www.agapekilisesi.com

 
 
 

 
 

 

Agape Kilisesi Resim
Agape Kilisesi Pastörü
Agape Kilisesi Pastörü
Agape Kilisesi Görüntüsü
Agape Kilisesi Görüntüsü
 

 

RUHSAL YENİLENME NASIL GELİR

Agape Kilisesi


 

Vaaz için Okuma Bölümü 2.Tarihler 29

{ Hizkiya yirmi beş yaşında kral oldu ve Yeruşalim'de yirmi dokuz yıl krallık yaptı. Annesi Zekeriya'nın kızı Aviya'ydı. Atası Davut gibi, o da RAB'bin gözünde doğru olanı yaptı. Hizkiya Tapınağı Onarıp Kutsuyor Hizkiya krallığının birinci yılının birinci ayında RAB'bin Tapınağı'nın kapılarını açıp onardı. Sonra kâhinlerle Levililer'i çağırıp tapınağın doğusundaki alanda topladı. Onlara, "Ey Levililer, beni dinleyin!" dedi, "Şimdi kendinizi kutsayın; atalarınızın Tanrısı RAB'bin Tapınağı'nı da kutsayın. İğrenç olan her şeyi kutsal yerden çıkarın. Atalarımız Tanrı'ya ihanet ettiler. Tanrımız RAB'bin gözünde kötü olanı yaparak O'nu bıraktılar. Yüzlerini RAB'bin Konutu'ndan ayırıp ona sırt çevirdiler. Tapınağın eyvana açılan kapılarını kapattılar, kandilleri sönmeye bıraktılar. Kutsal yerde İsrail'in Tanrısı'na buhur yakmadılar, yakmalık sunu da sunmadılar. Yahuda ve Yeruşalim halkı bu yüzden RAB'bin öfkesine uğradı. Gözlerinizle gördüğünüz gibi, RAB'bin onlara yaptığı, başkalarını korkuya, dehşete düşürdü. Alay konusu oldular. İşte bu yüzden, babalarımız kılıçtan geçirildi; oğullarımız, kızlarımız, karılarımız tutsak alındı. Şimdi, bize duyduğu kızgın öfkeyi yatıştırmak için, İsrail'in Tanrısı RAB'le bir antlaşma yapmayı tasarlıyorum. Oğullarım, artık işi savsaklamayın! Çünkü RAB önünde durmanız, hizmet etmeniz, hizmetkârları olmanız ve buhur yakmanız için sizi seçti." İşe başlayan Levililer şunlardı: Kehat boyundan Amasay oğlu Mahat, Azarya oğlu Yoel; Merari boyundan Avdi oğlu Kiş, Yehallelel oğlu Azarya; Gerşon boyundan Zimma oğlu Yoah, Yoah oğlu Eden; Elisafan soyundan Şimri, Yeiel; Asaf soyundan Zekeriya, Mattanya; Heman soyundan Yehiel, Şimi;  Yedutun soyundan Şemaya ve Uzziel. Bu Levililer kardeşlerini topladılar. Kendilerini kutsadıktan sonra, RAB'bin sözü uyarınca kralın buyruğuyla RAB'bin Tapınağı'nı dinsel açıdan arındırmak için içeri girdiler. RAB'bin Tapınağı'nı arındırmak için içeri giren kâhinler tapınakta buldukları bütün kirli sayılan şeyleri tapınağın avlusuna çıkardılar. Levililer bunları dışarı çıkarıp Kidron Vadisi'ne götürdüler. Birinci ayın ilk günü kutsamaya başladılar; ayın sekizinci günü tapınağın eyvanına vardılar. Tapınağı kutsamayı sekiz gün daha sürdürerek, birinci ayın on altıncı günü işi bitirdiler. Sonra Kral Hizkiya'ya giderek, "Bütün RAB'bin Tapınağı'nı, yakmalık sunu sunağıyla takımlarını, adak ekmeklerinin  dizildiği masayla takımlarını arındırdık" dediler,

