Mitolojiyle
ilgili himera olarak tanınan aslan başlı,
keçi bedenli, yılan boynuzlu, ağzından
ateş fışkıran korkutucu, kanatlı sürüngenin
resmini pek çok kişi görmüş-tür. Bunun
yorumuna giden bir düşünür, böyle bir
canlıyı tasarlayan, insanın kendi düşük
durumundan esinlenmiş olmalı diyor. Bozuk
insan soyunun derininde çev-reye ateş
püskürmeye hazır bir canavar yatmakta.
Soyumuzun iç dünyasındaki dü-zensizliği
anlatmaya çalışan ruhbilimcilik terör,
kaba kuvvet, canlı bomba, zor şid-det
eylemlerinin tanık olduğumuz boyutlara
uzanması karşısında nasıl bir tanımla-mada
bulunacağını kestiremiyor. Bir yazar,
dünyanın dört bucağına dal budak salan,
acıma merhamet duygusunu tümden dışlayan
terörizme Ölüm Dansı diyor.
Terörizm, öç alıcılığın esinlediği, bağnazlığın
kalıplaştırdığı, yalan cennet vaadinin
körüklediği yöntem. Sonunda, Allah-ü-ekber
çığlıklarıyla çevreyi kan revan içinde
bırakanlar.. Bu eylem her usu, sağduyuyu,
cana saygıyı alaşağı eden kudurganlığın
önünü ardını düşünememektir. Salt bireylerin
değil, dinin-ulusun da terörizmi körüklediği
beyinsizlik çağındayız. Amaç bulanık suda
balık avlamak; yeter ki o sular düşmanınki
olsun. Ve tetik gelişimi kestiremeyenleri
titretsin!
Bu eylemin yanlıları özgürlükten, eşitlikten,
demokrasiden, adaletten bol bol söz eder.
Ama kılını kıpırdatmadan başkalarının
yaşam özgürlüğünü keser biçer. Özgür yerlerde
şeytansal özgürlüğünü tezgâhlar ve sonuçlar.
Gazete manşetlerinde, kitle-sel iletişim
gereçlerinde baş yeri tutmayı, fedailerini
günün adamı kılmayı amaçlar. Kurbanları
arasında ayrım gözetmez. Büyük kentler,
trenler, yüksek binalar ölüm dansının
devindiği eylem alanıdır. En bilimli planlamaya
taş çıkartabilen marifet.. Ülkeleri alarma
geçirebilen terörizm ürkütücü kötülükler
listesinin başında. Karşıdakini kendi
davasına ve görüşüne katamayanların, sonundaysa
öldürücü kin örgütlerinde ağınanların
katılığı en korkunç sonuçları enikliyor.
Terörizm hiçbir eleştiriye katlanamaz.
Düzgü geneldir: Bir sürü insanı öldür,
ardından tüm insanlı-ğı ürküt! Yeryüzünün
her yakasında eli kana bulanmış teröristler
birer yiğit olarak adlandırılıyor, yeni
yeni saldırılar tasarlıyor, çoğunu da
bütünlüyor.
Bir tanrıbilimci, ademoğlunun küçük yaştan
bir saldırı ambarı olduğunu, birikinti
taşınca kudurganlığın her çeşidine rastlanabileceğini
belirtiyor. Ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Kişi soydaşına saldırmaktan, üstünlük
kazanmaktan, bununla övün-mekten kıvanç
duymakta.” Aklı çocukluk çağına götürdüğümüzde
ne görülür? Kin, kıskançlık, kabadayılık,
içerleme, sürtüşme, çatışma, kudurganlık,
belki de bıçaklı kanlı bir kavga.. Derinde
hasta insanlığın içinde taşıdığı tümör
en çirkin boyutlarda irinini dışarı vuruyor.
Korkulu durum Tanrı Sözü’nde belirtilmekte:
“Ayağın tabanından tepeye dek sağlık yok.
Yaralar, bereler, kötek çizgileri görülüyor...
Çünkü elleriniz kanla, parmaklarınız kötülükle
kirlendi. Dudaklarınız yalan konuştu,
diliniz kötülükle homurduyor” (Yeşaya
1:6; 59:3). Güncel bunalım onlar-bizler
davası değil. Evrensel sarsıntı melekleri
ağlatıyor, yeryüzünü yasa boğuyor.
Terörizm sadece insan kardeşe doğrultulmaya
kısıtlanmıyor, acımazlığı tüm doğayı sarsıyor:
Kasten çıkarılan orman yangınları, para
kazanma hırsıyla yok edilen hayvan soyları,
giderek yoğunlaşan silah alışverişi, esrar
eroin kartelleri, vb. Din çevrelerinde,
siyaset alanında, ailede, spor gündeminde
terörizm yaygın. Saldırgan-lık şaşırtıcı
aşırıcılığa dayanmış, bağnazlık katı yürekleri
temelden kenetlemiş. Suçsuzun kanını akıtmak
güncel gündemde, yeni yeni saldırılar
eniklenmekte. Bir gözlemci, “Tüyleri ürperten
ölüm dansı kız ve erkek çocuklarını, yeni
kuşakları soğurmakta” diyor. Bu kahredici
uygulamanın bağlıları kan akıtarak kan
ağlatarak zevklenmekte, zafer havasıyla
hoplamakta. Ne gam! Ademoğlu kendi yenilgisini
körüklemekte. Yara sarılacak yerde canlar
yakılmakta. Barışı kucaklama dururken
neden yıkıcılık desteklenmekte, toplayıcılık,
dağıtıcılığa dönüştürülmekte? Tanrı On
Buyruğun altıncısında ÖLDÜRMEYECEKSİN
diyen vurgulamayla insanlığa seslenir.
