Hıristiyan İnancı’nın
ABC’si
İbraniler kitabının yazarı, okuyucularının
inancın temel gerçeklerini henüz kavrayamamış
olmalarından rahatsızlık duymuş ve hayal
kırıklığına uğramıştı (İbraniler 5:1114).
Onların sindirebildikleri tek besin ruhsal
süttü; katı yiyeceklerle başa çıkamıyorlardı.
Yazar yirminci yüzyılın başlarında, öğretisel
olarak neredeyse tamamen cahil olan Hıristiyanları
tanısaydı; onlar hakkında ne düşünürdü,
doğrusu merak ediyorum...
Yavaş öğreniyor olmak bir zeka problemi değil, ruhsal açlık ve
arzu eksikliğidir. Bu aynı zamanda, hep
eğitim alma olanaklarının eksikliği ile
ilgili bir problem de değildir. İbraniler
5'ten anlaşıldığı üzere, hem ruhsal süt
hem de katı yiyecek hazır durumda bulunuyordu,
fakat onlar sütü kullanmakla yetinmişlerdi.
Olgunlaşmamış olmalarının sebebi ne kadar
süredir imanlı oldukları değildi; imansızlıklarının
ve Tanrı’nın onlara sunduğu imkanları kullanmıyor
olmalarıydı. İnancın temel gerçeklerini
öğrenmiş durumdaydılar, fakat bunları ya
anlamamışlardı (İbraniler 5:11) ya da unutmuşlardı
(2. Petrus 1:9). Ve bu öğretilerin kendilerine
en baştan verilmesine ihtiyaçları vardı.
İnancın temel yapıtaşları yani inancın ABC’si
olmadan, herhangi bir ilerleme kaydetmek
imkansızdır. Eğer William Shakespeare İngiliz
dilinin ABC’sini öğrenmemiş olsaydı, büyük
yapıtlarını asla yazamazdı. Elbette Shakespeare
başka edebi yeteneklere ve armağanlara da
sahipti, fakat ABC olmadan hiçbir şey yapamazdı.
Aynı şekilde, Hıristiyanların da ruhsal
olarak gelişmeleri için inancın ABC’sini
iyi bir şekilde öğrenmeleri gerekir. Her
ne kadar önemli de olsa, sadece başkalarının
ruhsal deneyimlerini okuyarak olgunlaşamayız.
Öğreti; sadece Kutsal Kitap’ın öğrettiklerini
tanımlamak için kullanılan bir kelimedir
ve hiçbir imanlı, öğretiyi kucaklamaktan
korkmamalıdır.
Vaaz Zamanı
Hıristiyanlar genellikle vaaz verildiğinde bunu sıkıcı bulmaktadır.
Dinleyenlerin kafasının yarım metre üzerinden
geçen ağır, sıkıcı ve kuru öğreti öldürücüdür.
Belki verilen öğreti Kutsal Kitap’a göre
doğru ve tamdır, ama insanlara asla ulaşmıyordur.
Dinleyenlerin akıllarında yer etmeyecek
bir tarzda sunuluyordur. Vaiz belki o sırada
iyi vakit geçiriyordur, fakat kürsüde bulunmasının
sebebi bu değildir. Onun işi Tanrı’yı yüceltmek,
insanların zihinlerini geliştirmek ve kalplerini
ısıtmak olmalıdır. Öğretisel vaaz, ilgilendiği
konular nedeniyle işitildiğinde nefes kesici
olmalı ve Tanrı’nın halkının kalplerini
ve zihinlerini heyecanlandırmalıdır. İnancın
öğretilerini öğrenmek isteyenler için, bu
sıcak ve ateşli gerçeklerin vaaz edildiğini
duymaktan daha büyük bir teşvik yoktur.
Bu tarz vaazların tersi olan, hikayelerle ve esprilerle dolu
fakat içeriği boş ya da çok az olan vaazlar
da vardır. Bu tür vaazları dinlemek kolaydır,
fakat bu tür vaazlar dinleyicilerin dikkatini
Tanrı’nın yüceliğinin ve görkeminin üzerine
çekmekten uzak kalır. Bu tür vaazlar eğlendiricidir,
fakat insanlarda İsa Mesih için derin bir
sevgi yaratmaz; popülerdir, fakat heyecansız
öğretici vaazlar kadar işe yaramazdır da.
