GİRİŞ :Çevremize baktığımız
zaman birçok inanç görüyoruz ve bu inançlarda
yaşayan insanların hepsi bir şekilde Tanrı’ya
yaklaşmak için Dua ediyorlar hemen hemen bütün
dinlerde duanın çok büyük bir önemi var.Biz
Hıristiyanlarda duaya çok önem veriyoruz öyle
değil mi? Ve her fırsatta dua ediyoruz.Çünkü
incil bize bunu buyuruyor.İçimizden bir kardeş
hastalanıyor ve biz O’nun üzerine el koyarak
Rab’den O’na şifa vermesi için dua ediyoruz
veya bir kardeşimiz iş arıyor Rab’bin O’na
bir iş sağlaması için dua ediyoruz veya bir
kardeşimiz zor bir durumda ise Rab’bin O’na
yardım etmesi için dua ediyoruz,veya kardeşimiz
evlenmek istiyorsa Rab’bin O’na uygun bir
eş göstermesi için dua ediyoruzyani her durumda
her zaman dua ediyoruz .Çünkü dua biz Hıristiyanların
hayatında önemli bir yer kaplıyor inancımıza
göre Dua Tanrı ile konuşmak demektir.
Bir çok inanç duayı kendi inançlarına
ve anlayışlarına göre değişik biçimlere
sokmuş ve o biçimler içinde ise şekillendirmeye
çalışmıştır.Kimileri birtakım sözcükleri
ezberleyerek dua etmiş kimileri ise bu ezberlere
bir takım hareketlerde eklemiştir.Çok iyi
hatırlıyorum eskiden ben ortaokul yıllarında
iken her akşam yatmadan önce diz çöker,
ellerimi açar ve ezbere bildiğim birkaç
Arapça dua ettikten sonra yatardım.Bazen
ne söylediğimi bilmezdim ama yinede Tanrı
ile konuştuğumu ve bir din görevimi yerine
getirdiğimi zannederdim
Ama Ben İsa ile tanıştıktan sonra gördüm
ki gerçek dua böyle olmuyor.Gerçek dua yani
Tanrı’nın bizden istediği dua İsa Mesih’inde
bize açıkladığı gibi Tanrı ile baş başa
anlaşılır bir dilde konuşmaktır. Bir dost
gibi Tanrı’ya söylemek, Ondan beklemek ve
O’nu dinlemektir.Yoksa boş veya ezbere sözler
söylemek değildir dua etmek.Dua etmek demek
yüce Tanrı ile birlikte bir şeyler paylaşmak
demektir.
Kutsal Kitaba baktığımız zaman tarihte
birçok insanın ettikleri dualarla zafer
kazandıklarını görüyoruz.Bu kişilerin ettikleri
dualarla tarihin akışını değiştirdiklerini
ve tarihi etkilediklerine tanık oluyoruz.Örneğin
Musa Tanrı’ya dua ediyor Tanrı O’nun duasını
işitiyor hemen cevap veriyor ve bir mucize
oluyor.İlya Tanrı’ya dua ediyor Tanrı gökleri
kapatıyor ve hiç yağmur yağmıyor daha sonra
yine dua ediyor ve yağmur yağıyor.Ve daha
bunun gibi daha birçok kişi Tanrı’ya dua
ederek isteklerine Tanrı’dan cevap buluyorlar.Çünkü
onlar diri bir Tanrı’ya dua ediyorlardı
ve onlar bu duayı bir dini vazife olarak
görmüyorlar ama gerçek Tanrı ile konuştuklarını
biliyorlardı.
Sadece bu kişiler değil ama İsa Mesih’inde
dua ettiğini görüyoruz İsa yeryüzündeki
hizmeti boyunca daima Baba Tanrı’ya dua
etti bunun birçok örneğini İncil’de görebiliyoruz
Çünkü Dua İsa Mesih’e göre Baba Tanrı ile
arasındaki ilişkinin önemli bir göstergesi
idi Baba Tanrı ile arasındaki o sevgi ilişkisinin
bir parçası idi Dua O’nun için Baba Tanrı
ile geçirdiği bir birliktelikti.
