BİRİNCİ
EMİR:
BAŞKA İLÂHLARIN
OLMAYACAKTIR
“Karşımda Başka İlahların Olmayacak” (Çıkış,
20:3)
Günümüzde
Putçuluk
Günümüzde
bir endüstri ülkesinde yaşayan kişi, tahtadan,
taştan ya da altından yapılmış putlara ibadetten
bir eser kalmadığını görür. Oysa Asya ve
Afrika’da bu türden “tanrılar”a ibadet hâlâ
sürüyor.
Hindistan
Hava Yolları “İndian Airways” dergisinin
bir sayısında “Savaş Tanrıçası Durga”nın
bir resmi yayınlanmış, hakkında bilgi verilmişti.
Altı koluyla Durga düşmanlarını yok ediyordu;
çevresi koparılmış kafalarla doluydu. Yanına
yaklaşan, dudağından çıkan alevle yanıyordu.
Durga düşmanlarını gülümseyerek yok ediyordu.
Kuranda isa
Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih, muhammed
peygamber mi
Hindistan’daki
otellerde, kişi çoğu kez birer sanatkârlık
abidesi olan fil heykelleriyle karşılaşır.
Bu heykeller tanrı Ganapati’yi anlatır.
Onun önüne sürekli taze çiçekler konur.
Özel bayram günlerinde, her biri bir kaç
katlık bir ev büyüklüğünde olan plastik
filler allanıp pullanıp caddelerden geçirilir,
büyük bir kalabalığın eşliğinde bir deniz
ya da nehir kıyısına getirilip suya bırakılır.
Bunun balıkçılara bereket getireceğine,
fırtına anlarında da suyun kıyıyı aşmasına
mâni olacağına inanılır.
Kimi
bayram günlerinde binlerce inek üç kez Hindu
tapınaklarından geçirilir, üzerlerine tütsülü
su dökülür. Böylece ineklerin salgın bir
hastalığa yakalanmayacakları, sütlerinin
bol olacağı umulur. Bu merasimin ardından
ineklerin boynuzları alımlı renklerle boyanır.
Himalaya’da
Ladak Vadisi’nde ya da Budistlerin yoğun
olduğu her hangi bir memlekette kişi, insanların,
önlerinde huşu içinde ibadet ettikleri altından
yapılmış gülümseyen Buda heykelleri görür.
İnsanlığın
yaklaşık üçte biri hâlâ bu türden bir putçuluğu
uyguluyor. Bu insanlar tanrılarının gücüne,
tapındıkları putlara bağımlılar ve onlar
da ruhların var olduğuna inanıyorlar. Endonezya’da
ve Afrika’da sayısız töre ve gelenek kitleleri
tutsak etmiş durumdadır. Özellikle atalara
ibadet gitgide yaygınlaşıyor. İsa aracılığıyla
ruhların dehşetinden, putlara ibadetten
ve sihir, büyü bağlarından kurtuluşu yaşayan
ve bundan böyle yaşamını İsa’nın tasarrufuna
bırakan kişi, kişisel güvenliği için artık
muskaya, puta ihtiyaç duymaz. O, kötü ruhların
her türden etkisine karşı korunmuş ve silahlanmıştır.
Göklerdeki Babamız, bizi her türlü cin korkusundan
ve büyü etkisinden kurtarıyor. Allah’ın
Oğlu İsa’nın kanı, sihir ve büyünün her
türüne karşı en mükemmel korunmadır. Karanlık
güçlerinin ardında, İsa izleyicilerine karşı
tertiplenen ya da söylenen bütün yazılar
ve lânetler, kendisinde kalan herkes için
bir kale ve emin bir sığınak olan Tanrımız’a
çarpar, yok olur.
Modern
Putlar
Endüstri
ülkelerinde putçuluğun bir başka çeşidi
yaygınlaştı. Kişi tekniğe Diri Allah’tan
çok güvenir oldu; sürekli onun yardımına
başvuruyor. Arabasına bindiğinde, ne kadar
süratli sürerse sürsün, frenlerin çalışacağına
güveniyor. Araba modern insanın putu oldu
çıktı. Bir zamanlar İbraniler’in altın buzağının
etrafında dansetmeleri örneğinde olduğu
gibi, günümüzün kültürü de arabanın çevresinde
dört dönüyor. Para biriktiriliyor, araba
her fırsatta özenle yıkanıp cilalanıyor,
motor sürekli kontrolden geçiriliyor...
