Evlenme
konusu Luther'e çok ani geldi. Gerçi onun
birtakım arkadaşları reform ilkelerini bu
konuda da uygulayıp aile kurmuşlardı. Luther
de onları destekliyordu, Protestan vaizlerinin
sağlam aile yaşamının bütün halka bir bereket
getireceğini vurguluyordu. Arkadaşları Luther'e
evlenmesini söyleyince, şimdilik evlenmeyeceğini,
çünkü her gün ölümü ve aforoz edildiği için
cezasını beklediğini gülerek yanıt verirdi.
Ama yine, "Tanrı düşüncelerimi değiştirebilir,
çünkü ben de bir kütük ya da taş parçası
değil, et ve kandan oluşuyorum" derdi.
Luther boş kalan, yavaş yavaş harap olan
manastırda sade keşiş yaşamını sürdürüyordu.
Keşiş giysisi yıpranıp yamalarla doldu.
Sonunda elektor ona yeni bir giysi kumaşı
armağan etti, terzi ona geniş kollu "Luther
giysisi"ni yaptı. Luther'in sert saman
yatağını kimse yumuşatmadı, odasını da kimse
temizlemedi. Günlük çalışmalarını bitirince,
keşiş giysisine bürünür, sade yatağına uzanırdı.
Luther'in düşünceleri manastırlara da girmiş,
birçok keşiş ve rahibe boş manastır yaşamını
bırakmak, komşularına yardım etmekle Tanrıya
hizmet sunmak istiyorlardı. Ama manastırdan
kaçmak tehlikeliydi, çünkü birçok aile kaçan
kişiyi kabul etmiyordu. Özellikle rahibelerin
kendilerini yaşatacak bir mesleği yoktu.
Hem de böyle kaçma girişiminde bulunanlara
yardım etmek yasaklandı, bu işe karışanlar
ölüm cezasıyla cezalandırılabiliyordu.
Leipzig yakınlarında soylu kızların bulunduğu
Nimbschen manastırında dokuz rahibe kaçmayı
tasarlıyordu. Aileleri onlara yardım etmek
istemeyince Luther'e başvurdular. O da hemen
kızlara yardım etmeye hazırdı. Manastır
yakınlarındaki Torgau kentinde Belediye
Meclisi üyesi Leonhard Koppe oturuyordu.
Onun görevi manastırın yiyeceklerini sağlamaktı.
1523 yılının Paskalya gecesinde Koppe arabasında
dokuz tuzlu balık fıçısı yerine, dokuz rahibeyi
manastırdan çıkardı. Luther kaçma girişiminin
sonucunu beklediği sırada, kendi yaşam arkadaşını
da beklediğini bilmiyordu. Wittenberg'e
gelen kaçaklar büyük ilgi topladılar. Çünkü
rahibeler sokaklarda serbestçe dolaşmaya
alışık değillerdi. Luther kızların adlarını
açıkladı, onlara yardım ettiğini söyledi.
Başka isteyenlere de yardım edeceğini bildirdi.
Şimdi kızların geçimi nasıl sağlanacak sorunu
ortaya çıktı. Genç olanlar kısa zamanda
Luther'in öğrencilerinden eş buldular. Kimileri
dost evlerinde hizmetçi oldular. Hizmetçi
olanlardan biri yirmi altı yaşında, güzel
sayılmayan Katarina von Bora idi. Önce Katarina
bir ailede çalışmış, ama orada daha çok
kalamayınca Luther onu ya bir öğrencisiyle,
ya da bir arkadaşıy1a evlendirmek istedi.