Neydi onların dualarını bu kadar farklı
kılan dualarında özel bir sihir mi vardı
?Öğrencileri İsa’nın dua edişindeki farklılığı
anlamışlardı.Bu nedenle O’ndan kendilerine
dua etmeyi öğretmesini istemişlerdi. Bu
istek üzerine bugün birçok Hristiyannın
ezbere bildiği ve bizimde sık sık ibadetlerimizde
sözlerini ilahi olarak söylediğimiz Göklerdeki
Babamız duasını öğretti.
İlk bakışta bu dua oldukça sade görünmektedir.Ama
aslında Tanrı’ya Ruh’ta ve gerçekte tapınan
kişinin dua yaşamı için bir Tanrısal dua
rehberidir.Bu nedenle bu duanın sadece ezberlenmesi
değil, Tanrı’nın dua yaşamımızdaki isteğini
tam olarak anlayabilmemiz için özümsenmesi
de gerekmektedir.Hiç düşündünüz mü? İsa’nın
bize örnek olarak verdiği bu duanın derin
olarak ne anlama geldiğini evet her hafta
söylüyoruz ilahi olarak ama gerçekte o derin
anlamın ne olduğunu hiç düşündük mü? Bu
gün size biraz bunu açmak istiyorum bu duada
bize öğretilmek istenen nedir?Bu duanın
ilk ayetlerine baktığımız zaman çok sıcak
bir giriş yapıyor
GÖKLERDEKİ BABAMIZ ( Matta 6;9
)
Tanrı kendisini bize Baba’mız olarak bildirmiştir.Bunun
ne anlama geldiğini bir düşünün her şeyi
yaratan ve yöneten bizim Baba’mızdır.Tarihi
çağları ve zamanları düzenleyen bizim Baba’mızdır
istediği her şeyi yapabilecek kadar güce
sahip olan, bizim için en iyisinin ne olduğunu
anlayacak kadar bilgeliğe sahip olan ve
çocukları için iyi olanı her zaman yapacak
kadar sevgiye sahip olan Tanrı evet O bizim
Baba’mızdır. Kutsal Kitab’ın bize gösterdiği
en harika şeylerden biri de Tanrı’nın bizim
Baba’mız olduğudur.
Ama Baba sözcüğünü işitince aklınıza ne
geliyor? Evine bakan, koruyan, ihtiyaçlarını
yerine getiren, sıcak ve şefkatli bir Baba
mı düşünüyorsunuz yoksa baba sözcüğü size
başka türlü çağrışımlar mı yapıyor?Tanrı
Kutsal Kitap’ta kendisini yaşantılarımızın
her ayrıntısıyla yakından ilgilenen, şefkatli
ve bağışlayan bir baba olarak tanıtıyor.Bu
sadece güzel bir resim değildir bu bir gerçektir.Belki
dünyasal babanız o kadar iyi bir insan değildi,
belki ondan bir sevgi, bir ilgi görmedin
hiç yada tam tersi belki daima dayak yedin,
belki hor görüldün.Bu mümkün daima televizyonlardan
bunu görüyoruz Tanrı’ya Baba Diyemeyenlere
diye bir kitap okudum orada yazar bir kıza
Tanrıyı anlatırken kız ona soruyor Tanrı
kimdir? diye yazarda O’na Tanrı’nın yakınlığını
anlatmak için O’na Tanrı bir Baba gibidir
diyor ve bunu der demez kız hemen şunu söylüyor
eğer Tanrı bir Baba gibi ise, babam gibi
ise ne kadar var olsa da ben O’nu sevemem
ve O’na yaklaşamam diyor ve oradan uzaklaşıyor
tabiki yazar hayret ediyor çünkü ilk defa
böyle bir şeyle karşılaşıyor ama daha sonra
olayın iç yüzünü öğrendiğinde kızı anlıyor
çünkü O kızın dünyasal Babası ona 17 yaşında
iken tecavüz ediyor,dövüyor daha sonrada
O’nunla hiç ilgilenmeden öylesine bırakıyor.Bu
yüzden kız babasından nefret ettiği için
Tanrı’yı bir Baba olarak göremiyor.