Kısacası, insanoğlu bugün başka hiç bir
şey için bu kadar zaman ve para harcamıyor.
Allah, modern insanın gözünde tekniğin akılları
baştan alan gücünden daha mı küçük? Spor
karşılaşmalarına, araba yarışlarına binlerce
insan gidiyor; oysa kilise sıraları dolmuyor.
Kuranda isa
Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih, muhammed
peygamber mi
İsa,
bizleri özellikle para ve servet arzusundan
uyardı. Kimsenin aynı anda hem paraya pula,
hem de Allah’a kulluk edemeyeceğini bizlere
ısrarla bildirdi. Ya Allah’ı sevip parayı
pulu reddedeceğiz, ya da para ve servet
tutkusuyla kendimizi kaybedeceğiz. Açgözlülük
ve kıskançlık, bütün kötülüklerin anasıdır.
“...devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin
Tanrı Egemenliğine girmesinden daha kolaydır.”
(Matta, 19:24) Komünist ideoloji ile kapitalizm
aslında birbiriyle akrabadır; biri varlıklı,
diğeri ise, hile ve şiddetle varlığa konmak
sevdasındadır. Altın dananın etrafındaki
dans,
Doğu’da
ve Batı’da aynı hızla devam ediyor. Aldanmayın!
Allah kendisiyle alay edilmesine izin vermez.
“Siz hem Tanrı’ya, hem de paraya kulluk
edemezsiniz.” (Matta, 6:24) İsa, yaşamı
boyunca yoksul ve kanaatkârdı. O’nun öğrencileri
bizi uyarıyor: “Zengin olmak isteyenler
ise ayartılıp tuzağa düşerler, insanları
çöküşe ve yıkıma götüren birçok anlamsız
ve zararlı arzulara kapılırlar” (I. Timoteyus,
6:9).
Bütün
kültürlerde ve dinlerde gizli ya da açık
hâkimiyetini sürdüren en dayanıklı ilah
ise, “ben” dir. Herkes en iyi, en güzel,
en önemli ve en büyük olmak ister. Kişi,
doğrudan böyle düşünmese bile, bilinçaltı
öyle olmak arzusundadır. Her insan, sanki
kendisi dünyanın odak noktasıymış gibi yaşıyor.
Bir seferinde küçük bir kız çocuğuna, büyüyünce
ne olmak istediği soruldu. Kız, “Anıt olmak
istiyorum” dedi. “Neden anıt olmak istiyorsun?”
diye soranlara da, “O zaman” dedi, “Herkes
başını kaldırıp bana bakacak.” Gurur ve
bencillik kanımızda var. Oysa bu tutum,
İsa’nın Ruhu’na temelden aykırıdır. O nedenle
bu semiz “ben”imiz ölmek zorundadır. Mesih
şöyle buyuruyor: “Birbirinizden övgüler
kabul ediyor, ama tek olan Tanrının övgüsünü
kazanmaya çalışmıyorsunuz. Bu durumda nasıl
iman edebilirsiniz?” “Ben yumuşak huylu
ve yürekten alçakgönüllüyüm. Boyunduruğuma
girin ve benden öğrenin. Böylece yüreklerinize
esenlik bulursunuz.” “Canını kurtarmak isteyen,
onu yitirecek; canını benim uğruma yitiren
ise, onu kazanacaktır” (Yuhanna, 5:44; Matta,11:29;
Matta,16:25) Kuranda
isa Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih,
muhammed peygamber mi
Putlara
Tapınmanın Üstesinden Gelebilmek
Allah’ın
yanında başka tanrılara tapınmak neden günahların
en büyüğüdür? Gerçekten de, Allah’tan başka
Tanrı yoktur! Bu dünyanın tüm uluları, güçlüleri
O’nunla kıyaslandıklarında birer hiç durumundadır.
Bu kabiliyetli, üstün niteliklere sahip
insanlar da günün birinde ölecekler. Yalnızca
Allah sonsuza dek kalacaktır. Bizleri yaratan
O’dur ve övgü yalnızca O’nadır. Tüm evrenin
odak noktası O’dur. Kendi etrafımızda değil,
O’nun çevresinde dönmeliyiz. “Ben”imizin
kısır döngüsü her gün kırılmalıdır; ancak
bu takdirde Kuranda
isa Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih,
muhammed peygamber mi
Allah’a
hizmet edebilme özgürlüğüne kavuşabiliriz.
