Melek ve Azizler, Resim Heykel ve
Suretlerin Kullanımı
Mesih İnanlılarını(Protestanlar)
Katolik ve Ortodokslar'dan ayıran bir özellik
de onların melek, Meryem ve azizleri şereflendirmeyip
tapınmamaları ve yine tapınış yerlerinde
onların resim heykellerini bulundurmamalarıdır.
Mesih İnanlıları her ne kadar Mesih‘i gerçek
Tanrı olarak görüp O‘na tapınsa da O‘nun
insan eliyle yapılmış tasvir ve heykellerine
kesinlikle eğilmez ve tapınmazlar. Yine
her ne kadar genelde tapınaklarında haç
bulundurulsa da asla haçı şereflendirmez
veya onun önüne geçip dua etmezler. Haç,
tapınak ve kitaplarında yalnızca Mesih‘in
kuratarış sağlayan ölümünün bir sembolu
olarak kullanılır. Kitaplarında kullanmış
oldukları resimler de yalnızca eğitimsel
amaçlıdır. Azizler konusundaki tutumları
da Kutsal Kitap‘ta sözü edilen bu kutsal
kişilerin yaşam tarzlarını ve imanlarını
kendilerine örnek olarak görmekten öte geçmez
(ibr.11 ). Meleklerin de görkemini kabul
etmelerine rağmen asla onlara tapınmaz veya
onları şereflendirmezler.
Fakat Katolik ve Ortodoks
kiliselerin bu suret ve heykellerin kullanımı
sembol veya eğitimsel kullanımdan daha da
öteye gidip, melekler ve azizler de içinde
olmak üzere özel bir şerefe ve tapınışa
hedef olmaktadır. Örneğin son olarak yayımlanmış
Katolik kilisesinin eğitim kitabı her ne
kadar Tanrı‘ya sunulan tapınıştan daha aşağı
derecede bir tapınış sunduklarını belirtse
de Katolik kilisesi açık bir şekilde Mesih‘in,
Meryem‘in ve azizlerin tasvir ve heykellerine
tapınıp onları şereflendirmek gerektiğini
öğretir (Catéchisme de l‘Eglise Catholique,
Ssyfa 308-309,536-537). Katolik kilisesi
öncülerinden biri olan Akinalı Tomas açık
bir şekilde ‘Mesih‘e tapındığımız gibi O‘nun
haçına da aynı şekilde tapınırız‘ der ve
‘haça da dua yöneltilme‘ sinden söz eder
(Somme Théologique, cilt III, sayfa 253-270).
Hatta bazı kiliselerde direkt olarak haça
yöneltilmiş dualar vardır. ‘Ey Mesih‘in
kanlı haçı vs… Bazı konsillerce kabul edilip
bazılarınca da reddedilen resim ve heykellerin
kiliselerde kullanılma uygulaması şiddetli
tartışma ve itirazlardan sonra nihayet 16‘yüzyılda
Trente Konsilinde bir iman maddesi olarak
empoze edilmiştir.
Mesih İnanlıları Çıkış
20:1-5‘deki On emirin ilk ikisine dayanarak
tasvir ve suretlerin şereflendirilmesini
kesinlikle reddederler:.
‘Seni esirlik evinden çıkaran
Allahın Yehova (Yahwe) Benim. Karşımda başka
ilahların olmayacaktır. Kendin için oyma
put, yukarıda göklerde olanın, yahut aşağıda
yerde olanın, yahut yerin altında sularda
olanın hiç suretini yapmayacaksın; onlara
iğilmiyeceksin; ve onlara ibadeet etmeyeceksin‘
Her ne kadar bazıları bu resimlere değil
yalnızca onların temsil ettiği kişilere
dua edip şereflendirdiklerini söyleseler
de gerçekte bu Tanrı‘nın Sözü‘ne uygun düşmez.
Mısır esaretinden özgürlüğe çıkan İsrail
halkı Musa Sion dağında Tanrı‘nın huzurunda
bulunduğu sırada kendilerini kurtaran Tanrı‘yı
buzağı suretinde temsil ederek ‘işte sizi
esirlikten kurtaran Tanrı‘ diye ilan etmiş
ve bunun sonucunda Tanrı tarafından ciddi
bir şekilde cezalandırılmışlardır. Zehirli
yılanların zehirinden kurtulmalşarı amacıyla
Tanrı‘nın emriyle Musa‘nın yapmış olduğu
tunç yılan tapınış aracı olmaya başlayınca
kral Hizikiya tarafından parçalandı (2.Kırallar
18:4) Zaten ilk yüzyıldaki Mesih İnanlıları
da ibadetlerinde kesinlikle suret, resim
veya heykellerler kullanmazlardı. Daha iyi
konsantre olmak için bu suretleri kullananlara
elçi Pavlus‘un şu bildirisi yeterli bir
uyarı olsa gerek: ‘Biz görünüşle değil imanla
yürüyoruz‘ (2.Kor.5:7) ve yine ‘Sevgili
çocuklarım kendinizi putlardan koruyun‘
Örneğin Katolik ve Ortodoklar meleklere
ve azizlere de dua ve yardıma çağırmalarıyla
adeta onlara tapınmaktadırlar.
|