Vaaz için Okuma Bölümü Elçilerin
İşleri 23:11
{ O gece Rab Pavlus'a görünüp, "Cesur ol"
dedi, "Yeruşalim'de benimle ilgili
nasıl tanıklık ettinse, Roma'da da öyle tanıklık etmen gerekir." }
Matematik dersinden sıkılan sınıfa öğretmen, boş bir kağıt almalarını ve arkadaşlarının
isimlerini yazmalarını istediğini söyledi.
Ve herkesin, her ismin yanına o kişiye ilişkin güzel bir söz
yazmalarını istedi. Sonra kağıtları topladı.
Hafta sonunda öğretmen, bu kağıtlarda
yazılı her bir öğrencinin ismi altındaki
güzel sözleri öğrencileri için alt alta
getirip sıraladı.
Pazartesi günü öğrencilere bu listeleri verdi. Bütün sınıfın gülümsediğini
görüyordu. Bir öğrencininin “Beni herkesin
bu kadar sevdiğini bilmiyordum” dediğini
duydu.
Seneler sonra aynı öğretmen öğrencilerinden birinin cenazesine katılmak zorunda
kalmıştı. Ölen öğrencinin anne ve babası
öğretmene bir not göstermek istediklerini
söylediler. Oğullarının cüzdanında öğretmenin
seneler önce sınıfta verdiği o güzel sözlerle
dolu listeyi bulmuşlardı. Öğretmene çok
ama çok teşekkür ettiler. “Bu liste onun
en büyük hazinesi oldu” diyordu annesi.
Aynı sınıfta okumuş bazı öğrencilerde olayı duyar duymaz hala listelerini
sakladıklarını söylemeye başladılar. Kimisi
bu listeyi resim albümüne, kimisi dolabına,
kimisi cüzdanına saklamıştı.
Bu öyküye baktığımızda her birimizin aslında ne kadar çok teşvike ihtiyacı
olduğunu görüyoruz. Aslında “İyi sözler
aslında paha eden bir biçimde söylenmezler
belki ama çok çok büyük değer taşırlar”.
Mesih İsa’da aslında bunu yapmaktadır. Elçi Pavlus’un hücresinde durmuş ve
şöyle demektedir: Cesur ol, Yeruşalim’de benimle ilgili nasıl tanıklık ettinse; Roma’da
da öyle tanıklık etmen gerekir.
Rabbimizin kendisi Kendisine ait olanları
teşvik etmektedir. Rab Mesih İsa, elçi
Pavlus’u üç şekilde teşvik etmektedir.
Mesih İsa’ya ait olan bizlerde bu üç yolla
teşvik edilebilir ve teşvik edebiliriz:
Rab, kendisine ait olanları güç durumlarda,
geçmişteki Tanrısal hizmetlerini överek
ve gelecekteki hizmetleri için olan vaatlerini
onlara hatırlatarak Kendi varlığında onları teşvik eder.
1. Rab, kendisine ait olanları zor
durumlarında Kendi varlığı ile teşvik
eder.
Bu ayetteki sözleri söylemek için bildiğimiz kadarıyla kişisel olarak Mesih
İsa’nın Pavlus’a dördüncü kez görünüşüydü.
Bundan sonra (27:23) Pavlus’a bir melek
görüldü. İlk kez Şam yolunda tövbe etmesini
sağlamak için görülmüştü (9:4-6;22:14).
Büyük bir olasılıkla bu büyük olaydan
sonra bir müddet Rabbin eğitiminde büyümesi
için Rabbi kişisel olarak gördüğü durumlar
söz konusu olmuştur (Galatyalılar 1:11-17).