Bankadaki hesabımız, sağlığımız, ya da yeteneklerimiz
yaşamımızın merkezine konulmamalıdır. Her
şey geçicidir; kalıcı olan sadece Allah’tır.
O, yaşamımızın temelidir. Kuranda
isa Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih,
muhammed peygamber mi
İbrahim,
yıllarca özlemini çektiği, doğması için
dualar ettiği oğlu İshak’ı öylesine sevdi
ki, İshak onun için neredeyse bir tanrı
oldu. İşte tam bu esnada Rab, kulunu sınayarak
ondan, sevgili oğlunu kurban etmesini istedi.
İbrahim, bu imkânsız işi yapmaya, oğlunu
kurban ederek, övgüyü sadece
Allah’a
vermeye hazırdı. İshak’ın kurban edilmesini
Allah son anda reddetti ve onun yerine bir
kuzu gönderdi. İbrahim’in yüreğindeki savaşımı
Allah zorunlu görmüştü. Sevilenden vazgeçildiği
an Allah yüceltilebildi. Kuranda
isa Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih,
muhammed peygamber mi
Allah
ile aramızdaki ilişkiye küçük büyük putların
sızıp sızmadığını kendimize sormalıyız.
Bu putlar; kitaplar, mücevherler, hatıralar
ya da hobiler, âdet, hak hukuk, ev arsa,
daha binlerce başka şey olabilir. İnsanlar
bile yüreğimizi tutsak edebiliyorlar. Özellikle
kimi devlet başkanlarına Doğu’da ve Batı’da
sunulan kitlesel bağlılık ve yüceltme, zaman
zaman putlara tapınmayı andırıyor. Napolyon,
Hitler, Stalin, Nasır, Humeyni ve diğerleri,
milyonlarca insanı peşlerinden sürüklediler.
Kendileri için dikilen heykeller ve anıtlar,
çoğu kez ölmelerinden kısa bir süre sonra
yıkıldı, yok edildi. İnsanın insana sunduğu
bu kör güven, peygamber Yeremya’yı şu sarsıcı
ifadede bulunmaya sevk etti: “İnsana güvenen,
insanoğlunu kendisine dayanak edinen adam
lânetlidir” (Yeremya, 17:5).
Film
yıldızları ve ünlü sporcuların tanrılar
gibi övülmelerine, basında ve televizyonda
göklere çıkarılmalarına sıkça rastlanır.
Bu türden programlarda adeta sihirlenmiş
izlenimi veren seyirciler, kitle psikozunun
etkisinden kendilerini kolay kolay kurtaramazlar.
O
halde insanlara her türden saygı günah mıdır?
Asla! Ama her kim bir insanı Allah’tan çok
sever, yaratılmışa Yaratan’dan çok güvenirse,
ruhsal bir zina işlemektedir. Allah kendisini
tüm zamanlar için, bizimle ebedi bir antlaşmada
bağladı. Yalnızca Allah’ı yüceltmedikleri,
O’nu yürekten sevip kendisine yürekten güvenmedikleri
için, İsa insanları “zani (zina eden) bir
soy” olarak niteledi.
Allah’tan
sapmanın yüreklerde bıraktığı boşluk dolmak
zorunda olduğundan, eski ve yeni putlara
tapınma günümüzde her yerde yayılıyor. Oysa
Allah, kıskanç bir Allah’tır. O, yüreklerimize
yalnız ve tam olarak sahip olmak istiyor.
Sevgimizin, fedakârlığımızın yüzde ellisi
ya da yüzde sekseniyle yetinmiyor. O, ya
bizlere tamamen ve ebediyete kadar sahip
olmak istiyor, ya da hiç! Bu nedenle yaşamımızdaki
eski ve yeni putlar yıkılmalı, Allah’a karşı
tavrımız kökünden yenilenmelidir.
Mesih
İnancı Birinci Emir’e Aykırı mıdır?
Yahudiler
ve Müslümanlar bu noktaya kadar, On Emir’in
Mesih İmanlıları tarafından yapılan yorumuna
katılıyorlar. Ama ardından sert bir direniş
boy gösteriyor. Mesih İmanlılarını tiksinti
ve hakaretle suçlayarak, “Siz” diyorlar,
“birinci ve en büyük emri çiğneyenlersiniz!
‘Üç Allah vardır, bunlardan biri çarmıha
gerilmiştir’ diyerek Allah’a küfrediyorsunuz.”