"Ayrıca krallığı döneminde ihanet eden Ahaz'ın attırdığı bütün takımları da hazırlayıp kutsadık. Hepsi RAB'bin sunağının önünde duruyor." Ertesi gün Kral Hizkiya erkenden kentin ileri gelenlerini toplayıp onlarla birlikte RAB'bin Tapınağı'na gitti. Kral ailesi, tapınak ve Yahuda halkı için günah sunusu olarak yedi boğa, yedi koç, yedi kuzu, yedi teke getirdiler. Hizkiya bunları RAB'bin sunağının üzerinde sunmaları için Harun soyundan gelen kâhinlere buyruk verdi. Önce boğalar kesildi, kâhinler boğaların kanını sunağın üzerine döktüler. Sonra sırasıyla koçları ve kuzuları keserek kanlarını sunağın üzerine döktüler. Tekeleri günah sunusu olarak kralla topluluğun önüne getirdiler. Kralla topluluk ellerini tekelerin üzerine koydu. Sonra kâhinler tekeleri kestiler. Bütün İsrail halkının günahlarını bağışlatmak için tekelerin kanını sunağın üzerinde günah sunusu olarak sundular. Çünkü kral yakmalık sunu ve günah sunusunu bütün İsrail halkı adına sunmaları için buyruk vermişti. kral Davut'un, bilicisi Gad'ın ve Peygamber Natan'ın düzenine göre Levililer'i ziller, çenkler ve lirlerle RAB'bin Tapınağı'na yerleştirdi. RAB bu düzeni peygamberleri aracılığıyla vermişti. Böylece Levililer Davut'un çalgılarıyla, kâhinler de borazanlarıyla yerlerini aldılar. Hizkiya yakmalık sununun sunağın üzerinde yakılmasını buyurdu. Sunu sunulmaya başlayınca, borazanlar ve İsrail Kralı Davut'un çalgıları eşliğinde RAB'be ezgiler okumaya koyuldular. Ezgiciler ezgi söylüyor, borazancılar borazan çalıyor, bütün topluluk tapınıyordu. Yakmalık sunu bitinceye dek bu böyle sürüp gitti. Yakmalık sunular sunulduktan sonra, kralla yanındakiler yere kapanıp tapındılar. Kral Hizkiya ile önderler, Levililer'e Davut'un ve Bilici Asaf'ın sözleriyle RAB'bi övmelerini söylediler. Onlar da sevinçle övgüler sundular, başlarını eğip tapındılar. Hizkiya, "Artık kendinizi RAB'be adamış bulunuyorsunuz" dedi, "Gelin, RAB'bin Tapınağı'na kurbanlar, şükran sunuları getirin." Bunun üzerine topluluk kurban ve şükran sunuları getirdi. İçlerindeki istekli kişiler de yakmalık sunular getirdiler. Topluluğun yakmalık sunu olarak getirdiği hayvanların sayısı yetmiş sığır, yüz koç, iki yüz kuzuydu. Bunların tümü RAB'be yakmalık sunu olarak sunulmak içindi. Kurban olarak adanan hayvanlar altı yüz sığır, üç bin davardı. Yakmalık sunu olarak kesilen hayvanların derilerini yüzecek kâhinlerin sayısı yetersizdi. Bu nedenle kardeşleri Levililer iş bitene ve öbür kâhinler kutsanana dek onlara yardım etti. Çünkü Levililer kendilerini kutsamaya kâhinlerden daha çok özen göstermişlerdi. Çok sayıda yakmalık sununun yanısıra esenlik sunularının yağı ve yakmalık sunularla birlikte sunulan dökmelik sunular da vardı. Böylece RAB'bin Tapınağı'ndaki hizmet düzeni yeniden kurulmuş oldu. Hizkiya'yla bütün halk, Tanrı'nın halk için yaptıkları karşısında sevinç içindeydi; çünkü her şey çabucak tamamlanmıştı. }

Herkes kiliselerinin uyanışını istiyor, ayağa kalkmasını ve ruhsal bir biçimde yenilenmesini istiyor. Fakat bu uyanışın evin dışında hep orada bir yerde gerçekleşmesini bekliyorlar.

