BAŞKANLIKLAR
YETKİLER GÜÇLER
(Daniel 7:23-28)
Efesoslular 1;20-23
Efesoslular 6:10-12
Koloseliler 1:16; 2:8
Evrende İşlerliğini Sürdüren
Başkanlıklar
Efesoslular mektubunda belirgin
bir karşısav (karşıtlık, tezat) tüm açıklığıyla
okuyucunun dikkatini çekmektedir. Bu karşıtlık
Rab İsa Mesih’in fiziksel kilisesiyle
göze görünmeyen saldırıcı karanlık güçler
arasındadır. Taa başlangıçtan bu yana
kiliseye karşı süregelen saldırılar zincirinin
kökü kökeni bu güçlerdedir.
Bu güçlerin başlangıcını, doğuşunu, evrensel
çapta etkinliğini öğrenmeye zorunluyuz.
Bunların işlerliği taa Babil, Pers, Hellen
inançlarının böylesi güçlerle içli dışlı
oluşluluğuna dayanır. Konu üzerinde yazılmış
araştırmacı intellektüal bir sürü kitap
bulunur. İngilizce ya da Almanca bilenler
yararına bu iki dilden iki tanesine değinmemiz
uygundur.
İngilizce: Whitely, Expository Problems;
Ephesians 6:12. Evil Powers: Expository
Times (1957), 100-3;
Lee Interpreting the Demonic Powers in
Pauline Thought Novum Testamentum, 12
(1970) 54-69.
Almanca: Shier, Mächte und Gewalten, passim.
Mussner, Christus das All und die Kirche
Bu kitaplarda konu edilen başkanlıklara
Kozmik Güçler, Demonik Güçler, Kötü Güçler
ve bu sıradan başka çarpıcı adlar kullanılıyor.
Daniel Peygamberin Gizemlerle
Dolu Yazısı
İnanlılar Daniel’in yazısını belki defalarca
okumuş, geniş çapta gizemlerle dolu anlamını
kavrayamamıştır. Bu yazı Eski Antlaşma
sayfalarında Kozmik Güçler’le geniş çapta
uğraşan, onlara ışık saçan bir parçadır.
Yeni Antlaşma’da Efesoslular mektubunu
Daniel peygamberin Kutsal Ruh esinlemesiyle
saçmakta olduğu ışığın altında okumak
baştanbaşa aydınlatıcıdır.
Daniel, Babil’e sürgün götürülen Yahudi
soylularından bir gençtir. Babil İmparatorluğunun
batışına ilişkin peygamberlikte bulundu,
ardından da Pers İmparatorluğunun yükselişine..
Babil’e sürgünlük yılları İ.Ö. 597-538
dolaylarındadır. Daniel’in sunduğu belge
bu yıllar arasındadır, egemen Tanrı’nın
dünya ve insan tarihinde bilgisini, etkisini,
sonuçlamalarını kanıtlayan yazı peygamberlik
kavramında önemli yer tutar. Bu çarpıcı
eskatologya yazısı uluslar tarihini Babil
kralı Nebukadnessar’ın gününden ileriye,
İsa Mesih’in insan bedeninde açıklanışına
dek, tarihin heyecanlandırıcı bir dönemini
içerir. Belgenin aydınlatıcı öğeleri dışında
İsa Mesih’in eskatolojik öğretilerini
(bkz. Matta 24; Markos 13; Luka 21) anlayabilmek
güçleşebilir. Aynı zamanda II.Selanikliler
bölüm 2 ve tüm Vahiy yazısı da aydınlatıcı
ön bilgiden yoksun kalır.
Daniel’in belgesi iki dilde yazılmıştır:
İbranice, (1-2:4a’ya kadar ve 8:1-12:13’e
kadar), Aramice: (2:4b’den 7:28’e kadar).
Elimizde iki dilden gelen bir Kutsal Kitap
yazısı var. Bu belge iki ayrı Hellence
metne çevrilmiştir: Yetmişler (LXX) çevirisi.
İ.Ö. 3. yüzyılda, Theodotion çevirisi
(İ.S. 2. yüzyılda). İkinci çeviri Daniel
yazısının en uygun sunuşudur. Bu yazıya
yaklaşan yorumcular genellikle Theodotion
çevirisine dayanır. Onun güvenilirliğine
birçok kanıt gösterilir.
