1.
Aşağıdaki Terimleri Açıklayınız
a.
Sakrament
Sakrament’in genel
anlamı “Sır” dır. Ancak bu sır kimsenin
asla bilinmemesi gereken bir sır değildir.
Bu sır İsa Mesih’ten önce saklı kalmışsa
da İsa Mesihden sonra elçiler tarafından
bizlere ve tüm uluslara açıklanmıştır.
Bu sır Müjdenin içinde bulunan Tanrı bilgisidir.
Bu sır öyle yüce ve kutsal bir sırdır
ki Tanrı ancak bunu biz fiziksel bedenlere
sahip olan insanlara yine fiziksel olarak
anlayabileceğimiz şekilde sunmuştur.
Sakramentler fiziksel
öğelere iliştirilmiş Tanrı’nın Mesih’te
sunduğu vaatlerdir. Mesih’teki sevgisinin
görünür hal almasıdır.
b.
Lütfün anlamı
Lütuf Tanrı’nın
bir armağanıdır, Tanrı’nın lütfu herkese
sunulmuştur ancak herkese Kurtaran lütuf
sunulmamıştır. Buna göre iki tür lütuf
vardır, 1. Genel lütuf Tanrı’nın tüm yaradılış’a
sunduğu bir lütuftur. Örnek her insanın
denizlerden, güneş’ten, yağmurdan yararlanması
gibi, Kurtaran lütuf ise
Tanrı’nın Mesih İsa aracılığı ile
bize sunduğu yeniden doğuş lütfu’dur. Sakramentler
lütuf değildir, Lütfün sunuluş yollarıdır.
c.
İşaret Olan Sakrament
Romalılar 4:11 İbrahim daha sünnetsizken imanla aklandığının kanıtı olarak sünnet işaretini aldı. Öyle ki, sünnetsiz oldukları halde iman edenlerin hepsinin
manevi babası olsun ve böylece onlar da
aklanmış sayılsın.
Romalılar mektubundaki
ayetinde de gördüğümüz gibi İbrahim henüz
daha sünnetsizken imanla aklanmıştı ancak
bunun işareti sünnetti. Biliyoruz ki işaret
gerçek değildir, ancak gerçeği gösteren
araçtır.
İşaret olan sakrament bizlere Tanrı’nın
müjdesinin İsa’daki vaatlerinin işaretleridir.
d.
Mühür Olan Sakrament
İsa Mesih’e iman
ettiğimizde bizler günahlardan arınıp
Tanrı’nın bize sunduğu tüm lütfa sahip oluyoruz. Ve
Mühür olan sakrament aracılığı ilede
sadece bu lütfa
sahip olduğumuz değil aynı zamanda aklandığımızın
mührünü de almış oluyoruz. Ve mühür olan
sakrament bizim için önemlidir mührü veren
için değil.
Ester 3: 12-13 Birinci
ayın on üçüncü günü kralın yazmanları
çağrıldı ve Haman'ın
buyruğu her ile kendi
işaretleriyle ve her halka kendi diliyle yazılarak satraplara,
il valilerine ve bütün
halk önderlerine gönderildi.
Buyruk Kral Ahaşveroş'un
adını ve yüzüğünün mührünü
taşıyordu.
2.
Vaftiz ve Rabbin Sofrasını Düşündüğümüzde Onlar Önce Bizim Davranışlarımız
İçin’mi yoksa Tanrı’nın Davranışları İçin’mi
Önemlidir?
Bizim davranışlarımız
için önemlidir. Çünkü bizler lütfu anlayabilmemiz
için fiziksel olaylara ihtiyacımız vardır.
Tanrı bize sakramentler aracılığı ile
bize lütfünü anlatmıştır. Tanrı her şeyi
anlamaya ve bilmeye yeterlidir. Ancak
bizler ruhsal olan olayları anlayamayız
Matta 28:1-4’te Mesihi gören askerlerin
ölü gibi bayılmaları, Yeşeya’nın
Tanrıyı gördüm diye bas bas bağırıp ben öldüm artık dercesine kadar sızlanmasını hatırlıyoruz.
Lütuf’la Tanrı bizlere gelmektedir buna
göre Tanrıyı hiç kimse görüp yaşamayacağından
dolayı Tanrı’nın bize gelmesi fiziksel
sakramentler aracılığı ile olmaktadır.
Sonuç olarak Vaftiz ve Rabbin Sofrası
Tanrı’nın davranışları için değil bizim
davranışlarımız için önemlidir.