Evet belki dünyasal Babalarımızdan böylesine
olumsuz şeyler yaşamış olabiliriz ama şunu
bilmeliyiz ki Göklerdeki Baba’mız dünyasal
babalarımız gibi değildir O iyi ve sevgi
dolu bir Baba’dır.O sizinle ilgilenir, size
bakar ve yaşamınızdaki her ayrıntıya önem
verir.Kutsal Kitap neden Tanrı’nın başınızdaki
saçların bile sayısını bildiğini söylüyor
biliyor musunuz? Herhalde Tanrı matematikten
hoşlandığı için değil size değer verdiği
için bunu biliyor.
Bu yüzden ilk olarak Tanrı’ya yaklaşmadan
önce dualarımızda O’nun gerçekten iyi ve
bize değer bir baba olduğunu bilmeliyiz
ve O’nunla kişisel bir ilişkide olmamız
gerekmektedir. Çünkü Tanrı senin Baban olduğu
gibi sende O’nun sevgili bir çocuğu oluyorsun
Tabiki İsa ‘ya Rab ve Kurtarıcı olarak iman
ediyorsan çünkü İsa’ya iman etmeyenler Tanrı’yı
kişisel olarak tanımadıklarından Tanrı’ya
doğal bir biçimde Baba diye yaklaşamazlar.Kutsal
kitap bize Tanrı hakkında bir şey bilmekle,
Tanrı’nın kendisini kişisel olarak tanımak
arasında bir fark olduğunu öğretir.YUHANNA
1;12-13 ‘der ki “Kendisini kabul edip adına
iman edenlerin hepsine Tanrı’nın çocukları
olma hakkını verdi.Onlar ne kandan, ne beden,
nede insan isteğinden doğdular; tersine
Tanrı’dan doğdular.” Bu sözler bizlere Tanrı’nın
çocukları olabilmek için yapmamız gereken
bir şey olduğunu gösterir.Oda O’na iman
etmemizdir. Hamdolsun ki bizde Onun adına
iman ettiğimiz için ve O’nun çocukları olduğumuz
için Tanrı’ya dualarımızda Göklerdeki Baba’mız
diyerek yaklaşabiliriz.
ADIN KUTSAL KILINSIN ( Matta 6;9
)
Gökteki Baba’mız kutsaldır.Kutsal Kitab’ın
birçok yerinde Tanrı’nın ne kadar kutsal
bir Tanrı olduğu dile getiriliyor.Vahiy
bölümüne baktığımız zaman orada ki varlıklar
Rab’bin ne kadar yüce olduğunu dile getirmek
için Taht önünde O’na kutsal, kutsal, kutsal
Tanrı diye sesleniyorlar.Her şey Rab ‘bin
yüceliği içindir çünkü Rab bizi yüceliği
için yaratmıştır bu yüzdende herşeyi kendi
yüceliği için yapar. Buna göre Tanrı’nın
yarattığı ve yaptığı herşeydeki amacı insanların
O’nun kim olduğunu görmesi ve anlamasıdır.İsa
öğrettiği duada “Adın kutsal kılınsın” derken
Tanrı’ya saygıyla yaklaşmamız gerektiğini
ve O’na hamt ve övgüyle Tapınmaya başlamamız
gerektiğini vurgulamak istiyor.Eğer sadece
Tanrı’nın önüne gittiğimizde O’ndan bir
şeyler istemek için gidiyorsak o zaman bu
bir çıkar ilişkisi oluyor gerçek bir sevgi
ilişkisi olmuyor.Bu yüzden dualarımızda
Rab’be övgülerle yaklaşmanın ne kadar önemli
olduğunu vurgulamak için İsa Tanrı’nın adını
kutsal kılmamız, ilk önce O’nu karakterlerinden,
sonrada sağlayışlarından dolayı övmemizi
istiyor.Tapınmalarımızda ve dualarımızda
ilk adım yüzümüzü Tanrı’ya çevirmek, günlük
yaşamın sıkıntılarından uzaklaşarak tüm
dikkatimizi O’na vermektir. MEZMUR 100;1-5’te
Davut şunları söylüyor.Eskiden insanlar
tapınağa geldiklerinde bir sunu getirilerdi,
boş ellerle gelmezlerdi bizde aynı şekilde
Rab’bin tapınağına geldiğimizde boş ellerle
gelmeyiz bizim Rab’be getirdiğimiz sunu
varlığımızdır.Sunu olarak biz Rab’be kendimizi
sunarız.Tanrı’ya boş elle gelmek yerine
İBRANİLER 13;15’te sözü geçen kurbanlarla
yaklaşırız.Nedir bu kurban “Bu nedenle,
İsa aracılığı ile Tanrı’ya sürekli övgü
kurbanları, yani O’nun adını açıkça anan
dudakların meyvesini sunalım iyilik yapmayı
sizde olanı başkasıyla paylaşmayı unutmayın.