Aslında hepimizin günlük olarak bu uyanışın bir parçası olmaya ihtiyacımız var. Çünkü hem dünya, hem beden, hem de şeytan bizi yeterince yıpratmak için mücadele edip duruyor. Bizlerinde Salahta yaptığımız işlerden ötürü değil, ancak yeniden doğum yıkaması ile (Titus 3:5) her gün günlük olarak yenilenmeye, Rabbin kurtarışını gönenip yıkanmaya ihtiyacımız vardır.

Bu yenilenme, bu uyanış hem kişisel hem de bir bütün olarak olması gereken bir gerçektir. İnananların Tanrı’nın yüceliğine yeniden dikkatli bir biçimde bakmaya başlaması, Tanrı’nın kutsallığını görmeleri ve yeniden kendi günahlılıklarını hissetmeleri ve Tanrı’nın lütfunu yeniden algılamaları bu uyanışı ve yenilenmeyi beraberinde getirmektedir. Bunun sonucunda Tanrı halkının itirafı, günahlarından dönmeye başlamaları ve Rab’de çoşku duymaları söz konusu olmaktadır.

Gerçek anlamda uyanış, yenilenme kesinlikle planlanamaz. Bu tamamen tanrısal bir davranıştır.

İyi kral Hizkiya döneminde gerçek yenilenme ve uyanışın olduğunu ve hangi faktörlerin bunda etkin olduğunu görebiliriz.

Ruhsal anlamda yenilenme adanmışlık, arınma ve kutlamada kendini göstermektedir.

29:1-11’de biz Hizkiya’nın Rab’be olan adanmışlığını görüyoruz, 29:12-24’de ise tapınağın kahinleriyle birlikte arınmasını görüyoruz, 29:25-36’da ise Tanrı halkının ibadetlerini kutlama şekline dönüştürmesinde görüyoruz.

1. Ruhsal yenilenme Tanrı’ya tam olarak adanmışlıkla gerçekleşiyor (29:1-11).

Yahuda Ahaz ve Hizkiya’nın babasının zulmü altında ruhsal olarak çok düşmüştü. Gerçek Tanrı’nın yanında putlara da tapmaya başlamışlardı. Sonunda tapınağın kapısını kapattırdı. Her bir Yahuda kasabasında putlar için sunaklara izin verdi.

Tanrı, bu nedenle onların başlarına düşmanlar sardı. Filistinlilere, Edomlular. Ama esas Aşur’dan korkuyordu bu nedenle kıralları Tilgat-pilneser’le iyi geçinmeye çalışıyorlardı. Ama başaramadılar. Sonunda Şam ilahlarından medet ummaya başladılar.

Hizkiya gibi böyle bir durum içinde yönetimi ele alsaydınız acaba ilk önce ne yapardınız?

Kırallığının birinci yılında, birinci ayda, RAB evinin kapılarını açtı, ve onları onardı (29:3)

Ve 29.bölümün 5.ayetine bakarsak hemen kahinleri ve levilileri çağırdığını görüyoruz. Onların önce kendilerini (tahir) temiz kılmalarını istedi ve ondan sonra da Rab’bin evini (tahir) temiz kılmalarını istedi. Ve onlara tekrarla şöyle söyledi:

Ey oğullarım, şimdi kaygısızlık etmeyin; çünkü RAB, kendisine hizmet edesiniz, ve buhur yakasınız diye, önünde durmak ve kendisine hizmet etmek için sizi seçti (29:11)

Kısacası Hizkiya öncelikle halkı ve önderleri Tanrı’ya adanmaya çağığrdı. Bu örnekten öğreneceğimiz çok şey var.

A. Bize baskı oluşturan her dönemde baskın bir biçimde Tanrı’ya adanmışlığımız gerekmektedir.

Kriz olan dönemlerde doğal olarak dikkatimizi krize veririz. Problemi ihmal edelim demek istemiyorum ama Hizkiya’nın örneğine göre böyle dönemlerde esas herşeyin Hakimi olana daha büyük bir adanmışlıkla sarılmamız gerekiyor. Böylelikle problemin yükü esas sahibi tarafından taşınmaya başlayacaktır.