3.
Luther Şüpheye Düşünce yada Şeytan Suçladığında, yüksek sesle
“ben vaftiz edildim” diye bağırıyordu.
Bunu neden Yaptı? Vaftizinde nasıl bir
önem gördü?
Luther öyle bağırarak
imanına tanıklık etmiyordu. Luther Vaftizin
doğasını anladığı için, içinde bulunduğu
zor zamanlarda vaftiz olduğu ana geri
dönemketydi ve Tanrı’nın vaftiz sırasında
ona geldiğini hatırlıyordu. Lutherin bu
yaklaşımında, Tanrı bir vaat veriyordu.
Bu vaadi’de su vesilesiyle yani fiziksel
olan suyu kullanarak yapıyordu ve vaadini
onaylıyordu. Ve Luther’in
Tanrı’nın vaadini hatırlıyordu Tanrı’nın
kendisinin üzerine mührü olduğunu anımsıyordu
bunlarıda vaftiz
ile bile biliyordu yani bu vaadin kendisine
fiziksel olarak açıklanması ile. Vaftiz
olan kişi Tanrı’nın mühürünü
üzerinde taşımaktadır.
4.
Hıristiyan Vaftizinin Önemi Nedir?
Hıristiyan inancındaki
2 sakrament’ten biride vaftizdir. Vaftiz
sadece bir tören değildir EMİR’dir, İsa Mesih’in emri,
Mat 28:19 Bu nedenle gidin, bütün ulusları
öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz
edin. Vaftiz günah’ın suçluluğunun üzerimizden Mesih’in kanı sayesinde
kaldırılması anlamındadır. Vaftiz İsa
Mesih’le birleşmek anlamındadır. Mesih
İsa ile birlikteliktir.
5.
Rab sofrasının önemi nedir?
Rab’bin sofrasının
önemi öncelikle bu bir paydaşlık’tır Tanrı
ile Rab’bimiz Mesih İsa ile paydaşlıktır,
bu paydaşlık Yaratılıştaki ilk insan olan
Adem’le Tanrı’nın paydaşlığı gibidir hatırlarsak
Tanrı Adem’e Yaratılış
2:16’da “…………..istediğin gibi ye…….”
diyor al ye diyor bu bir paydaşlıktır, Tanrı’nın Adem’e yaşayabilmesi
için vermiş olduğu bir armağandır, Rab’bin
Sofrası’da bizim için Mesih İsa ile paydaşlıktır.
Mesih’te bizim yaşayabilmemiz için bunları bize sundu “……..Alın, yiyin’ dedi” Matta 26:26 ‘Hepiniz bundan için’ dedi
Matta 26:27
1.Korintliler 15:45
Nitekim şöyle yazılmıştır: "İlk insan
Âdem, yaşayan bir can oldu." Son
Âdem ise yaşam veren bir ruh oldu. Önce
ruhsal olan değil, doğal olan geldi. Ruhsal
olan sonra geldi. İlk adam yerden, yani
topraktandır. İkinci ada göktendir. Topraktan
olan adam nasılsa, topraktan olanlar da
öyledir. Göksel adam nasılsa, göksel olanlar
da öyledir. Bizler topraktan olana nasıl benzer idiysek,
göksel olana da benzeyeceğiz.
Tanrı ilk topraktan
yaratılan Adem’e dünyasal gıdasını verdi
“Ye dedi” Mesih İsa’da bizlere Ruhsal
Gıda’mızı verdi “Ye dedi”
6.
Kutsal Kitap sadece bir şekil mi su vaftizini öneriyor? Kutsal
Yazılar bu konuyla ilgili ne söylemektedir?
Bu konu aslında
önemli değildir önemli olan, Neye ve kime
vaftiz olduğumuzdur. Ancak yinede bu konuya
baktığımızda bir şekil vaftiz olmadığını
Kutsal Kitap’dan
öğrenebiliyoruz. Buna en güzel örnek’te
“Gidin
Vaftiz edin” Matta 28:19’da
Yeni Antlaşma Elçilerin işleri bölümünde
19:15
– 16:33 – 8:13’de göreceğimiz ayetlerdeki gibi 10 olayda da kişilerin nasıl
vaftiz edildiği konusunda net bir bilgi
verilmemektedir. Ancak elçilerin işleri
8’de Filipus’un
Hadımı vaftiz etmesi olayında “Filipus’la hadım birlikte suya girdiler…………………….Sudan
çıktıkları zaman”
bu şekildeki ayetlere baktığımızda Suya
gömme yönteminin tek yol veya yön gösterici
olduğu görüşü çıkmaktadır. Yinede bu ayete
baktığımızda gömerek yapılması konusunda
net bir emir göremiyoruz. Ayrıca batırma
olayından ziyade suya girip çıkmaktan
bahsedilmektedir. Elçilerin işlerinde
üç bin kişinin aynı günde vaftiz olduğu
söylenmektedir, çevrede çok büyük ve derin
sular olmadığı düşünülürse yine net bir
şekilde girip çıkma şeklinde vaftiz oldukları
görünmektedir.