Kutsal Üçlük’e inandıklarından dolayı Mesih
İmanlıları Yahudiler ve Müslümanlarca, sürekli
Allah’a küfretmek ve putlara tapınmakla
suçlanıyorlar.
Bu
türden suçlamalara İsa nasıl cevap verdi?
O her gün, ruhtan nasibini almamış bir mantığın
ürünü olan bu türden ithamlarla karşılaşıyordu.
İzleyicilerine, “Ben ve Baba biriz” diyerek
sesleniyordu. (Yuhanna, 10:30).
Çok
geçmeden, “Ben Baba’dayım, Baba bendedir”
diye tanıklıkta bulundu. Tutuklanmadan az
önce İsa izleyicileri için dua etti: “...bizim
bir olduğumuz gibi, (onlar da) bir olsunlar”
(Yuhanna, 17:22). Bu eşsiz ayette, Kutsal
Üçlük’ün sırrına ilişkin açık tanıklığı
görüyoruz. Çoğul kipi, tekil olarak anlaşılmalıdır.
İsa, Babası’yla olan kusursuz birliğine
tanıklıkta bulundu. Bu Tanrısal gerçeği
matematiksel yoldan kavrayamayız: “...Kutsal
Ruh’un aracılığı olmadan da hiç kimse ‘İsa
Rab’dir’ diyemez.” (I. Korintliler, l2:3)
İsa
izleyicilerine, Baba Allah’ın, kendisini
seven her kişide mesken tutacağını vaat
etti. O bununla, Kutsal Ruh’un izleyicilerine
yerleşeceğini vaat etti ve kendisini onunla
özdeşleştirdi. (Yuhanna, 14:23)
O
halde Mesih İmanlıları, üç ayrı Tanrı’ya
değil, kendisini Baba, Oğul ve Kutsal Ruh
olarak duyuran tek Allah’a iman ediyorlar.
Kutsal Üçlük’e tanıklıklarıyla onlar ilk
buyruğu çiğnemiyorlar; tersine onu yerine
getiriyorlar. İsa’nın barıştıran ölümü sayesinde
içimize yerleşen Allah’ın Ruhu, Allah’ı
Babamız olarak isimlendirip övmeye, Mesih’e
iman edip bağlanmaya cesaretlendiriyor.
“...bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla
Tanrı’nın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür.”
(Romalılar, 5:5) Allah’ın Üçlük’teki Birliği,
Kutsal Ruh’tan yeniden doğmamış ya da ayak
direterek bu gerçekliğe girmek istemeyenlere
kapalı kalacaktır.
Allah’ın
Üçlük’te Birliği Hakkında Eski Antlaşma
Ne Diyor?
Gerçeği
sevenler için Eski Antlaşma’da, Allah’ın
Üçlük’teki Birliği’ne ilişkin işaretler
vardır. Kuran bile onun varlığını inkâr
edemiyor. Mezmurlarda şu ayeti okuyoruz:
“...Sen benim oğlumsun, sana bugün Baba
oldum... Oğlu öpün ki, öfkelenmesin; yoksa
izlediğiniz yolda mahvolursunuz....” (Mezmur,
2:7;12)
İşaya
Kitap’ında şu satırlar yazılı: “...İşte,
kız gebe kalacak ve bir oğul doğuracak ve
onun adını İmmanuel (Allah bizimle) koyacak”
(İşaya, 7:14). “Çünkü bize bir çocuk doğdu,
bize bir oğul verildi. Başkanlık onun omuzu
üzerinde olacak ve onun adı: Olağanüstü
Öğütçü, Kadir Allah, Sonsuzluk Babası, Esenlik
Önderi olacak.” (İşaya, 9:6) Burada Oğul’un,
Baba’nın kendisi olduğuna tanıklık ediliyor.
II.
Samuel’de Davut’a, kendi soyundan gelen
oğullarından birinin aynı zamanda “Allah’ın
Oğlu” olacağı vaat edilmişti. Birçok Yahudi,
o andan itibaren Davut Oğlu’nu Allah’ın
Oğlu olarak nitelerler.
Mezmurlarda
şu ayeti okuyoruz: “RAB, Efendim’e, ‘Ben
düşmanlarını ayaklarına basamak yapıncaya
kadar sağımda otur, diyor.” (Mezmur, 110:1
) Kuranda
isa Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih,
muhammed peygamber mi
Bütün
bu ayetler, Baba Allah, Oğul ve Kutsal Ruh
arasındaki kusursuz birliğe tanıklık ediyor.