İbranice’de yazılan iki ayrı parçanın
ilki tarihseldir. Bunu izleyen Aramice
metin yine tarihseldir. Bunlarda Daniel
çokça kendi deneyim ve görgülerini anlatır.
Altıncı bölümün sonunda Daniel, Pers kralları
döneminde hatırı sayılır bir bilgin olarak
tanıtılıyor. 7-12. bölümleri tarihsel
kesimden peygamberlik kesimine geçiştir.
Bu kesimde Daniel bir sıra peygamberlik
görmelerine tanık olduğunu anlatıyor.
Aramice’de yazılı yedinci bölümde peygamberlik
bildirilerinin devresi başlıyor.
DANİEL’İN GÖRMESİ VE EFESOSLULARA
MEKTUP
Daniel’de ele alınan konu yedinci
bölüm, özellikle de 27. ayet üzerindedir.
Bu parçada peygamber göğün dört rüzgârının
saldırdığı Büyük Deniz’den (Akdeniz’in
o dönemdeki adı) apayrı dört yaratık çıktığını
görüyor: Aslana benzeyen bir yaratık,
ayıya benzeyen başka bir yaratık, ardından
parsa benzeyen bir yaratık. En sonunda
on boynuzlu ürkütücü bambaşka bir yaratık
beliriyor. Bunun neyle çağrışımda olduğu
bildirilmiyor. (7:7,8, 19-21). Bu bölümde,
öncelerden bu yana Var Olan (7:9,10,13),
İnsanoğlu’na benzeyen Yüceler Yücesi’yle
birliktedir (7:13) ve Yüceler Yücesi sınırsız
onurla belirmekte, her yetkiyi kendinde
taşımaktadır (7:13,14,18,27). Dört yaratık
yeryüzünde beliren dört kralı betimliyor.
Bunlardan sonra krallığı Yüceler Yücesi’nin
kutsalları alacak deniyor. Bu ayetin en
uygun çevirisi doğruluğu belgelenen Theodotion’dandır.
Türkçe çevirilerle bir karşılaştırma yapmak
aradaki köklü ayrımı gösterebilir.
Önceki Türkçe çeviri: “Ve krallık ve
saltanat ve bütün göklerin altındaki kralların
büyüklüğü Yüce Olan’ın mukadeslerinin
kavmına verilecek; onun krallığı ebedi
krallıktır ve bütün saltanatlar O’na kulluk
edecekler ve baş eğeceklerdir (7:27).
Sonraki Türkçe çeviri: “Göklerin altındaki
krallıklara özgü krallık, egemenlik ve
büyüklük kutsallara, Yüceler Yücesi’nin
halkına verilecek. Bu halkın krallığı
sonsuza dek sürecek, bütün uluslar ona
kulluk edip sözünü dinleyecek (7:27).
Theodotion çevirisi: “Gökler göklerinin
altındaki kralların krallığı, egemenliği,
görkemi Yüce Olan’ın kutsallarına verildi.
O’nun krallığı sonsuz krallıktır. Bütün
başkanlıklar O’na hizmet edecek, O’na
uyruk olacak” (7:27). Bu kesimde Elyonin
(Yüce Olan) adı, Baba Tanrı’yla ilgili
değildir: O, Öncelerden bu yana var Olan’dır
(7:9,13b, 22a). Yüce Olan kullanımının
İnsanoğlu diye tanıtılana ilişkin olduğu
yorumuna değinilmeli (bkz. 7:13; 8:16;
10:16). Bunu Theodotion çevirisi aydınlatıyor.
Gerçi krallıklar Yüce Olan’ın kutsallarına
veriliyor. Ama krallık Onun’dur; İnsanoğlu’na
(7:13) benzeyenin.. Baş O’dur, O’nun halkı
değil! Türkçe’de önceki çeviri küçük birkaç
düzeltmeyle uygun çeviri olarak kabul
edilebilir.