Eski antlaşmada
ise Vaftiz farklı anlamlar ifade etmektedir.
2. Krallar 5:14 Bu ayete göre batırma
anlamında görülse bile uygulamada banıp
çıkmak gibi yani daldırıp çıkarmak gibi
bir anlamda görüyoruz. Yine Eski Antlaşmada
kanın, yağın serpilmesi ile kutsanma,
aklanma yapıldığınıda
görüyoruz. Yada kanın, yağın serpilmesi
gibi. Levililer 14:6 ve 51’de cüzamlının
temizlenmesi için bir kuşun kanı akıtılmış
diğer bir kuşun kanına hemen dokundurulması
görülmektedir. Ayrıca Levililerde
yağın serpilmesinide görmekteyiz.
İbraniler 9:13 Murdar
olanların bedensel temizliği için üzerlerine
serpilen düvenin külleri ve erkeçlerle
boğaların kanı onları kutsal kılıyor.
İbraniler 9:21 …..üzerine
kan serpti.
Vaftiz, günahın
suçluluğunu üzerimizden Mesih’in kanı
sayesinde kaldırılması konusunu da sembolize
etmekte ve mühür oluşmaktadır. Yeni antlaşmada
Mesih İsa’nın kanının bu rolünü ifade
için kanın serpilmesi tabiri mecaz anlamda
kullanılmaktadır bu nedenle vaftizde suyun
serpilmeside
oldukça kelami bir ifadedir.
Kutsal Kitap’da Vaftiz kelimesi farklı yerlerde batma, batırılma,
içine girme, serpme, gibi anlamlarda da
olsa bütün Kutsal Kitapta mecaz yada uygulamalarda
değişik şekilde ve tarzlarda karşımıza
çıkmaktadır.
7.
Bu tarz karşı koymalara cevap veriniz.
a.
Bebekler imanı alamaz.
Bebekler imanı alamazlar
evet,
Ancak bu imanı almak insanın kendisin
iyi bir insan olduğu için iyi ve doğru
olan İsa’ya iman etmiyor ki zaten, İman
lütufla verilen bir şeydir. Yani Tanrı’nın
verdiği bir şeydir. Eğer bebeklerde bu
lütfa sahiplerse
imanı almışlardır demektir.
b.
Kutsal Kitapta bebek vaftizi ile ilgili bir bölüm gösteremezsin.
Öncelikle Kutsal
Kitap’ta bebeklerin vaftiz olmaması ile’de
ilgili ayet yoktur. Ancak Kutsal Kitap’ta
bebeklerin vaftiz olmaları veya olduklarına
dair birçok ayet mevcuttur.
«Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın
koşulu şu: Aranızdaki erkeklerin
hepsi sünnet edilecek. Sünnet olmalısınız.
Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi
olacak. Evinizde doğmuş yada soyunuzdan
olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler
dahil sekiz günlük her erkek çocuk sünnet edilecek. Gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu. Yaratılış 17:10-12
Biliyoruz ki Eski Antlaşmadaki sünnet Yeni antlaşmadaki Vaftizi simgelemektedir
buna göre Tanrı’nın emri nerede değişti
yani bu hükmünü nerede kaldırdı?
Evinizde doğan
yada satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet
edilecek. Bedeninizdeki bu belirti
sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak. Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak,
çünkü antlaşmamı bozmuş demektir.» Yaratılış
17:13-14
Elçilerin
İşleri 7:8 Sonra Tanrı onunla, sünnete
dayalı antlaşmayı yaptı. Böylelikle İbrahim,
İshak'ın babası oldu ve onu sekiz günlükken
sünnet etti. Ve İshak Yakup'un, Yakup
da on iki büyük atamızın babası oldu.