Çünkü insanların zihinlerine hitap etmekte
başarısız olur.
ABC Nedir?
İnancın ABC’si; daha zor gerçeklere karşıt olduğu kadar, sadece
basit öğretiler anlamına da gelmemektedir.
İbraniler mektubunun yazarı temel gerçekleri,
“ölü işlerden tövbe etme ve Tanrı'ya
inanma, vaftizler, elle kutsama, ölülerin
dirilişi ve sonsuz yargı” (İbraniler
6:12) olmak üzere dikkate almıştır. Belki
bunların temel olmaktan uzak olduklarını
düşünerek aldanabiliriz, fakat ilk çağ kilisesinin
dikkate aldıkları bunlardı.
Kutsal Kitap’ta birisi yeni imanlılar, diğeri de daha olgun imanlılar
için olmak üzere süt ve katı yiyecek diye
iki ayrı öğreti grubu yoktur. Sadece bir
tek gerçek vardır ve inançlarında yeni de
olsalar, eski de olsalar tüm imanlıların
ihtiyacı olan budur. ABC daha temel ve daha
kolay anlaşılır bir yapıda sunulan öğretidir.
Her Hıristiyanın aklanma ve kutsanma arasındaki
farkı ve bunun gibi Kutsal Kitap öğretilerini
anlayıp, genç Hıristiyanlara öğretmesi gerekir.
Doğrusu Kutsal Kitap’ta, Hıristiyan gençlerin
bilmek ve sevmek zorunda olmadığı bir öğreti
bulunmamaktadır. Fakat gençlerden oluşmuş
Hıristiyan bir topluluğa öğreti vermekle,
din görevlilerinin bulunduğu bir konferansta
öğreti vermek arasında fark vardır. Fark,
işlenen konu anlamında değil; uygulamanın
derinliği anlamındadır. Mesele, öğretinin
daha kabul edilebilir olması için onu hafifletmek
değil; genç imanlılara daha anlaşılır bir
tarzda açıklayabilmektedir.
Bu kitap sayesinde, Kutsal Kitap öğretilerini kullanarak henüz
inançta olgunlaşmamış insanları aydınlatmayı
ve daha fazlasını öğrenmek için içlerinde
açlık oluşturmayı amaçlıyorum. Bunu gerçekleştirirken,
konular hakkında özet şeklinde sade ve tam
bir bilgi sunmayı umut ediyorum. Kullandığım
materyallerin bazılarını, diğer kitaplarımdan
toplamakla beraber; tüm öğreti kurabiyelerini
daha kolay ulaşılabilir olması için aynı
tabakta sunmaya çalıştım.
Dikkate Değer Bir Alıntı...
“Bizler Mesih’i O’nun varlığının doluluğunda ve lütfunda duyuruyoruz.
Tanrı’nın bizlere esinlediği hiçbir şeyi
saklamıyoruz. İsa Mesih hakkında, imkanımız
olduğu kadar fazla şey söylemek bizlerin
amacı olmalıdır. Kutsal Ruh imanla dolu
öğretileri bereketleyecektir. O; sözleriyle
verdiği öğretileri, suçlu bulduklarını mahkum
etmek ve kurtuluş için seçilmiş olanları
kendisine çevirmek için kullanacaktır. Tanrı,
teoloji aracılığıyla kurtarır.”
Edward Donnely
Ek Okuma
Sinclair Ferguson, “Handle with
Care”, Hodder & Stoughton.
2
Büyük
Kelimeler
Bazı Hıristiyanlar öğretinin
büyük, zor telaffuz edilen ve güç anlaşılan
kelimelerden oluştuğunu; kefaret ve kutsallaşma
gibi kelimelerin, sıradan Hıristiyanların
anlayışından uzak olduğunu düşünür. Bunların
büyük kelimeler olduğu doğrudur. İfade ettiği
gerçekler anlamca devasadır ve bu gerçeklerin
Hıristiyan inancının kalbindeki yeri de
son derece önemlidir. Fakat bu gerçeklerin
anlaşılabilmeleri için çoğu imanlının anlayış
yeteneğinin çok üstün olması gerekmez. Özellikle
Roma’daki kiliseye yazarken Pavlus’un bu
kelimeleri kullandığını ve çoğu Hıristiyanın
bizim sahip olduğumuz eğitimsel avantaja
sahip olmadığını hatırlayın. Pavlus Romalıların
bile iman ve aklanmayı anlamalarını umut
etmekteydi ve bizlerin bu kelimelerin bizim
için çok büyük kelimeler olduğu konusundaki
protestolarımız karşısında hayrete düşmekteydi.
