlerle
tanıştığım zaman beni en çok sevindiren
şey aynı düşünceye sahip olmaktı. İşte dedim
benim gerçek ailem. Harika bir babam ve
kardeşlerim olmuştu. Hep sevginin kaynağını
aramıştım ve Kutsal Kitap diyor ki; ''Tanrı
sevgidir''(1. Yuhanna 4:8) ve ''O kendi
önünde sevgide kutsal kusursuz olmamız için
dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih te
seçti.(Efesliler 1:4) Evet sevginin kaynağı
Tanrı’ydı bizler sevgiyle mühürlenmiş bir
ailede bir beden olmuştuk.
Sonra
Antalya ya taşındık Antalya İncil Kilisesini
uzun bir süre sonunda bulabildik. Buraya
gelmeden önce bir rüyada Rab bana bereketli
toprakları bulacağımızı göstermişti ve orada
Rab İsa’yı duyacaktım. İşte şimdi bereketli
topraklardayım. İstanbul’da kiliseye gitme
ve kardeşlerle paylaşma fırsatı çok azdı
ama Rab şimdi burada bizi bereketledi. Eşimde
burada iman etti. Bunun için Rab'be şükrediyorum.
Ayrıca bizimle ilgilendiğiniz için bütün
kardeşlere teşekkür ediyorum.
Rab
yüreğimi ve düşüncelerimi öylesine değiştirdi
ki. Artık her şeyin bir anlamı var benin
için. Her yerde ve her şeyde Rab'bin yüceliğini
görmek Rab'le yaşamak insanın yaşayabileceği
en büyük mutluluk. Hala hatalar yapıyorum
ama Rab beni uyarmaya ve değiştirmeye devam
ediyor. Rab'bin adını her zaman övelim kardeşler.
|