İsteyen, Allah’ın “biz” kipiyle konuştuğu
Kutsal Kitap’ın ilk bölümündeki sırrı kavrayabilir:
“Suretimize, benzeyişimize göre insan yapalım...”
(Yaratılış, 1:26) O halde Kutsal Üçlük’e
tanıklık, Mesih İmanlıları’nın bir “icadı”
değildir. Bu gerçek, Mesih’in doğumundan
1000 yıl önce Allah tarafından duyuruldu.
Mesih’in
Tanrılığına İlişkin Kuran’da İşaretler
Baba
Allah, Oğul ve Kutsal Ruh arasındaki kusursuz
birliğe sadece Musa’nın beş Kitap’ı, Mezmurlar
ve peygamberler tanıklıkta bulunmuyor. Mesih
İnancının bu köklü gerçeğine ilişkin Kuran’da
da izler var. Tarafsız bir gözle Kuran’ı
okuyan bir Müslüman, Mesih’in olağanüstü
doğumunu, O’nun üstün makamını açıkça görür.
Kuranda isa
Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih, muhammed
peygamber mi
Birçok
Kuran ayeti, Mesih’in Allah’ın Sözü ve O’ndan
bir Ruh olduğuna tanıklıkta bulunuyor. (Ali
İmran, 45; Nisa, 171; Meryem, 34) Bu, İncil’in
Yuhanna bölümünde işlenen konunun İslâmi
bir yankısıdır. “Söz beden olup aramızda
yaşadı. Biz de O’nun yüceliğini, Baba’dan
gelen, lütuf ve gerçekle dolu olan Biricik
Oğul’un yüceliğini gördük.” (Yuhanna, 1:14)
Kuranda isa
Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih, muhammed
peygamber mi
(Enbiya,
91 ve Tahrim, 12) surelerinde, “Biz Ruhumuz’u
Meryem’e üfürdük” yazılı. Her gerçek Müslüman,
İsa’nın -bir erkeğin girişimi olmaksızın-
bakire Meryem’den doğduğuna inanır.
(Bakara,
87; 253 ve Maide, 110) surelerinde, Allah’ın
Mesih’i Kutsal Ruh’la desteklediği, O’nun
bu sayede şifa mucizeleri gerçekleştirdiği,
ölüleri dirilttiği belirtiliyor. Kutsal
Üçlük bu ayetlerde dolaylı yoldan, Allah,
Mesih ve Kutsal Ruh arasında bir eylem birliği
olarak tanımlanıyor. O halde niçin Allah’a
ve Mesih’ine karşı bu öfke, başkaldırı?
Kuranda isa
Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih, muhammed
peygamber mi
Meryem suresi 21. ayette “Mesih bizden bir
rahmettir” yazılı. Allah Kuran’da da “biz”
kipiyle konuşuyor. Mesih bu ayette, Rahman
ve Rahim Olan’ın rahmeti, dolayısıyla, Tanrısal
özden kaynaklanan Tanrısal öz olarak niteleniyor.
Kuranda isa
Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih, muhammed
peygamber mi
Eski
Antlaşma ve Kuran’da, Kutsal Üçlük’te bir
olan Allah’a ilişkin sayısız işaret, Tanrı’yı
arayan tüm insanları, meleklerle birlikte
O’nun huzurunda seslenmeye cesaretlendiriyor:
“Orduların RABB’İ kutsaldır; kutsaldır,
kutsaldır! Bütün dünya O’nun yüceliğiyle
dolu” (İşaya, 6:3). Bu Üçlük tekrar, Baba’nın,
Oğul’un ve Kutsal Ruh’un Kutsal olduğuna
işaret ediyor. Kuranda
isa Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih,
muhammed peygamber mi
Mesih’in
Tanrılığına İman
Hep
bir yürekten ve ağızdan Mesih’in Tanrılığına
tanıklıkta bulunan izleyicileri, ne bir
mezhepçi sürüsü, ne de aklı başında olmayan
bir deliler topluluğuydu. Pavlus, “Mesih,
görünmeyen Allah’ın suretidir” diye yazıyor.
“Görünmez Tanrı’nın görüntüsü, bütün yaratılışın
ilk doğanı O’dur.” (Koloseliler, 1:15) “...O’nun
yüceliğini, Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle
dolu olan biricik Oğul’un yüceliğini gördük.”