Yeni Antlaşma’daki öğretisel kelimelerin çoğu teknik kelimelerdir
ve de Hıristiyanlık için özel bir önem ve
anlam taşırlar; tıpkı insanların gerçekleştirdiği
aktivitelerin kendine has özel bir dili
olduğu gibi. Bir insan dörtlük nota ile
sekizlik nota arasındaki farkı anlayamamışsa,
müzisyen olmak için daha fazla uğraşmaz.
Bilgisayarla uğraşan çocukların hepsi de,
megabyte ve CDROM’un ne olduğunu bilirler.
Spor dallarının bile kendine özgü bir dili
vardır; futbolda geridörtlü, teniste “sıfır”
anlamına gelen love gibi birçok kelime vardır.
Bu aktivitelerle ilgilenen kişiler, bu kelimeleri
bilmektedir çünkü böylece yaptıkları şeyi
severler ve bu kelimelerin sürekli kullanılması
onları alışıldık kılar. Elbette Hıristiyanların
da inançları ile ilgili dili bilmelerini
beklemek mantık dışı değildir. Öğretisel
kelimeler, Hıristiyan inancının teknik kelimeleridir.
Belki de Kutsal Kitap’ın modern çevirileri bizleri tembelleştirmektedir.
Ben kişisel tercihim olarak, doğru ve eksiksiz
olması şartı ile modern çeviriye açığım.
Artık kullanılmayan kelimelerin kaldırılması,
Hıristiyanların çoğu için avantajdır; fakat
Kutsal Kitap’tan öğretisel kelimeleri temizlemeye
kalkarsak, anlam değişikliği yaratırız.
Örneğin Kutsal Kitap’ın eski versiyonları
olan Authorised Version Of The Bible, New
King James Version ve American Standart
Version’da “yatıştırma” anlamına gelen “propitiation”
kelimesi kullanılmışken, yeni çeviri olan
New International Version’da “kefaret kurbanı”
anlamına gelen “sacrifice of atonement”
kelimesi kullanılmıştır. Bu ifade doğrudur,
fakat ifadenin hakkını tam olarak vermemektedir.
“Yatıştırma” aynı zamanda Tanrı’nın günahlarımız
üzerindeki öfkesinin, Mesih’in çarmıhtaki
kurbanlığı ve kefaretiyle yatıştırılması
anlamını taşımaktadır. Tüm eski teknik kelimelerin
akılda tutulması ve Hıristiyanların bu kelimelerin
ne ifade ettiğini tam olarak bilmeleri daha
iyi olacaktır. Bir ya da iki kelimenin değişimi,
bu büyük ve önemli kelimelerin hakkını tam
olarak vermemektedir.
Genç imanlılar, önemli olan bu Kutsal Kitap kelimelerinin özet
olarak sözlük haline getirilmesini ve bu
sözlüğün kitabın sonunda yer almasını takdir
etmelidirler. Fakat lütuf, kutsallaşma ve
seçilmişlik gibi kelimelerin özet açıklamalarının
nadir olarak yeterli olabildikleri konusunda
dikkatli olmalıdırlar. Bu kelimeler üzerine
olan bölümlerin kısa ve özet halinde oluşunun
sebebi, kitabın eski ve olgun imanlılar
için değil; eski ve önemli kelimeler yüzünden
anlam karışıklığına düşen Hıristiyanlar
için hazırlanmış olmasıdır.
Dikkate Değer Bir Alıntı.. “Ruhsal
gerçeği anlamak ve bunun anlaşıldığından
emin olmak, bir kişiyi ruhsal bir milyoner
yapar. Fakat günümüzün trajedisi; kilise
içinde ve dışında çok fazla sayıda insan,
bu ruhsal hazinenin ellerinde olmasına rağmen
inanç yönünden fakir kalır.”
John Blanchard
|