Bunun yüzüne tüküren, Yaratan’ından kopmuş,
sağlıklı ilişkileri dışlamış, gerçeği
yalanla değiştirmiş terörist kudurganlıkla
taşan bir ambar kesilmiş.
Birçok alanda bilgisi keskin ademoğlu
geçmiş kuşakların yıkımından ders edinecek
yerde onlara yenisini katıyor. Tufanı
getiren dönemde insanlığın belirgin kötülüğü
kan akıtıcılıktı, yeryüzü cana kıyıcılıkla
nam san yapmıştı (Yaratılış 6:11,13).
Yazılıdır: "Ayakları kan dökmeye
koşar. Geçtikleri yollar yıkım ve dert
dolu; bilmezler barış yolunu" (Romalılar
3:15-17). Tanrı acı gerçeği tüm ürkütücülü-ğüyle
belirtiyor, öte yandan kana ekmek doğrama
eylemi soluk almaksızın her yanı biçip
geçiyor. Budur günahlı insanın marifeti..
Terörizm ustalığı rasgeleni yere seriyor.
“Bu yüzden doymak bilmeyen ölüler ülkesi
ağzını ardına dek açtı” (Yeşaya 5:14a).
İnsanın kanlı eli günahsız-kötülüksüz
Mesih’i çarmıha çakmaya dek gitti, O’nun
kutsal kanını akıttı. Ama bunu yaparken
sadece Tanrı tasarısını bütünlemekteydi.
Haçlanan İsa Mesih kurtulmalık kanını
sunmakla öldüren, öldürülen, tetiğe bıçağa
değen günahlıya kayrasal kurtarış sağladı.
Tövbeyle O’na iman edene cehennemi kapattı,
cenneti açtı. Cehennem çalkantısından
parlak yarını seçebilmek, Mesih’in tüm
varlığı kesenkes arıtmasıyla gerçekleşir.
Kurulu düzenin derin özlemle beklediği
Parlak Çağ’a ilişkin Tanrı Sözü bol ışık
saçıyor: “Krallıkların tahtını altüst
edeceğim, ulusların egemen kesildiği ülkelerin
gücünü yok edeceğim. Cenk arabalarıyla
binicilerini altüst edeceğim. Hem atlar
hem biniciler alabora olacak” (Haggay
2:22).“Kılıcını kınına koy” (Yuhanna 18:11a).
“‘Göze göz, dişe diş’ dendiğini duydunuz.
Ama size derim ki, kötü kişiye karşı direnmeyin.
Tam tersine, sağ yanağına kim vurursa,
ona öbürünü de çevir... Ama size derim
ki, düşmanlarınızı sevin ve size baskı
uygulayanlar için dua edin. Öyle ki, göklerdeki
Babanız’ın çocukları olasınız. Çünkü O
güneşini hem kötülerin, hem de iyilerin
üzerine doğdurur ve yağmurunu hem doğruların,
hem de eğrilerin üzerine yağdırır” (Matta
5:38,39,44,45). “Size kötülük edene kötülükle
karşılıkta bulunmayın. Herkesin gözünde
iyi olanı yapmaya çalışın... Kötülük seni
alt etmesin; kötülüğü iyilikle alt et”
(Romalılar 12:17,21). “Ya Tanrı, Kral’a
Senin yargılarını ve Kral Oğlu’na Senin
adaletini ver. Senin toplumunu adaletle,
senin hakirlerini hak ile yargılasın.
Dağlar tepeler, adaletle topluluğa esenlik
getirsin. Toplumun hor görülenlerine haklarını
versin; yoksulların oğullarını kurtarsın
ve kıyıcıyı ezsin” (Mezmur 72:1-4). “Ya
RAB, ey öç Tanrısı, ey öç Tanrısı, nurunu
saç. Ey yerin yargıcı, kalk; kurumluların
cezalarını ver. Ya RAB, ne vakte dek kötüler,
ne vakte dek kötüler sevinçle coşacak?”
(Mezmur 94:1-3).
“Zayıf elleri güçlendirin, sarsak dizleri
pekiştirin; yürekleri korkaklara bildirin:
Güçlenin, korkmayın; işte Tanrınız! Öç
almaya geliyor, karşılığı vermeye; O kendisi
geliyor. Sizi kurtaracak” (Yeşaya 35:3,4).
“Son günlerde dağların başında RAB evinin
dağı pekiştirilecek. Tepelerden daha yüceye
yükselecek; bütün uluslar O’na akacak.