Bu yerde sözü edilen dört canavara karşı,
insansal hükümranlıkların üzerinde İnsanoğlu’na
benzeyenin hükümranlığıyla karşılaşıyor
okuyucu. Rab İsa Mesih’in kendisini İnsanoğlu
olarak imlemesi, Vahiy’de O’na İnsanoğlu
diye değinilmesi (1:13; 14:14) böylelikle
daha yakın bir çağrışıma gidiyor. O’nun
kutsallarına sadece O’nun sayesinde hükümranlık
veriliyor. O olmadan hiç kimseye hiçbir
özellik tanınamaz, ne de verilebilir.
Daniel 7;27’yi Efesoslular 1:22’ye bağlamak
yerindedir: “Her şeyi O’nun ayakları altına
bağımlı kıldı ve O’nu her şeyin başı olarak
kilise topluluğuna verdi. Her ilişkide
tüm evreni dolduranın doluluğu olan bu
topluluk O’nun bedenidir.” Daniel’de sözü
edilen ‘kutsallar’ O’nun kilisesidir.
İnsanoğlu’nun kesin yengisinden en önde
O’nun kilisesi yararlanmaktadır. Kilise
O’nun kurtarmalık kanıyla kurtuldu ve
kuruldu; O’nun yengisiyle kurulu düzenin
yönetimini O’nunla paylaşmaktadır. O’nun
kesin yengisi salt yeryüzü hükümranlıklarına
karşı değil, “herşeyi O’nun ayakları altına
bağımlı kılan” Baba Tanrı’nın kararıyla
başkanlıklara, yetkilere, güçlere karşı
kazanılan yengidir. Şimdi O yücelerdedir,
haçlanışında ve dirilişinde sonuçlanan
zaferin yetkisini sürdürmektedir. Ama
O’nun kilisesi yeryüzündedir, şu ana dek
karanlık güçlerin saldırısıyla karşı karşıyadır.
Kilisenin kesin ve sonuçlu yengisi ileridedir,
yakındır.
EGEMENLİĞİNİ ACIMAZLIKLA SÜRDÜREN
GÜÇLER
Daniel çağın sonunda bütün kötülük
güçlerinin Mesih’in evrensel egemenliğine
boyun eğeceğini vurgular. Bunlar şimdiki
dönemde etkisini her an her alanda göstermekte,
karmaşık nitelik taşımaktalar. Dördüncü
canavar (7:7; 11:23-26) yeryüzünün krallarına
önderlik eden güçtür. Pers krallığının,
Grekler ülkesinin, vb. (10;13-20). Bunlara
karşı savaşan Yahudi halkının önderi Mikael’dir
(10:13:21). Gözle görülmeyen güçlerin
etkilediği tümel, ulusal-siyasal ve dinsel
mekanizmalar işlerliktedir. Evrene egemen
kesilen başkanlıkların, yetkilerin, güçlerin
topu toplamı her yanda kendini belirgin
eden sistemli yersel yetkiler.. Bu etkinin
bütünlenişinde dördüncü canavar öldürülüyor,
bedeni yok edilerek ateşte yakılıyor (7:7,11,23).
Böy-lece Kozmos’ta onun etkisi kırılıyor.
Bu kez Yüce Olan’la kutsalları önceler-den
bu yana Var olandan sonsuzlar sonsuzunun
krallığını alıyor, yargı yetki-si onlara
veriliyor (bkz. Matta 19:28; I.Korintoslular
6:2; Vahiy 3:21; 20:4).
KARANLIĞIN GÜÇLERİ VE ONLARIN
GİZEMİ
Daniel, peygamberlik sözünde
okuyucuyu yersel, gözle görülen ol-guların
ötesine taşıyor. Burada sürekli bir savaş
beliriyor; gerisinde yeryüzü uluslarının
özünü etkisini yönelten güçler işlerliktedir.
Daha önce belirtildiği gibi, Daniel’deki
gizler Aramice’de Raz, LXX çevirisinde
ve Yeni Antlaş-ma yazılarında Mystirion,
bu yazının Efesoslular mektubuyla ilişkisini
daha iyi kavrayabilmemize yardım sağlıyor.
Türkçe’de giz gizem olarak bildiği-miz
söz sadece kendilerine açıklanmış olanlarca
bilinebilen bilgidir. Açık-lanmadıkça
gizli kalan gerçeklere ilişkin konudur.