(Mısırdan
Çıkış 6:12, 30 – Levililer 19:23; 26:41-
Yasanın Tekrarı 10:16, 30:6 – Yeremya
4:4;6 : 10, 9,25)
Elç 2:38-39 Petrus onlara şu
karşılığı verdi: “Tövbe edin, her biriniz
İsa Mesih’in
adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak
ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız.
Bu vaat size, çocuklarınıza ve uzakta
olanların hepsine, Tanrımız olan Rab’bin
kendine çağıracağı herkese yöneliktir.”
Kutsal Kitap’ta
Bebek vaftizi ilgili bölümler fazlası
ile mevcuttur.
c.
Bebeğin yeniden doğup seçildiğini bilemeyiz.
Sadece bebeklerin
değil hiçbir insanın seçilmiş olduğunu
bilemeyiz, ama bu bilememek onun seçilmemiş
olduğu anlamına gelirmi?
Ya o bebek seçilmiş ise Bebeklikten başlayarak onun Kutsallaşma
yolunda Gerçek bir Mesih imanlısı olarak
yetişe bilmesi için biz elimizden geleni
yapmalıyız.
d.
Vaftiz olan bebekler yetişkin olduklarında kiliseyi ve imanı
bırakırlar.
Evet vaftiz olan
bebekler büyüdüklerinde Kiliseyi ve İmanı
bırakabilirler ancak buna iki türlü cevap
verebiliriz. 1. Eğer bebek seçilmiş ise
kiliseden ve imandan düşse bile bu düşüş
ebedi olmayacaktır. Tanrı’nın lütfu ile
almış aldığı yürek onu tekrar imana getirecektir.
Ancak vaftiz olan bebek seçilmemiş ise
vaftiz olmuş olsa bile kurtuluşu alamaz
buna göre kiliseyi ve imanı bırakabilir,
ancak yinede vaftiz yapmak bana göre doğrudur
çünkü vaftiz olmakla sonuçta iyi olan,
adil olan ve her şeye gücü yeten İsa Mesih’e
vaftiz edilmiştir ve buna göre vaftiz
olmayan insanlardan veya İsa Mesih’i hiç
tanımayan insanlardan daha ayrıcalıklı
olmuştur.
8.
Bebek vaftizi için Kutsal Yazılardan olumlu bir durum gösteriniz.
En olumlu durum yeri ve göğü yaratan Tanrı’nın
bereketleri ve bu bereketlere sahip olmasıdır.
Evinizde doğan ya da satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki
bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın
simgesi olacak. Sünnet edilmemiş
her erkek halkının arasından atılacak,
çünkü antlaşmamı bozmuş demektir.» Yaratılış
17:13-14
Tanrı Antlaşma olarak
sünneti yani vaftizi söylüyor ve bunu
yapanlarla bir antlaşma yaptığını söylüyor
Yaratılış 17:7, Şimdi sözümü dikkatle dinler, antlaşmama uyarsanız, bütün uluslar içinde öz halkım olursunuz. Çünkü yeryüzünün tümü
benimdir. Mısırdan Çıkış 19:5
Tanrı’nın öz halkı olmak kadar olumlu daha ne olabilir ki?
9.
Müjde ile sakramentler arasında bağlantı nedir?
Müjde ve sakramentin ikisinide sunan bizlere
Tanrı’dır bizler sadece buna pasif olarak
sahip olmuşuzdur. Eğer Müjde şarap’tan
ekmekten, sudan (vaftiz) bahsetmeseydi
bunların bir önemi ve anlamı olmazdı dolayısı
ile şarap sadece şarap ekmek ise karnımızı
doyurmak için bir nesne olurdu. İkiside
ancak imanla alınır. Biri işaret (Sakrament)
diğeri işaret edilendir (Müjde lütuf).
Her ikiside
bizim için sunulmuştur. Müjde Tanrı’nın
sözü (mektub’u
diye düşünebiliriz) sakrament ise mühürüdür.
10.
Mesih bize Rab sofrasında nasıl sunar? Burada Kutsal Ruhun rolü
nedir?
Bu konuda farklı
inançlar vardır örnek Katolikler Rabbin
Sofrasını halka verirken o anda ekmek
ve şarabın İsa Mesih’in beden ve kanına
dönüştüğünü savunmaktadırlar. Evangelical’lar ise ekmek ve şarabın sadece simgesel olduğunu
söylemektedirler. Ancak İsa Mesih’in varlığı
ne Katoliklerin söylediği gibi gerçekten
fiziksel olarak bulunmaktadır nede Evangelical’ların
söylediği gibi hatırlatmak yani simgesel
anlamında kullanılmıştır. İsa Mesih bu
şarap ve ekmek aracılığı ve Kutsal Ruh’un
işi aracılığı ile bize gösteriliyor.