Bizim bildiğimiz ikinci kez Yeruşalim’deki
tapınakta Rab’be dönmesinden üç yıl sonra
Rab’bi görmesidir. Bu olayda Rab Pavlus’tan
Yahudi olmayan milletlere müjdeyi duyurması
için gitmesini istemişti (22:17-18). Üçüncü
kez Pavlus Korintte korku içindeyken Rab
kendisine görünmüştü. Rab, bu kez Pavlus’a
gece bir görümde görünmüş ve korkmaması
gerektiğini, varlığı ve korumasıyla yanında
olacağını ve kentin içinde Kendisine ait
bir çok kişinin bulunduğunu söylemişti
(18:9-10). Ve dördüncü kez de burada ele
aldığımız bu durumda Rabbimiz Mesih İsa’nın
Pavlus’a görünerek onu teşvik ettiğini
görüyoruz. Pavlus, burada yine zor bir
durum içindeydi.
A. Rab bizim bütün zor durumlarımızı bilmektedir.
Rabbin meleklerden bir takım kurup Pavlus’un nerede olduğunu tespit etmesi
gibi bir durumu yoktur. Kaldığı hapishanenin duvarları ya da gardiyanları Rab için bir engel oluşturmamaktadır.
Rab, kendi hizmetlisinin nerede olduğunu,
hangi durum içinde olduğunu bilmektedir.
Daha Pavlus bile ne gibi bir durumun içinde
olduğunu tam olarak algılayamamışken Rab
Yahudilerin Pavlus ölene dek onunla uğraşacaklarını
bilmektedir.
Rab, gerçekten bizim bütün güçlüklerimizi bilmektedir. Düşman olan herşey,
Rabbe ve O’na ait olan bizlere karşı olan
herşey ancak Rabbin müsaade ettiği sınırlara
kadar gidebilir. Onun ötesine gidimiz.
Yeşaya 54:17 Ama sana karşı yapılan hiçbir silah işe yaramayacak,
mahkemede seni
suçlayan her dili suçlu çıkaracaksın. RAB’be
kulluk edenerin mirası şudur: Onların
gönenci bendendi”diyor RAB.
Şu anda ruhsal ya da fiziksel ya da ekonomik ya da incinmelerden kaynaklı
belli bir biçimde kendinizi bağlı, hapiste
sanabilirsiniz. İçinde bulunduğunuz durum
hiç bir kimsenin tam olarak anlayamayacağını
düşünecek kadar çok büyük bir zorluk içinde
olduğunuzu düşünebilirsiniz. Her ne durumda
olursanız olun Mesih İsa, Tanrı Sözü,
Tanrı’nın kurtarıcı Mesih’i bunun için
vardır. O sizin bütün acılarınızı, yaralarınızı,
içsel saldırılarınızı, düşmanlarınızı,
sizi inciten, acıtan, yaralayan, mahveden
her şeyi bilmektedir. Ve bütün bunlar
O’nun kale aldığı şeylerdir. O bütün bu
acılarla, yüklerle, hastalıklar ve kötülüklerle,
kötünün güçleriyle tek tek ilgilenmekte
ve size Tanrının her şeyin üzerindeki
etkin zaferini göstermek istemektedir.
B. Rab bütün zor durumlarımızda bizimle beraberdir.
Rab, Pavlus’un tarafındaydı. Bizler Mesih İsa gelene ya da biz ölümümüzden
sonra O’nun önünde durana dek O’nu görmeyeceğiz.
Görsel olarak O’nu görmek aslında oldukça
nadir bir olaydır (1.Petrus 1:8) bunları her zaman olabilecek olarak düşünemeyiz.
Fakat gerçek olan ruhsal olarak Rabbimizin her zaman bizimle olduğu gerçeğidir.
Mesih İsa yüce görevi bize verdikten sonra
İşte ben, dünyanın sonuna dek her
an sizinle birlikteyim
(Mattu 28:20b) demiştir. Ya da İbraniler
13:5-6’da para sevgisinden özgür bir yaşam
sürmemizin gerekliliğini öğütlerken hem
ardından seni asla terk etmeyeceğim, seni
asla yüzüstü bırakmayacağım
diyerek bize yani Kendisine ait olanlara
söz vermektedir. Bu nedenle biz Mesih
İsa’ya iman etmiş inanlılar olarak rahatlıkla
Rab benim yardımcımdır, korkmam; insan bana
ne yapabilir?(İbraniler 13:5-6)
diyebiliriz.