Raz Eski Antlaşma’da Daniel’in yazısıyla
ilgili kullanımdır (bkz. Daniel 2:18,19,27,28,29,30,47x2;
4:9). Efesoslulara mektupta aynı söz Mystirion’dur.
Her iki yazıda giz gizem konusu sıklıkla
belirir ve dikkatten kaçamaz. Konuyla
ilgili imlemeler anıştırmalar her zaman
önümüzdedir. Daniel’in yazısında bahsi
geçen Raz’la ilgili kullanımlara kısaca
göz gezdirdikten sonra, Efesoslular’da
konuya giren aynı değinmelere bakalım.
Daniel’de bu kullanım uluslarla ilgilidir,
Efesoslular’daysa şu ilişkilerde: Mesih’le
(1:9; 3:3-4; 5:32), Kilise’yle (3:9),
Sevinç Getirici Haber’le (6:19). Bu değinimlerden
öte gizemle ilgili iki imlemeye rastlanır.
1:22’de konuya alınan her şey Daniel 7:27’yle
ilgilidir. Efesoslular 1:22 ile 6:12 arasındaki
ilişki tümden belirgindir. İki yerde hem
Kilise’nin hem de inanlıların ardı arası
kesilmeyen amansız bir savaşta bulunduğu
belirtilmekte: “Bu nedenle, kötü günde
bu güçlere karşı durabilmek ve gerekli
direnişi gösterdikten sonra dimdik kalabilmek
için Tanrı donatımını takının” (6:13).
Türkçe’nin önceki çevirisinde bütün saltanatların
ona bağımlı olacağı (Daniel 7:27), Efesoslular’daysa
Baba Tanrı’nın her şeyi O’nun ayakları
altına verdiği belirtiliyor (1:22; bkz.
Filippililer 2:9-11). Sadece Kilise ‘her
şey’ in dışındadır; çünkü kurtarıcı Mesih’in
yanında O’nun parlak zaferinin paylaşımında
ve gönencindedir.
Başkanlıklar, yetkiler, karanlığın evrensel
çapta eylem yapan egemen güçleri, göksel
yerlerdeki ruhsal kötülük kuvvetleri (6:12).
Daniel bu güçlerin sonsuzlar sonsuzu Elyonin’e
geçtiğini vurgular. Birçok gizle belirtilen
tanrısal yöntem burada odaklanır. Evrende
isteğini sürdüren yetkilere, başkanlıklara
ilişkin şunlar yazılıdır: “Çünkü gizemli
yasasızlık şimdiden var gücüyle işlerliktedir”(II.Selanikliler
2:7). “Bu çağın başkanlarından hiçbiri
bunu bilmedi. Bilmiş olsalardı yücelik
Rabbi’ni çarmıha çakmazlardı” (I.Korintoslular
2:8). Ruhsal Kozmos’ta etkisi her an beliren
ve duyulan, yerle gök arasında tüm kudurganlıkla
kurulu düzeni kasıp kavuran karanlığın
güçleri; yok gözle görülen yok gözle görülmeyen,
tümü de Mesih’in ayakları altına basamak
kılınacak “Yedinci melek boruyu öttürdü.
Gökte gür sesler duyuldu. Şöyle diyordu:
‘Dünyanın hükümranlığı Rabbimiz’e ve O’nun
Mesihi’ne geçti. O, çağlar çağı hükümranlık
sürecek’” (Vahiy 11:15; bkz. Mezmur 110:1;
Matta 22:44; Luka 19:27; I.Korintoslular
15:25). O’nun bağlıları coşkuyla bu yengiye
katılacak.
SALDIRILAR
O parlak yücelenişe dek inanlılardan
oluşan Kilise gözle görülmeyen güçlerin
düzenlediği her tür saldırıya nesnedir.