Rab’bin sofrasında
Rabbimizin çarmıha gerilişini, dirilişini
ve Göğe yükselişini kutluyoruz. Mesih’in
tümü tam olarak hem beden almış insan
halinde hemde insan olarak Rab’bin sofrasını
kutladığımız anda bizimle birliktedir.
Buda Kutsal Ruh’un gücüyle O’nunla paydaşlıkta
bulunuyoruz.
İsa Mesih’in kanı
aşağıya gelmiyor biz Kutsal Ruh aracılığı
ile ona kaldırılıyoruz.
İsa Mesih biliyoruz
ki göklerde ve Baba’nın yanında sağında
oturmaktadır, ancak bizlere Rabbin sofrasını
sunan İsa Mesih’tir peki İsa Mesih göklerde
ise nasıl bize bunu sunmaktadır? Bunun
cevabıda Kutsal Ruh’tur. Bizleri İsa Mesih’le
Birleştiren Kutsal Ruh’tur. Ancak Kutsal
Ruh’un gücü aracılığı ile Rab bizim aramızda
olur.
11.
Rab sofrasını ne kadar sıklıkta almalıyız? Neden?
Bazı kiliseler her
hafta bazıları her ay bazıları yılda bir
Rabbin sofrasını kutlamaktadırlar. Bu
soruya cevap Rabbin sofrasının ne anlama
geldiğini bilmekle bağlantılıdır. Rabbin
sofrası Mesih İsa’nın bizler için yaptığını
anmak ve Mesih İsa ile paydaşlıktır Elçilerin
İşleri 2:42-47’e baktığımızda insanların
kendilerini paydaşlığa, duaya ve aynı
zamanda ekmek bölmeye kendilerini vermişlerdi
Yani belli günlerde belli haftalarda veya
belli aylarda değil. Bu sofrayı bize sunan
İsa
Mesih’tir «Alın, bu benim bedenimdir» Bize
lütfünu sunan
Mesih’in bu paydaşlığına sık sık yapmalıyız özellikle kilise üyelerinin durumuna bağlı
olarak her hafta yapılabilir.
12.
Tanrı neden fiziksel şeyleri müjdeyi bize anlatmak için kullanmıştır?
Müjde ruhsal bir gerçek değimlidir? Sakramentler
aracılığıyla ilişkilenen fiziksel yaratılış
ve müjdenin vaatlerinin bağlantısı nedir?
Tanrı’nın fiziksel şeyleri kullanmasının sebebi
bizlerin Ruhlarımız olduğu kadar bedenleride
olan varlıklarız dolayısı ile fiziksel
bir doğaya sahip olmamızdır, bu nedenle
bu fiziksel sakramentlerin, öğelerin kullanılması
sahip olduğumuz fiziksel doğa ile uyum
içinde çalışmasındandır. Tanrı bu lütfün
sunuluş yolunu kabul edeceğimiz şekilde
sunmaktadır. Matta 28:1-4’te dirilmiş
olan Mesih’le karşılaştıklarında korkudan
ölü gibi yere yığılmaları. Yeşeya 6:1-5
de Tapınakta Tanrı’nın görkemi ile karşılanan
Yeşeya Peygamberin ben ödlüm diye bağırması
çünkü Tanrı ile karşılaşmanın gücüne dayanamıyor.
Mısırdan Çıkış 33 bölümünde ise Musa Tanrı’nın
görkemini çok görmek istemesine rağmen
ona bakamamıştı. Beklide kaba tabirle
Tanrı bir adaptör olarak sakramentleri
kullanıyor diyebiliriz.
Müjde Ruhsal bir gerçektir. Ancak Fiziksel
olanı ruhsal olanla uygun bir biçimde
ilişkilendirmezsek sakrament’i anlamakta
zorlanabiliriz.
Müjde ve sakrament’in kaynakları aynıdır.
Müjdenin merkezi İsa Mesih’tir, Sakrament’de aynıdır
13.
Orta çağ kilisesi vaftizden sonra oluşan günahlar için ayrı
bir kefaret sakrament’i geliştirmiştir.
Fakat Reform geleneğinde eğer bir kefaret
sakrament’i varsa bu vaftizdir. Bununla
ne demek istiyoruz?