Katarina ikisini de istemediğini bildirdi,
ama doktorun kendisi kabul ederse...Luther
kararını kısa bir zamanda verdi. Köylü ayaklanmasının
kanlı sonucundan hemen sonra, 13 Haziran
1525 günü akşamüstü Luther ile Katarina
evlendiler. Bu güzel töreni ressamlar birçok
kez ayrıntılarıyla anlatmışlardır. Kentin
baş rahibi ve Luther'in ruhsal örgütçüsü
Johan Bugenhagien diz üstü çöken eşlerin
ellerini birleştirdi. Tanıklık için doktor
Justus Jonas, Luther'in portrelerini yapan
ressam Lukas Cranoch ile karısı ve hukuk
profesörü Apel orada bulunuyordu. Söylentiye
göre Justus Jonas, Luther'in başına gelenleri
görünce ağlamaya başladı. İki hafta sonra
Luther'in yaşlı ana ve babasının da katıldığı
büyük bir düğün yapıldı. Filip Melanchton
çağırıldı ise de, düğüne gelmedi. Bir mektubundan
anlıyoruz ki, Luther'in eski bir rahibeyle
evlenmesi Melonchton'u çok sarstı. Ona göre
bu, Luther için bir utançtı. Luther'in evliliğinden
beklediği tek şey ise, yırtık pırtık üst
başının düzelmesiydi.
Elektor, Luther'e ev olarak bütün manastırı
tüm haklarıyla verdi. Büyük yapı kötü durumdaydı.
Döşemeler kırıktı, tavanlar akıyordu, duvarlar
yıllardır yakılan buhurdan kapkara olmuştu.
Belediye onarım için gerekli gereçleri armağan
etti. Yaşam dolu, çalışkan Katarina sabahtan
akşama dek evi onarıyordu. Doktor da işlere
katılıyordu. Ailenin en işlek yeri yemek
salonuydu. Pencere çıkıntısında Katarina'nın
çalışma masası ile doktorun koltuğu vardı.
Öbür odalar küçüktü. Bir oda dua için ayrılmıştı.
Luther'in eskiden çok uğraştığı kule odası,
şimdi çalışma odasıydı.
Katarina von Bora çalışkan, tutumlu bir
kadındı. Kısa zamanda Luther, evinde yeni
bir düzenin kurulduğunu sevinçle gördü.
Sabah erken kalktığı için Katarina'ya "Wittenberg'in
sabah yıldızı" adı takıldı. Onun erkeksi
çalışma gücünü takdir eden Luther, mektuplarında
ona "Boy Kathe" ve "Doktor
Kathe" diye yazıyordu. Bu yorulmaz
ve sadık yaşam arkadaşı olmasaydı. Luther
yaşamını adadığı işi tamamlayamazdı. Luther'in
evi sürekli konuklarla doluydu. Hem soylular
ve prensler , hem de halk oraya geliyordu.
Luther'in gelirleri azdı. Kendisinin yazdığı,
ama yayınevlerini zenginleştiren kitaplarından
para almıyordu. Vaizlik görevini de parasız
yapıyordu. Zamanın töreleri uyarınca, öğretmen
kendi evinde bir çeşit pansiyon çalıştırıyordu.
Sofra her zaman kalabalıktı. Eskiden kırk
kadar keşişin oturduğu yapı şimdi genellike
ağzına kadar doluydu. Aile giderlerini artıran
bir etken de reformcunun cömert ve iyi yürekli
olmasıydı. Darda kalan öğrencilere yardım
etmek için armağan olarak verilen evdeki
eşyaları bile satıyordu. Onun parolası,
"verin ve size verilecektir" idi.
Vicdansız açıkgözler onun iyi yürekliliğinden
yararlanarak ona çok zarar verdiler. Yoğun
işleri yüzünden hesap işleriyle pek uğraşamıyordu.
Bir iki kez hesap yapmak için eline bir
kalem aldı, biraz sonra kalemi bırakarak
şöyle dedi: "Hesap işleri yapmak istemiyorum,
bu işler ancak üzüntü getirir. Tanrı'nın
aptalların da koruyucusu olduğuna inanıyorum."
Katarina da daha çok çalışmak zorundaydı.