Çünkü Tanrı bu tür kurbanlardan hoşnut olur.”
Eğer bizde dualarımızda Tanrı’yı hoşnut
etmek için yaklaşırsak ve O’nun adını kutsal
kılarsak o zaman bizim dualarımız anlam
kazanacak ve bereketlenecektir.
EGEMENLİĞİN GELSİN GÖKTE OLDUĞU
GİBİ YERYÜZÜNDEDE SENİN İSTEDİĞİN OLSUN
( Matta 6;10 )
Dualarımızda ve tapınmalarımızda övgüden
sonra ilk olarak Tanrı’nın işinin ve amacının
ilerlemesi için dua etmeliyiz Rab’bimiz
İsa Mesih’in doğruluk ve adaletle kuracağı
egemenlik için dua etmeliyiz.Tanrı bir Kral’dır
ve Krallığının başında tahta oturuyordur
bizde O’nun Krallığının halkıyız ve kullarıyız
Bizler Tanrı’nın krallığını kabul etmiş
insanlarız O’nun halkı olmaktan da sevinç
duyuyoruz ve daima bizler dualarımızda O’nun
egemenliğinin gelmesi için dua ettiğimizde
Tanrı’nın bizi Kral olarak yönetmesi istediğimizi
itiraf ediyoruz.Tanrı’nın yaşamımızda her
gün ne yapmamızı istediğini söylemesini
istiyoruz O’nun planı bizim planımız, O’nun
isteği bizim isteğimiz.ayrıca Tanrı’nın
yaşamımıza hükmetme ve bizi istediği durumlara
sokma hakkına sahip olduğunu da itiraf ediyoruz.
Kralla ne yapılır? İtaat edilir değil
mi o halde bizimde yapmamız gereken budur.Ama
itaat etmek için O’nun isteğinin de ne olduğunu
bilmemiz gerekiyor.Bu yüzden böyle dua ediyoruz
“Gökte olduğu gibi yeryüzünde de senin isteğin
olsun” Bundan başka Tanrı’nın isteğinin
yaşamlarımızda da yapılması için dua ediyoruz
İtaatimiz Tanrı için önemlidir.O’nun isteği
gökte kusursuz bir şekilde yerine getirilir
melekler O’na itaatsizlik etmezler isteğini
tam olarak bütün içtenlikleriyle yerine
getirirler Dünyadaki durum neden farklı
olsun ki Tanrı’nın isteği göklerde olduğu
kadar yeryüzünde de önemlidir.O’nun halkı
olduğumuza göre de O’nun isteğini yerine
getirecek olan bizleriz.Dualarımızda bunu
kabul etmeliyiz Tanrı her şeyi bizden daha
iyi bilir, herşeyin en iyisini O bilir bazen
istediğimiz bir şeyi alamayız o zaman şunu
bilmeliyiz ki bu Tanrı’nın isteği değildi
.İsa söylediği bu sözle Tanrı’nın isteğini
yerine getirmeye ve O’nun isteğini itaatle
kabul etmeye daima açık olmamız gerektiğini
vurgulamak istedi.
BUGÜN BİZE GÜNDELİK EKMEĞİMİZİ
VER.( Matta 6;11 )
Bu duadan da hemen anlaşıldığı gibi Tanrı’ya
dualarımızda sadelik içerisinde yaklaşmalıyız.