(Yuhanna, 1:14) “Sen, yaşayan Tanrı’nın
Oğlu Mesih’sin.” (Matta, 16:16)
İznik
Konseyi Elçiler’in imanını şöyle özetledi:
“Mesih , Tanrı’dan Tanrı, ışıktan ışık,
gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı’dır. Doğmuş,
yaratılmamıştır; Baba’yla aynı özdendir.”
Müslümanlar
ve Yahudiler katı dogmalarıyla, Allah’ın
özgürlüğüne keyfi olarak sınır çizmeye kalkıyorlar.
Kim, Allah’a nasıl olması gerektiğini dikte
edebilir? Eğer, O’nu insanlığa kurtulmalık
olarak, yeryüzüne göndermeyi kararlaştırmışsa,
kim Allah’a bir oğul sahibi olmayı yasaklayabilir?
Mesih daha yaradılıştan önce vardı. O, dünyayı
Allah ile barıştırmak, Allah ile O’ndan
sapan insanlar arasında barış kurmak için
insan bedeni aldı. Sırf dünyayı kurtarmak
uğruna Mesih insan oldu. Dünyanın günahını
yüklenecek kurban kuzusu olabilmek için,
kişinin asla günah işlememiş olması gerekiyordu.
Vaftizci Yahya bu gerçeği dile getirdi.
“İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran
Tanrı kuzusu” (Yuhanna, 1:29). Ancak, günahlarımızın
affedilmesi durumunda, Allah’a Baba deme
hakkını kazanıyoruz. İsa bütün insanları
kurtardı; sadece Mesih İmanlılarını değil,
Hinduları, Budistleri, Yahudileri, Müslümanları
ve Ateistleri de. O, kendisini yaşamının
Rabb’i olarak kabul eden herkese, sonsuz
yaşam bağışlıyor. Oğul bizi Baba’ya götürüyor,
Baba da Oğul’a. İsa’nın Ürdün Nehri’ndeki
vaftizi sırasında Allah’ın bizzat kendisi
şöyle seslendi: “Sevgili Oğlum budur, O’ndan
hoşnudum.” (Matta, 3:17). Kuranda
isa Mesih, İncilde ve Tevratta isa mesih,
muhammed peygamber mi
Birinci
Buyruğun Amacı
O
halde ilk buyruğun amacı, Allah’a sınırsız
sevgiden başkası değildir. Bu ayrıcalığı
Musa şöyle dile getirdi. “RABB’İN Allah’ı
bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün
gücünle seveceksin” (Tesniye, 6:5). Ya Allah’ı
seviyor ve O’nunla uyum içinde yaşıyoruz;
ya da O’ndan nefret ediyor, istemine aykırı
bir yaşam sürüyoruz. Oysa Allah’ı seven
kişi, O’nu düşünür, kulağı O’ndadır, O ne
istiyorsa, onu yapar; güveyi ile gerdeğe
gireceği günü bekleyen gelin misali O’nun
için yaşar.
Gelinin
güveyden gelen mektuplarını ezberlercesine
tekrar tekrar okuması gibi, o da Tanrı’nın
kelâmını elinden dilinden düşürmez. Kibrinde,
gururunda taşlaşan, kendisini küçük bir
ilah haline getiren kişi ise, Kadir Olan’dan
yüz çevirmiştir. O’nun sözlerini zamanla
unutur, istemini yerine getirmez. Böyle
bir insanın sonunda yüreği taşlaşır, kendisi
de Tanrısal hükme uğrar.
Oysa
kendisini Allah’ın Ruhu’na açıp İsa aracılığıyla
günahlardan bağış kazanan kişi, Kutsal Ruh’un
gücüyle donatılır, Baba’nın suretine dönüştürülür;
çünkü o, Baba adının kendisinde ve ailesinde
kutsanması için gün aşırı dua etmektedir.
Tanrı’yı seven kişi, lütuf üzerine lütuf
alır. O, günahlarını itiraf ettiği için,
yüreğinin ve vicdanının nasıl arıtıldığını
günaşırı yaşar, Tanrı çocuklarının ruhsal
özgürlüğündedir. Allah’ı sevip, Mesih’in
adında yaşamlarındaki tüm putları kovanlar,
Yeni Antlaşma’nın sırrını kavrarlar: “Tanrı
sevgidir. Sevgide yaşayan, Tanrı’da yaşar,
Tanrı da onda yaşar.” (I. Yuhanna, 4:16)
Sonraki
Sayfa (İkinci Emir - Kendin İçin Oyma Put
Yapmayacaksın)
|