B. Tanrı’ya olan adanmışlık en karanlık ruh durumuna umut getirir.

Böyle bir durumda Hizkiya rahatlıkla bunalıma girebilirdi. Ama o yeniden tam anlamıyla Tanrı’ya dönmeyi yeğledi. Roma Katolikliğinin getirdiği karanlık dönemlerde Martin Luther ve John Calvin gibi kardeşlerin Rabbin görkemine dönmeleri, karşılıksız lütfunu gönenmeye kararlı olmaları ortamı tamamen değiştirmişti. 18.yy da İngiliz reform hareketlerinde Wesley ve Whitefield’le yine Tanrı aynı aydınlığı gönderdi. Fransızlar gibi onlarda da çok kan dökülebilirdi. Ama olmadı.

Adoniram Judson Burma’da Tanrı hizmetindeydi oldukça hastalanmıştı ve o sene hizmette hiç bir ilerleme de olmamıştı. Bir arkadaşı mektubunda “Judson nasıl gidiyor?” diye sorduğunda Judson’ın cevabı “Tanrı’nın vaatleri kadar aydınlık görünüyor” olmuştu. Görüldüğü gibi Tanrı’ya adanmışlık her zaman umut doludur.

C. Tanrı’ya adanmışlık daima sözüne tam adanmışlıkla söz konusudur.

Belki adanmışlık çoğu zaman bizim anladığımız şekilde değildir. Hizkiya’nın reformları Musa’nın yasasında yazıldığını tam olarak izliyordu. Neyin temiz, neyin temiz olmadığını ayırıyordu (29:5). Ne tarz yakmalık sunuların sunulmasını neler ihmal edildiğini biliyordu (29:7). Bütün bu anlayışı Tanrı’nın sözünden ediniyordu (29:15). Ruhsal yenilenme daima Tanrı Sözünün yetkisi üzerinde yenilenmeden kaynaklanmaktadır.

Babasına rağmen yapılanlara dikkat edersek ne denli zorlu bir yenilenme olduğunu görmemiz mümkündür. Bizlerde yaşadığımız ortama, çevremize ve zorluklara rağmen gerçek Tanrısal değişim için bir çok şeye dayanmamız gerekmektedir. Yenilenme daima Tanrı’ya ve sözüne adanmışlıkla gelecektir.

2. Ruhsal yenilenme Tanrı’nın Sözüne göre arınmakla söz konusudur (29:12-24)

Ruhsal yenilenme ve uyanış daima kişiyle başlar (29:5). Burada söz edilen kahinlerin çoğu sadakatsizliğe ve putperestliğe teslim olmuşlardı. Tapınağın arınmasından önce kendilerinin arınmaya ihtiyacı vardı.

Bizlerde başkalarına Mesih İsa’nın o muhteşem kurtarış ve yaşamını sunarken etkin olmak istiyorsak önce kendimizin arınmasından başlamamız gerekmektedir.

Burada görüldüğü gibi tapınaktan putperestlik kalıntılarını temizlemek yaklaşık onaltı günlerini almıştı (29:17). Eğer biz de kendi yaşamımızdaki putperestlikleri atmak için arınmaya gideceksek Tanrı’nın amacına uygun ne denli bereketlenip bina edileceğimizi göreceğiz.

Tapınak arınır arınmaz ibadet için bir araya geldiler ve üç çeşit sunu sundular: Günahları için sunu sundular (29:21); yakılan sunu sundular (29:27) ve şükran sunusu sundular (29:31).

Tanrı’ya ibadet eden kişiler olarak bizler aynı şekilde arınmalı ve kendimizi Tanrı’ya sunmalıyız.