Daniel kitabında yazılan Şadrak, Meşak, Abed-Nego gibi kızgın fırına fiziksel
olarak atılmış olmasak da, ruhsal anlamda
atıldığımız kızgın fırınlarda da Şadrak,
Meşak ve Abed-Nego ile o fiziksel anlamdaki
kızgın fırında olan Rabbimiz yine bizimle
olacaktır
(Daniel 3:19-27).
Yüce Rabbimiz bazı zamanlarda kendisini sözü aracılığı ile bize göstermektedir.
Bazı zaman bir diğer imanlı kardeşimizin
teşvik sözleri aracılığı ile bize kendisini
gösterip bizi teşvik eder. Özellikle zorlu
anlarda Mesih İsa’yı kurtarıcıları ve
Rableri olarak kabul eden imanlı kardeşlerimiz
bu tarz teşviklerin en az birine ya da
bir kaçına tanık olmuşlardır.
Çok teşviksiz kaldığım zamanlarda, özellikle bir çok insanın Mesih İsa’nın
müjdesine saldırdığı ya da Mesih İsa’da
yaşayanları aşağıladığı zamanlarda ya
da ruhsal anlamda kendimi sorunlar içinde
yalnız hissettiğim zamanlarda Elçilerin
İşleri 18:9-10 bana çok konuşmuştur. Korkma! Konuş, susma! Ben seninle
birlikteyim; hiç kimse sana dokunmayacak,
kötülük yapmayacak.Çünkü bu kentte benim
halkım çoktur. Bu sözleri okuduğunuzda
bile Tanrı’nın sizinle birlikte olduğunu hissedeceksiniz. Çünkü eğer inandığınız
Mesih İsa ise ve Mesih İsa Rabbinizse
ve eğer bu sözlerin O’na ait olduğuna
gerçekten iman ediyorsanız o zaman korksanız
bile esasında korkunuzun sahibi sizi teselli
edecek olan Rabbinizdir.
Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum diyor RAB. Kötü tasarılar
değil, size umutlu bir gelecek sağlayan
esenlik tasarıları bunlar (Yeremya 29:11) Tanrı’nın, kendisini sevenlerle,
amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte
her durumda iyilik için etkin olduğunu
biliriz (Romalılar 8:28)
Eğer Tanrı’nın çocuklarıysanız bu sözler, bu vaatler sizin içindir. Kendi
sözü, Kendi çocuklarının teşvikleri ile
size varlığını gösterecektir. Çünkü bu
konuda kesin vaatleri vardır. Bu vaatlerin
üzerine uzan sizi asla terketmeyecek,
sizi asla bırakmayacaktır.
C. Rab, zor zamanlarda bizim ne hissettiğimizi bilmektedir.
Kendi evladının gerçekten teşviksiz olduğunu bilmeksizin
Rabbimizin Cesur Ol! Tarzında bir söz söylemesi düşünülemez. Pavlus gerçekten Yeruşalim’de
olanlardan ötürü oldukça teşviksiz kalmıştı.
İşin ilginç tarafı Pavlus’un hizmetinden
memnun kalmayan Yeruşalim kilisesiydi.
Yalan yere suçlanmış, üstüne üstlük dayak
yemişti. Fiziksel olarak bu kadar yıpranmasından
sonra doğal olarak depresyon içindeydi.
Yapyalnız hiçte hoş olmayan bir hücre
içindeydi. Geleceği hakkında büyük bir
belirsizlik vardı ve ürküyordu. Arzu ettiği
gibi kelamı Roma’da vaaz edebilecek miydi?
Üstüne üstlük bu kadar fiziksel ve ruhsal
baskı içinde bizim yapamadığımızı yapıyor
yani Rabbin Müjdesini düşünüyordu. Esas
amacı Rabbin Kurtarış vaazını insanlara ilan etmekti. Bir insan olarak belki de
bütün bu olaylarda Rabbin nerede olduğunu
sorguluyordu.