Bu parlak anın açıklanışına dek Mesih’in
bağlıları O’nun metanetini, sabrını göstermeye
çağrılmakta: “Gözlerimiz imanın önderi
ve bütünleyicisi İsa’ya baksın. O önündeki
sevinç karşılığı sabırla haç ölümünü üstlendi,
utancı önemsemedi, Tanrı tahtının sağında
oturdu. Bu nedenle, günahlıların kendisine
yönelttikleri böylesi tutumu sabırla karşılayanı
gözönüne getirin. Öyle ki, canlarınız
bezginliğe verilmesin, kötümserlik sizleri
yenmesin” (İbraniler 12:2,3). Hiçbir ezici
yıpratıcı gelişim sıradan bir raslantı
değil, göksel Baba’nın egemen tasarıları
sınırında beklenen olgulardır. Kilise’ye
karşı gözle görülmeyen güçlerin düzenlediği
saldırılar zinciri sürüp gidiyor, belirli
durumlarda aşırı boyutlara uzanıyor. Her
yanda inanlılar haykırıyor: “Ya RAB ne
vakte dek?” (bkz. Mezmur 13:1-3; 44:23-26;
79:5; 80:4; 89:40). Bu acı seslenişe yanıt
Tanrı’nın Sözü’ndedir: “Özet olarak, Rab
bağlılığında –O’nun egemenliğinin güçlülüğünde–
pekişin. İblisin yöntemlerine karşı durabilmek
için, Tanrı’nın tüm donatımıyla kuşanın.”
(Efesoslular 6:10,11). Bu yüreklendirmenin
hemen ardı sıra yazar betim diliyle o
iyi bilinen ruhsal savaş kuşanımını ve
kesin yengiyi belirterek karanlık güçlere
üstün gelmenin kendine özgü çizgilerini
sıralıyor (bkz. 6:13-18; 3:10).
Evrenin gözle görülmeyen, ama karanlığın
dünya çapında çalışan kötü niyetli güçleri
saldırılarını gitgide yoğunlaştırıyor.
Ön sırada Mesih’in kilisesine ve O’nun
inanlılarına karşı. Karanlığın güçleri
son ve kesin yenilgiyi önlemeye didinmekte.
Ama iblis şimdiden yeniktir. Gizemli yasasızlık
hiç gevşemeden sürüyor; her düzenle, her
hileyle, her oyunla.. Gevşemeyelim, Golgota
tepesinde Mesih’e yenik düşen karanlığın
sinsi güçleri son ve kesin yenilgiyi tadıncaya
dek bu sarsıcı savaş sürüp gidecek.
“Ama yedinci meleğin sesini duyuracağı
günlerde, melek boruyu öttürdüğünde Tanrı’nın
gizemli tasarısı sonuçlanacak; tıpkı uşakları
peygamberlerin ağzından bildirdiği gibi...
Yedinci melek tasını havaya boşalttı.
Gökteki tapınağın tahtından gür bir ses
yükseldi; ‘Sonuçlandı’ diyordu” (Vahiy
10:7; 16:17).
Tanrı Sözü’nde açıklıkla kutlanan parlak
sonuç savaşın baskısı altında sürekli
yıpranan inanlıların zafer ilahisiyle
doruklanacak. “Bundan sonra gökte büyük
bir topluluğun güçlü sesine benzer bir
ses duydum. Şöyle diyordu: “Halleluya;
kurtarış, yücelik ve güç Tanrımız’ındır...’Halleluya!
Çünkü Evrensel Egemen, Rab Tanrımız hükümranlık
ediyor’ diyorlardı, ‘Sevinelim ve kıvanç
duyalım. Yüceliği O’na verelim’... Bunlara
tanıklık eden, ‘Evet, kısa zamanda geliyorum’
diyor. Amin. Gel ya Rab İsa!” (Vahiy 19:1;
6b-7a; 22:20). Mesih’i tanıyanlara O’nunla
ilgili gizin içeriği vurgulamayla anımsatılmakta:
“Bu giz çağların tümlüğe gelmesiyle Mesih’in
kişiliğinde göklerdeki ve yerdeki her
şeyin O’nda bütünlüğe getirildiğini içeren
yönetim konusudur” (Efesoslular 1:10).
Tanrısal uyarı ve yüreklendirme şudur:
“Karanlıktan kaynaklanan verimsiz işlerle
paydaşlık etmeyin. Tam tersine, kınayın
onları” (Efesoslular 5:11).
Bu yazının Daniel araştırmasını içeren
kesimi İsveç’te Lund Üniversitesi
Yeni Antlaşma Profesörü Dr. Chrys Karagunis’ten
alıntıdır.
Derleyen: Thomas Cosmades