Pek çok toplum gidecek ve diyecek: ‘Gelin,
RAB’bin dağına, Yakup’un Tanrısı’nın evine
çıkalım. Kendi yollarını bize öğretecek,
O’nun yollarında yürüyeceğiz. Çünkü yasa
Siyon’dan, RAB’bin Sözü de Yeruşalim’den
çıkacak. Uluslar arasında yargı yürütecek,
pek çok toplum üzerinde karar verecek;
kılıçlarını saban demirleri, mızraklarını
bağcı bıçakları kılacaklar. Ulus ulusa
karşı kılıç kaldırmayacak ve artık cengi
öğrenmeyecekler’” (Yeşaya 2:1-4). “Onun
zevki RAB korkusunda olacak, gözlerinin
gördüğüne göre yargılamayacak, kulaklarının
duyduğuna göre karar vermeyecek” (Yeşaya
11:3b).
“Yoksulları adaletle yargılayacak ve
yeryüzünün ezilenleri için doğrulukla
karar verecek. Dünyaya ağzının değneğiyle
vuracak, kötüyü dudaklarının soluğuyla
öldürecek. Belinin kuşağı adalet, kalçalarının
kuşağı sadakat olacak. Kurt kuzu ile birlikte
oturacak, kaplan oğlakla birlikte yatacak;
buzağı ve genç aslan, besili sığır bir
arada yaşayacak; onları küçük bir çocuk
güdecek. İnekle ayı birlikte otlanacak,
yavruları beraber yatacak, aslan sığır
gibi saman yiyecek. Emzikteki çocuk kara
yılanın deliği üzerinde oynayacak. Sütten
kesilmiş çocuk engerek kovuğuna elini
koyacak. Bütün mukaddes dağımda zarar
vermeyecekler, mahvetmeyecekler, çünkü
sular denizi nasıl kaplıyorsa, dünya da
RAB bilgisiyle dopdolu olacak” (Yeşaya
11:4-9). Tanrısal vaatler zinciri uzadıkça
uzuyor.
“Başkanlığının ve esenliğin artmasına
son olmayacak. O’nu Davut’un tahtı üze-rinde
ve krallığı üzerinde şimdiden sonsuza
dek hakla ve doğrulukla pekiştirmek, desteklemek
için Ordular RAB’bi’nin çabası bunu yapacak”
(Yeşaya 9:7). “Taht kayra ile pekiştirilecek;
onun üzerinde, Davut’un çadırında böyle
bir yargıç ger-çekle oturacak, adaleti
arayacak, doğruluğu yapmakta tez davranacak”
(Yeşaya 16:5). “O gün sağırlar Kitap’ın
sözlerini işitecek, duman ve karanlık
içinden kör-lerin gözleri görecek. Hakirler
RAB’be sevinçlerini artıracak, insanlar
arasındaki yoksullar İsrail’in Kutsalı
ile sevinecek. Çünkü korkunç kişi yok
oldu, alay edici sona erdi, kötülük bekleyenlerin
hepsi kesilip atıldı” (Yeşaya 29:18-20).
“İşte bir kral doğrulukla krallık edecek,
başkanlar adaletle hükmedecek... Dudaklarının
ürününü yaratan Ben’im. Irakta olana esenlik,
yakında olana esenlik. RAB buyu-ruyor:
Ona şifa vereceğim” (Yeşaya 32:1; 57:19).
“Onlarla esenlik antlaşması keseceğim,
onlarla sonsuz bir antlaşma saptayacak,
onları yerleştireceğim, onları çoğaltacağım,
kutsal yerimi sonsuza dek onların ortasına
koyacağım” (Hezekiel 37:26,27). “Göklerin
altındaki krallıklara özgü krallık, egemenlik
ve büyüklük kutsallara, Yüceler Yücesi’nin
halkına verilecek. Bu halkın krallığı
sonsuza dek sürecek, bütün uluslar O’na
kulluk edip sözünü dinleyecek” (Daniel
7:27).
“Ey Siyon kızı büyük sevinçle coş; ey
Yeruşalim kızı haykır; işte kralın adaletlidir,
kurtarıcıdır; alçakgönüllüdür, bir eşek
üzerine, evet eşek yavrusu sıpa üzerine
binmiş sana geliyor... Cenk arabasını
ve Yeruşalim’den atı kesip atacağım, cenk
yayı parçalanarak atılacak. Esenlik sözünü
uluslara O söylecek; O’nun egermenliği
denizden denize ve Irmak’tan yeryüzünün
uçlarına dek uzanacak” (Zekarya 9:9,10).
“RAB buyuruyor: Atlarını senden söküp
atacağım, cenk arabalarını da yok edeceğim”
(Mika 4:6; 5:10).”Yeryuvarlağının her
kenarı anımsayacak ve RAB’be dönecek,
ulusların her soyu sana tapınacak. Çünkü
hükümranlık RAB’bindir; uluslara egemen
olacak O” (Mezmur 22:27-28).
Thomas Cosmades