Dikkat edersiniz Rabbin kendisini teşviksiz hissettiği için Pavlus’u kınamadığını
görüyoruz. Mesih İsa beden alıp dünyaya
gelmiş olan Tanrı Sözü olarak bizim hissedişimizi
çok yakından algıladığını biliyoruz. Mesih
İsa Tanrı-İnsan olarak aramızda yaşadı.
Yüzde yüz Tanrısallığı yanında yüzde yüz
insanlığıyla da bizim hissettiklerimizi
tam olarak hissetti. İbranilerde Çünkü
kendisi denenip acı çektiği için denenenlere
yardım edebilir (İbraniler 2:18) demektedir.
Hisler doğru ya da yanlış diye nitelendirilemez onlar sadece hissedilirler.
Bu nedenle Tanrı önünde çektiklerimizi
biz biliriz. Bunları inkar edecek değiliz.
Hatta bu konularda doğru olmak zorundayız.
Bu durum hissedişin olumlu ifadesidir.
Ama bir de olumsuz tarafı vardır. Örneğin;
öfke hissedişimizin kötü yanıdır. Aynı
zamanda Tanrısal bakış açısından günahtır
da.
Bazen kendimize acımadan ötürü depresyona gireriz, o zaman bu günah olmaya
başlar. Çünkü nedeni daha derinden kaynaklı
bir rahatsızlıktan dolayı değilde, kendi
işlediğimiz günahlar, hatalar, onlara
üzülme, derken sürekli kendimize acımadan
kaynaklı bir depresyon ortaya çıkmaktadır.
İşte bu tarz depresyon yanlıştır, günahtır.
Tanrı’nın insanına Mesih İsa’da sağladığı
bağışlamanın çok ötesinde, değerin çok
ötesinde bir durumdur. Fırtına ortasında,
deniz dalgaları arasında boğuşan bir gemide
öleceğiz diye korkudan tir tir titremek,
anksiyeteye kapılmak, deprem olacak, öleceğiz
diyerek uykusuz geceler geçirmek, daha
kötü bir hadise olmamışken olacakmış gibi
saatleri saymak, günleri saymak günahtır.
Çünkü Rabbimiz bu tarz ölüm korkusundan
ötürü tir tir titreme durumlarında öğrencilerini
imanlarının tam olmamasından ötürü azarlamıştır
(Markos 8:35-41). Bizi ne kadar incitirse
incitsinler, alçaltırsa alçaltsınlar acılık yine aynı şekilde günahtır. Tanrısal
yasaya, bağışlamaya, sevgiye aykırıdır.
Artı, bu tarz olumsuz hissedişler herkesten
önce bize, hayatımıza, kendi yaşama sevincimize,
dünyaya bakışımıza zarar verirler.
D. Rabbimiz zor durumlarda bizi teşvik etme konusunda oldukça değerli bir
emir vermektedir.
Cesur Ol! Bu
söz İncil’de yedi kez geçmektedir ve altısı
Mesih İsa’nın ağzından dökülmektedir.
Felçli hasta yatağında yatarken Mesih
İsa Cesur ol, oğlum günahların bağışlandı
(Matta 9:2) demektedir. Kanamalı bir hasta
kadın Mesih İsa’ya dokunduğunda Mesih
İsa yine Cesur ol, kızım! İmanın seni kurtardı
demektedir (Matta 9:22) Öğrenciler su
üstünde yürüyen Mesih’i gördüklerinde
hayalet sanıp korkmuşlardı. Mesih İsa
bu durumda da öğrencilerine Cesur
olun, benim, korkmayın
demektedir (Matta 14:27 ve Markos
6:50) Ele verildiği gece yine Mesih İsa
öğrencilerine aynı sözü tekrarlamaktadır:
Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye
söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama
cesur olun, ben dünyayı yendim! (Yuhanna 16:33) Gözleri görmeyen Bartimay’a
yunanca orijinal çeviriye göre Cesur ol! Kalk, seni çağırıyor diye
söylediklerini görüyoruz. Gerçekten Rabbimiz
Mesih İsa bütün umutsuzlara umut ve teşviksizlere
teşvik olarak karşımızda durmaktadır.