Burada günah sunusu yerine geçme, bedel olma, kefaret olma sunusudur. Tanrı’nın kutsal oluşu günahlarımıza ölüm bedeli yüklemektedir. Kan dökülmesi olmaksızın bağışlama yoktur (İbraniler 9:22). Aslında bütün bu hayvanların kesimi ve kanlarının serpilmesi Mesih İsa’nın haçtaki ölümü ile tamamen kapsanmıştı. Arınmaya tabi kişi ellerini kurban ve kanı üzerine uzatmakla bu sunu kişinin günahlarını üzerine almış oluyor ve kişinin arınması sağlanıyordu. Bu olay Mesih İsa’nın haçtaki ölümüne yürekten inanan kişi için gerçekleşmektedir. Bizim yerimize ölen, günahlarımızı yüklenen Mesih İsa bu anlamda bizim günah sunumuzdur.

Yakmalık sunu ise bir kutsanmayı göstermektedir. Bu sunu tamamen Tanrı’ya sunuluyordu. Bu sununun etinden yenmiyordu. Tam bağışlamayı alan kişinin tamamen Tanrı’ya ve kutsallığına tabi olması anlamına geliyordu. Pavlus’un dediği gibi kişinin kendisini Tanrı’ya “diri kurban” gibi sunması (Romalılar 12:1) gerçeği burada görülmektedir.

Şukran sunusu ise adanmayı göstermektedir. Bu gönüllü bir sunuydu ve Tanrı’ya şükranı ve sevgiyi ifade etmekteydi. Tanrı’nın birçok bereketlerine şükran olarak sunuluyordu. Onun vasıtası ile Allaha daima hamt kurbanını, yani, onun ismini ikrar eden dudakların meyvasını takdim edin. Fakat iyilik etmeyi ve yardımlaşmayı unutmayın; çünkü Allah bu gibi kurbanlardan hoşlanır (İbraniler 13:14-15)

Yakmalık sunu ve şükran sunusu bizi üçüncü bir alana yenilenme, kutlama ve ibadete sevk etmiş olacaktır. Mesih’in kanında tam olarak arınma gerçekleşmeden, günahların itirafı gerçekleşmeden ve yüreğimizdeki, yaşamlarımızdaki putperestlik gerçekleşmeden, Tanrı tapınağındaki arınma hallolmadan kişisel ya da topluluk olarak ruhsal yenilenmeyi gerçekleştirmemiz mümkün olamaz.

Ruhsal yenilenme adanmışlıkla başlar, arınmayla devam eder ve sonunda kutlamayla tamamlanır.

3. Ruhsal yenilenme Tanrı halkının coşku ile kutlamasında kendisini ifade eder (29:25-36)

Kutlama aslında günahlarınızın bağışlandığını bildiğiniz anda başlar. Yakılan takdime arzına başlanınca, borularla, ve İsrail kıralı Davud’un musiki aletleri ile Davud’un musiki aletleriyle beraber RABBin ilahisi de başladı (29:27) (29:25-28).

Sevinç vardı ama bu sevincin oldukça ağırbaşlı bir sevinç olduğunu görüyoruz (29:30). Bütün cemaat secde kıldılar, ve ilahiciler ilahi okudular….

Sonunda Hizkiyanın adanmış kişilerin yaklaşmalarını söylediğini görüyoruz (29:31). Mesih İsa’nın kanında topluluğun bir arada Tanrı’ya yaklaşmaya çağrıldığını görüyoruz ( İbraniler 10:19-25).

 Bazen insanlar kiliseye geldiklerinde “Bugün bir şey almadım” diye söylenebiliyorlar. Ama aslında “ Acaba Tanrı’ya bir şey getirdiler mi?” Mesih İsa’nın kanını sunarak tam bir arınma ve adanmışlıkla Tanrı’ya gelip secde ettiler mi?

Sonuç:

Ve kavm için Alahın hazırladığı şeylerden ötürü Hizkiya ile bütün kavm sevindiler; çünkü iş ansızın olmuştu (36.ayet)

Tanrı hazırladı ve her şey birden bire oldu. Tanrı’dan korkan yüz insanı bana getirin dünyayı sarsayım şeklindeki John Wesley’in sözünü yeniden hatırlatmak fayda var.

Agape Kilisesi

   

© Copyright www.agapekilisesi.com