Gerçek şu ki gözlerimiz kendi ihtiyaçlarımızda
değil de Tanrı’da olduğu sürece Tanrıdan
ihtiyaçlarımızı karşılamasını dileyebiliriz.Dikkat
ederseniz bu duadaki ilk üç istek Tanrı
ile ilgiliydi.diğer üç istek ise bizimle
ilgilidir.Her gün bir şeylere ihtiyacımız
var bütün bunlara gündelik ekmek diyoruz
ve biz şuna inanıyoruz ki bizim bütün ihtiyaçlarımız
Göklerde ki Baba’mız tarafından karşılanıyor.O
bizim neye ihtiyacımız olduğunu biliyor
ve biz daha O’ndan dilemeden önce O bizim
neye gereksinimimiz olduğunu biliyor.Bu
yüzdende O’nun bizim ihtiyaçlarımızı karşılayacağına
daima iman etmeliyiz Kendimizi ve ihtiyaçlarımızı
Rab’bin ellerine bırakmalıyız.Kutsal Kitap
bu konuda bize kaygı duymamamız gerektiğini
söylüyor. MATTA 6;25-33
BİZE KARŞI SUÇ İŞLEYENLERİ BAĞIŞLADIĞIMIZ
GİBİ, SENDE BİZİM SUÇLARIMIZI BAĞIŞLA.
Bağışlama Kutsal Kitab’ın en önemli konularından
birisidir.Bazen anlaşılması ve uygulaması
zor bir konudur.Gerçek bağışlama suçlu kişinin
suçunu itiraf etmesi ve kabul etmesi durumunda
yaptığı suçtan tamamen bağışlanması demektir.Bizler
tam ve gerçek anlamda bağışlanmayı Tanrı’nın
bağışlama karakterinden öğreniyoruz.Bu nedenle
gerçek anlamda bağışlanmayı anlamak istiyorsak
öncelikle Tanrı’nın bağışlamasını algılamamız
gerekmektedir Tanrı’nın bağışlamasını anladıktan
sonra bizde başkalarını bağışlayabiliriz
başkalarını bağışlamak için ilk önce bizim
ne kadar bağışlandığımızı bilmemiz gerekir.Bağışlanmış
borcumuzun ne kadar büyük olduğunu kavrarsak
o zaman bizde başkalarını bağışlayabiliriz.Hepimiz
hemen hemen bu konuda çok zayıfız ama şunu
bilmeliyiz ki bağışlama her imanlı Hıristiyan’ın
görevidir.Kutsal Kitaba göre bize karşı
suç işleyenleri bağışlamazsak biz günah
işlemiş oluyoruz ve kendi kendimize Tanrı’nın
yargısını üzerimize çekmekteyiz. Matta 6;14-15
Üstelik biz kimiz ki başkalarını yada kardeşimi
bağışlayamayacağım Biz aslında kardeşimizi
bağışlamamakla kendimizi Tanrıdan daha üstün
bir şekilde görmüş oluyoruz çünkü Tanrı’nın
kendisi Oğlu İsa Mesih’in adında daima bizi
bağışlıyor ve affediyor ama biz bazı durumlarda
bağışlayamıyoruz neden Gururumuzdan dolayı
çünkü gurur bağışlamayı engeller.O zaman
yapmamız gereken budur gururumuzu kırmak
ve bağışlamak çünkü bunu yapmak zorundayız
bağışlamamak gibi bir lükse sahip değilim
Eğer kardeşimi bağışlamazsam şunu bilmeliyim
ki Tanrı’da beni bağışlamayacaktır incil
çok açık bir şekilde bunu söylüyor. ( Acımasız
köle benzetmesi MATTA 18;21-35 )
İsa Mesih verdiği dua örneğinde ve bizde
sık sık bu şekilde dua ettiğimizde aslında
Tanrı’ya ne söylemiş oluyoruz biliyor musunuz?