Bu bir emirdir. Oldukça nazik ve lütuf dolu bir emirdir. Bu emri dinlemek
ya da dinlememek tabiki bizim için seçenek
olarak durmaktadır.
2. Rab, kendisine ait olanları geçmişte yaptıklarını överek teşvik eder.
Buradaki sözlere bakıldığında Rabbin Pavlus’un Yeruşalim’deki hizmetini çok
yakından bildiğini ve takdir ettiğini
görüyoruz. Özellikle Sanhedrin önündeki
konuşmasını Pavlus’a hatırlatarak aynı
şeyi Roma’da da yapmasını istediğine tanık
oluyoruz. İnsanları Rab Mesih İsa’ya getirmek
bizim görevimiz değildir. Bu yüce Tanrı’nın
kendi takdiridir. Bizim görevimiz yalnızca
Tanrı’nın emri doğrultusunda yüce görevi
yerine getirmek yani basit ve açık bir
biçimde Tanrı Müjdesini, Mesih İsa’nın
bizleri Tanrı öfkesinden kurtardığını
ilan etmek ve sonsuz yaşamın ancak Mesih
İsa’yı kabulle mümkün olduğunu duyurmaktır.
Sanhedrin’de Pavlus tanıklığını verdiği halde aslında bildiğimiz bir tövbe
olayı olmamıştır. Buna rağmen Rab bu olayı
değerlendirmektedir. Bizim rolümüz yalnızca
paylaşmak ve sonucu Rabbe bırakmaktır.
Bir çok zaman Rabbin önündeki hizmetlerimizi hep sonuca göre değerlendirmekteyiz.
İbadetlere kaç kişinin geldiğini merak
ederiz. Kaç kişi Mesih İsa’yı yüreğine
aldı acaba diye sorarız. Kısacası hep
olumlu sonuçlara göre iman hayatımızı,
hizmet hayatımızı değerlendirir ve sorgularız.
Bu arada Yeremya gibi peygamberlerinde
Rabbin sevgili peygamberleri olduğunu
unuturuz. Oysa yıllar boyunca Yeremya
oldukça olumsuz sonuçlar görmüştür. Çok
az olumlu sonuçlarla karşılaşmıştır.
Aslında Tanrı önündeki hizmetimiz için değerlendirme yapabileceğimiz tek kriter
bizim Tanrı’ya ne kadar sadık olduğumuz
kriteridir. Tanrı’nın Mesihine, O’nun
öğretişlerine, yoluna, kısacası Tanrı
Müjdesine, sözüne ne kadar sadığız. Eğer
bunlara sadık olduğunuz halde eleştiriliyorsanız,
teşvikiniz kırılmaya çalışılıyorsa her
şeyi bir kenara bırakarak hizmetinizin gerçekten Tanrıyı hoşnut ettiğine güvenebilirsiniz.
Daha önce dediğimiz gibi Kutsal Kitap Tanrı yolunda hizmet eden Tanrıya ait
kişiler için çok vaatlerde bulunmaktadır.
Bunlardan yalnız iki tanesine bakacak
olursak İbraniler 6:10’da Tanrı adaletsiz değildir; emeğinizi ve kutsallara
hizmet etmiş olarak ve etmeye devam ederek
O’nun adına gösterdiğiniz sevgiyi unutmaz
demektedir. Aynı zamanda 1.Korintliler
15:58’de Rab yolunda verdiğiniz emeğin boşa gitmeyeceğini
bilerek dayanın, sarsılmayın, Rab’bin
işinde her zaman gayretli olun
demektedir. Bunları söylerken de esas
bahsedilen konu dirilmiş beden ve Rab’bin
dönüşü konusudur. Rab yolunda yaptıklarınızı
hiç kimse takdir etmese bile görüldüğü
gibi Rabbin kendisi takdir etmektedir.
Bu da herşeyden çok önemlidir.