Bu konuya bakmak
için önce
Romalılar 6:3-7’ye bakalım. “Mesih İsa'ya vaftiz edilenlerimizin hepsinin O'nun ölümüne vaftiz edildiğini
bilmez misiniz? Baba'nın yüceliği sayesinde
Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de
yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla
O'nunla birlikte ölüme gömüldük. Eğer
O'nunkine benzer bir ölümde O'nunla birleşmişsek,
O'nunkine benzer bir dirilişte de O'nunla
birleşeceğiz. Artık günaha kölelik etmeyelim
diye, günahlı varlığımızın ortadan kaldırılması
için eski yaradılışımızın Mesih'le birlikte
çarmıha gerildiğini biliriz. Çünkü ölmüş
olan, günahtan özgür kılınmıştır.” Ölü bir insan artık günah
işleyemez, bizler Mesih İsa’da vaftizimizle öldük ve dirildik buna göre bizler
günahlardan özgür kılındık bunu demekle
bizler artık günah işlemeyeceğiz değil
ancak
Orta çağ kilisesi vaftiz olan bir insan için daha sonraki hayatlarında
işledikleri günah için “Günah Çıkarma”
işlemi uygulamakta ve bunada sakrament olarak bakmakta idiler. Çünkü onlara göre
günahla kaybolan Vaftiz lütfu ortadan
kalkıyor, yeniden lütfu almak içinde başka
ve yeni bir sakrament’i uyguluyorlardı.
Buna göre Tanrı’nın bize verdiği Vaftiz
lutfunun pekte
güvenilir ve kalıcı bir lütuf olmadığını
düşünüyorlardı. Ancak Reform geleneğinde
buna gerek yoktur çünkü Tanrı zaten vaftizle
bizleri günahtan özgür kılmıştır ve bu
konuda vaftizle simgesel olarak bizleri
mühürlemiştir. Çünkü vaftizde simgelenen
olay budur. İsa Mesih’le çarmıhta eski
benliğimizde öldük İsa Mesih’in şanlı
dirilişi ilede birleştik. Buna göre hangi günah bizleri bu kurtuluştan
alabilir? Hangi günah bizlerin üzerindeki
Tanrı mührünü silip yeni bir mühre ihtiyaç
duydurabilirki?
Kutsal Kitap’ın dediği gibi “Mesih'le birlikte çarmıha
gerildiğini biliriz. Çünkü ölmüş olan,
günahtan özgür kılınmıştır.” Kefaret olan Vaftiz bizim geçmiş ve gelecek olan günahlarımız için
yeterlidir. Tanrı tarafından seçilmiş
bir insan asla kalıcı olarak imandan düşemez
ancak zaman zaman
geçici olarak düşebiliriz bu durumlarda
da hep vaftizimizi hatırlamalıyız. Ve
Tanrı’nın bizlerin tüm suçunu bağışladığını
anmalıyız.
14.
1. Korintliler 11. Bölümde her ekmeği yediğinizde ve kaseden
her içtiğinizde Rabbin ölümünü gelene
kadar ilan etmiş olursunuz. “Gelene Kadar”
cümlesini düşününce Rab sofrasının eskatolojik
önemi nedir? Bize geleceği nasıl gösterir.?
Gelene Kadar sözcüğü
bitti, bitirdik analımda değildir, burada
anlamamız gereken geleceğe doğrudur. Geriye
bakacağız ancak sadece geriye değil ileriyede
bakmalıyız ki o zaman ümidimiz olsun.
Bu eskatolojik bakış peygamberliklerden
gelmektedir. Yeşeya 25:6/8 ayetlerine
baktığımızda Yeşeya peygamber ileriye
bakıyor ve tüm yaratılışta herkes için
bir şölen bir ziyafet olduğunu söylüyor.
Bu peygamberlikle ilgili bir beklentidir.
Tarihsel gerçekleşme içinde Vahiy bölümüne
baktığımızda Vahiy 19:1-9’a burada Tanrı’nın
tarihteki işi tamamlanmış. Dünyanın tarihinde
gereken amaçlar gerçekleşmiş kuzunun düğün
ziyafetinin başlamış olduğunu görmekteyiz.
Bunun anlamı
Vahiyde anlatıldığı gibi Kuzu’nun
düğün ziyafetinden önce bir zevk ve bekliyor
oluşumuzdur. Tanrı’nın amacı asla günahla
dolu bir dünya değildi, Tanrı’nın isteği
bu düğün yemeği idi ve biz bunun gerçekleşmesini
bekliyoruz.