Eskiden beri manastırın bira yapma hakkı
vardı. Şimdi bu hakkı kullanmaya başlamışlardı.
Manastırın balık üretme havuzları onarıldı.
Katarina toprak satın almaya da başladı.
Bu iş için Luther'den izin alması kolay
değildi. Sonunda, kendi soyuna ait bir çiftliği
satın aldı. Katarina'nın meyve ve sebze
bahçeleri bol ürün veriyordu. Ahırda yirmiden
çok inek ve domuz bulunuyordu. Büyük eve
birkaç at da alındı. Bunun yanında, tavuklar
ve arılar da besleniyordu. Elektorun ve
belediyenin verdiği armağanlar ailenin geçinmesini
kolaylaştırdı. Onların arasında tahıl, ot,
şarap, bira, kuş, tavşan, meyve vardı. Genç
bir prens olarak Worms meclisinde bulunan
Danimarka kralı 3.Kristian, Luther'e yılda
bir tereyağı ve tuzlu balık gönderird1.
Ama o zamanki yollar öyle kötüydü ki, kimi
zaman tereyağını balıklardan ayırmak olanaksızdı.
Bu nedenle kral; armağanı paraya çevirip
gönderiyordu.
Luther doğayı çok seviyordu. Doğanın her
yönünden fışkıran yaşam ile onu yok eden
güçler arasındaki savaşı Luther, Tanrı ile
şeytan arasındaki savaşın simgesi sayıyordu.
Boş zamanlarında bahçenin gölgeli patikalarında
yürürdü, bülbülün ötüşünü dinleyerek Elbe
ırmağının koyu renk akan sularını seyrederdi.
Arkadaşlarına yazdığı mektuplarda, bahçesine
yaptırdığı kuyudan ve bahçenin gül ve zambaklarından,
reformasyondan söz ediyormuş gibi büyük
bir hoşnutlukla yazıyordu. Yaptığı yolculuklarda
Katarina'ya çeşitli çiçek tohumları alır,
renklenen bahçesine hayran olurdu. Mektuplarında
Katarina, Luther'den yolculuklarda çeşitli
şeyler almasını isterdi. Ama isteklerini
çokluk yinelemek zorunda kalırdı, çünkü
Luther unutkan bir profesördü.
Luther için doğa Tanrı'nın bilgi ve iyiliğinin
resimli kitabıydı. Kutsal Kitab'ı her zaman
iyi meyve veren b1r elma ağacına benzetiyordu.
Luther kirazları çok seviyordu. Onun eski
öğrencileri olan taşra kiliselerinin vaizleri,
Luther'in ziyaretlerinin kiraz zamanına
rastlayacağını iyi biliyorlardı. Luther,
arıların çalışkanlığına, toplumsal yaşamına
hayran kalırdı, ama serçelerin küstahlığından
iğrenirdi. İlkyazlarda Elbe koyağından gelen
kurbağa seslerini, İncil'e karşı gelenlerin
seslerine benzetiyordu. Kırlangıç ise, boş
sözleri konuşan bir keşişti. Lahana kurtlarının
işini, şeytanın özel bir işi olarak düşünüyordu.
Çocuklarından başka Luther'in ev halkı arasında,
eskiden rahibe olan Katarina'nın teyzesi,
hayvanların bakıcısı, şişmanlığı ve tembelliği
ile tanınan eski öğrencisi Wolfgang Sieberg
ve masalarla evrakların üzerinde bile dolaşan
Tölpel adında ufak bir köpek vardı. Buna
ek olarak evin çocuklarından sayılan, onu
aşkın kardeş çocuğu da vardı. Bunlar sürekli
üzüntü ve dert kaynağı idiler. Özellikle
kız kardeşinin kızı Magdalena, evlenme konusunda
durmadan sorun çıkarıyordu. Ailede toplam
otuz kişi vardı.
Sonraki
Bölüm "AİLE
YAŞAMI " |