3. Rab, Kendisine ait olanları gelecekteki
hizmetleri için olan vaatlerini onlara
hatırlatarak onları teşvik eder.
Roma’da da öyle tanıklık etmen gerekir. Burada Rab onu öldürmeye çalışanlardan ya da Akdenizde gemisinin batacağından,
hatta Roma’ya bir tutuklu olarak gideceğinden
bahsetmemektedir. Fakat Pavlus’a Roma’da
iyi bir tanık olacağından bahsetmektedir.
Rab, Pavlus’un Yeruşalim’e dönmesiyle
yanlış yaptığını falan söylememekte ama
hizmetinden hoşnut olduğunu dile getirmektedir.
Burada “etmen gerekir” sözüne dikkat etmek
gerekmektedir. Bu söz Luka’nın yazılarında
22 kez geçmektedir. Elçilerin İşleri 27:24’de
Korkma Pavlus, Sezar’ın önüne çıkmak gerekiyor demektedir. Eğer
Tanrı olması gerektiğini söylüyorsa o
o şekilde olmaktadır. Sanki bir anlamda
Tanrı’nın kendisine ait işi kişide tamamlana
dek o kişi ölümsüzdür
Unutmayın İsrail Babil’de kendisini terk edilmiş hissediyordu. Oysa Tanrı
Yeremya 29:11’de dediği gibi onlar için
başka bir gelecek hazırlıyordu. Onlar
için gerçekten bereketli bir gelecek hazırlıyordu.
Cesur ol, Yeruşalim’de benimle ilgili
nasıl tanıklık ettinse, Roma’da da öyle
tanıklık etmen gerekir. Yorgun olabilirsiniz, yaralı olabilirsiniz,
hasta olabilirsiniz, eğer hala nefes alıyorsanız
bu Tanrı’nın hala sizinle işini bitirmediğinin
işaretidir. Cesur olun! Sadece Mesih İsa’da,
O’nun kurtarışında, Kutsal Ruh’da Cesur
olun! Sonsuzluğa yolculuğunuzda Mesih’le
birlikte her tür dünyasal ya da ruhsal
yüklerinizde yalnızca Cesur olun ve yükünüzü
Rab’be bırakın.
Sonuç
Cesur ol! sözü için “Bu
söze nasıl itaat edeceğiz?” diye sorabilirsiniz.
“Teşviksiz ve korku dolu hisler içinde
nasıl cesur olabiliriz?” Bu konuda yapabileceğimiz
tek şey Mesih İsa konusunda oldukça net
bir görüşe sahip olmamızdır. İmanımızın
sahibi ve mükemmelleştiricisinin Mesih
olduğunu bilmemizdir(İbraniler 12:2-3).
O bütün korkularımızın, paniklerimizin,
bize olan atakların, kötü olanın saldırıların
karşısında tek ama tek yetkin olamız,
koruyucumuz, muzaffer olanımızdır. Çünkü
herşeyin sahibi O’dur. Yetkinin sahibi
O’dur, evrenin sahibi O’dur. Baba, Oğul
ve Kutsal Ruh’ta tek olan Tanrı’dan ve
O’nun (Logos’u) Sözü olan Mesih İsa’dan
ve O’nun Ruh’undan başka sığınacak bir
sığınak yoktur.
O’nun emri geçmişte O’nunla yürüdüğümüz yolların sevincinde, ilerde yürüyeceğimiz
yollar üzerindeki vaatlere doğru cesur
adımlarla O’nunla birlikte yürümeye devam
etmemizdir.
Eğer Mesih İsa sizleri teşvik ediyorsa sizde bu teşvikle Mesih’te kardeşlerinizi
ve aynı inançta olmasa da insan kardeşlerinizi
destekleyin. Unutmayın iyi sözler söylenirken
çok bir harcama gerektirmese de söylendiklerinde
paha biçilmez değerdedir. Başkalarını
teşvik etmek istiyorsanız o zaman sizlerde
Rabbimiz Mesih İsa gibi davranmaya büyük
bir özen gösterin.