John Calvin’nin bu konuda bir sözü var onu
size okumak istiyorum Calvin diyor ki “Akıl
gazabından, kinden, intikam isteğinden isteyerek
kaçmak ve haksızlığı hatırlamayı unutmadan
isteyerek kaçmak bizim bağışlamamızdır.Bu
yüzden Tanrı’dan günahlardan bağışlanmayı
bizi kızdıran yada kızdırmış olanların bize
karşı yapmış oldukları suçları bağışlamadıkça
beklememeliyiz..Eğer kalbimizde nefret duygularını
tutuyorsak, eğer herhangi bir fırsatta zarar
vermek için intikam planlıyor ve düşünüyorsak
ve onlar tarafından iyi sayılmayı hak eden
her çeşit iyi işlerden dolayı düşmanlarımızın
iyi lütuflarına geri dönmeyi göz ardı ediyorsak,
ve kendimizi onlara övüyorsak aslında Rab’bin
bize öğrettiği bu duayı söyleyerek Tanrı’ya
günahlarımızı bağışlamaması için dua ediyoruz
Çünkü O’ndan bizim başkalarına davrandığımız
gibi bize davranmasını istiyoruz.”
AYARTILMAMIZA İZİN VERME KÖTÜ
OLANDAN BİZİ KURTAR. ( Matta 6;13 )
Günahlı bir doğadan geldiğimiz için günaha
karşı her zaman içimizde bir yatkınlık vardır.Ve
biz kendi gücümüzle günaha karşı gelemeyiz
bu yüzden her zaman Tanrı’ya ihtiyacımız
vardır.Tanrı’dan yardım almadan biz hiçbir
şey yapamayız eğer olumlu bir yaşam sürdürmek
istiyorsam Tanrı’ya bağlı kalmak zorundayım
eğer Tanrı’ya bağlı kalmazsam günahın gücüne
karşı koyamam ve şeytan beni ayartarak günaha
düşmemi sağlar, ayartılara ve denenmelere
karşı koyabilmem için Rab’be bağlı kalmam
gereklidir O’na daima sıkı bir şekilde bağlanmamız
gerekiyor. O zaman Homeros’un Odessia adlı
destanında ki Ulyses gibi olacağız.
Bu eserde deniz kızları yaşadıkları adanın
yakınlarından geçen denizcileri tatlı şarkılarıyla
kıyıya çekmektedirler. Bu tatlı çağrılara
karşı koyamayan denizciler tekneleri ile
kayalıklara çarparak parçalanmaktadırlar.
Ulyses’in de bu sınavdan geçmesi gerekir.
Mürettebatın kulaklarını pamukla iyice tıkayıp
kendini de geminin direğine bağlatır. Böylece
kulakları açık olduğu halde eli kolu bağlıyken
tuzağa karşı koymuş olur ve bu denenmeden
başarıyla çıkar.
Rab’bin kendisi O’na bağlı kaldığımızda
bütün ayartılara ve denenmelere karşı koyabildiğimiz
sarsılmaz bir direk gibidir.Çünkü kendisi
denendiği halde yinede günah işlemedi bu
yüzdende denenmede olan kişilere de yardım
edecek güçtedir.Kutsal Kitaba baktığımızda
her kişinin değişik denenmelerle karşı karşıya
geldiklerini görüyoruz Evet Tanrı denenmemize
izin veriyor bizi güçlendirmek için ama
şunu bilmeliyiz ki denenmeden başarıyla
çıkamazsak Tanrı beni ayarttı diyemeyiz
neden bakın Yakup mektubu ne diyor .YAKUP
1;12-15 Tanrı bizi ayartılardan her zaman
kurtarmak istiyor çünkü O çocuklarının günah
işlemesinden hoşnut olmaz ama bizimde birşeyler
yapmamız gerekiyor.Ayartılmamak için mümkün
olduğu kadar denenmelerden kaçmamız gerekiyor
Denenmelerden kaçmak günah değildir tam
tersine iyidir Kutsal Kitapta bunun birçok
örneğini görebiliyoruz. ( Örnek YUSUF )
İşte biz günah karşısında böylesine ayık
ve uyanık olursak o zaman Baba Tanrı’da
bizi günahtan, ayartılardan ve herşeyden
önemlisi kötü olandan yani şeytandan koruyacaktır.Hatırlarsanız
İsa’nın kendisi bizim için getsemani bahçesinde
Baba Tanrı’ya böyle dua etti YUHANNA
17 ;15 “Onları dünyadan uzaklaştırmanı değil,
Kötü olandan korumanı istiyorum.”
EGEMENLİK, GÜÇ VE YÜCELİK SONSUZLARA
DEK SENİNDİR AMİN.
Antalya İncil Kilisesi Pastörü
Ramazan
Arkan
|